Shop
Seks Kölesinin Günl...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Seks Kölesinin Günlüğü - 3: Teslim

1 Gönderiler
1 Üyeler
0 Reactions
4,021 Görüntüleme
(@master_engineer)
Gönderiler: 54
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Sevgili günlük,

O gece saatlerce işkence ve tecavüze maruz kalmıştım ve eve dönmek için ellerimi çözdüğü hâlde gece olmasını beklemiştim. O kıyafetlerle apartmanda dolaşamazdım. Zaten en aşağılayıcı olan da buydu. Beni çözdüğü hâlde o zindandan çıkamıyordum. Bundan daha da küçük düşürücü olan ise geceyarısı evime dönmek için çıkarken onun fantezilerini tatmin etmem için bana verdiği kıyafetlerden başka üzerime giyeceğim bir şeyin olmamasıydı. Eve döndüm. Kapıdan girer girmez elimi yüzümü yıkadım. Kalçalarım şaplaklanmaktan mosmor olmuştu ve metal kalp izleri çıkmıştı. Aynada kendime baktım bir dakika kadar, sonra sinirden ağlamaya başladım. Ama kararlıydım, ona bunu ödetecektim. Bana yaptıklarını yanına bırakamazdım.

Ertesi akşam işten dönerken kapıda karşılaştık. Hiç konuşmadan birbirimize baktık birkaç saniye, sonra ben hışımla dönüp evime girdim. İntikam almak istiyordum kesinlikle. Birden bir mesaj geldi telefonuma. Baktım, ondandı, “Sorunlarım var, bana yardım et. Yaptıklarımdan çok pişmanım. Eğer kabul edersen sana o gece kaydettiğim görüntüleri teslim edeyim hemen şimdi? Ne olur affetmesen bile anla. İyi değilim” yazıyordu. Yanıt yazmadım. bir iki saat evde dolanıp durdum öfkeyle. Sonra “Kapımın önüne bırak” diye yanıtladım. Görüntülerin internete düşmesi benim için bir felaket olurdu. Birkaç dakika sonra zil çaldı. Kapının gözünden baktım, kimse yoktu. Açtım, paspasın üstünde bir harddisk duruyordu. Tam eğilip alırken birden katta duran asansörün kapısı açıldı ve içinden o çıktı. Bir an duraladım. İşte o an yine kontrolü kaybettiğim an oldu; aniden yüzüme sıktığı sprey ile kendimden geçtim.

Uyandığımda kendimi çok rahatsız bir pozisyonda buldum. Kafama kumaştan çuval gibi bir şey geçirilmişti ve bir iskemlede oturuyordum. Hiçbir şey göremiyordum. Deri bir kıyafetin sardığı kollarım karnımda kavuşmuş bir biçimde sımsıkı bağlıydı ve onları bağlayan kayışların sırtımda buluştuklarını hissedebiliyordum. Göğüslerim çıplaktı ve kollarımın içinde bağlı olduğu deri kıyafete değiyorlardı. Ayağa kalkmak istedim ama belimden bağlanmış kemer gibi bir şeyle iskemleye sabitlenmiştim ve ayaklarım da iskemlenin ayaklarına zincirlenmişti. Bağırmak istedim, ancak ağzımda deri kaplı bir çubuk vardı ve sesim çok az çıkıyordu. Bacaklarımı oynatınca altımda bir etek olduğunu farkettim ancak kalçalarım çıplaktı? Biraz daha çırpındım ve tıkalı ağzımla inledim.

Birden sol kulağıma “Tekrar hoşgeldin Özlem” diye fısıldadı ve kafamdaki kumaş çuvalı çıkardı! Aynanın karşısındaki sorgu iskemlesine oturtmuştu beni. Ayaklarımda yüksek topuklu siyah renk deri botlar vardı. Üstümde tek parçalık deli gömleğine benzeyen ama göğüslerimi tamamen açıkta bırakan, bütün kollarımı, omuzlarımı -ve hissettiğim kadarıyla- sırtımın üst kısmını saran siyah deriden bir kıyafet vardı ve sımsıkı bağlıydı. Altımda ise yüksek belli deri bir siyah mini etek vardı. Botlar ayak kelepçeleriyle iskemlenin ayaklarına bağlı olduğunda bacaklarımın arası açıktı; külodum yoktu, incecik ten rengi çoraplar jartiyerimin kordonlarına kopçalanmıştı. Ağzımdaki tıkacın uçlarındaki metal halkalardan çıkan deri kayışlar ensemde bağlanmıştı ve bu sefer boynumda başımı neredeyse hiç hareket ettiremeyeceğim kadar büyük ve sağlam bir tasma vardı. Beni o hâlde gören hiçbir erkek bana yardım etmeyi düşünmezdi.

Tasmamın kancasından tuttu ve beni sol kulağımdan usulca öptü. Sonra diliyle kulağımın içini yaladı, kulak mememi emdi. Ürperdim. “Bu zindan ve içindeki her şey, her oyuncak, senin için özel hazırlandı Özlem” diye fısıldadı, “Sen bu zindanın esiri olacaksın”. Öfkeyle çırpındım! Daha sabah intikam planları yaparken geceye kalmadan yine fantezilerinin oyuncağı olmuştum. İskemleyi sarsmak için var gücümle çırpınıyordum, ancak serbest göğüslerimden başka hiçbir uzvum kımıldamıyordu. Derince bir nefes verdi tatmin olmuş bir şekilde, “Kayışların çok sıkı değil mi?” dedi, “Bu senin iyiliğin için”. Başparmağını emerek ıslattı ve dudaklarımda gezdirdi. Tasmam kafamı çevirmeme izin vermediğinden ağzımı kaçıramadım. Sonra göz temasını kaybetmeden elini göğüslerime indirdi, sol meme ucumla oynamaya başladı, “Ne kadar da savunmasızsın”. Birden eğildi, elleriyle dizlerimden destek alıp göbeğimden öptü, diliyle nazikçe yalamaya başladı. Elleri bacaklarımı okşayarak eteğimin içine daldı, jartiyerimin kordonlarıyla oynadı. Sonra kemerimi çözdü, botlarımdaki kelepçeleri çıkarttı ve beni tasmamdan tutup ayağa kaldırmaya çalıştı. Bir an o odanın içindeki en güvenli yerin o sorgu iskemlesi olduğunu düşündüm; geçen gece bana yatakta, tecavüz masasında, duvarda ve Filistin askısında yaptıklarından sonra kımıldamamanın iyi bir fikir olduğu kararına vardım ve bütün ağırlığımı iskemleye verip çırpınarak karşı koydum. Hayalarına doğru bir tekme savurdum! Canı yanmıştı, ancak altımdaki etek çok dar olduğundan yeterince sert bir tekme çıkaramamıştım. Sonradan bu yaptığıma çok pişman olacağımı farkettim. Bir hışımla işkence aletlerinin asılı olduğu duvara gitti. Askıların birinden iki ucunda metalden parlak kıskaçların olduğu ince bir zincir çıkarttı. Zinciri sağ elinin işaret parmağına dolayıp açarak yanıma geldi. “Neden uslu bir kız olmuyorsun Özlem?” diye sordu sakince, “Neden sahibine boyun eğmiyorsun?”. Ona nefretle baktım. Eğildi, nazikçe sol mememden öptü. Sonra ağzını iyice meme ucuma yaslayıp, yeni doğmuş iştahlı bir bebek gibi emmeye başladı. O kadar sert ve seri bir şekilde emiyordu ki uyarılmıştım. Bir dakika aralıksız emdikten sonra başını kaldırdı ve elindeki zincirin kıskaçlarından birini emilmekten iri bir fındığa benzeyen meme ucuma geçirdi! Acıdan yerimden sıçrayacak gibi oldum. Hayatımda böyle bir acı hissememiştim. Var gücümle çırpındım. Gözlerimdeki nefret birkaç saniye içerisinde dehşet ve korkuya dönüşmüştü. Yüzüme baktı, hafifçe gülümsedi. Sonra diğer mememi emmeye başladı. Ağzını kaldırıp zincirin ucundaki diğer kıskacı meme ucuma yaklaştırdı. Yalvaran gözlerle başımı sağa sola salladım. Kıskacı geçirdi. Hayal edemeyeceğim kadar canım yanmamıştı. Zincirden tuttu ve yavaşça kendine doğru çekmeye başladı! Zincir çektikçe kıskaçların arası daha da kapanıyordu ve acı tahammül edilemez bir zeviyeye yükseliyordu. Gözümden yaşlar boşaldı. Hüngür hüngür ağlayarak iskemleden kalktım. Botların topukları çok yüksekti ve ancak balerin gibi parmak uçlarımın üzerinde denge sağlayabiliyordum, değil kaçmak, yürümek bile çok zordu. “Dik dur Özlem!”. ŞAK! Sağ eliyle kalçalarıma sert bir tokat attı. Kalçalarım çırılçıplaktı! Bana giydirdiği etek önden bakıldığında herhangi bir deri mini etek gibi duruyordu, ama arkadan bakıldığında, kalçalarımı örtmesi gereken yer boştu. Eliyle yavaşça kalçarımı okşarken “Yeni eteğini beğendin mi?” diye sordu, “Senin için özel yaptırdım, buna ‘ceza eteği’ veya ‘şaplak eteği’ diyorlar, senin gibi yaramaz kızları hizaya getirmek için”. Sonra aniden bir pandik attı ve dengemi kaybedecek gibi oldum.

Göğüslerimden sarkan zinciri çekiştirerek beni önce yatağın kenarına getirdi. Bir yastık aldı eline. Sonra aynanın tam önüne çekti beni. Yastığı zincir ile göğüslerimin arasına sıkıştırıp beni yüzüstü aynaya yasladı. Yastık sıkışmış, zincir de gerilerek kıskaçların daha da kapanmasına neden olmuştu. Meme uçlarım biraz daha yandı. Artık bayılmak üzereydim. Saçlarımı okşamaya başladı, “Saçların çok güzel”. Göğsüyle sırtıma abanıp, nazikçe sol yanağımdan öptü. Aynayla burun burunaydım. Hâlime baktım; botlarımın bağcıkları sımsıkı ikişer düğümle bağlanmıştı ve ayak bileklerimi sıkıyorlardı. Topuklarım o kadar yüksekti ki en ufak bir harekette dengemi kaybediyordum. Üzerimdeki deriden yapılmış deli gömleğinin kayışları sıkıca sırtımda bağlanmış, göğüslerim apaçık kalmış, meme uçlarıma metal kıskaçlar geçirilmişti. Kurtulmam imkansız görünüyordu, Ağzımdaki kocaman tıkaç ensemde kayışlarla sabitlenmişti ve boynumdaki kalın tasma alt çenemi dahi hareket ettirmemi engelliyordu. Altımdaki minicik “ceza eteği” de bu tabloyu tamamlıyordu. Tamamen savunmasızdım ve çok kışkırtıcı bir durumdaydım. Bana istediği her şeyi yapabilirdi ve bütün karanlık arzularını benimle doyurabilirdi.

Yanaklarımı okşadı nazikçe. “İzninle bu akşam önce tatlıdan başlamak istiyorum” dedi. Ne dediğini birkaç saniye sonra anladığımda acıdan bayılacak gibi oldum: bana arkadan girmişti! Kazık gibiydi ve anüsüm parçalanacak gibi olmuştu. Kasıklarını iyice kalcalarıma yasladı, göğüslerimi avuçladı ve büyük bir arzuyla girip çıkmaya başladı. İnim inim inlemeye başladım. Tıkaç çok büyüktü ve kayışları iyice sıkılmıştı; bağırmak için ağzımı açtıkça dudaklarımın kenarını kesiyorlardı. Hüngür hüngür ağlıyordum. Ben ağladıkça iyice kudurdu ve sağ eliyle saçımı çekti. Botlarımın üstünde dengemi kaybettim, dizlerim kırıldı. Kalçalarım aşağı inince istemeden içimden çıkmış oldu ve rahatladım bir saniyeliğine, ama aniden zinciri sertçe yukarı çekince memelerimdeki müthiş acı beni dimdik durmaya zorladı. Artık o da kontrolü kaybetmişti: bir eliyle saçımdan, bir eliyle de zincirden çekiyor, aldığı zevk arttıkça daha çok asılıyor, asıldıkça daha çok canım yanıyor ve onun aldığı zevk de yeni bir zirveye tırmanıyordu. Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı oldu. Tıkacı iyice ısırdım ve ağlamaya devam ettim. Bana bir yıl gibi gelen birkaç ıstıraplı dakikanın sonunda boşaldı neyse ki, “Ahhh… Özlem… Çok tatlıymışsın…” dedi kesik kesik, içimden çıkarken. Yatağa yürüyüp, yığıldı.

Kendinden geçmişti ve uykuya dalmıştı. Bense kollarım bağlı, ağzım tıkalı odanın içinde kalmıştım. Memelerim artık iyice uyuşmuşlardı. Yatağa kadar yürüyüp oturdum ben de. Hiçbir kadın, kendisi için hazırlanmış bir zindanda bile bulunsa, o kıyafetlerle dışarı çıkmayı bir seçenek olarak görmezdi. Beni çözmesi için ona tekme atmayı düşündüm bir an, ama sonra bunun cezasının çok daha kötü olabileceğini düşünerek vazgeçtim. Bunun üzerine bacaklarımı bacaklarına sürterek onu uyandırmaya çalıştım, kucağına oturdum. Birden uyandı. Göğüslerimle zincir arasındaki yastığı çıkardı ve beni sırt üstü yatağa yatırdı. Üstüme çıkıp “Sevişmek mi istiyorsun?” diye sordu. Dermansızca bir inilti çıkardım beni çözmesi için. yavaşça yüzüme doğru eğildi, “Haydi sevişelim o zaman” dedi. Ensemdeki kayışları çözdü, ağzımdaki tıkacı ve tasmamı çıkardı. Boynum terlemişti. Saçlarımı okşadı yine, yanaklarımdan usulca öpmeye başladı. Ürkekçe “Seviştikten sonra beni çözer misin lütfen?” diye sordum. Başını o sırada öpmekte olduğu gerdanımdan kaldırdı, sağ işaret parmağını dudaklarıma götürüp “Şşş” dedi, “Sahibin izin vermeden konuşmamalısın”. Gözlerimin içine bakarak başparmağını dudaklarımda gezdirip, ağzıma soktu. Başparmağını emerken bacaklarımı araladım iyice. Suyuna gitmeye çalışıyordum. Sol eliyle bacaklarımı okşadı ve eteğimi belime doğru sıyırdı. Parmağını ağzımdan çıkarıp yanağımı okşadı, “Aferin Özlem, hep böyle uslu olmanı istiyorum”. Elleriyle bacaklarımı sertçe iki yana açtı, sol eliyle sağ bacağıma abanıp, diğer eliyle sol bacağımı alttan kaldırdı, basenimden ayak bileğime kadar çorabımın dikiş izini takip ederek okşadı ve botumun topuğundan sıkıca kavradı. Tamamdı artık, bacaklarım ardına kadar açılmış, göğüslerim, vajinam çırılçıplaktı. İçime girdi, kasıklarını kasıklarıma yasladı. Gidip geldikçe hızlandı. Ara ara bacaklarımı, kalçalarımı, göğüslerimi okşuyor, bazen de saçımı çekiyor, kulak memelerimi ve dudaklarımı emiyordu. Haz yükselmişti ki birden ellerini kalçalarımdan çekti ve meme uçlarımdaki kıskaçları çıkarttı! Uyuştukları için hissetmez olduğum memelerim birden kan hücum edince inanılmaz bir acıyla uyarmışlardı beni. Bir çığlık kopardım ama istemsiz haz iniltilerine karışıp gitti saniyeler içinde. İkimiz de boşaldık.

Üzerimden kalktı, karşı duvara gidip kırmızı topu alıp döndü. Yatağa yanıma uzandı tekrar, “Haydi Özlem” dedi, “Aç ağzını”. Sitem dolu gözlerle baktım, itiraz da etmek istemiyordum. “Söz bağırmayacağım” dedim, “Kimseye de bir şey söylemeyeceğim, ne olursun beni çöz”. Bacaklarımı araladı, vajinamı parmaklarıyla okşamaya başladı. Bir an gevşedim, ağzıma topu yerleştirdi ve kayışları ensemde bağladı. Yataktan kalktı, odadan çıktı. Su sesleri geldi evin içinden.

On beş dakika kadar sonra üzerinde beyaz bir bornozla geldi. Yatağa oturdu, saçlarımı okşamaya başladı. Kolumdan tutup çekti, yanına oturttu beni de. Bacaklarımı okşadı, çoraplarımın üzerindeki siyah çiçek desenlerinin üzerinde parmaklarını gezdirdi. Başımı kendisine çevirip, işaret parmağıyla çenemi kaldırdı nazikçe, “Devam edelim mi?” diye sordu. Boğuk bir inilti çıkarttım. Gece geç olmuştu ve çok yorgundum. Daha fazla tecavüz ve işkenceye katlanamazdım. “Yaramaz kız” dedi, saçımdan çekip beni kucağına yatırdı bir hamlede. Ben daha ne olduğunu anlamadan sağ eliyle sertçe kalçalarımı tokatlamaya başladı. Deli gibi çırpınmaya başladım. Bacaklarımı geriye doğru savuruyordum. Birden botlarımdan birinin sivri topuğu suratına çarptı ve yüzünü çizdi. O an göz göze geldik. Beni şaplaklamayı bırakmış, tıpkı memelerime o kıskaçları geçirmeden hemen önceki ürpertici bakışını atmıştı. Sakince gömlek cebinden geçen geceki siyah kumaş parçasını çıkartıp gözlerimi bağladı. Beni kucağından kaldırıp kolumdan çekerek işkence aletlerinin olduğu duvara doğru sürüklemeye başladı. Yine deli gibi çırpındım, topuklarımı yere vurdum, boğuk boğuk inledim.

Duvarın önünde durduk, boynuma bir tasma geçirdi. Tasmanın kancasına bir zincir taktı ve hafifçe çekti. Boyun eğdim. Sonra birden sert bir şeyle kalçalarıma vurdu. Plastik gibi bir hissi vardı. Aniden aynı şeyi anüsümden içeri soktu! çok rahatsızlık vericiydi. Derine soktukça rahatsızlık yerini acıya bıraktı. Cop sokmuştu içime! inim inim inlemeye başladım, birden gözümden yaşlar boşaldı. “Bu içeride kalacak, anlaştık mı Özlem?” dedi. Önüme geçti, bacaklarımı iki yana açtı. Cop çıkacak gibi oldu, sertçe içeri bastırdı. Hüngür hüngür ağlıyordum. Ve birden vajinamdan içeri sert ve kalın bir şey soktu. İnledim. Bu sefer içime soktuğu vibratör daha büyüktü. Biraz içimde gezdirdikten sonra vibratörü çalıştırdı. Kendimden geçtim.

https://karanlikgunahlar.wordpress.com/
https://karanlikgunahlar.blogspot.com/

çeşitli oyuncaklarınızın tasarımı ve imalatında danışabilirsiniz.

 
Gönderildi : 8 Mayıs 2018 00:07
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL