Ben duygularımı anlatma konusunda beceriksizim derken aslında duyguları kelimelere sığdırmakta beceriksizim demek istiyorum. Çünkü bence bazı duygular kelimelerle anlatılamaz. Örnek vermek gerekirse bir kişi bana sarıldığında ben dünyaları bana verdi diyebilirim ama yaşadığım duygu daha yüce bir duygudur. Ben o duyguyu "Dünyaları bana verdi." diyerek sadece bu kelimelerin içerisine sokuyorum ve o duygu sığ bir hal alıyor. Ben duygularım sığ olmasın istiyorum.

Neyse, ben aslında "Merhaba" yazısı yazacaktım. Porno sektörüne hiç merakım olmadı, oradakilerin göz boyama olduğunu biliyordum. Yani BDSM'yi öyle keşfetmedim. Ya da Grinin 50 Tonu isimli kitabı okuyarak keşfetmedim. Sadece hayatımda yaşadıklarıma baktım, sevgili ilişkisinde bile karşımdaki kişinin sadece bedenime değil, ruhuma ve düşüncelerime de sahip olmasını istedim. Her şeyi teslim edebileceğim biri, o kadar güvenebileceğim biri olsun istedim. Daha sonra ilginç bir biçimde acıdan keyif aldığımı, cinsel olarak haz aldığımı keşfettim. Freud'dan bir kaç bilgi okuyunca da bunun sadizm ve mazoşizm ile ilgili cinsel bir saplantı olduğunu fark edip internet üzerinden araştırınca bunun sadece bende değil diğer insanlarda da olduğunu öğrendim. Yani anormal olduğumu düşünürken normalliğe bir adım attım. Yani en azından kendimi keşfettiğim, bu nedenle kendimle küsmediğim, duygularımı bastırmaya çalışmadığım için normalim.
Bu arada forumda daha aktif olduğumda göreceksinizdir muhtemelen. Yazıların sonunu bağlayamama gibi bir özelliğim de var. Şu an da tıkandım, kaldım resmen. Üstelik fazlaca uzatıp okunmasını engellemek ya da okundukça okuyucuyu sıkmasını da istemiyorum.
Yazma konusunda cesaret veren insanlara teşekkür edip, herkese iyi günler, iyi diliyorum.