ACs5F1WkUbUBir omuz â değdi başı, sonra bir el değdi yüzüne, kölecik içer gibi öptü o el ayasını, ürkek bakışları ile bakmaya yeltendi, bütün yangınları göze alarak ve ancak göz ucuyla bakabildi o hayranlık duyduğu varlığa.

Sonra bir kıvılcım sıçradı kuş yüreğine, ucundan baktığı, cennetleri vaat eden o gözlerin cehenneminden.

Söndürmeyin, su serpmeyin yüreğine, hadi bırakın içinde dağlar kadar büyüsün bu şenlik ateşi...Ve dağlansin tüm eski acıları, kendini yakarken bu gözlerde.

"Ah martı, nasıl da kondun oradan oraya, nasıl böyle özensiz ce uçtun." Dedi LİLİTH.

Yüzü düştü kölecigin, o sancılı saatlere gidip gidip geldi, eğdi başını kölecik gem vurmayı bilemediği arzularının batağında batıp batıp çıktı.

"Elbet bir sebebi vardır yaşanmışlıkların, hislerin umduğum gibi -samimiyetle- yoğrularak bana aktarılmışsa, gün be gün aşama kaydedip, hiçliği ne bir adım daha yaklaşmana vesile olabilirler." dedi LİLİTH.

Kızaran yüzüne bir esinti geldi köleciğin...Bir köpek yavrusuydu şimdi, sokuldu Tanrıça ya....boynundaki altın anahtarı aldı avucuna LİLİTH....afalladı kölecik, neye uğradığına şaşırdı, bir ruh üşümesine kapılıp titredi.

Anahtar, bir metafordu beslendiği hayallerinde, şimdi ise bir cisim e, bir şekle girmişti, aynı LİLİTH in kanlı canlı vücut bulmuş haliyle.

"Sen dürüstlüğünden ve içtenliğinden ödün vermediğim sürece ben burada olacağım" dedi LİLİTH.

Binlerce duyguya büründü büyüyen gözleriyle kölecik, ifadesi seçilir gibi değildi, varlığından habersiz yeni yeni mimikler geçiyordu şapşal yüzünden.

Köleciğin bu budala haline bakıp gülümsedi LİLİTH, çıkarırken maskesini.

köle(KUŞ) BAKIŞI

● Maskenin ardında, bir derya, bir devran â şahitlik etti köleciğin kısılan gözleri
● Bembeyaz evrendi LİLİTH in sureti, ve bu evrende iki mavi alev topuydu LİLİTH in gözleri.
● Geldi, deldi, geçti her bir ışıklı bakış zavallı köleciği.
● Bol bol ölmüştü kölecik bu mavi ateş te ve "ölümlerden ölüm beğen" e verilecek en güzel yanıttı " LİLİTH İN ELLERİ"

Koyvermişti kölecik, ruhunu, gururunu, iradesini, bedenini LİLİTH 'in ayaklarının altına, bütün insani meselelerini bırakıp sadece kilitlenip bakakaldı, çoktandır ruhunu kilitlemiş cehennem kraliçesine.

Et e, kemiğe bürünmüş bir nesne, işlenmemiş bir "şey" di artık kölecik.
Ve artık ve şimdi ve tam da burada zahmetli çırpınışlarıyla doğan bir anka kuş u misali, ifadesiz "hiç"liğinden sıyrılıp, küllerinden "olma" vaktiydi martı için.

köle TERBİYECİSİ

Bu biçare çırpınışlara verdiği her ağır tahrip ise birer tahrik unsuruydu LİLİTH için, avucunda sıktıkça, ruhundan bal damlıyordu bu zavallının.

En zorlularını dize getirmesini bilmişti köle terbiyecisi LİLİTH, ama bu başkaydı,tadı damağında yer etmişti.
Ve artık ve şimdi ve işte tam burada, tek "gerçek"sadakat için her biçimde varedeceği ve ilelebet gömeceği bu çarpıcı, sancılı dirilişi gururla seyre daldı LİLİTH,altın anahtarı çıkarırken boynundan...