Paylaşmayı Öğrenmek
Bodrum katının sessizliğinde köşeye sinmiş olarak Efendimizin gelmesini bekliyorduk.Biraz ürkek biraz heyecanlı biraz huzursuz karmakarışık duygularla beklemekteydik.Ama bir tuhaflık vardı.Her sabah yanımıza gelirdi.Keyfi gelene kadar falakaya yatırırdı bizi.Ama bu sabah gelmemişti ve akşam olduğunu tahmin ettiğimiz bu saatlerde bile yoktu.İşin tuhaf yani evde terkedilmişlik hüküm sürüyordu.Korkmaya başlamıştım.İçlerinde belki de en yenileri olarak terk edilme korkusu sarmıştı dört bir yanımı…Ama yine de mutluydum.kendimi evimde gibi hissediyordum.Diğer kızlarla pek anlaşamasam da beni istemeseler de halimden mutluydum Ta ki Efendimiz yanında başka bir köleyle gelene kadar.”YENİ KÖLEM ÇAĞLA MERHABA DİYİN ”diye emretmişti Efendim.Ne diyeceğimizi bilemeden bakakalmıştık.İşte o zaman anlamıştım diğerlerinin ben geldiğimdeki hissettiklerini.Bunu kabullenemezdim.İlk tepki gösteren de ben olmuştum.”Efendim ben merhaba demeyeceğim çünkü kabullenemiyorum bunu” Efendim bu lafıma çok sinirlenmiş ve adeta kükremişti.” SEN KİM OLDUĞUNU SANIYORSUN NESİN SEN ”ilk baş kaldırışı yapmamın ardından diğerleri de arkamdan gelmişlerdi.” Köleyiz ama bayanız yapamayız bunu Efendim.”bu sözler Efendimizi iyice çileden çıkarmıştı. Bunun üstüne “YA DEMEK ÖYLE KABULLENMEZSİNİZ” evet diye hep bir ağızdan söylemiştik bu… O sinirle Efendimiz yukarı çıkmıştı. Ve biz çağlayla baş başa kalmıştık. Hepimiz ona kötü kötü bakıyorduk ama o ise bize tatlı tatlı gülümsüyordu. Efendimiz yarım saat sonra kelepçelerle yanımıza geldiğinde neler olduğunu tahmin bile edemiyordum ama az bir zaman sonra öğrenecektim. Daha sonra Efendimiz önce benim sonra da sırayla arkadaşlarımın ellerini ve ayaklarını kelepçeledikten sonra gözlerimize de at gözlüğü taktıktan sonra yeni kölesine ”SOYUN” diye emretmişti.Yeni köle hemen soyunmuştu.Efendimiz onu bodrum katındaki iplere bağladıktan sonra üst kata çıkmıştı 10 dakika sonra geldiğinde en çok canı acıtan bir kırbaç vardı elinde.Benim nefret ettiğim acıydı kırbaç acısı…Ama şimdi yine de onun yerinde olmak için her şeyimi verirdim.Sanırım kıskanmaya başlamıştım. Ve Efendimizin de bunu istediği belliydi çünkü çok ağırdan alıyordu her şeyi. Kırbaç’ı yavaş yavaş sallıyordu havada.Kırbaç’ın havada çıkardığı ses ve Çağlanın vücudunda çıkarttığı ses beni ağlatmaya yetmişti.Gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım.Görmek istemiyordum bunu.Ruhum ağlıyordu çünkü.Efendimiz gözümü kapattığımı görünce “ GÖZÜNÜ ÇABUK AÇ BİR DAHA KAPATIRSAN SONUNU SEN DÜŞÜN ”diye emretmişti.Korkudan açmıştım gözlerimi ama ona bakmak o kırbaç’ın sesini dinlemek canımı yakıyordu özletiyordu o acıyı ve sanırım ilk ben teslim olacaktım kabullenecektim yeni geleni.Kıbaçlar birbiri ardına inmeye devam ederken ben ağlıyordum artık.Kırbaçları sert bir şekilde indiriyordu. Ve en sonunda “SAYMANI DUYMAK İSTİYORUM”diye emretti Çağla’ya.Bodrum katında bir sessizlik hüküm sürüyordu.Çıkan tek ses Kırbacın sesi ve sayma sayılarıydı.10-11-12 her bir sayıda şiddetleniyordu kırbaçlar seslerinden anlayabiliyorduk bunu.Bütün vücudu kıpkırmızı olmuştu ama Çağladan tek bir çığlık gelmiyordu.Gözlerini sımsıkı kapatmıştı ve sanki o acıya konsantre olmuştu ve ruhunda yaşıyordu.73-74-75 artık dayanamaz hale gelmişti bunu da hissedebiliyordum.Canı çok acıyordu….Yüz hatları bunu ele veriyordu çünkü.Yaklaşık bir saat daha Çağla fiziksel olarak bizde ruhsal olarak işkenceye maruz kalmıştık ve ben artık pes etmiştim.”Efendim izin verirseniz özür dilemek istiyorum”diye kısık bir sesle konuştum.Efendimiz ise sert bir ses tonuyla “KONUŞ” diye emretti.Sessiz utangaç bir ses tonuyla “Efendim biraz önce yaptığım saygısızlık için sonsuz kere özür dilerim.Yalvarırım beni affedin. Çağla’ya çok içten samimi bir şekilde hoş geldin diyorum Efendim” Efendimiz bu sözlerimden sonra biraz olsun yumuşamıştı ama diğer arkadaşlarımın pek etkilenmedikleri davranışlarından hissediliyordu.”DEMEK HALA KABULLENMEYENLER VAR DEVAM EDELİM O ZAMAN” diye konuşmuştu Efendim… Çağlayı falaka sopasına da bağladıktan sonra ryter sopasını eline alarak Çağla’nın yanına gitmişti.İlk darbe gerçekten de çok sertti bunu hissedebiliyordum ağlamaya başlamıştı.İlk falakası olduğu kesindi. İlk falakası ve belki de en serti.Ama dayanmak zorundaydı.Diğer arkadaşlarımdaysa değişiklik vardı.Ruhlarımız acıyordu. Onun yerinde olmak istiyorduk.Her darbe Çağla’nın bedenini yakarken bizim ruhumuzu acıtıyordu…ruhumuz yanıyordu ve arkadaşlarımın da artık dayanacakları güçleri yoktu. Sessiz sedasız yalvarmaya başlamışlardı. Özür Diliyorlardı yalvarıyorlardı. Efendimiz ise hiç oralı olmuyordu. Kızlar artık dayanamaz olmuşlardı yüksek sesle ağlıyorlar ve yalvarıyorlardı. Falaka darbeleri her seferinde artıyordu.Her darbede daha sertleşiyordu darbeler…Çağla da artık dayanamaz olmuş bağıra bağıra ağlıyordu.Bir saat kadar falakadan sonra Efendimiz birkaç dakika yukarı çıktığında hepimiz rahatlamıştık rahatlamasına da geri geldiğinde her şeyin yeni başladığını anlayabiliyorduk…Elindeki mandallarla Çağlanın göğüs uçlarını tutuşturmuştu ve bu şekilde kırbaçlamaya başlamıştı Efendimiz…Çağla o sonsuz acıyla baş etmeye gayret harcarken hepimiz bizi affetmesi için yalvarıyorduk Efendimize. Bir yandan da Çağla’nın yerinde olmak için içimiz gidiyordu seyretmek acı veriyordu.Mandallar her 10 dakika da bir artıyordu.Ve artışta kırbaçta şiddetleniyordu.bir yandan da havada duran ayaklar tabanlarının üstünde mumlar vardı.Kırbaç darbelerinde her ayağını oynattığında mumlar daha fazla canını yakıyordu.Bu böyle yaklaşık olarak 4 saat sürmüştü ve günün sonunda hepimiz bitkin düşmüştük.Aslında bütün bunlar ilk denemeleriydi Çağla’nın…Kölelik eğitiminin başlangıcı ama bize çok büyük bir ders vermişti.Ve acılar çekerek Efendimizi paylaşmayı öğrenmiştik…
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
Teşekkürler, güzel hikaye. Çok beğendim.
Yalnız çelişkili bir nokta var:
... Daha sonra Efendimiz önce benim sonra da sırayla arkadaşlarımın ellerini ve ayaklarını kelepçeledikten sonra gözlerimize de at gözlüğü taktıktan sonra ........ Gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım.Görmek istemiyordum bunu.
Gözlerinde at gözlüğü varken zaten bir şey göremezsin. Efendin de senin gözünü kapattığını göremez Ayrıntılara biraz fazla mı takılıyorum acaba?
bilmem ona da sıra gelir herhalde
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
kurgulayan benim.ama işin bu trafını düşünmemiştim.
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
ben teşekkür ederim okuyup yorum yazdığınız için
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben

teşekkür ederim yorum için
elimden geldiğince çaba harcıyorum hikayeler için
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
ben teşekkür ederim
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler