BUGUN BENİM DOĞUM GÜNÜM
BUGUN BENİM DOĞUM GÜNÜM
Doğarken ölümde fısıldanmış kulaklarımıza.. Yaşamla ölüm arasında bir sürece adım atmışım.. Boşuna değilmiş doğduğumuzda gülmek yerine ağlamamız.. Yirmü dokuz sene, bana göre uzun bir yol kimine göre yeni başlangıçlar..Acılarım, mutluluklarım, dostlarım, dost kalamadıklarım, ailem, hayatıma dahil olan, kalıcı olan, geçici olan.. Mola yeri gibi dinlenip demlenip gidenler, hepsi şuan şu yaşımda canlandı hayatımda yeniden.. bir göz gezdirme geçmişe, nerden nereye durumu aşikar..
Hayat hiçte tatlı değil, herşeyden biraz sanırım.. Biraz tatlı, biraz acı, birazda tuzlu.. Ben en fazla acı olan tarafından tattım.. Öyleki bazen tatlı sunuldu önüme, o tatlıyı öyle bir iştahla yedimki, azar azar tadına varabilmek için bitmesin diye küçük lokmalara böldüm.. Annemin babamın sevgili kızıydım.. Ama sevgililik nerdeydi hiç göremedim.. Kardeşlerimin ablasıydım birtane ablaları ne zaman bir taneydim hiç hissedemedim.. Özlemle umutla kaldım yılmadım.. Mutlu olmak için mutlu etmeye çalıştım... Ben olmadım hiç, ben demedim.. Sevdiklerim sevenlerim dedim.. Mutlu görünen , mutlu olduğunu sanan bir aptaldım aslında.. Ben olmayan mutlu olablir mi?, işte bende değildim hepsi bir oyundu.. O oynadığım oyun ve içsel acılarım öyle biriktiki bedenim yenik düştü.. Hayattan vaz geçtiğim anda tanrının bir mucizesi olan oğlum geldi hayatıma.. O mucizede yarım kaldı.. Tam bir meleğe kavuşştum derken, yorgun bedenimi yakalayan gün ve gün eriten hastalığa yakalandım.. Vazgeçtim herşeyden ölüm gel dediğimde o küçücük ufaklığın ışıl ışıl parlayan, çaresiz ve masum bakan umut dolu gözlerini gördüm.. Ayağa kalkmalıyım dediğim an o andı..Yılmadım ölüyor dedikleri anda bile yaşayacağım dedim savaştım ve kazandım...
Kitaplar, oğlum ve yaşadığım her gün umudum oldu tutunduğum dal oldu.. Kendi mutluluğumdan vazgeçmiştim.. Ama vazgeçemeyeceğim bana muhtaç bir can vardı.. Bir gün okuduğum bir kitap bana beni anlattı.. Yıllardır içimde sakladığım, korunma isteğimi, acılarımı, hüzünlerimi mutluluğumu ve her acı için bir bedel ödeme isteğimi içimde barındırdığım beni benden çıkarıp bir başkasına teslim etme isteğimi su yüzüne yeniden çıkaran bir kitap.. Bana beni anlatan bir kitaptı.. İşte ben o kitapla tanıdım, şuan tüm ruhumla bedenimle teslim olduğum adamı..
Kimsin dedi? Ne istiyorsun, ne bekliyorsun? kimse sormamıştı bana.. Sormuştu belkide ama kimse sorduğu soruyla önemsediğini hissettirmemişti bana.. Ben o gün önemli hissettim.. Güçlü ve acılara dayanıklıyken, onun yanında çaresiz, çığlık dolu, umut dolu, özlem dolu arınmış bir çocuk gibiydim. Tüm yalanlardan sahteliklerden arınmıştım sanki.. İçini açabilmek kendini utanmadan anlatabilmek, sırlar diye bir şey olmadan onun yanında olabilmek, zorlanmadan teslim etmek ilkkez yaşadığım şeylerdi.. İşte ben o gün hayat bulup yeniden canlanmıştım.. Bana ben olmayı öğrettiğinde güçlenmiştim.. Önce kendin için yaşayacaksın dediğinde güçlenmiştim.. Çıkmaz kuytularıma düştüğümde uzattığı elle yeniden doğmuştum..
Bugün benim doğum günüm dostlar, arkadaşlar, tanıdıklar, mola verip gidenler.. Ama ben bugün doğmadım.. Ben Efendimi tanıdığım gün, bana elini uzatıp kuyulardan, kuytulardan çıkardığı gün doğdum.. İkinci doğuşumdu benim o gün..
Çok teşekkürler canımdan can Efendim.. Beni ben yaptığınız için..
Kızım ,
Ben teşekkür ederim Kızım Böyle bir yazıya İlham olarak gördüğün için.
Eline gözüne yazına sağlık..Daha nice senelere hep beraber:)
Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....
"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb
"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin
"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler