Shop
HİKAYE TAMAMLA / MA
 
Bildirimler
Tümünü temizle

HİKAYE TAMAMLA / MA

29 Gönderiler
8 Üyeler
0 Reactions
739 Görüntüleme
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Merhaba Arkadaşlar... Size Bir Hikaye Başlangıcı... Sonucu olacakları nasıl gelişeceği Sizin elinizde....

Arkadaşlar, okuma bütünlüğünün azalmaması için bu başlığa yorum / soru vb. şeyler yazmayalım lütfen, sadece hikayeye katkıda bulunacaklar yazsın. - Masternick

......HEYECAN VE UMUT............

Güneşli Bir Sabahtı. Yataktan heyecanla kalkmıştı. Bütün günü nasıl geçirip akşam olacağını düşünüyordu. Yataktan kalkarak Suratını yıkamaya giderken tökezliyor aynı anda bunu Efendi adayının yanında yaparsa ne yapar diye düşünüyordu. Bir yandan suratına su vururken suratında da mahsun bir gülümseme beliriyordu.

Odaya dönüp gardırobun karşısında akşama ne giyip Efendi adayının karşısına geçmesi gerektiğini düşünüyordu. O ne giyerse Efendi adayı onu beğenirdi? Onu itaatkarı olarak kabul ederdi? bunları düşünürken ciğeri yanıyordu elbiselerinin karsısında.

Belki kendisi için hayatı tümden değişecek, yeni bir güneş doğacaktı. Bunu içinde hissediyordu...

Bugün onun için bir ilkti...Son 2 aydır sürekli sohbet ettiği, konuştuğu, konuştukça kendine yakın hissettiği , ilk başlarda çekinerek verdiği telefon numarasıyla konuştuğu Efendi adayıyla görüşecekti. Bugüne kadar Efendi adayına Efendi diyememişti. Bugün ona Efendim Diyebilecek miydi?

Acaba nasıl biriydi ? Sesini biliyordu ama kendisini hiç görmemişti. Acaba onu beğenecek miydi? Efendi Adayı Kendisini beğenecek miydi?

Tüm gün bunları düşünerek geçecekti .Bu heyecanını nasıl saklayıp çalışacağını düşünüyordu.

Bu durum içinde Dolaptan kendine yeni aldığı Diz üzerinde Vücuduna tam oturan desenli elbisesini giyerken ben işte bu kıyafetle nasıl rahat edeceğim m diye kafasından geçiriyordu. Altına külotlu çorabını giyerek son makyajını da yaparak Efendi adayının yanına giderken giymek üzere Topuklu ayakkabılarını da çantasına alarak işe doğru yola çıkmıştı.

Genelde işe makyajlı gitmezdi.Esra. 25 yaşındaydı. bir kaç ilişkisi olmuş bir kez nişandan dönmüştü ilişkisinde. Bugün onun için iş çok zor geçecekti. Akşam saat 20:00 de lüks bir restoranda Efendi adayının ayarladığı masa da olacaktı.

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 5 Haziran 2013 19:09
(@semiramiss)
Gönderiler: 64
Kanıyla Üye
 

Masasına yerleşti. Bu reklam şirketinde ise başlayalı daha iki ay olmuştu. Çiçeği burnunda bir iletişim fakültesi mezunu olarak fazla bir is tecrübesi yoktu. Onun için erkenden ısinin basında olup yoneticisini memnun etmek için var gücüyle çalısmayı şimdiden alışkanlık haline getirmişti. PC'yi açtı. Tam çalısmaya baslayacakken cep telefonuna gelen mesajla irkildi. Oydu. Sabahın bu saatinde hem de...

"İc çamaşırı giydin mı?" diye soruyordu efendi adayı.

Genc kadın cevap verdi, 'Giydim."

"Çıkar o zaman!"

Yerinden kalktı. O anda bir mesaj daha düştü cep telefonuna.

"Giderken telefonunu yanına al."

"Kabine girdiğinde mesaj at ve bana haber ver."

Kafası karıştı. Niye böyle demişti? Hep böyle mı olacaktı? Daha tanışmadan emirler, ustelik bir anlam da veremedigi emirler başlamıştı bile. Ancak aksam guzel bir baslangic yapmak istiyorsa sorgulamamasi gerektiğini biliyordu. Titreyen elleriyle telefonu avucunun icine aldı ve tuvalete yollandı...

 
Gönderildi : 7 Haziran 2013 03:11
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Uzun zamandır böyle başlık açılmadı. Tebrikler teşekkürler. Hadi klavyenizi zorlayın arkadaşlar :++:


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 7 Haziran 2013 16:41
(@lord-peterpeine)
Gönderiler: 1327
BDSM Onursal
 

kabine girdi elbisesini sıyırdı sutyeninin kopçasını açtı sonra kadınların o bilinmez tarif edilmez maharetiyle koltuğunun altından çıkardı çantasına koydu . külotunu da çıkardı tabii pek iddialı bir kükot değildi ama günlük ve kadınların pek rahat ettikleri pamuklu donlardan da değildi erkeklerin böyle konulara değer verdiğini öğrenmişti ...
sonra düşündü külotsuz külotlu çorap giymelimiyim diye anlamsız geldi eh mevsim yaz ve topuklu pabuç ile çorapsız da olabilirm diye düşündü bacaklarının tüysüz olduğundan emindi ama yine de kaçan göçen varmı diye kontrol etti ve bacaklarını tekrar krem ledi baktı floresanın sğuk ışığında tıngır mıngır çalan tuvalet müziğinde süzdü kendinibir sanki karşısında ayna varmış gibi ve meme uçlarının elbiseden belli olup olmadıklarına baktı fena değildi sallanacaklardı biraz ama olsundu ve mesaj attı isteniileni yaptığına dair ...
cevap gecikmedi telefon bipledi ....
" çık ve yerine otur dizlerini asla biribirine değdirme sırtın dik göğüslerin ileride oturacaksın eğer yalnız isen eteklerini toplayıp çıplak butlarının üzerine oturacaksın ve her saat başını 4 dakika geçerken ne yaptığına dair mesaj atacaksın hata yapıp yapadığını da mesaja yazacaksın " ..
kabinden çıktı alışmadığı bir serinlik vardı efil efildi
kendini aynı anda hem özgür hemde tutsak hissetti ...
yerine geçti oturdu içinde bacak bacak üzerine atmak için dayanılmaz bir istek duydu elbisenin ipek astarı butlarına yumuşacık ve kaygan dokunuyordu ıslandığını meme uçlarının sertleştiğini hissetti ...

EVERY WOMAN HAS A SLAVE IN HER BELLY

 
Gönderildi : 7 Haziran 2013 17:22
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

İşlerine yoğunlaşmaya çalışıyordu. Bir yandan da kendini sorguluyordu “Gerçekten istediği Bu muydu?” Düşündükçe de kendini frenliyor başka şeyler düşünmeye çalışıyordu. Efendi adayı dizlerini birleştirmeyeceksin dediği için bacakları açıkken ister istemez dizlerini kapatıyor fark ettiği anda büyük bir heyecanla yeniden eski halini alıyordu. İlk defa bu duyguyu tadıyordu hem korkuyordu hem de yapabilir miyim yetebilir miyim diye sorular soruyordu kendine. Mırıl mırıl sesizce konuşuyordu.

Bir saatin ne kadar çabuk geçtiğini son anda fark etti Tam 10.04 geçe Efendi adayına mesajını attı “ Bir saattir masamdayım. İşlerimi yapıyorum. Bacaklarımı kapatmadım. Ama Bütün gün nasıl böyle duracağım Saat 14.00 de Yöneticimle bir müşteriyle görüşmem lazım. Bu durumda benim için çok zor olur”

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 7 Haziran 2013 18:39
(@semiramiss)
Gönderiler: 64
Kanıyla Üye
 

Heyecanla gelecek yanıtı beklemeye koyuldu. Fakat bir türlü gelmiyordu yanıt. Ne olacaktı şimdi. Tam da evden ayrılıp kendine küçücük de olsa bir daire tutmusken. Kendi ayaklarının üzerinde yeni yeni ve pek dengesizce de olsa durmaya başlamışken. Yeni ısını kaybetmeyi göze alamazdi orasi kesindi. Fakat bu iliskiyi de öylesine istiyordu ki... Bir yandan müşteriyle yapılacak görüşme için hazırlanmış olan sunum metnini gözden geçiriyor bir yandan da sürekli cep telefonunu kontrol ediyordu. Ses çıkmıyordu efendi adayından. Saat 11.04 oldugunda bir mesaj daha yolladı:

"Çok yogunum çalışıyorum. Dizlerimi kapatmıyorum. Öğleden sonraki görüşme için çok endiseliyim. Lütfen ses verin."

İlk baslarda dalginlikla dizini birkaç kez kapattıysa da şimdi hiç unutmuyordu. Bir umutla toplantı için bir izin bekliyordu. Isını kaybetmesine aldırmayacak birine nasıl guvenebilirdi ki. Bedenini ve ruhunu teslim edeceği insanın ona sahip çıkıp koruması da gerekmez miydi? Dimdik sirtinin ortasında bir kamçı gibi kıvrilan derin çizgiden aşağı bir ter damlası süzüldü. İzin çıkmıyordu bir türlü. Fakat "hayır" da demiyordu efendi adayı. Karsı tarafın sessizliğinden delirdecek gibi oldu. Saatine baktı. 12.00 olmuştu. Dört dakika sonra bir mesaj daha atması gerekiyordu. O sırada hattı çaldı. Güvenlik arıyordu.

"Selin Hanım sizin için bir paket geldi resepsiyona."

Telaşla yerinden fırladı. Asansöre yöneldi. 15. katın ışığı yandığında kendini içeri attı. Aşağı inerken saate baktı. 12:04! Hemen mesaj kutusunu açtı. Fakat çekmiyordu telefon asansörde. İste ilk hatayı yapmıştı bile. Kalbi sikisti. Asansörün yanıp sonen düğmelerindeydi gözü. 3,2,1... Lobinin ışığa yanıp kapılar açılınca hemen kendini dışarı atıp telefona sarıldı. Saat 12:06 olmuştu.

"Özür dilerim asansordeydim. Çekmiyordu telefon."

Mesajı yolladıktan sonra binanın girişine yöneldi. Orta yaşlı babacan güvenlik görevlisi büyükçe bir paket uzattı.

"Koray Bey'den geldi biraz önce."

Koray! Oydu. Bana ne yollamış olabilir ki... Hemen zemin kattaki tuvalete yöneldi. Paketi açtı. Siyah bir pantolon ve siyah beyaz çizgili bir gömlek. Tam o sırada cep telefonuna bir mesaj geldi.

"Toplantıda bunları giy ve dizlerini kapatmayı düşünme bile."

Nasıl halletmişti iki saat icinde. Giysiler tam bir is kadınına yakışır nitelikte elegan ve tam bedenine göreydi. Yazisirlarken bedenini sormuştu. Hatta göğüs ve kalça ölçülerine kadar sormuştu. Birkaç kilo verdiginde 36 bedene rahatça sıgdigi için bir an duraksamis fakat iyi ki kendini asiri zayıf gösterme sevdasına kapılmayip 38 beden olduğunu durusce yazmıştı. Peki ya is adresi? Şirketin adresine internetten bakmıştı demek ki. Mutluluktan ve minnettarliktan bulutların üzerinde uçar gibiydi. Problemi halletmişti iste. Müşterilerin ve yoneticisinin önünde utanç verici bir duruma düşmesine izin vermemişti. Hemen telefonunun mesaj kutucuğunu açtı:

"Teşekkür ederim efendim." Tam gönderecekken durdu. Evet gözünde efendi olmuştu bile ama bu sözcüğü böyle hemencecik, kolayca ve belki de herkese söyleyebileceğini düşünmesini istemiyordu. Son kelimeyi sildi.

"Teşekkür ederim. Çok dusuncelisiniz."

Yanıt gecikmedi:

"Son mesajin saat 12:06'da geldi. Sakın unutma her hatanın bir bedeli olur."

 
Gönderildi : 9 Haziran 2013 16:43
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Öğle yemeği zamanı gelmişti. Tuvalet’te üstünü değiştirerek Üstündekileri de Efendi Adayı’nın hediye paketinin içine koyarak Asansör’e yönelmişti. Güvenliğin şaşkın bakışları arasında Asansör’ün düğmesine bastı, Yemek salonuna giderken o sırada Şirket ortaklarından Murat Bey’de toplantı için şirkete gelmişti.

Esra’yı görünce Merhaba Selin Hanım Nasılsınız? Çok Hoş olmuşsunuz. Esra Suratında küçük bir gülümseme ile başını öne eğmişti. Toplantı için giyindiniz sanırım, Güzel bir davranış Tebrik ederim diyerek asansöre binmişlerdi. Şirkette Her zaman Selin ismini kullanırdı. Şimdi kafasında Acaba Efendi Adayım Benim iş yerimi n adresini bulduğu gibi Benim Selin İsmimi de öğrendi mi acaba? Yeni bir düşünce belirlemişti? Acaba bunu Efendi adayına söylemeliyim diye düşünüyordu.

Bir yandan da içinde uçuşan bir kelebek vardı. Şirket ortaklarından Efendi Adayı sayesinde Bir takdir almıştı.
Yemek Salonuna girdiğinde Herkesin gözü üstünde gibi hissetti. Sabah şirkete geldiği kıyafetle şu anda giydiği Takım elbisenin Bir alakası yoktu.

Umarım kimse sormaz diye Yemeğini alarak Bir masada yemeğini yemeğe başladı. Bir yandan da saatini kontrol ediyor Aynı zamanda Efendi adayının nasıl bir Ceza vereceğini düşünüp duruyordu.

Saat 13.00 olmuştu. Yemek tabaklarını kaldırarak odasına geçmek için hazırlanmıştı. Efendi adayına 4 gece

“Tesekkür ederim beni düşündüğünüz için . Yemeğimi yedim Herkesin gözü üzerimde gibi hissetim. Şimdi Toplantı için son hazırlıklarımı yapmak için odama çıkıyorum. Size de Afiyet olsun”

Asansöre binip Odasına çıkarken yeniden telefonu biplemişti. Kendi kendine Kahretsin Demin neden çalışmadın lanet telefon diye vermişti bir anda. Asansörde yalnız olduğuna sevinmişti kişmse onu duymamıştı.

Odasına girince gelince mesajına bakmıştı.

“ Sana İyi Toplantılar Esra Selin . Tabii ki ben seni düşündüğüm kadar İş hayatını da düşünürüm. Toplantı süresince kendini toplantıya vereceksin. Toplantıya girmeden önce ve toplantı bittiğinde mesaj atacaksın. Tabii Yine bacakların kapanmayacak, Otururken Dik oturacaksın ”

Meesaj da Esra Selin' i görünce bir kez daha gözleri açılmıştı. 2. Hatası mıydı? acaba Bunu Efendi Adayına söylememiş olması. Nasıl Öğrenmişti. Acaba Dün iş yerine gelen ama konuşamadığı kişi Efendi Adayımıydı “ diye düşünürken artik emin olmuştu.. O telefon Efendi Adayından gelmişti.

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 9 Haziran 2013 19:35
(@firuzee)
Gönderiler: 228
BDSM Ruhlu
 

Aklında bu sorular varken nasıl toplantıya verecektiki kendini. Şüpheleri yok et Esra dedi hemen, olacaklar engellenemez, düşüncelerimide okuyor mu acaba? Diye düşünmeden edemedi.

Bütün düşünceleri kafasından atıp toplantı salonuna yol aldı. İçeri girdiginde Murat Bey gibi diğer ortaklardan Ömer Beyin ve personel müdürü Sevim Hanımında dikkatini çekmişti kıyafeti.

''Çok yakışmış'' dedi Ömer Bey ve Sevim Hanım. Esra teşekkür edip hemen masaya geçti. Derin bir nefes aldı telofonunu çıkardı masanın altında tutarak, elleri titreyek yazmaya çalıştı mesajı ....

''Toplantı başlamak üzere'' dedi. Telofonun sesini kıstı ve toplantıya odaklanmaya çalıştı. Verilen komutla kolaylıkla kendini toplantının gidişatına verdi...

Bir saat sonra bitti toplantı. Hemen telofonunu alıp, ''Toplantı bitti'' diyerek mesajı yolladı..

 
Gönderildi : 9 Haziran 2013 23:44
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Esra ofisine dönerken telefonunu elinde sımsıkı tutuyordu. Elinden kayıp giderse Efendi'sinden gelecek bir mesajı kaçırmak istemiyordu. Heycan içerisinde bir an önce sıradaki talimatı bekliyordu. Tam masasına otururken telefonu dikkatlice kenara koydu. Sağlamaca, düşmeyecek ve gerektiğinde hemen ulaşabileceği bir yere koydu.

Toplantı notlarını düzenlemeye başladı. Tam o sırada telefonun mesaj sesi kulaklarında bir senfoni gibi geldi. Mesaj O'ndandı.

"Saat tam 21:30 ta, Ulus 29'un kapısında ol !!! İşten çıkmadan önce külodunu ve sutyenini çöpe at, artık onlara bu gece ihtiyacın olmayacak !!!"

Esra bunları okuduğunda yüzü kızardı. Hayır utandığından değil, hep böyle bir gece geçirmeyi düşlerdi. İç çamaşırı giymeden teninde elbisesini hissederek arzuladığı bir erkek ile birlikte yemek yerken ....

Birden aklına geldi ; acaba Efendi'si nasıl biri idi? Görünüşü nasıldı? Sert biri miydi? Ona nasıl davranacaktı? günün kalanında hep bunlar geçti aklından. İstanbul'un tarfiğini de düşünerek saat 20:00 gibi ofisten çıktı. Garajda arabasına doğru yöneldi ama sonra vaz geçti. Bir taksi ile gitmesi daha iyi olacaktı. Hemen çalıştığı plazanın önüne çıktı ve bir taksi çevirdi.

Şoför'e Ulus 29 lütfen dedi.

Şoför kalabalık trafikte gayet güzel yolları kullanarak tam saatinde buluşma noktasına getirdi Esra'yı. Taksi'den inip tam demir parmaklıklı giriş kapsına doğru yüyürken arkasından bir ses duydu.

 
Gönderildi : 10 Haziran 2013 19:50
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Esra sesi duymasıyla bir anda irkildi. Kafasında şimşekler çaktı. Burada kim ona sesleniyordu? Arkasını dönmeyi korktu. Efendi’sinin sesi değildi duyduğu.. Kalbi küt küt heyecandan atacak gibiydi. Yeniden Arkadan Aynı Ses “Esra Hanım”.

Esra yavaşça geri dönmüştü. Bir Şoför Kapıyı Açmış Buyurun Esra Hanım Lütfen diyordu.

Siyah Bir Arabaydı. Camları Film kaplıydı Lüks bir arabaydı. İçinde kimse var mı diye görmeye çalıştı ama göremedi.
Ürkek ürkek arabaya yaklaşık arabanın içerisine oturunca yanında bir kutu daha üstünde Bir not gözüne ilişmişti.

Şöför Arabaya binmişti. Esra Hanım Koray Bey Size o notu gönderdi. Okumanızı rica etti.

“ Biliyorsun Bugün Saat 20:00 de Restaurant’ta buluşacaktık ama İşlerimin yoğunluğundan dolayı Bu saate çekmek zorunda kaldım. Şimdi Şoför Bey Seni Bana getirecek. Bu Kutuyu Benim yanıma gelene kadar açmayacaksın. Gelirken yanında getireceksin”

Esra Derin bir Off çekerek rahatlamıştı. Dakikalar geçtikçe Efendi adayına yaklaşıyordu. Acaba Kutu da ne vardı İçi İçini yiyordu. Ama Açıp Bakmaya Korkuyordu. Florya Sahile Doğru gidiyordu Araba.

Koray da Florya da oturuyordu. Kafasından Acaba direk evine mi götürüyor beni diye geçiriyordu. İçinde bir yandan büyük bir merak varken artık korkmaya da başlamıştı. Boncuk boncuk terliyordu.
Terledikçe mendille kendini siliyor Makyajını çantasından çıkardığı küçük aynaya bakarak tazeliyordu.

Acaba nasıl bir gece olacaktı. Efendi adayı onu nasıl karşılayacaktı. Bugün ona karşı bir hatası vardı 2. Hatasından emin değildi. Neler olacak beni Kabul edecek mi ya da en önemlisi Ben Efendi Adayıma en sonunda Efendim dediğimde Bana tasmamı takacak mı? Diye sürekli düşünürken Arabanın frens sesini duyunca bir anda kendine gelmişti.

Çok Lüks Bir evin önünde durmuştu. Kapısında 2 Aslan Heykeli vardı. Evin her odasının her ışığı yanıyordu. Şoför Evin Kapısına kadar Esra Hanıma eşlik etti. Artık Efendi Adayıyla Bir kapı vardı Aralarında….

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 11 Haziran 2013 02:34
(@semiramiss)
Gönderiler: 64
Kanıyla Üye
 

Nefes nefeseydi. Cekine cekine elini zile uzattı. Arkadaslarından, ailesinden nereye gittiğini bilen yoktu. Bir anda aslında nasil da tehlikeli bir oyun oynadığı düşüncesiyle telaşa kapıldı. Tanımadığı, hiç görmediği birine bu kadar güvenmek aklı basında olan birinin yapacagı bir is degildi. Elini zilden çekti. Tam geri donecekken kapı yavaşça açıldı. Artık kaçma imkanı kalmamıştı. Basini iceri dogru uzatti fakat kapının ardında kimse yoktu. Monitörden geldigini görüp otomata basmış olmalıydı. Bir anda izlendiğini hissedip kendine ceki düzen verdi. Sonra yavasca aralanan kapıdan içeri süzüldü. Büyük ve isil isil bir holde buldu kendini. Holden çok genişçe bir salon gibiydi. Girişte kenarları oymalı antika bir ayna, ayağının altında ise el dokuması ipek bir İran halısı uzanıyordu. Tavandan sarkan kristal avizenin altında ayakları ahşap ustu mermer yuvarlak bir masa duruyordu. Üzerindeki zarfa takıldı gözü. "Esra" yaziyordu. Hemen zarfı eline alıp açtı. İçerisinde bir not vardı.

"Girişin sonundaki merdivenlerden yukarı çık. Sağ taraftaki banyoyu kullan. Önce duş al. Sonra kutuyu ac, içindekileri giy. Hazır oldugunda bir kat daha yukarı çık ve tam karşındaki salonda beni bekle."

 
Gönderildi : 11 Haziran 2013 03:38
(@lord-peterpeine)
Gönderiler: 1327
BDSM Onursal
 

Esra merdivenleri çıktı banyoyu bulması da zor olmadı üzerini çıkarıp duşun altına girdi bilerek çok sıcak olmayan hata soğuğa yakın bir ısıya ayarladı suyu ve sonuna kadar açtı su vücudunu kamçıladıkça hoşuna gitti uzun uzun kaldı duşun altında çıkıp kurulandı .makyajını yeniden yaptı aynada kendine baktı gördüğünü beğendi ve derin bir nefes alıp kutuyu açtı . içinde sadece boynundan tutturulan ağır ipekten derin yırtmaçlı bir elbise siyah çoraplar ve yüksek topuklu terlikler çıktı ve birde deri bileklikler 4 taneydi ve uçlarında halkalar vardı korktu biraz çekip gitmeliydi belki de ...yapmadı sukunetle giyindi hepsini tek tek kayışları el ve ayak bileklerine taktı iki parmağı kalınlığında idiler ve çok zarif olduklarını düşündü . kapıyı açtı karşıdaki salona yürüdü .....
Salonda tavandan hiçbir aydınlatma yoktu tek bir koltuk vardı büyük bir şömine vardı içinde odunlar yığılı ve ateşlenmeye hazırdı , tek bir koltuk vardı ve yanında sehpa sehpanın yanında siyah deriden bir tasma kayışı ve ince uzun esnek bir kamçı duruyordu ürperdi dokunmaya cesareti hiç yoktu ... oturmaması gerektiğini düşündü ellerini arkasına bağladı gözleri yarı aralık bakışları yerde , vücudu dik bekledi bacaklarının arası hiç olmadığı kadar ıslaktı....

EVERY WOMAN HAS A SLAVE IN HER BELLY

 
Gönderildi : 12 Haziran 2013 14:29
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Koray Arkadan Esra ‘yı inceledi. Artık İtaatkâr adayı önünde duruyordu. Heyecandan Titrediği belli oluyordu Onu heyecanlandırmamak için Yumuşakça “Esra Arkanı Dön” Diye seslendi. Esra bu kadar yakından sesini ilk defa duyuyordu. Kafasından Ne kadar yumuşak ses tonu var diye geçirdi.
Yavaşça Sağından dönerek Efendi adayının Gözlerini görünce Sadece küçük bir merhaba diyebildi dudaklarının arasından.
Efendi Adayı 1. 70 boyunda Yapılı Bir beydi., Kısık Ela gözlü , Sert mizaçlı biri görünümdeydi. 37 yaşının verdiği olgunlukta Koyu Bir İtalyan Kesim Takım elbisesi, Boynunda Fuları, Siyah ayakkabılarıyla heybetli bir şekilde karsısında Duyuyordu… Gözleriyle Yuvardan aşağı kendini izlediğini fark ediyordu. Karşısında kendini Çıplak hissediyordu Esra artık.
- Bugün için özür dilerim plan değişikliği için Bir iş toplantım çıktı. O yüzden seni Buraya getirttim.

- Bende sevindim Evde olduğumuza Koray bey çekinerek.

- Artık Yemeğe geçelim mi? Heyecandan yemek bile yememişsindir sen şimdi.

- Kafasını öne eğerek peki demişti Esra.

Koray beyi takip ederek Yemek Salonuna geçmişlerdi. Arkasından yürürken Esra Efendi adayının parfümünün kokusunu izliyordu. Yemek odası çok güzel döşenmişti. Dikdörtgen Cam bir yemek masası üstünde modern yemek takımı vardı.. Masanın üstünde son derece modern Bir avizeyle tamamlanmıştı. Köşede bekleyen evin hizmetçisi elleri arakasında servis yapmak için bekliyordu.
Esra’nın kendini daha rahat hissederek karar vermesi onun için önemliydi. Oturacağı Sandalyeye çekerek Esra’yı Masaya oturdu. Kendine Tam Karşısına geçerek sandalyesine oturdu.

- Babacan bir tavırla Rahat mısın Esra?

Her zaman Esra ile babacan bir tavırla konuşmuştu. Sanki karşısında yıllardır tanıdığı bir adam varmış gibi hissediyordu Esra.

- Evet, Teşekkür ederim.

- Yemek için hazır mısın biraz sohbet ederiz. Alkol almak ister misin?

- Hayır Teşekkür ederim Koray bey. Alkole çok dayanıklı değilim.

Koray’ın bir el hareketiyle servis başlamıştı. Kendine 1 bardak Whisky almıştı.

- Gördüm mü Esra sende bana böyle İtaat edeceksin hizmet edeceksin.

Esra bir anda şaşırmıştı Bu kadar çabuk konuya girmesini beklemiyordu bir anda afalladı ama çabuk kendini toparladı.

- Siz eğer uygun görürseniz diyerek boyunu eğdi. Zaten fendi adayının suratına bakamıyordu. Kalbi küt küt atmaya başlamış elleri terlemeye başlamıştı.

- Evet tabii Ben seni uygun göreceğim Esra. Sert bir tavırla “Git bakalım odaya Tasmanı bana getir….”

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 13 Haziran 2013 03:06
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Esra heyecan içerisinde odaya gitti. Titreyen elleri ile tasmayı iki kenarından tuttu. Bir gümüş tepsi taşırcasına hafifçe iki eli arasında tutarak Koray Bey'in yanına döndü.

Önünde durdu.

Parmakları heyecanla tasmanın kilidini açtı ve boynuna götürdü tasmayı. Arzu ile takmak istedi Efendi'sine aidiyetini temsil eden tasmayı.

Ne olduğunu anlamadan tasmanın elleri arasından kaydığını fark etti. Bu arada Koray Bey'in sert sesi kulaklarına çınladı.

"Bu ne acele !!!! ??? - Önce o tasmayı takmayı hak etmelisin !!!"

 
Gönderildi : 13 Haziran 2013 10:57
(@semiramiss)
Gönderiler: 64
Kanıyla Üye
 

Koray tasmayı masanın üzerine tabağının yanına koydu.

"Şimdi git yerine otur ve tatlını bitir."

Esra yerine geçti. Heyecandan hiçbir şey yiyecek hali kalmamıştı artık. Önündeki krem karamelden küçük bir kaşık aldı. Koray Bey'de ona çok tanıdık gelen bir taraf vardı ancak açıklayamıyordu bir türlü. Bütün cesaretini topladı:

"Sizi bir yerlerden tanıyormuş gibiyim."

"Öyle mi ?" dedi Koray ve güldü. "Olabilir... Büfenin önünde bir fotoğraf var git bak bakalım."

Esra yerinden kalktı, fotoğrafa baktı. "Ama bu... Olamaz" Şirket ortaklarından Murat Bey ve Koray başlarında keplerle gülümsüyorlardı kameraya. Demek gençliğinde böyleymiş Koray Bey diye düşündü Esra. İlk bakışta çok farklı görünseler de, dikkatle incelediğinde fiziksel benzerlikleri açıkça ortadaydı. Fakat Murat Bey'in hatları şimdi olduğu gibi o zaman da daha yumuşak görünüyordu.

"Kardeşsiniz demek."

"İkiz." diye yanıtladı Koray.

"Fakat bu nasıl olabilir, inanılmaz bir tesadüf."

"Benim hiçbir işimi tesadüfe bırakmadığımı yakında öğrenirsin." dedi Koray. "Şimdi merakın tatmin olduysa yerine dön ve tatlını bitir. Krem karamel en sevdiğin, yanılıyor muyum?"

Hayır yanılmıyordu. Esra yerine döndü. Tabii ki hiç de tatmin olmamıştı aldığı yanıttan ancak daha fazla soru soracak cesareti yoktu. Bir fotoğrafçılık sitesinde tanışmışlardı Koray Bey ile. Başlangıçta bu konudaki derin bilgisinden çok etkilenmişti Esra. Özellikle ışığın kullanımı ve objektif ile ilgili teknik bilgisinden. Fotoğraf sanatı üzerine yaptıkları uzun yazışmalar zaman içerisinde yön değiştirmiş ve Koray Beyin bilekleri arkasından incilerle bağlı yarı çıplak siyah beyaz bir kadın fotoğrafı paylaşmasının ardından adım adım hayatında hiç duymadığı farklı mecralara yol almıştı. Demek işini şansa bırakmıyordu. Öyle ise tanışmaları bir tesadüf olamazdı. Hem iş yerinde ikinci ismini kullandığını da bildiğine göre...

"Hala soruların olduğunu tahmin edebiliyorum." dedi Koray. "Gerekli cevapların sana uygun zamanda verileceğini kabul etmeye ve sabırsızlık göstermemeye en kısa zamanda alışmalısın. Tatlını bitirme. Formunun bozulmasını istemiyorum."

Esra kaşığı tabağının yanına uysalca bıraktı.

"Aferin sana." Sonra hizmetçiye döndü. "Teşekkür ederim. Bu gecelik bu kadar. Gidebilirsiniz Ayten Hanım."

Kadın iyi geceler dileyerek salondan çıktı.

Nihayet yalnız kalmışlardı işte.

"Şimdi ayağa kalk ve yanıma gel." dedi Koray. Evet ses tonu yumuşaktı ancak her bir sözcüğün hakkını veren vurgusu, hafife alınmayacak bir adam olduğunu bütün açıklığı ile ortaya koymaktaydı.

Esra ne kadar ıslanmış olduğunun biraz sonra ortaya çıkma ihtimali karşısında utancından yerin dibine geçerek ve arzularının peşinden buralara kadar gelerek Koray'ın ona vaat ettiği bu sıra dışı dünyanın kapılarını zorlamaya cüret etmekle büyük bir hata yapmamış olduğunu dileyerek yavaşça yerinden kalktı.

 
Gönderildi : 14 Haziran 2013 03:32
Sayfa 1 / 2
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL