V. Bölüm
Nazan’ın tabanlarındaki Yoshi’nın sürdüğü merhemle biraz azalmıştı. Fakat bu gece yaşadıklarının şaşkınlığıyla acıyı unutmuştu. Aklına hayaline bile getiremeyeceği şeyler yaşıyordu bu gece.

Oysa gece devam ediyordu. Japoun Soshika’nın göğüslerine yöneldi. Sohika’nın göğüsleri bedenini saran streçin içinden iki tepe gibi fırlamıştı. Soshi bedenini sararken memelerini dibinden filmi çapraz geçirerek sıkmıştı, böylece göğüsleri yayılmamış sıkılmış olarak dimdik duruyordu. Adam sağ memeyi üstten tutarak alt kısmına bir iğne sapladı. Bilardo oynar gibi, sanki bir yere nışan alır gibi eğilip baktı. Bu işi bildiği belli oluyordu. Tek hamlede ve hiç tereddüt etmeden işi bitiriyordu. Soshika iğne göğsüne girerken gözlerini sıkıca yumdu. Memesini çepe çevre 18 iğneyle donattı. Soshika’nın anlı ter içindeydi. Bir yandan da iniltiye benzer sesler çıkarıyordu. Nazan anlayamadı, acaba zevketn mi yoksa acıdan mı inliyordu kız.
İğnelerin uçları, meme ucuna doğru yöneltilerek yüzeye paralel bir şekilde saplanmışlardı. Derinin birkaç mm altındaydılar. Bir taç gibi sarmışlardı kızın göğsünü. Bundan sonraki olay Nazan’a çok ilginç gelmişti. Adam başparmağını bir enjektör iğnesinin plastik ucuna dayadı, orta parmağını da göğüsün tam karşı tarafındaki iğnenin plastik ucuna koydu. Yani bir karış ölçer gibiydi. Aniden parmaklarını kapattı. Parmaklarını kapatmasıyla birlikte, iğnelerin ucu kızın göğüsünden fırladı ve karşılıklı olarak meme ucuna gömüldü. İğneyi ilk batırdığında ucun tam meme ucuna denk gelmesini sağlamıştı. Sohika nın ağızından “ıııııyyy” diye bir ses çıktı. Diğer iğnelere çok seri bir biçimde aynı işlemi uyguladı.
10 saniye içinde 18 iğnenin ucu ciltten fırlayarak meme ucuna gömüldü.
Soshika’nın canı çok yanmıştı, acıdan kasılıp kaldı. Gözlerini yummuştu ve çektiği acıyı sindirmeye çalışıyordu. Böyle bir şey beklemiyordu. Yoshi hayranlık ve şaşkınlıkla olayı izliyordu.
Nazan’a doğru eğilip “ Bu işi biliyor. Ne kadar seri ve kendinden emin yapıyor bu işi dikkat ettin mi” dedi.
“ Evet. Ama kızın canı çok yandı”
“ Bakma sen ona o bu işten zevk alıyor. Tanırım onu.”
“Kızın memesi haşat oldu ya”
“Merak etme. 2 gün sonra bir şeyi kalmaz” dedi Yoshi
Soshika gözlerini açtı ve adama bir şeyler söyledi.
Adam zevkten eridi bitti adeta.
“Çok ustaca bir iş yaptığını söylüyor. Böylesini yaşatana ilk defa rastladığını. Kendisine minnet duyduğun söyledi.”
“Hayret” dedi Nazan.
Yoshi sağ kaşını hafifçe kaldırarak Nazan’a bir tebessüm yolladı.

Saat 3’e doğru seans bitti. Adam son derece tatmin olmuş olarak defalarca Yoshi, Nazan ve Soshika’ya teşekkür ederek ayrıldı. Yoshi Soshika’nın iğne batan ve kırbaçlanan yerlerini elden geçirdi. Karşılıklı kısa bir konuşmadan sonra Soshika Nazan’la da vedalaşarak gitti.

Yoshi “ Hadi bizde gidelim artık. Bu gece bu kadar şaşkınlık yeter.”
“Doğru. Hala inanamıyorum yaşadıklarıma “dedi Nazan.
Accord’un hafif motor sesi gecenin sessizliğini yırttı. Hızla uzaklaşıp karanlıkta kayboldular.

Yolda giderken pek konuşmadılar. İkisi de yorgun ve uykusuzdular. Nazan’ın tabanları sızlıyordu. Fakat zihninde yer eden en etkili olay Soshika’nın vaginasına yapılan saline enjeksiyonuydu. Zenci dudağını andıran vagina dudakları gözünün önünden gitmiyordu. Bu onu çok tahrik etmişti. “Kim bilir nasıl duyarlı olmuşlardır “diye düşündü. Hele birde Yoshi’in dudaklarıyla birleşirlerse kim bilir ne olurdu.
“Acaba. Acaba bir denesem mi” diye düşündü. O kadar iğnenin dudaklarına batması da onu ürpertiyordu gerçi, ama hoşta olabilir diye düşündü.
Nazan’ın kafasında yeni bir deneyimin ilk tohumları atılmıştı, hatta tohumlar filiz bile vermeye başlamıştı.

Eve vardıklarında ikisi de duş alıp çıplak bedenlerini bir birlerine yapıştırıp derin bir uykuya daldılar. Nazan uyandığında saat 9.40’ı gösteriyordu. Yanında yatan Yoshi ise uykudaydı. Ortalık sesizdi. Yoshi’nın nefes sesi kulağına geliyordu. Ne kadar masum ve güzel bir hali vardı. Yüzüne dökülen saçlarını dikkatle geri attı. Uyandırmak istemiyordu. “Aşkım benim” dedi içinden “Ne kadar da seviyormuşum seni” . Yüzünde bir tebessüm belirdi Nazan’ın. Geçmişleri gözünün önüne geldi.
Aklına 2 sene önce yaptığı bir muzurluk geldi. Temmuz ayıydı. Birlikte İstanbul’un ünlü otellerinden birine yemeğe gitmişlerdi iş çıkışı. Nazan’ın üstünde keten bir etek ceket takım vardı. Yoshi ise keten bir pantolon ve bluz giyinmişti Ayağında topuklu terlikler vardı. İçerisi oldukça kalabalıktı. Yoshi gözünü Nazan’a dikmiş yemek yeyişini izliyordu. Birden Nazan Yoshi’nin ayak parmaklarını bacaklarının arasında his etti.
” Ne yapıyorsun Yoshi, delirdin mi” dedi bacaklarını kapatıp gözlerini açarak.
Yoshi sadece gülümseyerek karşılık verdi ve parmaklarını Nazan’ın organına sürtmeye devam etti.
“Ayol yapma, rezil olacağız” dedi Nazan panik içinde.
Nazan başparmağını dudaklarının arasına bastırmaya başladı.
Nazan kıpkırmızı oluştu. Bir yandan da zevk almaya başlamıştı.
“Yoshi, yapma ne olur.” Sesi artık fısıltıdan inilti moduna geçmişti.
Yoshi parmaklarını artık kilodunun içine sokmuş, tenindeki ıslaklığı his etmeye başlamıştı. Nazan dirseklerini masaya dayamış başını ellerinin arasına almıştı. Saçları yüzüne dökülüyordu. Gözleri kapalı kasılmış bir halde oturuyordu.
“yapma” diye fısıldadı . zevkten de çıldırmak üzereydi.
Yoshi’nin gözü yan masaya takıldı. Dört kişilik bir grup oturuyordu. Orta yaşlı tiplerdi.
Kadın masalarına doğru bakarak , eşi olduğu tahmin ettiği adamın kulağına doğru bir şey fısıldıyordu. Adam şaşkınlıkla masalarına doğru baktı. Anlamışlardı durumu galiba. Yoshi devam ediyordu. Masaya doğru yaklaşan garsonu çağırdı.
“Yoshi” diye bağırdı Nazan.
“Delimisin”
“Bu haldeyken adamı nasıl çağırısı” diye fısıldadı öne doğru eğilerek.
“Hesabı rica edeyim lütfen” dedi Yoshi garsona gülümseyerek.
Yan masa birbirlerine bir şeyler fısıldayarak onlara doğru bakıyordu.
Nazan’nın bedeni sarsılmaya başladı, zorlukla kontrol edebiliyordu kendini. Doruğa ulaşmıştı, sanki içi boşaldı. Böylesini yaşamamıştı. İster isemez bir ayağını ileri doğru itti ve Yoshi’nin yerde duran terliğine çarptı. Terlik masanın altından fırlayıp kendilerini izleyen grubun masanın önüne kadar fırladı.
“Aman Allahım. Rezil olduk” dedi Nazan yan masayı fark ettiğinde.
Ellerini yüzüne kapatarak.
“Rezil olduk Yoshi, rezil” dedi.
Yoshi garsonun getirdiği hesabı ödeyerek yüklü bir bahşiş bıraktı.
Hiçbir şey olmamış gibi kalkıp, yan masaya doğru yürüdü.
Gruba gülümseyerek “İyi akşamlar” deyip eğildi terliğini ayağına geçirdi ve masasına yöneldi.
“Hadi, canım. Artık gidelim” dedi Nazan’a.
Nazan utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde kaçacak bir delik ararmışçasına halde, yerinden fırladı.
Park yerine doğru yürürken sinirleri iyice bozulmuştu. Kahkahalarla gülüyordu ikisi de.
“Yoshi çok muzursun, perişan ettin beni ya” dedi Nazan.
“Yan masaya dikkat ettin mi ?”
“Ya birde rezil olduk millete. Kim bilir neler düşünmüşlerdir hakkımızda.”
“Boş veeer. Sen zevk aldın mı. Onu söyle bana”
“Korkunçta valla. Müthiş bir şeydi.”
“tamam o zaman. Fazlasını düşünme”
Hiç unutamadı o akşamı.
Hafif hafif Yoshi’nin saçlarını okşayarak “hayatıma renk kattın sen. Seninle birlikte her şey nasılda değişti. Ruhumu okuyorsun, bir bakış yetiyor beni anlaman için.
Sensiz ne yapacağım ben”
Aklına dönüş zamanının yaklaştığı geldi. 3 günü kalmıştı. Sadece 3 gün.

Yoshi gözlerini açtığında Nazan dudaklarına hafif bir buse kondurdu.
“Günaydın, gülüm” dedi şefkat dolu bir sesle.
“Günaydın” diye gülümseyerek cevap verdi Yoshi.
Birlikte kalkıp kahvaltı ettiler.
“Yoshi, aklıma bir şey takıldı. Atamıyorum bir türlü.”
“Ne ?” diye sordu yoshi.
“Hani şu saline olayı”
“Anladım. Merak ediyorsun”
Nazan sıkılarak “ Evet “ dedi.
“Merak ediyorsun”
“Evet”
“Hatta denemek istiyorsun”
“Evet”
“Sonra da Yoshi’nin dudaklarını his etmek istiyorsun üstünde”
“Nazan hafifçe başını salladı “evet”.
“Olur, kendim için sakladığım bir şişe saline var evde. Sen hazırlan ben getireyim.”
Nazan’ın içini bir heyecan kaplamıştı. Nasıl olacaktı acaba. Umduğu gibimi yoksa hayalkırıklığı mı.
Nazan yerinden kalkarak salona geçti. Sabahlığını çıkarıp sehpanın kenarına oturdu. Bacaklarını açarak Yoshi’yi beklemeye başladı. Yoshi elinde malzemeleriyle odaya geldi. Enjektörü ambalajından çıkarıp saline’i içine çekti. Pistonu hafif bastırarak içerdeki havayı attı.
“Üf o iğne kalın değil mi” diye sordu Nazan endişeyle.
“ Elimde şu an bu vardı. Dayanırsın korkma” dedi Yoshi
Nazan sehpanın kenarında bacaklarını iyice açmış bir halde onu bekliyordu.
“Öyle olmaz. Kanepeye geçmen lazım. Arkanı yaslan ve bacaklarını kaldır”
Nazan kanepenin kenarına oturup başını arkaya yasladı. Bacaklarını dizlerinden kırarak havaya kaldırdı.
Yoshi önünde topuklarının üstüne oturarak vaginayı spreyle dezenfekte etti.
“uuu yaktı bu “ dedi Nazan gülerek.
“Biraz yakar. Hassas bölge ne de olsa. Önce sağ dan mı yoksa sol dudağından mı istersin.”
“Bilmem. Sağdan başla hadi.”
“Bak sen. Heyecan başladı bile. Kabardı burası.”
Nazan utanarak” Ne yapayım. Uyarıldım bir kere. Sened durum nasıl*”
“Mmm” dedi Yoshi “ iyi, çok iyi”
Parmağıyla Nazan’ın organının sağ dudğını yoklamaya başladı. Uygun yeri bulduktan sonra Nazan’ın gözlerinin içine bakarak “hazımısın “diye sordu.
Nazan “ Hıhı” diye cevap verdi. Aslında içinde biraz koru yok değildi, ama merak ve heyecan daha ağır basıyordu.
Yoshi’nın iğnenin ucunu dudağına dokundurması ile irkildi.
“Ne oldu ? daha başlamadık ki” dedi Yoshi.
Yavaş yavaş enjektörü itmeye başladı. Dudağın alt tarafına nışan almıştı.
Vağınanın cilt yapısı oldukça esnek olduğu için Nazan’ın dudağı iğneyi içine almamakta diretiyordu. İğneyi bastırdıkça Nazan’ın his ettiği acı artıyordu.
Ağızını hafif aralayıp nefesini çekti içine. Dudağında derin bir çukur oluşmuştu.
His ettiği acı gittikçe artıyordu. Sonunda derinin direnci kırıldı ve iğne dudağın derinliklerine kaymaya başladı. Nazan yakıcı bir acı his etti bacaklarının arasında.
Tuttuğu nefesini bırakarak
“ Bayağı acıdı Yoshi” dedi.
“bu acının sana zevk vereceğini düşün”
“ Ayyy yaktı bu.”
“ Biraz yakar tabii. Tuzlu su ne de olsa.”
Salinin dudaklara dolmasıyla, yanma hissi arttı. Yavaş yavaş o bölge şişmeye başladı.
“Güzel, Burası tamam” dedi Yoshi ve iğneyi geri çekti.
Nazan doğrulup bakmak istedi ise de Yoshi “ Daha değil.” Deyip bakmasına izin vermedi.
İğnenin ucunu bu sefer iç yan taraftan temas ettirdi. İğne dudağı yukarıya doğru itti .
Nazan hafif bir “Ihh” çektiyse de fazla sesini çıkarmadı. İğne yavaş yavaş dudağın içine gömüldü. Saline yavaş yavaş içeri dolarak dudağı kabartmaya başladı. Son posta saline ise dudağın üst tarafından içeri doldu. Yoshi parmağıyla dudağı biraz sıvazladı ve kalkarak yatak odasından bir makyaj aynası getirdi.
“Bak bakalım. Nasıl olmuş” dedi Nazan’a.
“Nazan aynaya bakarak diğer dudağın iki katı olmuş sağa dudağı gördü.
Parmağını üstünde gezdirerek hassasiyeti fark etti.
“Çok güzel ya. Harika bir his bu.” Dedi.
“hadi devam et öbürüne.”
20 dakika sonra işleri bitmişti.
“ Şimdilik sadece diş dudakları şişirdik.”
“Neden”
“Önce bunu bir hazım et bakalım. Hepsi birden ağır gelir.”
“E sen öyle diyorsan doğrudur.”
Yoshi Nazan’ın vaginal dudaklarını dipten hafif hafif sıkarak salinin homojen toplanmasını sağladı.Nazan elliye yokladı ve “Aman tanrım, ne kadar hassaslaşmışlar” dedi.
Yoshi eğilip dudaklarını Nazan’ın organına dayadı.
Nazan başına arkaya attı ve hayatında görmediği bir zevk tattı. Sarsılıyordu, vücudu hazdan titriyordu. Boşlukta sonsuzluğa doğru uçuyordu sanki.
Nefes nefese kalmıştı. Bedeninden terler boşaldı.
“Yoshi, sanki üstümden kamyon geçti. Ne oldu böyle.”
“Uçurdum seni yine”
“ne uçuştu ama. Böylesini hiç yaşamamıştım.”
“yaşayacağımız çok şey var daha.”
Nasıl diye geçirdi aklından Nazan. Şurada 3 günümüz kaldı.
O anda şimşekler çaktı Nazan’ın kafasında.
“Neden 3 gün ?”
kafası karıştı yine.
“hayır” dedi içinden.” Neden olmasın”.
Aklında yeni yeni düşünceler oluşmaya başlamıştı.
Anlaşılan önündeki günler çok şeye gebeydi.