Shop
Bildirimler
Tümünü temizle

Sibel Hanım

42 Gönderiler
6 Üyeler
0 Reactions
884 Görüntüleme
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Merhaba dostlarım küçük bir iş seyahatindeydim. zorunlu ara verdim ama devam edyorum. buyrun yeni bölüm:

10.BÖLÜM

Sibel Hanım: "Git banyo yap temizlen. Huzurumda daima temiz olacaksın asla kötü kokmayacaksın. Hergün sakal traşı olacaksın ve duş yapacaksın. Pipinin traşını da sık sık en az ayda 3 defa hallet. Hep cillop gibi olacaksın."
ben: "Emredersiniz Efendim" dedim. Boşaldıktan sonra sanki o istekli halim gitmiş içimi bir korku ve endişe kaplamıştı. Ama artık geri dönemezdim çünkü Efendime kölesi olmayı kabul ettiğimi söylemiştim. O yüzden içimi kaplayan kötümser duygulardan bir an önce kurtulmalıydım. Neyse ben duştan çıkınca Efendim beni odasına çağırdı. Ben yere önüne diz çöküp oturdum Efendimin direktiflerini dinlemeye başladım:
Sibel Hanım: "Şimdi git bir berbere saçlarını 3 numaraya kestir. Bir kölenin saçları hep kısacık olmalı. Saçını her ay 3 numaraya kestireceksin. Sonra da bir evcil hayvan dükkanına git kendine 2-3 tane tasma al. Alsancakta Sevinç pastanesi civarlarında bir tane var. Otobüsle gidip al ve saat 10'da (gece) evde ol. Köleliğin 10'da başlayacak. Ben de şu sözleşmeyi hazırlarım"
ben: "Emredersiniz Efendim"
evden çıktım. saat 19'du 22'ye kadar vaktim vardı. Saçımı Efendimin emrettiği şekilde 3 numaraya kestirdim. Güzel görüntüsü yoktu. Mahkum saçı gibiydi. Sonra gidip tasmaları aldım. Sibel Hanım bu tasmaları boynuma takacaktı. Boynuma uygun ayarlanabilecekti.
Sonra biyere oturup yemek yedim. Özgür olarak son yemeğimdi. Eve vardığımda saat 21.45 ti. Sibel Hanım koltukta tv izliyordu. Bacak bacak üzerine atmış havadaki terlikli çıplak ayağını sallıyordu. Ben hemen yere Efendimin önüne diz çöktüm. Salladığı ayağı ağzımın 2 santim yanındaydı. Sibel hanım ayağını hafifçe ağzıma doğru kaldırdı
Sibel Hanım: "Yala bakiim terliğimin altını"
Ben başımı hafifçe eğdim, dilimle tberliğin altını boydan boya yaladım. Sonra Sibel Hanım çekti terliğini ağzımdan.
Sibel Hanım: "Eveet artık köleliğin birazdan resmen başlayacak. Hazırsındır umarım"
ben: "Hazırım Efendim"
Sibel Hanım: "Vücudunda bir araz varmı? Hastalık falan geçirdinmi?"
ben: "Tamamen sağlam ve sağlıklıyım Efendim.
Sibel Hanım: "Güzel. Ben de gözlerimle görmeliyim. İnsan malını inceleyip kontrol eder değilmi? Üzerinde ne varsa çıkar"
ben: "Emredersiniz Efendim" deyip gömleğimin düğmelerini çözdüm. Pantolonumu çıkardım. Atlet ve külotumu çıkarıp Efendimin önüne diz çöktüm.
Sibel Hanım ayağa kalkarak bana da ayağa kalkmamı emretti. Omuzlarımı, kollarımı elleriyle sıkıp kontrol etti. Ağzımı açmamı emretti, dilimi çıkarttırdı dışarı. Dişlerime baktı. Kulaklarımı kontrol etti ve çekti. Başımı ve kısa saçımı başımı eğdirip inceledi. Arkamı döndürdü. Sırtımı elledi. Popomu mıncıklayıp şaplak attı. Önümü döndürdü.
Sibel Hanım: Pipini eline al göster bana. "
Pipimi gözüyle inceledi.
Sibel Hanım: "Şimdi de toplarını eline al ve göster bana."
Toplarımı da gözüyle inceledi.
Sibel Hanım: "İyi. Oku ve imzala. İmza atacağın kısma el yazınla okudum ve anladım yaz, tarih at ve imzala" deyip sehpanın üzerinde duran kölelik sözleşmesini işaret ediyordu.
Sözleşmeyi okumaya başladım. Şunlar yazılıydı:
KÖLELİK SÖZLEŞMESİ

Bu sözleşme Sibel Ö.... ile ali a.... arasında Sibel Ö....'nün Efendi ve ali a.....'nın köle olarak anlaştıkları sözleşmedir.
Sözleşme şartları:dır
Sözleşme 15.06.1991 de başlar ve süresi 5 yıldır. Sözleşme 15.06.1996 tarihinde sona erecektir.
Belirtilen süre boyunca ali a.... Sibel Ö....'nün kölesi,köpeği,hizmetkarı,uşağı olacaktır.
köle Efendisinin tüm istek ve emirlerini kayıtsız şartsız yerine getirecektir. Köle Efendisine daima saygılı ve nazik olacaktır. Efendi kölesine istediği gibi davranabilecektir.
Efendi kölesi emrini yerine getirmezse veya köle Efendisine hizmette kusur ederse Efendinin karar ve isteği doğrultusunda köleyi dilediği kadar cezalandırabilir. Bu ceza herhangi bir sebep yokken tamamen Efendinin zevki için de olabilecektir.
Efendi kölenin sağlığını ciddi anlamda tehlikeye atacak ceza ve uygulamalardan kaçınacaktır.
Efendi kölesini dövme ve eğitme hakkına sahiptir.
Efendi kölenin tüm maddi kazanımlarının ve kazanacaklarının tamamını alabilecektir.
Bu sözleşme süresi içinde köle hiçbir şekilde Efendisinin onayı olmadan kölelikten vazgeçemez. Efendi istediği zaman sadece kendi kararıyla bu sözleşmeyi feshedebilir.
Bu sözleşme 15.06.1996 tarihine kadar 5 yıl geçerlidir ancak Efendi isterse kölelik süresini sadece kendi kararıyla 1 yıla kadar uzatabilme hakkına sahiptir. 1 yıldan fazla uzatmalarda kölenin de rızası alınacaktır.
Kölelik bitiminde bu sözleşme yırtılıp imha edilecektir.

köle: ali a....
Efendi: Sibel Ö...

Efendimin emrettiği gibi okudum anladım deyip imzaladım. Efendim de imzaladı. Köleliğim resmen başlamıştı.

 
Gönderildi : 6 Ağustos 2016 21:04
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Sözleşme hayırlara vesile olun Smile

 
Gönderildi : 11 Ağustos 2016 09:21
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Merhaba dostlarım uzun bir ara vermek zorunda kaldım. işlerim çok yoğundu. buyrun yeni bölüm
11.BÖLÜM

İmzaları attıktan sonra Efendim Sözleşmeyi bir dolaba koydu dolabı kilitleyip anahtarı cebine attı.

Sibel Hanım: "Aç değilim ama canım bişeyler yemek istiyor. Sen en iyisi bana çay yap yanında da bir tabağa kızarmış ekmek,peynir,domates falan koy getir."

ben: "Emredersiniz Efendim" deyip Efendimin isteklerini hazırlamak için mutfağa gittim."

Aç değildim ama zaten benim aç olup olmamam Efendimin hiç umurunda değildi. Efendim yemem için kendisinin huzurundan ayrılmama izin vermezdi veya çok az süre izin verirdi. Artık mutfakta apartopar alelacele ne bulursam yemeye alışmalıydım.

Çayı demledim. Domates ve salatalıkları yıkayıp doğradım. Peynir koydum. Bu arada Efendim çağırdı. Hemen huzuruna gittim. Ellerimi önüme birleştirip "buyrun Hanımım"

Sibel Hanım: "Hazır değilmi daha?"

ben: "Hazır Efendim. Çayınızı demledim, biraz demini alsın diye bekliyordum Hanımım "

Sibel Hanım: "İyi demlensin biraz daha. Gel bakiim buraya önüme dizlerinin üzerinde dur.

ben Efendimin emrettiği gibi yerde dizlerimin üzerindeydim. Efendim kulağımı yakaladı ve çekti kendine

Efendim dişlerini sıkarak konuşuyordu. Kulağımı çekerek konuşuyordu:

Sibel Hanım: "İyice yaklaş dedim gerizekalı. Nerede tasman niye takmadın. Önlük de takmamışsın. Ben sana bana hizmet ederken önlük takacaksın demedimmi ha salak" dedi ve diğer elinin avuç içi ve tersiyle iki sert tokat patlattı yanağıma. Efendimin eli çok ağırdı, vurduğu şamarlar sersemletmişti beni

ben: "Özür dilerim Efendim"

Sibel Hanım: "Daha ilk günden saçmalamaya başladın. Anlaşılan çok işimiz var seninle. Seni eğiteceğim, çok dayak yiyeceksin"

ben: "Siz nasıl uygun görürseniz Hanımım"

Sibel Hanım terlikli ayaklarını sertçe kucağıma uzattı.

Sibel Hanım: "Masaj yap ayaklarıma. Yalamak yasak, masaj yapacaksın. Biraz rahatlayayım"

ben önce sol ayağını elime alıp terliğini çıkardım. Diğer ayağının terliğini çıkardı ve omzuma attı ayağını. ben sol ayağına masaj yapıyordum. Ayağının topuğunu avcuma koydum diğer elimle tabanına hafifçe baskı uyguluyordum. Parmaklarını tek tek yuvarladım elimde. Ayağını omzuma koyup diğer omzumdaki ayağına da masaj yapmaya başladım.

Sibel Hanım: "Ooh aferin"

Sertleşmiştim tekrar. Efendim omzuma koyduğum ayağını indirip pantolonun üzerinden pipime dokundu ve:

Sibel Hanım: "Bu ne böyle. pipin de ikide bir ayaklanıyor" deyip ayağıyla tekme attı. Sonra bir tekme daha.

ben: "Özür dilerim Efendim. Kontrol edemiyorum"

Sibel Hanım: "Ne demek kontrol edemiyorum. Edeceksin yoksa tekmeyi yersin. Aklın sikindemi senin aptal. Çay olmuştur. Git getir çabuk"

Efendimin çayını ve tabağını getirdim. Efendim tv izliyordu. Ben yere diz çöküp oturdum. Efendim domatesi yerken çatalından ayağına düşürdü.

Sibel Hanım: "Ayağıma düşeni ye ve ayağımı da dilinle temizle"

ben ağzımı açıp eğildim ve o domatesi afiyetle yedim. sonra da ayağının üst kısmını yaladım. ayağını kaldırdım ve ayağının altını yalamak için dilimi uzattım ki "hayır yeter" deyip ayağını çekti. Efendim bu şekilde beni aşağılıyor ve işkence ediyordu.

Sibel Hanım yiyeceklerini yemişti. Tabağında 1 dilim ekmek ve birkaç parça peynir kalmıştı. Çayı bitmişti.

Sibel Hanım: "Bir fincan daha çay getir"

ben: "Emredersiniz" deyip ayağa kalktım (Sibel Hanımın önünde hep yerde diz çöken vaziyette Efendimin hizmetine hazır beklerdim)

Hanımımın çayını verdim. Yine Efendimin önünde yere diz çöktüm. Efendim sol ayağındaki terliğini çıkarıp burnuma doğru tuttu.

Sibel Hanım: "Kokla"

ben derin derin içime çekiyordum.

Bu arada diğer ayağının terliğini de çıkarmış yüzüme sürtüyordu.

Sibel Hanım tabanını ağzıma uzattı ve "yala" dedi.

ben Efendimin topuğunu elimle tutup ayağının altını yaladım. Tabii bu kadar ayak faaliyeti ve aşağılanma sonucu pipim yine kalkmıştı. Efendimin emriyle çırılçıplak soyundum ve dizlerimin üzerinde duruyordum. Efendimin sol ayağını yalarken diğer ayağıyla da pipimle oynuyordu. Ben artık boşalma durumuna gelmiştim.

ben: "Efendim boşalabilirmiyim"

Sibel Hanım: "Hayır" deyip ayaklarını çekti. Giyinmemi emretti. Beni bu şekilde de aşağılıyordu.

Birkaç saat sonra Efendim "ben yatıyorum" deyip gitti. Giderken dedi ki:

Sibel Hanım: "Omlet yapmayı biliyormusun sen?"

ben: "Evet Efendim"

Sibel Hanım: "İyi. Yarın kahvaltıda omlet istiyorum" dedi.

ben: "Emredersiniz Efendim"

Ben ortalığı düzenleyip işlerimi yaptıktan sonra aradaki küçük odada yerdeki yatağıma yattım.

 
Gönderildi : 21 Ağustos 2016 18:13
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Harika gidiyor.

Ara vermen önemli değil fslv1570, vakit buldukça, içinden geldikçe yazman daha iyi. Zorla güzellik olmaz. İşlerini halletmene de sevindim.

 
Gönderildi : 22 Ağustos 2016 10:21
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Merhaba arkadaşlar herkese iyi bayramlar dilerim. uzun bir ara vermek zorunda kaldım, iki bölüm birden gönderiyorum, buyrun:
12.BÖLÜM

Sabah erkenden kalkıp traş oldum,duş yaptım, dışarı çıkıp Efendimin gazetelerini ve ekmeği aldım. Eve gelince Efendimin kahvaltısını hazırladım. Ben bu işleri yaparken Efendim kalkıp geldi salona. "Hazırmı kahvaltım?" dedi hemen.

ben: "Hazır Efendim. Buyrun siz masaya ben çayınızı getireyim" dedim.

Hanımım masaya kurulmuştu. Efendimin çayını verdim ve masadan biraz geride Efendimin emirlerini beklemeye başladım

Efendim kahvaltıdan sonra balkona oturdu. Orada çay içip gazetesini okuyordu. Ben balkondaki masaya Efendimin çayını koyduktan sonra:

Sibel Hanım: "Bulaşıkları yıka. Sonra yatağımı ve odamı toparlayacaksın. Sonra yanıma gel başka emirlerim olacak"

ben: "Emredersiniz" deyip bulaşıkları yıkadıktan, Efendimin yatağını ve odasını topladıktan sonra Efendimin emirlerini almak için huzuruna gittim. Efendim gazete okuyordu. Balkonda ellerimi önümde birleştirip:

ben: " Efendim bulaşıkları yıkadım, yatağınızı ve odanızı topladım. Emirlerinizi almaya geldim Hanımım"

Efendim gazetesinden kafasını kaldırmadı: "Salonda konuşuruz. Git beni bekle orada. "

ben: "Emredersiniz Efendim"

Gözünü gazetesinden ayırmadan eliyle git hadi işareti yaptı. Ben salona gidip yere diz çöküp oturdum Efendimi beklemeye başladım. Yarım saat sonra Efendim gelip tekli koltuğa oturdu.

Sibel Hanım: "Buraya gel. Ayaklarımın dibine"

ben dizlerimin üzerinde Efendime yaklaştım. Efendim ayağını kaldırıp terliğinin altını göstererek kulağımı çekti. Sert bir ses tonuyla:

Sibel Hanım: "Gördünmü terliğimin altı kirli. Balkon kirli o zaman. Niye yıkanmadı?"

ben yutkundum

Sibel Hanım: "Cevap versene gerizekalı" deyip sert tokatlar attı.

ben sersemledim ve cevap verdim: "Unutmuşum Efendim çok afedersiniz"

Sibel Hanım: "Unuttunmu?" deyip biraz eğildi sağ eliyle sol kulağımı çekti ve kulağımı bırakmadan diğer elinin içiyle ve dışıyla iki tokat daha patlattı.

Sibel Hanım: "Unutmayacaksın. Bundan sonra unuttum diye salakça mazeretlerin olursa dayak yersin ve ceza alırsın. Bugün ilk günün olduğu için şimdilik bu tokatlarla yırttın ama bundan sonra bu kadar ucuz atlatamazsın ona göre anladınmı salak" deyip kulağımdan çekiyordu. Çok asılıyordu kulağımı.

ben: "Anladım Efendim"

Sibel Hanım ayağını kaldırdı "Terliklerimin altını yala. Tertemiz olacak o terlikler"

ben dilimi tamamen çıkarıp terliğinin altını boydan boya yaladım. Yaklaşık 20 dakika boyunca yalattı terliklerini Sibel Hanım.

Sibel Hanım: "Kafanı kullanmazsan dilini kullanırsın. Sana tuvaleti temizlemeni söylediysem sen de güzel temizlemediysen yalatırım tuvaleti. Anlaşıldımı lan. Kölemsin ve emirlerimi yerine getireceksin. İşini düzgün yapmazsan ağzına sıçarım."

ben: "Anladım Efendim"

Sibel Hanım: "Şimdi yapacağın işleri söyleyeceğim. Önce bana nescafe getir."

Ben Efendimin kahvesini hazırladım ve getirdim. Efendim sigara yaktı (Efendim sigara içmeye başlamıştı. ) Telefon çaldı. Efendim sehpanın üzerinde duran telsiz telefonun ahizesini aldı. "Merhaba canım"

13.BÖLÜM

Sibel Hanım: "Nerelerdesin sen Gamze?"

.....

Sibel Hanım: "Özledim seni kız sarı şeker. Bana çaya gelsene akşamüzeri. Anlatacağım şeyler var sana"

....

Sibel Hanım: "Tamam canım bekliyorum, görüşürüz" dedi ve telefonu kapattı. Sonra bana döndü ve:

Sibel Hanım: "Sana bütün evi temizletecektim ama Gamze gelecek. O yüzden şimdilik ortalığı toparlayıp temizle, tuvaleti falan pırıl pırıl yap. Bak beğenmezsem yalatırım o tuvaleti sana. Balkonu yıka. Bize çay hazırla. Kurabiye veya börek falan pişiremezsin değilmi?"

ben: "Şu anda bilmiyorum Efendim. Ama sizin gözetiminizde kurabiye yapabilirim emrederseniz?"

Sibel Hanım: "Ay hiç öğretemem şimdi sana. Ayaklarımı uzatıp keyif yapacağım. Çekmecede yemek kitabı var. Değişik yemekleri ve pasta-börek yapmayı oradan öğrenirsin. 1 ay içinde öğreneceksin. 1 ay sonra hala öğrenmemişsen ağzına sıçarım. Aşağıdaki pastaneden kurabiye falan alırsın bugün için"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Ben hemen Efendimin emirlerini yapmaya başladım. Salonu elektrik süpürgesiyle süpürüp toz aldım. Tuvalet ve lavaboyu ovdum. Balkonu yıkadım. Çayı demledim, pastaneye gidip Efendimin istediği kurabiyelerden aldım. Bu arada Efendim yatıp uyumuş ve ben işlerimi bitirince uyanıp duşa girmişti. Ben yorgunluktan geberirken Efendim yatıp uyumuş keyfine bakmıştı. Buna alışmalıydım. Sibel Hanım'a hizmet etmek, O'nu memnun etmek için vardım. Neyse saat 17.30 gibi kapı çaldı Sibel Hanım açtı. Ben de Sibel Hanımın yanındaydım. Sibel Hanım "merhaba canım" deyip sarıldılar. Gamze Hanım bana "merhaba alicim" dedi. Ben nasıl davranacağımı bilemediğimden sadece başımı eğerek selam verdim. Efendim köle olduğumu söylemeyecekti belki. O yüzden Efendime baktım Efendim de bana baktı ama bakışlarıyla bir şey söylemedi. Gamze Hanım beyaz bez ayakkkabılarını çıkardı. Ayakları çıplaktı ve çok güzeldi. Efendim bana dönerek sert bir ses tonuyla "Gamzeye terlik ver" diye emretti. Sanki misafire benim köle olduğumu anlatmak istedi adeta. Ben Gamze Hanıma terliklerini verdim. Gamze Hanım Sibel Hanım'a "Neden bağırdın çocuğa?" dedi. Sibel Hanım: "o artık benim kölem" dedi. Gamze Hanım: "Ne? Nasıl yani?" dedi. Sibel Hanım: "Gel anlatacağım" dedi.

Salona geçip oturdular. Sibel Hanım tavla oyunundan beri yaşadığımız gelişmeleri anlattı. Artık benim kölesi olduğumu ve her hizmetini gördüğümü anlattı. İspat etmek içinde bana "Buraya gel ve ayağımın altını yala" dedi. Ben Sibel Hanımın önünde diz çöküp Efendimin ayağını elime aldım altını boydan boya yalamaya başladım. Sibel Hanım Gamze Hanım'a "Senin de ayaklarını yalasın istermisin" diye sordu.

Gamze Hanım: "Tabii isterim" dedi gülerek.

Sibel Hanım: "Duydun. Şimdi de arkadaşımın ayaklarını yalayacaksın. O da senin Efendin"

Gamze hanım yaklaşık 1.70 boylarında 65 kilo civarında uzun düz sarı saçlı, koyu tenli, iri göğüslü, iri kalçalı tam bir afetti. Ayakları Sibel Hanım gibi bakımlıydı. Kırmızı oje vardı ayaklarında.

Ben Gamze Hanımın sağ ayağını kaldırdım topuğundan tutarak altını milim milim yaladım. Parmak aralarını tek tek yaladım. Ayağının üstünü yaladım. Gamze Hanım ayağını ağzımdan çekip diğerini uzattı ve: "Bunu da yala" dedi. Ben diğer ayağını yalarken Sibel Hanıma dönüp "çok iyiymiş yaa" dedi.

Ben Efendilerime çay servisi yaptım. Onlar çay içerken Gamze Hanımın ayaklarına önce elimle sonra da dilimle masaj yaptım. Tabii bu arada sertleşmiştim.

Sibel Hanım: "Pipin havalandımı lan"

ben "evet Efendim"

Sibel Hanım: "Çıkar pantolonunu"

Gamze hanım ayaklarıyla pipime dokunmaya başlamıştı. Zaten kalkmıştı Gamze Hanım da ayaklarıyla pipim ve taşaklarımla oynayıca boşalacak duruma gelmiştim. Ama boşalmak için Sibel Hanım'dan izin almalıydım:

ben: "İzin verirseniz boşalabilirmiyim Efendim?"

Sibel Hanım: "Gamze Efendin de izin verirse boşal"

Bu arada Gamze Hanım pipimi ayak başparmağı ile ikinci parmağının arasına almış 31 çektiriyordu.

Gamze Hanım: "Boşal"

Efendilerim izin verince titreye titreye Gamze Hanımın ayaklarına boşaldım.

Sibel Hanım: "Git temizlen. Bir leğen su ve sabun getir Gamzenin ayaklarını yıkayıp temizleyeceksin. "

ben:" Emredersiniz Efendim" diyerek banyoya gidip pipimi temizledim. Leğen, bir kova su, su dökmek için tas, sabun ve havlu alıp Gamze Hanımın önünde diz çöktüm. Gamze Hanımın sağ ayağını elime aldım. Efendilerimin emriyle suyu ılıtmamıştım. Soğuk istemişlerdi. Tası kovaya daldırıp Gamze Hanımın sağ ayağına döktüm ve ayağını sabunlamaya başladım. Sonra bir tas daha su alıp sabunlu ayağını duruladım ve havluyla kuruladım. Aynı uygulamaları Gamze Hanımın sol ayağına yaptım. Ortalığı toparladıktan sonra:

Sibel Hanım: "Bize çay getir. Hizmetimizi yap. Balkona çıkıyoruz servisi balkona yaparsın"

ben: "Emredersiniz Hanımım"

 
Gönderildi : 11 Eylül 2016 04:05
ceyylin
(@ceyylin)
Gönderiler: 87
BDSM Seven Yönetici Admin
 

(Sibel Hanım'ın tehdidi dışında) Hikayeyi çok sevdim, keyifle okudum. Tam başka karakterler de girse diye dusundugum anda Gamze geldi şimdilerde de biraz daha acı ceza falan olsa diye dusunuyorum bakalım belki o da olur:) devamı kısa sürede gelir umarım malum bayram tatili uzun:)

Doğru kişiye itaat en büyük özgürlüktür.

 
Gönderildi : 11 Eylül 2016 16:44
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

bir aksilik olmazsa devamı çok yakında gelecek yeni bölüm yazıyorum. bayram tatili uzun ama yeni bölümü bu akşam veya engeç yarın gönderiririm. Sibel Hanım'ın tehdidini neden beğenmediniz açıklarmısınız lütfen

 
Gönderildi : 11 Eylül 2016 19:31
ceyylin
(@ceyylin)
Gönderiler: 87
BDSM Seven Yönetici Admin
 

Ailesine ifşa etmek ile tehdit etmesinden hoşlanmadım . neticede bu bir hikaye ama gerçeğinde de bu tip insanlar ve onlara zoraki boyun egenler var. Gerçek ve doğru bdsm den uzak bir iliski türevi oluyor tehdit ve şantaj ile olan. Ama hikayenin genel akışını sevdim devamını bekliyorum merakla...

Doğru kişiye itaat en büyük özgürlüktür.

 
Gönderildi : 11 Eylül 2016 23:18
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Ben tehdit ve şantaj olarak değil aşağılama unsuru olarak vurgulamak istemiştim. Bu detaya takılmamanızı rica ediyorum. Buyrun yeni bölüm:
14.BÖLÜM

Gamze Hanım akşam 8 gibi giderken Sibel Hanım'a: "Çok şanslısın Sibel. Arasıra gelip buna (beni kastediyor) ayaklarımı falan yalatırım olurmu?"

Sibel Hanım: "Ayy tabii ki güzelim"

Ertesi gün kahvaltıdan sonra Sibel Hanım balkonda oturuyordu. Beni çağırdı.

Sibel Hanım: "Meyve yıkayıp getir bana"

Ben kiraz,erik yıkayıp genişçe bir meyve tabağına koyup götürdüm Efendime. Sibel Hanım meyveyi ağzına atıp çiğneyip tükürdü yere.

Sibel Hanım: "Meyve yemek istermisin?"

ben: "Evet Efendim"

Sibel Hanım: "O halde tükürdüklerimi ye. Benim hiçbirşeyimden iğrenmeyeceksin aksine memnun olacaksın"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanımın ağzında çiğneyip yere tükürdüklerini yerden yalayıp yedim. Sibel Hanım "aç ağzını" diyerek bana 2-3 defa tükürdü.

Sibel Hanım: "Memnun olacaksın demiştim. Ne demelisin?"

ben: "Tükürüklerinizi bana bahşettiğiniz için teşekkür ederim Efendim"

Sibel Hanım: "Güzel. Bu fena değil. Bana her zaman dalkavukluk yapacaksın. Pohpohlanmak hoşuma gider."

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım içeri kalkıp tuvalete gitti. Kısa bir süre sonra tuvaletten beni çağırdı.

Sibel Hanım: "aliii. gel buraya"

Ben hemen koştum. Sibel Hanım klozette oturuyordu.

ben: "Buyrun Hanımım"

Sibel Hanım: "Burada tuvalet kağıdı bitmiş. Senin yattığın odadaki dolaptan bir tane al getir"

ben Efendimin dediği dolaba baktım ama tuvalet kağıdı kalmamıştı. Efendim buna çok kızacak beni dövecek, cezalandıracaktı. Çaresiz bir şekilde "kalmamış Efendim"

Sibel Hanım sert bir şekilde: "Ne? Ne demek kalmamış.

ben: "Çok özür dilerim Efendim marketten alacaktım ama unutmuşum"

Sibel Hanım: "Gerizekalımısın lan sen"

ben: "Gidip hemen marketten tuvalet kağıdı alayımmı Efendim"

Sibel Hanım: "Seni mi bekleyeceğim burada? Hava sıcak zaten. Bekleyemem. Mutfaktan peçete falan getir bari. Bir an önce temizlenip çıkayım buradan. Önce seni döveceğim ve cezalandıracağım. "

ben: "Efendim derhal markete gidip alayım"

Sibel Hanım: "Tabii ki alacaksın ama dayak yedikten sonra"

Sibel Hanım çok sinirlenmişti anlaşılan dayaktan kurtuluşum yoktu, katlanacaktım artık ne yapalım

Sibel Hanım: "Git salonda bekle beni. Dayak yiyeceksin. Belki unutmamayı da öğrenirsin."

ben: "Emredersiniz"

Salona gidip yere diz çöküp oturdum. Birkaç dakika sonra Efendimin yaklaşan ayak sesleri duymaya başlamıştım.

Sibel Hanım: "Kalk ayağa"

ben emredileni yapıp ayağa kalktım ellerimi önümde birleştirdim, başımı da önüme eğdim. Efendim yumruk patlattı yüzüme. Ardından karnıma sert bir tekme yedim. Sibel Hanım çelme atarak beni yere yatırdı, dizleriyle ellerime bastırıp üzerime oturdu ve yüzüme ardarda sert tokatlar patlatıyordu. Çok acıyordu, sersemlemiştim. Ardından iki eliyle iki kulağımı kopartırcasına çekip yüzüme tükürüyordu.

Sibel Hanım dişlerini sıkarak konuşuyordu: "Şimdi siktir git tuvaleti temizle. Ben sıçarım sen temizlersin anladınmı köpek. Ayrıca yarına kadar aç kalacaksın tamammı lan"

ben: "Emredersiniz"

Ben tuvaleti temizlerken Efendim beni çağırdı. Balkondan sesleniyordu:

Sibel Hanım: "alii buraya gel"

ben hemen koştum. Efendimin huzurunda ellerimi önüme bağlayıp hafifçe eğildim.

ben: "Buyrun Efendim"

Sibel Hanım: "Ne yapıyorsun?"

ben: "Tuvaletinizi temizliyordum Efendim"

Sibel Hanım: "Ama önce benim hizmetimi yap sonra temizlersin. Soğuk bira ve sigaramı getir"

ben: "Derhal Hanımım"

Ben Efendimin isteklerini verdikten sonra tuvaleti temizlemeye gittim.

Saat geceyarısı 12 olmuştu. Efendim ikinci birasını içerken beni önüne diz çöktürtmüştü. Ayaklarını omuzlarıma uzatmış birasını yudumluyordu.

Sibel Hanım: "Bugün güzel hizmet ettin aferin, bazen salaklıklar yapıyorsun ama senden memnunum"

ben: "Teşekkür ederim Hanımım"

Sibel Hanım: "Bazı hatalarını görmezden geliyorum ama sadece şimdilik. Çünkü şu anda köleliğe alışma ve öğrenme durumundasın. Çok yakında eğitim dönemin başlayacak. O zaman görmezden gelmeyeceğim en ufak hatanda dayak yiyeceksin ve cezalandıracağım seni."

ben: "Siz nasıl uygun görürseniz Efendim"

 
Gönderildi : 12 Eylül 2016 02:26
ceyylin
(@ceyylin)
Gönderiler: 87
BDSM Seven Yönetici Admin
 

Gayet güzel gidiyor Smile

Doğru kişiye itaat en büyük özgürlüktür.

 
Gönderildi : 13 Eylül 2016 03:16
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Teşekkür ederim. Buyrun yeni bölüm:
15.BÖLÜM

Sibel Hanım'ın sağ ayağı omzumdaydı ve sol ayağını omzumdan çekip ağzıma doğru uzattı.

Sibel Hanım: "Aferin. Bu itaatkar cevabını beğendim. Elinle tut ve yala bakiim ayağımın altını"

ben Efendimin topuğunu elimle tuttum ve tabanını boydan boya defalarca yaladım.

Sibel Hanım: "tamam. Şimdi şu kül tablasını dök getir"

ben: "Emredersiniz Efendim" dedim ve hemen kalkıp kül tablasını çöpe boşaltıp getirdim. Efendim kül tablasına baktı ve

Sibel Hanım: "Bu kül tablasının dibi niye pis böyle. Peçete ile sıyırman gerekmiyormuydu. Daha önce bunu öğretmiştim sana"

ben: "Afedersiniz Efendim unuttum hemen temizleyip geleyim" dedim.

Sibel Hanım: "Hayır kül tablasını al ve salona geç"

ben emredileni yaptım. Efendim gelip koltuğa oturdu.

Sibel Hanım sert bir ses tonuyla: "Gel buraya" dedi.

Emekleyerek Efendime yaklaştım. Efendim suratıma tükürdü ve sol kulağımdan yakalayıp sağ yanağıma çok sert tokatlar vuruyor bir yandan da bağırıyordu: "Biraz yumuşak davrandım hemen yüz buldun. Sululuk ve saygısızlık asla sevmem anladınmı lan salak. "

ben sersemlemiştim, yanağım ve kulağım acıyordu: "Efendim Size saygısızlık etmeyi düşünmedim bile"

Sibel Hanım bir eliyle sol kulağımı çekiyordu ve diğer eliyle kül tablasını burnuma uzatmıştı.

Sibel Hanım: "Yala ulan. Dilinle temizleyeceksin. Bir daha da bana pis kül tablası getirirsen ağzına sıçarım senin gerizekalı" diye kızıyordu.

Kül tablasını yalayarak temizledim.

Sibel Hanım: "Ben yatıyorum. Ortalığı temizle"

Sibel Hanım'a köleliğimin başlangıcından beri (kontrat imzalamamızdan bu yana) 1,5 aydan fazla bir zaman geçmişti. Babamlara telefon ettim ve işe başladığımı bir ara geleceğimi söyledim. Sibel Hanım işyerindeki yıllık izninin 2 haftasını kullanmak için temmuz ayının 15'inde iki hafta izne ayrıldı. Bilmeyenler için biraz tanıtayım: Akyaka denizi olan ve Muğla'ya bağlı küçük bir tatil yöresidir. Akyaka'da alt atta babamların, üstünde halamların yani Sibel Hanım'ın annesi ve babasının olduğu iki katlı yazlık ev vardı. Babamlar ve halamlar yaz olunca bu yazlık evde dururlardı. Sibel Hanım yıllık izin için Akyaka'ya bu eve gidecekti. 14 temmuz akşamı Sibel Hanım salondaki koltukta oturuyor, ben Hanımımın karşısında diz çökmüş vaziyetteydim ve Efendimin bir ayağına masaj yapıyordum, diğer ayağı omzumdaydı.

Sibel Hanım: "Oooh aferin güzel ovuyorsun"

ben: "Teşekkür ederim Efendim"

Sibel Hanım: "Bütün gün topukluların içinde ayaklarım ağrımıştı ama bu masajın rahatlattı beni"

ben: "Sizi rahat ettirmek benim görevim Efendim"

ben yaklaşık yarım saat boyunca Efendimin ayaklarına masaj yaptım ama ellerim ağrımaya başlamıştı.

Sibel Hanım: "Ne o sıkıldın galiba ayaklarımı ovmaktan?"

ben: "Ayaklarınızdan asla sıkılmam Efendim"

Sibel Hanım: "O zaman neden sallapati ovmaya başladın. İlk başlarda güzel ovuyordun şimdi güçsüz güçsüz ovuyorsun"

ben: "Biraz elim acıdı Efendim. Biraz önce salata doğrarken elimi kestim de şimdi zorlayınca acıdı. Özür dilerim sizin keyfinizi bozmak istemezdim ama masaja biraz ara verebilirmiyim izin verirseniz"

Sibel Hanım: "Hayır ara falan veremezsin. Keyfimi hiç bozamam. Ayaklarımın masajına dilinle devam et. Bu arada ellerin dinlenir"

ben: "Emredersiniz Efendim" deyip sağ ayağını topuğundan tutup altını boydan boya 4-5 defa yaladım. Sol ayağını omzuma uzattı tekrar. Sağ ayağının parmak aralarına dilimi soktum.

Sibel Hanım: "Topuğumu hafifçe dişle. Yalnız dikkat et hart diye ısırıp canımı yakma. Hafifçe dişle. Canımı acıtırsan tekmeyi yersin"

ben topuğuna dişlerimi sürtmeye başladım. Sibel Hanımın hoşuna gidiyordu.

Sibel Hanım: "Ooooh aferin işte böyle"

Sibel Hanım sağ ayağını omzuma koydu ve diğer ayağını uzattı ağzıma.

Sibel Hanım: "Bunu da yala ve hafifçe dişle"

ben sol ayağına da aynı işlemi uyguladım.

bu arada aletim taş gibi olmuştu.

Sibel Hanım: "Masajını beğendim aferin. Ödül olarak boşalmana izin veriyorum. Ayağımı yalarken mastürbasyon yapabilirsin"

ben: "Teşekkür ederim Efendim" deyip Efendimin ayaklarını yalarken 31 çekmeye başladım ve kısa zamanda boşaldım

Ortalığı temizledim ve Efendimin ayaklarını leğende yıkarken Efendim konuşuyordu:

Sibel Hanım: "Ben yarın Akyaka'ya gidiyorum. 2 hafta tatil yapacağım. Sana da 1 hafta izin veriyorum. Benimle Akyaka'ya gel ve aileni gör. Babanlara işyerinden bir hafta izin alabildiğini söylersin. Benden 1 hafta önce dönüp evin heryerini bir güzel temizleyeceksin. Alışveriş yapacaksın. Ben dönünce asıl köleliğin başlayacak, şimdiye kadarki köleliğe alışma safhasıydı. Bu yüzden iyice dinlen. Anlaşıldımı?"

ben: "Evet anlaşıldı Efendim"

Sibel Hanım: "Akyaka'da yalnız olmayacağımız için yine kuzen gibi olacağız. Bana "Abla" dersin yine. Ama fırsat buldukça seni kullanacağım"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım şort ve külotunu indirip parmağıyla vajinasını parmaklıyordu.

Sibel Hanım: "Gel buraya ve yala beni"

ben kafamı Efendimin bacakarasına soktum. Dilimle amını boydan boya yalıyordum. Efendim koltukta kaykılmıştı ve gözleri kaymıştı. Zevke gelmişti iyice. Efendim artık iyice kıvama gelmiş, başını sağa sola çeviriyor "ooh ooh" diye sesler çıkarıyordu.

Sibel Hanımın amına dilimi soktukça çıldırıyordu. Sonunda boşaldı ve başımı ayağıyla iterek dedi ki:

Sibel Hanım: "Sakın bundan senden hoşlandığım şeklinde hayallere kapılma. Benim kölemsin ve zevkim için sana oramı yalattırdım hepsi bu. Anladınmı?"

ben: "Evet Efendim anladım."

Sibel Hanım: "Pipini göster bakayım bana"

ben ayağa kalktım. Zaten çıplaktım.

Sibel Hanım: "Güzel. İnik. Şimdi bir parça ip, cetvel, kağıt ve kalem getir.

ben Efendimin istediklerini getirdim ama bir anlam verememiştim. Efendim ipi aletime dolayıp sonra ipi çekti ve cetvelle ölçtü. Aynı şekilde pipimin uzunluğunu da ölçtü. pipimin çapını ve uzunluğunu ölçüp kağıda yazdı.

Sibel Hanım: "Tamam işimiz bitti. Şimdi git eşyalarımı topla valizimi hazırla. Sen de hazırlan." Sibel Hanım hangi eşyalarını alacağım konusunda bana liste vermişti.

 
Gönderildi : 13 Eylül 2016 04:48
ceyylin
(@ceyylin)
Gönderiler: 87
BDSM Seven Yönetici Admin
 

Bayram tatili yaradı bölümler arka arkaya geliyor ve çok keyifli ilerliyor.

Doğru kişiye itaat en büyük özgürlüktür.

 
Gönderildi : 14 Eylül 2016 00:45
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Beğenmenize sevindim. Yeni bölüm gelsin o zaman.

16.BÖLÜM

Ben Hanımımın talimatları doğrultusunda valizini hazırladım. Ben bu işi yaparken Efendim seslendi.

Sibel Hanım: "alii buraya gel"

hemen salona Efendimin huzuruna koştum.

Sibel Hanım: "Ben duşa gireceğim. Banyomu hazırla. Sonra da gidip çay hazırla ve banyoya gel sırtımı sabunlayacaksın."

ben: "Emredersiniz Hanımım"

10 dakika sonra banyodaydım. Efendimin sırtını sabunladım. Banyodan çıktım, çayı demledim. Efendim de 15-20 dakika sonra banyodan çıkıp bornozuyla geldi ve salondaki koltuğuna oturdu.

Sibel Hanım: "Çayımı getir"

ben Efendimin çayını getirip yanındaki sehpaya bıraktım ve "Çayınızı buyrun Efendim" dedim.

Sibel Hanım yüzüme bakmadan parmağıyla önüne yere diz çökmemi işaret etti. Ben Efendimin karşısına çöktüm. Efendim ayaklarını omuzlarıma koydu. Bornozu da açılmıştı.

Sibel Hanım: "Kontrat imzalamazdan 2-3 hafta önce hem işyerinin bir işi için hem de kafamı dağıtmak için Fransa'ya gitmiştim (daha önce yazmıştım, Efendim bir Fransız şirketinde çalışıyor). 10 gün falan kaldım. Orada kölelik ve benzeri şeyler üzerinde araştırma yaptım. Fransa'da bu konuyla ilgili bir sürü dergi falan var. Hatta parayla erkeğe Sahibelik yapan kadınlar var. Türkiye'de senin gibi köle olmak isteyen birçok erkek vardır ama ne dergi var ne başka bir şey. Ama Fransa'da çok var. Bilgim daha da arttı bu konuda. Seni köle olarak alma fikri orada ağırlık kazandı."

ben: "Beni köleniz yaptığınız için teşekkür ederim Efendim"

Efendimin bilgisi olmasına sevinmiştim ama endişeleniyordum çünkü gittikçe daha da acımasızlaşıyordu.

ben: "Efendim bir şey sorabilirmiyim?"

Sibel Hanım: "Sor"

ben: "Aletimin ölçülerini niye aldınız Efendim?"

Efendim hınzır bir gülüşle: "Seni tamamen kontrolüm altına alacağım. Detayını yakında öğrenirsin merak etme. Sürprizlere hazır ol"

ben: "Emredersiniz Efendim. Peki ipucu verebilirmisiniz?"

Sibel Hanım: "Zamanı gelince göreceksin zaten. Bence pek merak etme, hoşuna gitmeyebilir ama katlanacaksın"

ben: "Efendim benim hoşuma gitmeyecek olan beni köleliğinizden azad etmenizdir. Size hizmet etmek çok güzel Efendim. Beni azad etmeyimi düşünüyorsunuz"

Sibel Hanım: "Hayır tam aksine köleliğinin derecesi daha da artacak. Şimdiye kadarki ısınma turlarıydı. Muğla'dan dönüşte asıl yoğun köleliğin başlayacak. Herşey için seni kullanacağım. Hizmetçim uşağım olacaksın. Ayaklarıma masaj yapacaksın, vücuduma masaj yapacaksın. Hamalım olacaksın. Köpeğim olacaksın. Atım eşeğim olacaksın. Şu anda aklıma gelmiyor ne zaman ne istersem olacaksın yapacaksın. Hoşuna gitmese de sana acı verse de katlanacaksın, emirlerimi kayıtsız şartsız yerine getireceksin"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım: "Ama sağlığını bozacak emirler vermeyeceğim merak etme. Ben kontrata uyacağım, sen de uyacaksın. Emirlerime uymazsan cezalandırılacaksın. Sırf canım istiyor diye eğlence için bile seni dövebilirim. Durup dururken tokat, tekme yiyebilirsin yani"

ben: "Evet anladım Efendim. Size hizmet etmek için, köleniz olmak için herşeye razıyım Hanımım"

Sibel Hanım: "Güzel aferin."

ben gülümsedim Efendim de ödül vermek istercesine sağ ayağının tabanını yüzüme dayadı.

Sibel Hanım: "Öp bakim ayağımın altını"

ben tabanını öpücüklere boğdum. Efendim bir süre sonra ayağını ağzımdan çekti.

Sibel Hanım: "Bana bir tane daha çay getir. Balkonda içmek istiyorum balkona getir."

Efendim balkona gitti. ben çayını getirip balkonda masaya bıraktım: "Buyrun Efendim" dedim.

Sibel Hanım: "Valizimi hazırladın mı?"

ben: "Evet hazırladım Efendim"

Sibel Hanım: "Ben sana hangi ayakkabılarımı alman gerektiğini söylemeyi unuttum"

ben: "Sadece giysi valizinizi hazırladım Efendim. Siz beni çağırınca ayakkabı çantanızı hazırlamaya fırsat bulamamıştım Hanımım"

Sibel Hanım: "Kahverengi açık ayakkabımı, siyah topukluyu, spor ayakkabılarımı, pembe terliklerimi ve parmak arası plaj terliklerimi alacaksın. Onları al getir buraya bakayım"

ben: "Emredersiniz Efendim" deyip getirip yere önüne bıraktım. Ben de yere diz çöküp oturdum. Efendim yerdeki siyah topuklu ayakkabısını ayağıyla işaret ederek "şunu al bakayım eline"

Emredileni yaptım.

Sibel Hanım: "Toz ve kirleri görüyormusun. Bu ayakkabılarımın hepsini yalayarak temizle. Tabii altlarını da yalayıp temizleyeceksin. Sonra da süngerle parlatacaksın. Her çifti kutuya koyup çantaya öyle yerleştir ki ezilip büzüşmesinler anlaşıldımı."

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım: "Güzel. Yaklaş bakayım ayaklarımı uzatacağım omuzlarına."

ben zaten yerde oturuyordum. Efendime doğru dizlerimin üzerinde yaklaştım. Efendim sol ayağını omzuma uzattı. Sağ ayağını burnuma.

Sibel Hanım: "Kokla"

ben derin derin içime çekiyor sağ ayağına yüz sürüyordum. Bu olay 10 dakika kadar devam etti.

Sibel Hanım: "Yala şimdi"

ben sağ ayağının altını topuğundan tutarak boydan boya yaladım. Yaklaşık 15 dakika boyunca sağ ayağının her tarafını yaladım. Bu arada aletim taş gibi olmuştu tabii. Efendim omzumdaki ayağıyla şortumun üzerinden aletimi yokladı.

Sibel Hanım: "Dizlerinin üzerinde doğrul ve indir şortunu"

ben emredileni yaptım.

Sibel Hanım ayaklarını ağzıma uzatarak "Dilinle ıslat ayaklarımı"

ben tabanlarının iç kısımlarını yaladım. Efendim iki ayağının arasına aletimi aldı 31 çektiriyordu. Aletim zaten kalkıktı çok geçmeden boşalma kıvamına gelmişti bile.

ben: "Efendim boşalabilirmiyim."

Sibel Hanım ayaklarını çekti ve: "Hayır" dedi.

Sibel Hanım: "Çayım bitti. Bir tane daha getir"

ben: "Emredersiniz Efendim" deyip Efendime çay getirdim. Sibel Hanım göz ve kaş hareketiyle önüne diz çökmemi emretmişti. Diz çöktüm. Ayaklarını omuzlarıma uzattı ve bu halde 10-15 dakika bekledi. 15 dakika sonra

Sibel Hanım: "Dizlerinin üzerine kalk ve şortunu sıyır" komutunu verdi. Aletim inmişti. Tekrar footjob yapmaya başladı. Kısa süre sonra boşalma durumuna gelince

ben: "Boşalabilirmiyim Efendim?"

Sibel Hanım: "Hayır" deyip ayaklarını çekti. Bir süre sonra tekrar footjob yapıyor ben boşalma durumuna gelince boşalmama izin vermiyor ve ayaklarını çekiyordu. Bu 4-5 defa tekrarlandı artık öyle bir kıvama gelmiştim ki aletime dokunsa boşalacaktım. Benimle oyuncak gibi oynuyordu artık.

Sibel Hanım: "Yeter. Giy şortunu. Ben yatıyorum. Sen emrettiğim şekilde hazırla ayakkabı çantamı. Sonra da ortalığı temizleyip yatarsın. Sabah kahvaltımı hazırlayıp 9'da kaldır beni. 10'da falan evden çıkarız."

ben: "Emredersiniz Hanımım"

Efendim yattıktan sonra ben ayakkabılarını tek tek zevkle yaladım. Siyah ayakkabısının altı iyice kirliydi. Yalayarak temizledim ve süngerle parlattım. Ayakkabılarının kokusu çok tahrik ediciydi. Aletim kalkmıştı yine. Ama 31 çekmeye vaktim yoktu çünkü bir an önce Efendimin emirlerini yerine getirip yatmak istiyordum, yatmalıydım.

Ertesi sabah Efendimin emrettiği gibi kahvaltısını hazırlayıp 9'da kaldırdım. Efendim kahvaltısını yaparken ben masanın biraz gerisinde ellerimi önümde kavuşturarak emir bekliyordum, Efendimin çayı bittikçe tazeliyordum. Efendimin kahvaltısı bitmişti.

Sibel Hanım: "Sen bişeyler yedinmi"

ben: "Yemedim Efendim"

Sibel Hanım: "Aptallık etmişsin. saat 9:30 olmuş. Daha kahvaltı masamı toplayıp bulaşıkları yıkayacaksın sonra da yatağımı düzelteceksin. 10'da evden çıkacağız. Aç kalacaksın artık"

ben: "Sorun değil Efendim, katlanabilirim.

Sibel Hanım: "Katlanmalısın zaten"

Benim aç olmam, yorgun olmam falan hiiç umurunda değildi. Gittikçe acımasızlaşıyordu Sibel Hanım. Ama ben herşeye rağmen O'na hizmet etmekten ve Onun kölesi olmaktan çok mutluydum.

 
Gönderildi : 14 Eylül 2016 01:50
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Devam ediyorum buyrun:
17.BÖLÜM

Sibel Hanım'la Akyaka'ya gittik ama Hanımımın emrettiği şekilde ailelerimizin yanında yine kuzen olduk, abla-kardeş olduk. Birgün sabah 11 civarlarında annem, babam, Sibel Hanımın anne ve babası bir akrabamızı ziyarete gittiler gittikleri yer 40 km. uzaklıktaydı. Efendimle 2 saat falan yalnızdık yani. Bizimkiler gidince:

Sibel Hanım: "İşte yalnız kalabildik sonunda. Hizmet edeceksin bana. Annemler gelene kadar kuzenim değil kölemsin. Bu süre zarfında kontratta yazanlar aynen geçerlidir "

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım balkondan içeri salona geçti, koltuğa oturdu ve beni çağırdı.

Sibel Hanım: "Buraya gel çabuk"

ben hemen Efendimin huzuruna gidip önünde diz çöktüm.

Sibel Hanım: "Kahve yap getir bana"

ben: "Hemen Hanımım"

Efendimin kahvesini yapıp yanındaki sehpaya bıraktım "buyrun Efendim" diyerek. Sonra da Efendimin önüne yere diz çöküp oturdum.

Sibel Hanım sağ ayağını omzuma sol ayağını da ağzıma uzattı.

Sibel Hanım: "Yala"

Ben ayağını elimle tutarak altını defalarca yaladım. Ayak parmaklarını tek tek emdim. Diğer ayağını da yaladım.

Sibel Hanım balkonda falan çıplak ayak dolaştığı için ayaklarının altı biraz kirliydi, siyahlaşmıştı.

Sibel Hanım: "Ayaklarım kirlenmişmi?"

ben: "Evet biraz kirlenmiş Efendim."

Sibel Hanım: "Daha güçlü yala o zaman. Ayaklarım tertemiz olacak"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Tabii alet kalkmıştı yine.

Sibel Hanım: "Göster pipini"

ben şortumu indirdim.

Sibel Hanım ayaklarıyla pipime baskı uyguluyordu.

Sibel Hanım: "mastürbasyon yap" dedi ve ayaklarını çekti.

ben elimle 31 çekmeye başladım. Tam boşalacağım sırada:

Sibel Hanım: "Bırak. Elini çek" deyip ayağıyla elimi ittirdi. Yaklaşık 1 dk. sonra:

Sibel Hanım: "31 çek"

ben tam boşalma kıvamına gelince:

Sibel Hanım: "Bırak"

Aynı olayı 5-6 defa tekrarladı.

Ben bırakınca hafif bir titreme oluyordu kasıklarımda bilirsiniz. Boşalmak üzere olduğumu nasıl anlıyordu bilmiyorum ama sanırım yüz ifademden tahmin ediyordu. Tam boşalmak üzereyken bıraktırıyor, sinsice kahkahalar atıyordu.

ben: "Lütfen izin verin boşalayım Efendim"

Sibel Hanım: "Pekala şapşal izin veriyorum boşal hadi"

ben tekrar başladım 31'e ve boşaldım tabii çok kısa zamanda.

Bir haftam bitiyordu son gece :

Sibel Hanım: "İznin bitti yarın dön. Evi temizle ve sana verdiğim işleri bitir. Bu son gecende iyi uyu. Haftaya ben İzmir'e gelince asıl köleliğin başlayacak ve derin uykuları arayacaksın"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Ertesi gün ben İzmir'e döndüm. Hanımımın emrettiği gibi bütün evi temizledim, her odadaki halıları sildim, camları sildim, perdeleri yıkayıp astım, Efendimin çamaşırlarını yıkadım, kuruttum ve ütüledim, Efendimin yatağının çarşaf ve örtülerini değiştirip yıkadım, Efendimin bütün ayakkabı ve çizmelerini tek tek yalayarak temizledim. Sonra da süngerle parlattım. Boyası yıpranmış olanları boyattım. Eve alışveriş yaptım. Efendim gelmezden bir gün öncesinin gecesinde Efendimin sevdiği yemekleri yaptım. Yemek yapmayı iyice öğrenmiştim artık. Bir hafta böyle geçti. Efendimi otogarda karşıladım. Valizlerini aldım, taksiyle eve döndük. Eve gelince Efendim duş aldı ve bornozuyla salondaki koltuğuna oturup bacak bacak üzerine attı ve beni çağırdı.

Sibel Hanım: "alii çabuk buraya gel. Ayaklarıma masaj yap."

ben: "Eminizdeyim Efendim" dedim önüne diz çökerek.

Efendim bir ayağını kucağıma koydu, bir ayağını da omzuma uzattı.

ben masaj için kucağımdaki ayağını elimle tutarken biraz fazla sıkmışım, Efendimin canı acımış olmalı. Efendim elimdeki ayağını çekerek yüzüme ayağıyla sert bir ayak tokadı attı:

Sibel Hanım: "Yavaş ol hayvan. kibar ol biraz" diye bağırdı.

ben: "Afedersiniz Efendim"

Sibel Hanım yüzüme dayadı ayağını. Ben elimle topuğundan kavrayarak ayağının altını öptüm. Efendim ayağını çekti ve alnımdan ayağıyla iterek dedi ki:

Sibel Hanım: "Ben sana öp dedim mi gerizekalı" deyip eğildi ve sert bir tokat patlattı yüzüme tekrar arkasına yaslanıp demin masaj yapmam için kucağıma koyduğu ayağını omzuma uzattı. Diğer ayağı omzumdaydı zaten. Sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı:

Sibel Hanım: "Şimdi beni iyi dinle, söyleyeceklerimi kuşbeynine yerleştir. Daha önce söylemiştim Muğla dönüşümde asıl köleliğin başlayacak demiştim. Şimdiye kadar köleliğe alışma, köleliğin ne olduğunu kavrama ve bana hizmet etmeyi öğrenme evresiydi. Şimdi gerçek köleliğe giriş evresine geçiyoruz. Bu dönem eğitim dönemin olacak. Bana iyi ve hatasız hizmet etmeyi iyice öğreneceksin. Bol bol cezalandıracağım seni, ödül de vereceğim ama ödülden çok ceza alacaksın. Her hatanda ağır bir şekilde cezalandırılacaksın. Bu dönemin sonunda kumandalı köpeğe döneceksin. Benim bakışımdan bile ne emredeceğimi anlayacaksın. Bu dönem birkaç ay da sürebilir birkaç yıl da. Ne kadar süreceği sana ve tabii ki bana bağlı. Gerçek anlamda kölem olmayı iyice öğrenmen için bu dönemi uzun tutmayı düşünüyorum. Benden anlayış ve sana merhamet etmemi bekleme. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey varsa şimdi sor, sonra ben anlamamıştım dersen dayağı yersin"

ben: "Efendim önümüzdeki yıl üniversite sınavına gireceğim biliyorsunuz. Ders çalışmam için bana izin vereceğinizi söylemiştiniz. Bu durum değiştimi?"

Sibel Hanım: "Ne söylediğimi gayet iyi biliyorum gerizekalı" diyerek tokat patlattı yüzüme.

Sibel Hanım devam etti konuşmaya: " Evet söyledim ama kontratta bununla ilgili hiçbirşey yazmıyor. İstersen kontratı bir daha okuyalım?"

ben: "Gerek yok Efendim."

Sibel Hanım: "Önümüzdeki sene yatılı değil gündüzlü olacaksın. Okula hergün bu evden gideceksin. Okulda olmadığın zamanlar bana hizmet edeceksin. Lise eğitimini tamamlaman için okulda derste olduğun zamanlar hariç gerektiğinde birkaç saat ders çalışma izni vereceğim. Üniversite sınavına da hazırlanacaksın ama asıl ve öncelikli görevin kölem olmak ve bana hizmet etmek. 5 yıl kölemsin unutma imza attın.

ben: "Evet anladım Efendim"

Sibel Hanım: "Soru yoksa devam ediyorum"

ben: "Lütfen devam edin Efendim"

Sibel Hanım: "Kontratta benim açımdan kısıtlayıcı tek şey var: Senin sağlığını tehlikeye sokacak ceza ve uygulamalardan kaçınmam gerektiği. Aslında bu madde benim de lehime çünkü sağlığının bozulup hizmetten mahrum kalmak istemem"

Sibel Hanım devam etti: "Puan sistemi uygulayacağım. Bana hizmetinde her hatanda eksi puan alacaksın. Her eksi puan 2 kırbaç demek. Mesela bana çay getirirken tabağına damlattın -5 puan alacaksın ve anında 10 kırbaç yiyeceksin ya da balkonu yıkamışsın ama bazı yerleri tozlu kalmış, -5 puan. Yani?"

ben: "10 kırbaç yiyeceğim Efendim"

Sibel Hanım: "Güzel bak anlamaya başladın. Eksi puanların kaç olacağına hatanın büyüklüğüne göre karar vereceğim: Mesela balkonu yıkamışsın ama bazı yerleri tozlu kalmış, -5 puan. Ama balkonu hiç yıkamamışsan -20 puan yani 40 kırbaç. Anlaşıldımı, soru varmı?

ben: "Anladım Efendim "

Sibel Hanım: "Cezalarını anında vereceğim, seni zevkle kırbaçlayacağım. Puanlarını bir kağıda yazacağım ve her pazar haftalık değerlendirmeye tabi tutulacaksın. Bir haftada aldığın eksi puanlar -100 puanı geçerse ayrıca ceza alacaksın. Bu kırbaç olabilir, dayak olabilir, aç bırakma olabilir, aylık izin gününü iptal etme olabilir....bakacağız artık"

ben: "-100 puanı aşmazsam Efendim?"

Sibel Hanım: "O zaman ekstradan haftalık değerlendirme cezası almazsın. Ama bunu düşünme bile çünkü ilk zamanlar -100 puanı kat kat aşarsın. Ne zaman hiç eksi puan almazsın o zaman eğitim devren biter"

Sibel Hanım: "Bana saygısızlık veya itaatsizlik yaparsan -100 puan alırsın ve anında 200 kırbaç yersin ayrıca da ekstra ceza alırsın. Anlaşıldımı?"

ben: "Evet anladım Efendim"

Sibel Hanım: "Kırbaçlanma en çok alacağın ceza olacak. Yakında Fransa'ya gideceğim. Oradan alıp getireceğim ama şimdilik kemerlerimden birini getir de deneyelim"

Hemen Hanımımın dolabındaki bir kemeri almaya gittim. Tanrım bu kadın çok acımasız olmuştu ne yapacaktım. Ama olayları bu hale getiren bendim. Kontratı imzaladığıma pişmandım ama artık geri dönüşüm yoktu imzayı çakmıştım bir kere. Başıma geleceklere katlanmak zorundaydım. Ne yapalım ölüm yoktu ya ucunda. Neyse dolaptaki kemerlerden birini aldım Efendime götürdüm.

Sibel Hanım: "Bu çok ince daha kalını yokmu"

Hemen kalın bir tane getirdim.

Sibel Hanım: "Uyanıklık yapıp beni kandırmaya çalıştığın için -5 puan aldın. Hemen yazıyorum ceza hanene. 10 kırbaç yiyeceksin. Hemen soyun ve 4 ayak pozisyonuna geç. "

Efendimin emri üzerine üzerimdekileri çıkarıp yerde köpek gibi 4 ayak pozisyonunda durdum. Efendim önümde ayakta duruyordu. Başımı bacakları arasına kıstırdı. "Say" dedi ve sırtıma, popoma kemerle vurmaya başladı.

ben: "bir..iki..üç......on"

Efendim durdu. Popom yanmaya başlamıştı.

Sibel Hanım: "Bunlar deneme vuruşuydu. Şimdi 10 ceza vuruşu geliyor. Say"

ben: "1..2..3..4 aah 5"

Bu sefer daha sert ve daha hızlı vuruyordu. Kıçım yanıyordu. acıdan popomu sağa sola sallıyordum sanki acısı geçecekmiş gibi

Sibel Hanım: "Kes sesini ve kıpırdama. Cezanı çek. Baştan başla. Her kıpırdamanda başa dönerim. Say"

ben: "1..2..3......10"

Sibel Hanım başımı serbest bıraktı ve koltuğuna oturdu: "Acıdımı?"

ben: "Biraz acıdı Efendim"

Sibel Hanım: "Katlanacaksın"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım: "Muğla'da baban sana harçlık vermiştir değilmi?"

ben: "Verdi Efendim"

Sibel Hanım: "Hepsini bana vereceksin. git getir"

ben parayı getirip Efendime verdim.

Sibel Hanım: "Niye bana söylemedin. unutacağımımı sandın. -5 puan"

ben: "Efendim size söyleyecektim"

Sibel Hanım: "Ben söylemeden getirip vereceksin aptal"

ben: "Ama Efendim......"

Sibel Hanım: "itirazdan -5 puan daha. -10 puan aldın 20 kırbaç daha yiyeceksin. pozisyonunu al."

ben 20 kırbacı yiyince popom çok yanmaya başlamıştı.

 
Gönderildi : 15 Eylül 2016 21:35
(@fslv1570)
Gönderiler: 22
Canıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Devam ediyoruz:
18.BÖLÜM

Sibel Hanım: "Ne oldu yüzünü ekşittin? Çokmu acıdı?"

ben: "Evet Efendim popom yandı da biraz"

Sibel Hanım: "Eee dayanacaksın. Hem çok kırbaç yiyeceksin alışmalısın. Benden merhamet falan bekleme yapabileceğim hiçbir şey yok. Alışmalısın"

ben: "Emredersiniz Efendim merhamet beklemiyorum ama sizden bir ricam olabilirmi izin verirseniz?"

Sibel Hanım: "Söyle bakalım"

ben: "Biraz daha yavaş vurabilirmisiniz Efendim"

Sibel Hanım: "Hayır yavaş falan vuramam. Merhamet etmem demiştim ya gerizekalı. Beni dinlemedinmi sen. O zaman -5 puan. Dön götünü pozisyonunu al. 10 kırbaç alacaksın"

Popomun acısı biraz azalmıştı ama yeniden kırbaç yemek zorundaydım. Sibel Hanım'ın kesinlikle hiç umurunda değildi ve en ufak merhamet göstermeyecekti. Ben çıplak ve çaresiz bir şekilde 4 ayak pozisyonunda Efendimin beni kırbaçlamasını bekliyordum. Efendim ayağa kalktı ve başımı dizleri arasına sıkıştırıp bana "say" komutunu verdi. Her darbeden sonra sayıyordum.

ben: "1..2..3......10"

Efendim 10. darbeden sonra dizlerinin arasına kıstırdığı kafamı bıraktı. Popom ve sırtım kırbaç yani kemer darbelerinin vurduğu yerler çok yanıyordu. Kırbaçlanma sırasında acıdan popomu sağa sola oynatacaktım ama vazgeçtim çünkü daha çok kırbaç yerdim kıpırdandığım zaman.

Sibel Hanım: "Yinemi acıdı. Kırbaca alışmalısın alışırsan daha az acı çekersin. Bak aklıma bir fikir geldi. Kırbaca bir an önce alışman için her eksi puan 2 değil 3 kırbaç olsun. Bu iyiliğimi de unutma"

ben: "Ama Efendim....... "

Sibel Hanım sözümü keserek: "Tamam 4 yapalım istersen ha?"

Anlamıştım Efendime itiraz edersem cezamı arttırıyordu.

ben: "Sanırım 3 daha iyi olacak Efendim."

Sibel Hanım: "Peki o zaman her bir eksi puan için 3 kırbaç yiyeceksin"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Şu son birkaç saatte ceza defterine -20 puan yazıldı bile. Bu gidişle -100 puanı çok çabuk geçeceksin.

ben: "Evet Efendim"

Sibel Hanım: "Neyse ben yatıyorum."

Efendim yattıktan sonra ortalığı toparlayıp ben de yattım. Yerde ince bir kilimin üzerinde yatıyordum. Odada pencere yoktu, sıcaktı ama alışmıştım artık. İlk zamanlar uyuyamamıştım ama artık alışmıştım ve uyuyordum. Efendimin dediği gibi kırbaca da alışınca acılarım azalacaktı. Benim yattığım yer çok rahatsız, küçük,havasızdı. Ama Sibel Hanım yumuşacık yatakta yatıyordu, odası genişti, 4 tane penceresi ve balkonu vardı. Ayrıca kliması vardı odasında. Olması gereken buydu. Hanımı elbette rahat edecekti, kölenin rahatsız olması hiç önemli değildi.

Aradan iki gün daha geçti. Bu iki günde toplam -50 puan daha almış, 150 tane kırbaç (yani kemer) darbesi yemiştim. Ertesi sabah Efendim işe giderken bir gün önce giydiği siyah ince topuklu (topuk 10 cm falan) açık ayakkabıları giydiriyordum.

Sibel Hanım: "Sen bu ayakkabıları temizlemedinmi?"

ben: "Temizledim Efendim?"

Sibel Hanım: "Altları niye pis o halde?"

ben: "Efendim ne olur affedin altlarını yalamayı unutmuşum"

Sibel Hanım: "Ne demek unuttum lan salak" deyip yüzüme ayakkabısıyla tekme vurdu.

Sibel Hanım: "-30 puan aldın. 90 kırbaç ye de aklın başına gelsin.90 kırbaç cezanı akşam vereceğim sana. -70 puanın vardı -100 puana ulaştın bile 3 günde. Değerlendirme cezana pazar günü bakarız artık. Efendim kapıdan çıkarken "akşam taze fasulye pişir bana. Cacık da yaparsın. Ayrıca evde meyve yoksa al. İstediğimde yok dersen ağzına sıçarım"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Efendim akşam gelince 90 kırbacı attı ama bu sefer (miktar çok diye sanırım) yavaş vurdu. Canım acımıştı yine ama dayanabildim. Efendim söylemese de bazen merhamet ediyordu galiba. Bana çaktırmıyordu şımarmayayım diye. Ben bu kadına hayrandım. O'na hizmet etmek, O'nun kölesi olmak çok özeldi benim için. Ama genelde acımasızdı ve hiç müsamaha göstermezdi, taviz vermezdi. Efendimin fiziki durumunu detaylı yazmadım sanırım: Sibel Hanım cumartesi akşamları kanal d'de yayıinlanan "güllerin savaşı" dizisinde Gülfem Hanım rolündeki Canan Ergüder'e çok benziyor.

Biz gelelim cezama. Efendim beni kırbaçladıktan sonra yemeğini yedi. O'na emrettiği gibi taze fasulye pişirmiştim ve cacık yapmıştım. Ben masanın biraz gerisinde ayakta Hanımıma hizmet etmeye hazır bekliyordum.

Yemekten sonra Efendim koltuğuna geçti.

Sibel Hanım: "Masayı çabucak topla sonra buraya gelip önüme yere otur. Ayaklarıma masaj yapacaksın. 5 dakikan var"

ben: "Emredersiniz Efendim"

5 dakikayı geçersem Efendim hiç düşünmeden cezayı basardı. Çabucak masayı toparlayıp sildim. Hemen Efendimin önüne diz çöktüm.

Efendim: "Güzel 5 dakika dolmadan geldin. Bulaşıkları yıkadınmı?"

ben: "Hayır Efendim. Vakit yetmedi"

Sibel Hanım: "O zaman işini savsakladın demek. -5 puan aldın"

ben: "Efendim bulaşıkları yıkayabilmek için 5 dakika yeterli değildi"

Sibel Hanım: "Ben emretmişsem yetiştireceksin mazeret istemiyorum. İtirazdan -5 puan daha aldın. -100'den sonra -10 puanı aldın bile. Kaç kırbaç?"

ben: "30 kırbaç Efendim."

Sibel Hanım: "Biraz sonra kırbaçlayacağım seni. Ama önce ayaklarıma masaj yap. Dur bakayım az daha unutuyordum şu ceza defterini getir önce -10'u yazalım. Çantamı da getir.

ben hemen Efendimin istediklerini getirdim. Efendim ceza defterine -10 puanı yazdı. önce daha önceden aldığım toplam -100 puan için toplama çizgisi çekip -100 yazdı ve uzun bir çizgi çekip altına -10 puanı yazdı.

Sibel Hanım: "Bu ceza defterinde üçkağıt yapıp ceza puanlarını azaltmaya teşebbüs edersin belki. Sonuçta bütün gün evde yalnızsın. Sanırım bu aptallığı yapmazsın. Bu defteri sadece kendi kalemimle kendi elyazımla yazıyorum. Taklit edildiğini hemen anlarım o zaman da en kalın kemerle 1000 tane 2000 tane vururum günlerce aç bırakırım pişman ederim."

ben: "Asla böyle şeyler yapmayacağıma emin olabilirsiniz Efendim"

Sibel Hanım çantasından bir şey çıkardı. yaklaşık 7-8 santimlik parlak metal boruydu. enine 2 parçaydı. bir tarafında iki küçük menteşe ve diğer tarafında kanca vardı. Uçlardan birinde telden halka vardı, diğer uç açıktı Anlatabildimmi bilmiyorum.

Sibel Hanım: "Uzat pipini"

Sibel Hanım tel halkayı taşağıma geçirip aletime de boruyu geçirdi ve nesneyi kapattı ve küçük bir asma kiliti kancadan geçirip kilitledi.

Sibel Hanım: "Şimdi anladınmı pipini niye ölçtüm. Bunu bizim fabrikadaki ustaya yaptırdım. Evdeki musluk için ek yeri dedim ama zavallı anlamadı. Ama güzel yapmış tıpatıp uydu pipine. Taşaklarındaki bu tel halka borunun düşmesini önleyecek. İşemen için ucu açık. Boru sadece pipinin gövdesini kavrıyor. Ölçüler pipinin inik haline göre olduğu için pipin kalkarsa acı çekeceksin. Kilidin anahtarı bende. Benim iznim olmadan asla boruyu çıkarıp 31 çekemezsin. Pipin de kontrolümde olacak yani. Anlaşıldımı?"

ben: "Evet anladım Efendim. Tel biraz sıkıyor ve batıyor"

Sibel Hanım: "Alışacaksın, katlanacaksın"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım: "Şimdi masaj yap ayaklarıma" deyip kucağıma uzattı ayaklarını. Ben yaklaşık yarım saat Efendimin ayaklarını ovdum. Normalde bu sahnede çoktan sertleşirdim ama pipimdeki demir boruyla bu olamıyordu. Ben masaj yaparken Efendim konuşmaya devam ediyordu:

Sibel Hanım: "Ben kararımı değiştirdim. Bundan sonra ceza puanlarını değerlendirmek için pazar gününü beklemeye gerek yok. -100'e ulaştığın anda değerlendirme cezanı vereceğim. Şimdi gelelim ilk -100 puan için değerlendirme cezana: Önümüzdeki salı senin aylık izin günündü değilmi?"

ben: "Evet Efendim"

Sibel Hanım: "İptal ediyorum. O gün de bana hizmete devam edeceksin"

ben: "Emredersiniz Efendim"

Sibel Hanım aldığım -10 puan için bana 30 kırbaç vurduktan sonra yatmaya gitmişti. ben ortalığı toplayıp işleri bitirdikten sonra yattım ama popom hala yanıyordu. Son 30 kırbacı çok sert vurmuştu. Ayrıca pipimdeki boru sıkıyordu. Efendim yumuşak yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Odasının kapısı hafif açıktı, Efendimin uykuda alıp-verdiği nefes sesleri duyuluyordu. Efendimin rahat benim rahatsız olmam hoşuma gidiyordu

 
Gönderildi : 18 Eylül 2016 00:04
Sayfa 2 / 3
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL