Hikaye tadından yenmeyecek duruma geldi. Asagilamalar, cezalar, misss misss
Malesefff tatil bitti, şimdi bekle ki yazarın keyfi gelsin

Merhaba arkadaşlar. İşlerim çok yoğundu ve sonra da hastalandığım için yazamamıştım. Bu hikayede yeni ve şimdilik son bölümü gönderiyorum ama çok yakında hikayelerim devam edecek.

19.BÖLÜM

Aradan 1,5 yıl geçmişti. Geçti ama bir de bana sorun: Acılarla dolu 1,5 yıl geçti benim için. Popomdaki, sırtımdaki kırbaç acısı hiç geçmedi ama hafifledi, kırbacı ilk yediğim zamanlardaki kadar acıtmıyordu artık kırbaç. Pipimdeki boruya da alışmıştım. Sıkmıyordu. Efendim iki günde bir kilidi açıp pipimi havalandırmama izin veriyordu. (Bu süre Efendimin keyfine göre daha fazla da oluyordu). Bununla ilgili Hanımım şöyle demişti:

Sibel Hanım: "Arada bir kilidi açıp pipini havalandırmana izin vereceğim. Bu izni sana lütuf olarak değil, pipin tahriş olup veya mikrop kapıp hastalanırsın ve bana hizmetini aksatırsın diye veriyorum."

Bunda bile Efendim kendini düşünüyordu. Ben umurunda değildim. Efendim ne kadar aşağılayıcı ve bencil davranırsa O'na hayranlığım artıyordu. Aç kalmaya da aceleyle ağzıma ne bulduysam doldurmaya da alışmıştım. Efendime hizmet etmekte uzmanlaşmıştım artık. O'nun neyi sevip nelerden hoşlandığını iyi biliyordum. Eğitim dönemim başladığında çok eksi puan alıyordum ama son 1 aydır falan daha az eksi puan alıyordum. Önceleri -100 puanı 2-3 günde alırken son zamanlarda 8-10 günde alıyordum.

Lise eğitimimi tamamlamama Efendim izin vermiş, diplomamı almıştım. Üniversite sınavına girdim, henüz sonuç belli olmamıştı ama pek umutlu değildim sınavı kazanacağımdan. Lise 1 ve 2. sınıfta çok yüksek notlarım vardı, lise 3'te sınıfı ancak geçip liseyi bitirebildim.

Sibel Hanım'a hizmet herşeyden çok daha önemliydi. Babamlara yazın geçen yılki yerde çalışacağımı sınavı kazanamazsam çalışmaya devam edeceğimi, dersaneye de gideceğimi söyledim.

Efendim Fransa'dan ince kırbaç, ince sopa ve 1 tane de kalın kırbaç getirdi. İnce kırbaç ve ince sopa yakıyor ama kalın kırbaç direk acı veriyordu. Efendim beni çoğunlukla ince kırbaçla kırbaçlar, eliyle tokatlar, eliyle ayağıyla ve sopayla döver, bazen de (ağır ceza aldığım durumlarda) kalın kırbaçla kırbaçlardı.

1992 yılı aralık ayının sonlarıydı. Bir cumartesi günü öğleye doğru Efendim kahvaltısını yapmış salonda koltuğuna oturmuş, çayını yudumluyordu. ben Hanımımın önünde diz çökmüştüm, bir ayağı elimde masaj yapıyordum, diğer ayağı omzumdaydı. Efendim bir yandan konuşuyordu.

Sibel Hanım: "ali köleliğe iyice alıştın artık. Hizmetinden genel olarak memnunum. Arada yine hata yapıyorsun, ama ilk zamanlardaki kadar çok değil. Bundan sonra artık her eksi puanında 3 değil 2 kırbaç vuracağım. Eğer daha az hata yaparsan her eksi puan 1 kırbaç olur. Ayrıca bundan sonra ayda 1 değil 2 izin günün olacak. Pipindeki boruyu da hergün en az 2 saat çıkarıp pipini havalandırmana izin vereceğim. Kölelik rütbeni bir tık yükseltiyorum. Ama herşey benim kararıma bağlı unutma. Şımarırsan rütbeni söküveririm. Köpeğim olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarma. "

ben: "Emredersiniz Efendim, teşekkür ederim"

Efendimin izniyle pipimin havalanması için boruyu 2 saatliğine çıkarmıştım. Efendimin iki ayağına da dilimle masaj yapıyordum. Pipim kalkmıştı, Efendim ayaklarını yalarken 31 çekmeme izin vermişti. Çok geçmeden boşaldım.

Gidip temizlendim ve giyindim. Efendime meyve sunarken zil çaldı. Efendimin arkadaşı Mine Hanım gelmişti. Mine Hanım da Gamze Hanım gibi köle olduğumu biliyordu.

Mine Hanım 25 yaşında esmer orta boylu (1.70 falan) zayıfça ama iri göğüslü 38 numara ayaklı bir hanımdı. aralık ayındaydık, Mine Hanım siyah çizme giymişti.

Mine Hanım kapıdan girince çizmesini çıkarmaya çalıştı.

Sibel Hanım: "Çıkarma çıkarma tatlım. Uğraşma ali halleder, sen geç otur keyfine bak"

Mine Hanım çizmeleri çıkarmadan salona geçip koltuğa oturdu.

Sibel Hanım: "Mine'nin çizmelerini çıkar ve dilinle temizle"

Mine Hanım'a bakarak: "Ayaklarına masaj istermisin canım?"

Mine Hanım: "Evet."

Sibel Hanım bana döndü: "Önce bize nescafe yap. Biz keyif yaparken Minenin çizmelerini çıkarıp ayaklarına masaj yapacaksın. Çizmeleri de dilinle tertemiz yapacaksın"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Efendilerimin kahvelerini sunduktan sonra Mine Hanım'ın önünde diz çöktüm. Sağ çizmesinin yan fermuarını açıp çektim, çizmeyi çıkarınca Mine Hanım siyah çoraplı ayağını burnuma dayadı:

Mine Hanım: "Kokla"

ben derin derin koklamaya başladım. Bu arada Sibel Hanım da soket çoraplı ayaklarını birbiri üzerine atarak sağ omzuma uzatmıştı. Ben Mine Hanım'ın sol çizmesini de çıkardıktan sonra Mine Hanım'ın sol ayağına masaj yapmaya başladım. Mine Hanım'ın her iki ayağına da yarım saatten fazla masaj yaptım. Çizmelerinin her noktasını yalayarak temizledim.

Mine Hanım gittikten sonra Sibel Hanım: "Mine'nin ayaklarını ovdun. Özendim ben de istiyorum gel buraya"

ben hemen Efendimin önünde diz çöktüm. Efendim sol ayağını kucağıma koydu diğer sağ ayağını da sol omzuma uzattı. Kucağımdaki ayağını avuçlarımın içine koyarak: "Çıkar çorabımı" dedi.

Ben soket çorabını sıyırınca parmaklarını kıtlattı.

Sibel Hanım: "Off çorap çıkınca rahatladım. Terliğin içinde yanmış ayaklarım. Yala bakiim önce"

ben avucumdaki sol ayağının altını topuğundan parmak ucuna kadar defalarca yaladım.

Sibel Hanım: "Topuğumu böyle hafifçe dişle, dişlerinle sıyıracaksın. Canımı yakma sakın"

ben Efendimin emrettiği gibi topuğunu dişlemeye başladım ama Efendim aniden suratıma tekme savurdu.

Sibel Hanım: "Yavaş ol hayvan. Hart diye ısırılırmı. Canımı yakma demiştim. Aklın sıra intikammı almaya çalışıyorsun sen. Bana karşı gelmenin cezasını ödeyeceksin. Ben de senin canını yakayım da gör. Getir kırbacı" diye bağırdı.

ben: "Kesinlikle Sizden intikam almayı düşünmedim Efendim. Özür dilerim Hanımım lütfen affedin"

Sibel Hanım: "Her geçen saniye kızgınlığım daha da artıyor. 10 kırbaç vuracaktım ama her geçen saniye için 1 kırbaç fazla vuracağım. Kırbacı getir soyun ve pozisyon al" deyip saatine bakıyordu.

ben hemen ince kırbacı aldım, soyundum ve dört ayak pozisyonu aldım.

Sibel Hanım: "Hmm. 25 saniye geçti. 5 saniye de itirazla oyalanmış olsan 30 saniye. 10 tane daha eder 40." deyip ayağa kalktı. Kafamı dizleri arasında sıkıp vurmaya başladı.

Sibel Hanım: "Say"

ben: "1..2..3..4..5..6..7..8..9..10.."

Çok hızlı ve sert vuruyordu. Kıçım yanmaya başlamış, 10.'dan sonra kıçımı ister istemez sağa sola sallamaya başlamıştım.

Sibel Hanım: "Kıpırdama lan. O lanet kıçını salladığın için baştan alıyorum. Her kıpırdayışında yeniden başlarım. Say"

ben: "1..2..3..4......40"

50 kırbaç yedim ama kıçım çok fena acıyordu. Sibel Hanım dizleri arasına sıkıştırdığı kafamı serbest bıraktı ve oturdu koltuğuna.

Sibel Hanım: "Çok mu acıdı lan. Kıçın kıpkırmızı olmuş vah zavallıcık. Neyse geçer geçer. Yüzükoyun yat yerde biraz. Ben yatıyorum bana söylemek istediğin bir şey varmı?"

ben: "Canım çok yandı ama beni terbiye ettiğiniz için teşekkür ederim Efendim"

Sibel Hanım: "Aferin güzel cevap"

....

Bir yıl daha geçti. Efendim 1993 yılında evlenecekti ve beni azad edecekti. 2,5 yıl köleliğim boyunca birçok acı ve sıkıntıya seve seve katlanmıştım ama Sibel Hanım'a hizmet edemeyecek olmak acıların en büyüğüydü sanırım.

SON

fslv1570, bu harika hikaye için teşekkürler.

Diğer hikayeni sabırsızlkla bekliyorum.

Bu arada kolay okunabilmesi için hikayeyi pdf formatına çevirdim. Ektedir.

Bu arada kolay okunabilmesi için hikayeyi pdf formatına çevirdim. Ektedir.
Teşekkür ederim dostum

Bu arada kolay okunabilmesi için hikayeyi pdf formatına çevirdim. Ektedir.
Teşekkür ederim dostum

Rica ederim. Üzerinde ufacık bir zahmete değen bir hikaye idi. Tekrar teşekkürler.

Yenisini gönlünden geçtiği zaman bekliyoruz.

Tesekkurler,

eline, gozune saglik

Sevgili fslv1570

Bu hikaye gene senin rumuzun adı altında bir çok sitede var. Hatta bir çok farklı hikayelerinde var. Ancak hikayen bitene kadar bekledim ve bir merak sorum var. Bu hikayenin finali aslında 11.06.2015 de yapıldı. Sen bütün yorumlarında yok işim var yok gücüm var tadında yorumlar ile yazılar yazıyorsun. Neden böylesi bir yola girdiğini merak ettim. Bu gerçekten senin hikayen mi yoksa gerçek yazarı rumuzla taklit edip onun hikayelerini mi yayınlıyorsun. Yok kendin isen neden işi gücü bahane ediyorsun diye sorarlar adama ?

Sevgili fslv1570

Bu hikaye gene senin rumuzun adı altında bir çok sitede var. Hatta bir çok farklı hikayelerinde var. Ancak hikayen bitene kadar bekledim ve bir merak sorum var. Bu hikayenin finali aslında 11.06.2015 de yapıldı. Sen bütün yorumlarında yok işim var yok gücüm var tadında yorumlar ile yazılar yazıyorsun. Neden böylesi bir yola girdiğini merak ettim. Bu gerçekten senin hikayen mi yoksa gerçek yazarı rumuzla taklit edip onun hikayelerini mi yayınlıyorsun. Yok kendin isen neden işi gücü bahane ediyorsun diye sorarlar adama ?
Sevgili by köle ben bdsm ve fetişizmle ilgili 4 foruma üyeyim:
1)bdsmturk.com
2)fetisizm.com
3)fetisalem.net
4)ayakfetis.info
bu 4 forumda da hikayem yer alıyor ve çok beğenildiğini düşünüyorum. her forumda yayınlanma tarihleri farklı. bir forumda final 11.06.2015 ise diğer forumda başka tarih olabilir. bu suç veya yasakmı? gerçek yazarı taklit etmiyorum çünkü yazar benim zaten. işim gücüm var durumuna gelince: ben zayıf bünyeli bir insanım sık sık hastalanıyorum hatta hastaneye yatıyorum. inanın çok sıkıntılı ve zor süreçler yaşıyorum ama yaşamaya çalışıyorum işte. bunu duygu sömürüsü veya mazeret için yazmıyorum sadece durumumu anlatıyorum. Zayıf bünyeli olduğum için fazla ağır tempolarda çalışamıyorum, zorunlu olarak çalışırsam da yatıp dinlenmem gerekiyor. bütün bunlar varken babamı kaybettim, annem kanser tedavisi görüyor. yaşadıklarım kolay şeyler değil o yüzden işim gücüm var tadında yazılar yazıyorum.
ben gençken gayet sağlıklı, amatör sporcu, askerliğimi de çok zor şartlarda Hakkari'de dağ komandosu olarak yapmış biriyim. bitlendim, günlerce çamurun suyun içinde bir çukurda terörist bekledim. hayatımda bırakın doktora gitmeyi aspirin bile almamış biriydim. şu an 45 yaşındayım ama çürüğüm. attan inip eşeğe binmek durumu hiç hoş olmuyor ama ne yapayım yapacak bir şey yok. annemle babam yakın akraba olduğu için genetik bir hastalığım var.
ben koyu bir ayak fetişisti ve köleyim. hikaye yazmayı ve paylaşmayı seviyorum.
Siz sadece hikayelerimi okuyun dostlarım merak etmeyin taklit veya sahtekarlık yok. Hala sizi ikna edemediysem de ne yapayım beni beğenmeyen "yinemi bu herif" diyen okumasın beni o zaman. iyi akşamlar

Arkadaşlar hikayeye başlayacağım ama açıkçası sahtekarlıkla itham edilebilirim yine diye tereddütdeyim. Ne yapayım sizce?

Arkadaşlar hikayeye başlayacağım ama açıkçası sahtekarlıkla itham edilebilirim yine diye tereddütdeyim. Ne yapayım sizce?

Sahtekarlıkla itham edilmiş olsaydınız şuan zaten burada yazamazdınız. Fazlasıyla ajitasyon kokan bir yazı kaleme almışsınız. Benim size olan sorum çok netti. Yıllar önce yazmış olduğun bir hikayeyi elbette yeni sitede ya da başka sitelerde bir anda yayınlaman beklenemez. Lakin mesajların içinde yok bayram, yok yoğunum, yok yeni bölümü yazıyorum gibi söylemlerin ciddiyete ve güvene uzak geldi. Demek istediğim bu noktada yaptığın açıklamalardı. Bu bana samimiyetten uzak geldi.

Yeni hikayeleri kopyalamakta ya da burada yayınlamakta elbette serbestsin. Bu karar sana kalmış bir durum.

Sevgili by köle,
Niyetim ajitasyon yapmak değildi durumumu anlatmak istedim sadece ama kimseyle sorun yaşamak istemiyorum. Kim neye isterse ona inanır sonuçta.
Ben vaktim oldukça fanetiradyodaki yayınlarını takip ediyorum ve gerçekten samimiyetle söylüyorum seninle tanışmak ve sohbet etmek isterdim.