arkadaşlar bir form oyunu bu kendi hikayemizi kendimiz yapalım ne dersiniz bakalım ortaya ne gibi bir hikaye çıkıcak size düşen sadece olaya uygun bir senaryo ile devam etmek ve olayı çıkmaza sokmamak 
yeni karekterlerde ekleyebilirsiniz ama baş rolleri değiştirmemek şartı ile diyerek ben başlıyorum:
Hava çok soğuktu bir çay içip ısınırım düşüncesi ile girdim o cafeye ama bilmiyordum hayatım değişecek bir tane boş masa vardı bende oraya oturdum zaten kafamda çok karışıktı ve işte o an beyaz kürklü bakımlı yüzlü uzun sarı saçlı bir bayan içeri girdi ve işte dedim kadın bu '!!! bütün masaların dolu olması harika idi yanıma gelip oturabiliriyim efendim müsade edermisiniz dedi ben heycandan elimdeki çayın sıcaklığına bile bakmadan tek yudumda hepsini içmiştim bir sigara yaktı yüzüme doğru üfledi dumanını ya ben hiç böyle olmamıştım hani bazı duygular vardırya anlatılmaz yaşanır havadan sudan derken koyu bir sohbet başlamıştı bile siz biz yerini sen ben olarak değişmişti çok dikkatimi çeken bir durum vardıki bana her fırsatta efendim diyordu bir ara sözler yerini gözlere bıraktı ve uzuun uzun bakıştık ellerini tuttum artık tek vucut olmuştuk garsonun '' bir emriniz varmı efendim '' demesi ile irkildim daha ismini bile bilmediğim hayatımda ilk kez gördüğüm birisi ile ilk kez el ele tutuşuyordum o kadar güzel elleri vardıki bir pamuk misali zaman o kadar hızlı geçmiştiki 4 saat olmuş beraber oturmaya başlayalı bütün cesaretimi toplayarak çıkalımmı biraz gezeriz ne dersiniz dediğimde bu yağmurdamı dedi hafif hafif yağmur ciseliyordu tabiki dedim ne kadar güzel yağıyor baksana ' o zaman çıkalım dedi giyinip çıktık dışarı yağmur o kadar güzel yağıyoduki üzerimize nereye gittiğimizi bilmeden saatlerce yürümüştük hava iyice kakarmış saat ise baya geç olmuştu istersen seni eve bırakayım dedim tabiki evim zaten şurası istersen birde kahve içip üzerimizi kuruturuz dedi bende bu teklifi hiç düşünmeden kabul ettim çok güzel bir evi vardı her taraf kırmızı loş ışıklarla donanmış duvarlarda ise yağlı boya portreler yani herşey harika idi şömineyi yakıp karşısına oturduk ve birer kadeh şarapla sohbete devam ettik saat 02 :30 olmuştu ben artık gideyim dediğim zaman Neden gidiyorsun rahatsızmı oldun yoksa evde bir bekleyeninmi var diye sordu bende yok bende senin gibi yanlızım diyince o zaman bu gece misafirimsin diyerek birer kadeh viski alıp geldi istersen önce rahatla üzerini değiştir yada istersen bir duş al deyip odadan çıktı tekrar döndüğünde üzerindeki kırmızı gece elbisesi beni mahvetmişti içinde hiç bir şey yoktu bütün vücut hatları meydanda idi karşıma oturup ayaklarını bana doğru uzatarak bu gün çok yorulmuşuz dedi bende ayakları ile oynamaya başlamıştım bile o kadar güzel ayakları vardıki minnacık öpmekten koklamaktan kendimi alamıyordum
buyurun devam edelim sıra kimde
devam edmeden önce ben bu hikayeyi şöyle hatırlıyom 
kendimi fazla dagıtmışımki ilk hissettigim saglam bi tekme oldu senin egitim anlaşılan bitmemiş daha
kafama basıyor kıpırdayamıyorum kabus olmalı bu ne yaptı bana acaba
içkime bişeymi kattı belliydi zaten kafeye gelişinden kesin beni soymak için düzenledi ya organ mafyası ise 
ne konuşuyonnn dan sonra saglam bi tekme
ve duyulan tek ses ayakkabının melodisi
odanın içide yerde yatıyodum ama yüzüm yanıyo şömineye cok yaklaşmışım geri gitmek istiyorum gidemiyom konuşamıyorum sadece ııggggggggggg
ve konuşmaya başlıyor.................................
yeni karekterlerde ekleyebilirsiniz ama baş rolleri değiştirmemek şartı ile
başrol benin 
ben kaptım
ben o minicik pamuk gibi ayakları öpüp kokladıkca derin inlemeleri beni kendimden geçiriyordu.Tanrının bana bir lütfuydu bugece adeta.Bu kadar terslik ve sıkıntının üstüne böyle bir gece tam anlamı ile müthişti.
Dilimle parmaklarının aralarında, tabanlarında, topuklarında,bileklerinde saatlerce zaman gecirdim sanıyorum.Sanıyorum diyorum çünkü nerdeyse zaman durmuştu. Ama duran sadece zamandı vücüdumun içinde adeta bir volkan harekete geçmişti.
..........
Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!
yüreğim kıpır kıpır olmuştu o güzel ayaklar benim olmuştu ayak parmaklarından başlayıp diz kapaklarına kadar dilimin değmediğiyer kalmamıştı bir ara kasıklarına kadar çıkmıştım okadar güzel kokusu vardıki misk gibi sonra kendimi kaybetmiş olmalıyımki biraz canini yakmaya başladım yavaş yavaş vururken kendimi kaybetmiştim ve vuruşlar hızlanmıştı ve bundan zevk aldığını görünce ilk elime gelen kayışım oldu bir havlu ile ellerini masa örtüsü ilede ayaklarını kendi iç çamaşırı ilede ağzını bağlayıp kendimce bir kırbaç seansı yapmaya başlamıştım . ben kırbaç vurdukça inlemeleri beni daha çok deli ediyordu bir ara gözüme şömine şiş çarptı ayaklarını çözüp ayaklarının arasını açmak için şömine şişini kullandım ve bağladım , kasık arası iyice gerilmişti yüz üstü çevirip arkasından sırtına kalçalarına kayışımı vurdukça inlemeleri çoğalıyordu
O inlerken, kayışımın derisinde çıkardığı ses de adeta beni kamçılıyor kendimden geçiyordum. Onun öyle çaresiz bir halde bana teslim olması içime tarifsiz bir coşku veriyordu.
Kendimi bu duygulara bırakmışken,onun çekmiş olduğu acıdan aldığı hazda yüz ifadesine yansıyor ve hiç sesini cıkarmadan duydugu acının adeta oda keyfini yaşıyordu. Acı ve zevkin doruklarına beraber çıkıyorduk
......
Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!
her şey çok güzeldi o kadar zevk alıyordumki onun inlemeleri ile kayışımı bir kenara bırakıp ayaklarını çözdüm ayakları titriyordu ama çok sıcaktı ayakları dayanamadım ve parmakları arasında dilimi gezdirmeye başladım kırmızı ojeli parmaklarına dilimle masaj yapıp ayak parmaklarından yukarı doğru çıkıyordum inlemeleri git gide artıyordu bende haz üstüne haz alıyordum bembeyaz vücudu kıpkırmızı olmuştu bazı yerlerde ise morarmalar vardı ama o hala zevk alıyordu
şu an hislerimi anlatmam mümkün dil herhalde acının bu kadar keyf vermesi neden mahoşluk cöktü üstüme
ne yapmalıydım içimdeki yanar dagı nasıl dindirmeliyim haykırsam durulurmu damarlarımda dolaşan alev bu bu nasıl bi arzu dur ki yıllardır farkına varamamışım
kulaklarımda hala kayışın cıkardıgı ses var bu sesi unutamam unutmamam lazım derime deydigin anda zevk ayrılmasın diye hücrelerim kayışa sarılıyodu ayrıldıkdan sonra acı
şafak sökmeye başlamıştı ki onu çözdüm tamamen artık takatım kalmamıştı gözlerimin içine bakışları hiç gözlerimin önünden gitmiyor sırt üstü uzandım yere oda yanıma uzandı biraz koklaştınkatn sonra kıpkırmızı olan kalçaları gözüme çarptı ve başladım kalçalarını ellerimde dövmeye ama elimi kaldırıcak takatim bile kalmamıştı nerdeyse o kadar yumuşak kalçaları vardıki kayışın değdiği yerler karda gezen araç izigibi iz bırakmıştı
