Efendimin çağırmasıyla koşar adımlarla huzuruna gittim giderken bir taraftanda sanırım hatalarımın cezasını çekme zamanı geldi diye dusundum korkarak içeriye girdim yuzumdeki morluklardan yara izlerinde eser yoktu sanki en azından ben unutmustum yaraları o an icin EFENDIM
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...
lady im ayagından damlayan şarab dünyaya getirmişti
mektub beni başka bi aleme sürüklememiş alıp götürmüştü
nasıl bi histir bu diye algılamaya calışırken.
sebebi hissetmemi saglamıştı efendimin ayagından süzülen hayat
kaynagı
o köleninde artık hiçbi hükmü yoktu acı cekmedigini biliyodum en
azından
evdeki diger varlıklar gibi onunda var olma sebebi belliydi.
dünyadaki mutlulukların en güzeli bu olsa gerek sahibini mutlu etmek
bakışlar ve şarabın süzülme seremonisi azgın nehir gibi akışı hiç bitmesin
dudaklarıma degince şarab damarlarıma ulaşmak için avına koşan kurt gibiydi
lady im ayaklarına kapanıp hiç ayrılmamak ....
ayaklarında kalan damlaları teker teker dudaklarımla birleştirmek
bu düşünceler beni sürükleyen şarab olamazdı böyle bi huzur
yakalamş olmak ayrılmak olmaz sessizlik
mektubu geri alırken elime kayan kücük nesne neyidi
efendim mektubu neden bana okutmuştu bunu anlamaya calışırken
elimdeki hap bu kölenin azad anahtar bende ne işi var tesadüf lere
yer yoktur oysa burda..
son arzusu olmuş tu belkide lady im ayagından kayan son damla şaraba
yetişememiştim şarabın hızına bendenim.
sele kapılmamak için bedenim akışına bırakmıştı şarabla süzülüyodum ayaklara dogru
son damlanın sözülüşü baş parmagından atlayışı
tek damlanın ayakkabıya dalışı ......
ve sonkez gözlerine bakma cesaretim emir anlaşılmıştır Lady im.
kalbim benden izinsiz mi calışacak ilaça gerek yok dur
.....
Sabaha kadar güzel bir uyku almıştım Vücudumdaki ilaçların rahatlatıcı etkisi arada yatakta dönerken saplanan acılara dönüşsede son dönem aldığım ender rahatlıkta bir uykuydu.
Sabah erkenden kalkmış duşumu almış traşımı olmuştum.Dışarı çıkacaktık ve KRALIM
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!


Pazar günü oldugu için orman oldukca hareketliydi, eşleriyle arkadaşlarıyla yürüyüş ve orman keyfini çıkarmak için gelen sıradan insanlara.Herkes bişeylerle uğrasıyordu arabadan bu sıradanlıgı bir süre seyrettim sessiz ve sakince,köpeklerimde nefeslerini tutmuş bana eşlik edıyorlardı emirlerimi beklerken.Kangalımın sırtını okşadım gözleri önünde bu sevgi gösterısının onurunu hissediyordu ruhunda.Şöför köpeğimde okşanmayı haketmişti hız ve sarsmadan getirmişti beni ormana onunda kafasını okşadım.Benim bu dokunuşumla vücüdu elektriklenmişçesine titremeye başlamıştır kısık ve ürkekce sadece teşekkür edebilmişti.Ya paspas köpeğim o halinden en memnun olan dı içlerinde o muhteşem ayaklarımı yol boyunca tüm bedeninde hissederek.Küçük bir el hareketimle köpeklerim hareketlendi.Şöfürüm ve kangalım arabadan indiler kapımı açtılar dört ayak üstünde durarak söfür köpeğim hemen arabanın basacagım yere kendını serdi ayaklarım ona dokunsun die knagalımda yol boyunca cıkarmıs oldugum çorap ve ayakkabılarımı büyük bir özen ve sefkatle giydirmeye aşladı.Elimi uzattım yerdeki köpeğimin bedenine iyice basarak kurumuş yaprakların ustune geçiş yaptım.Hızla kangalım ve söfürum paspas köpegimin arabadan inmesini sağladılar.ücününde boynunda aynı tasmalar vardı geldiler dört ayak durumunda önümde diz çöktüler
Arka koltukta zemine sırt üstü yatmıştım. Ayaklarımı kıvırarak boynumu yan tutarak anca sığabilmiştim. KRALIM
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Bahçe ve araba ile ilgilendiğim için bahçedeki ufak bir kulübede kalmam emredilmişti.Gidip duş aldıktan sonra bir süre odamdaki yatağımın üzerine sırt üstü uzandım.
Gözlerim tavana bakarken gözümün önünden kraliçemi ilk gördüğüm gün geldi. Kazandığım yarış sonrasında kutlamak için bir bara gitmiştik, herkesin gözü ve ilgisi benim üzerimdeydi kolay değildi yaptığım: Türkiye'de düzenlenen en önemli otomobil yarışlarından bir tanesini kazanmıştım.Arkadaşlarla sohbet ederken kapının açılırken çıkarttığı sesi duyarak refleks gereği gözüm kapıya takıldı.Kapının açılması ile içeriye Efendim girdi.Bara doğru yürürken metal topuklarının çıkarttığı sesle adeta yavaşça çalan müzige ritim tutuyordu, dünya durmuştu dünyada o an o kalabalık barda sadece iki kişi vardı, Kraliçem ve ben. Bar sandalyesine otururken deri pantalonunun deri koltuğa otururken çıkarttığı sesi duymasamda tahmin edebiliyordum. Bir adet tekila söyledi barmene tekilayı bir dikişte bitirip bardağı sertçe masaya vurması ile diafondan gelen efendimin sesi ile kendime geldim.
Uyuşuk uyuşuk orada yatacağına kalk arabayı ve bahçeyi hazırla dağ evine gidiyoruz bir süre burada olmayacağız. Dağ evine daha önce iki defa gitmiştim bu ev ormanın içinde adeta cennetten bir parçaydı ormanın ortasında güzel bir derenin kenarında olan bu ev dışarıdan bakıldığında iki katlı gibi görünsede yerin altında iki kat daha vardı mahseni andıran yerin altındaki katların pencereleri olmadığı gibi Kraliçemin özel dizayn ettği bir evdi.
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...

Yazın dayanılmaz sıcagı en güzel dagda giderilir.Miskin insan sürülerini çekmek istemiyordum bu sıcakta.Arabamı hazırlamasını istedim uyuşuk bahçe köpeğimden.Şapşal nasıl da kendinden geçmiş uyuyordu.Yediği tokat kendine getirmiştir onu. Miskinliğe hiç tahammülüm yok..
Bahçeye indiğimde 3 köpekte yere yan yana uzanmış bana etten bir halı olmuşlardı.Arabanın arka koltuguna oturdum kangalın omuzuna basarak.Bahce köpeğim herkes için bavullar hazırlamıştı.
- Sadece yeni köpeğim ve ben gidecegiz.Siz burda kalıp evin yapılması gereken tüm işlerini bitireceksiniz.Yapmanız gereken hersey liste halinde mutfakta asılı.Size bu işleri yapmanız için 3 gün veriyorum..
- Geç arabayı sen kullanıyorsun ..
diye hışımla köpeğime bagırdım
Yalnız kaldığımız için gerçekten üzülmüştük kraliçemizin bunu neden yaptığına bir anlam verememiştik oysaki gittiği her yere bizleri de götürürdü. Dolabın üzerindeki yazıyı okumak üzere mutfağa yöneldik yapmamız gereken işleri görmek istiyorduk dolabın üzerindeki yazıda şunlar yazıyordu.
YAPILACAK IM
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...

Zavallı by_köpekcikk hışmımdan öylesine korktu ki bacaklarının titremesi yüzünden korku ve heycandan süzülen terler cok hoşuma gitmişti...
Kapımı kapamak için koşarak geldi kapının camı açıktı elimde okumak için tuttugum dergiyi bir sopa gibi yuvarlayarak sert ve seri hareketlerle acık cam dan dısarı sarkıttıgım elımle kasıklarına darbeler indirdim karşımda öylece duruyor sadece gözlerinden süzülen birkaç yaş haricinde hiçbir tepki gelmiyordu..Sıkıldım ona vurmaktan.......
-HALA NE BEKLIM
Kenarda çeşmede durmuştum.KrRALIM
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Böyle bir şey beklemediğimiz için ikimizde şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk bu anahtar nereyi açıyordu ikimizin de herhangi bir fikri yoktu acaba ikinci görevimiz bu anahtarla mı ilgiliydi? Anahtarın üzerindeki resimde içinde saklı olduğu çizmenin resmi vardı. Bu çizmenin sırrı neydi? Başka bir ip ucu daha olup olmadığını araştırdık herhangi bir işaret veya herhangi bir şey yoktu Kraliçemizin kokusundan başka uzunca bir süre orada kaldık kalan ayakkabıları ve çizmeleri temizledik bunu yaparken karşımıza o gizemli çizmeyi koyduk onu seyrettik ikimizin de aklında o çizme vardı ama herhangi bir fikrimiz yoktu işimizi bitirdiğimizde hava kararmıştı ama herhangi bir sonuca varamamıştık beraber akşam yemeğimizi yedikten sonra çizmeyi karşımıza koyarak belli bir süre düşündük yoktu herhangi bir fikri yoktu ikimizin de odalarımıza çekildikten sonra tavana bakarak acaba bulamayıp Kraliçemizi bir daha göremeyecekmiyiz diye düşünürken çok güzel kızıl saçlı bir bayan ve Kraliçem daha önce hiç görmediğim bir yerdeydiler eski kral tahtlarına benzeyen bir yerde oturuyorlardı bulunduğumuz yer bir şatoyu andırıyordu çevrede bazı hizmetkarlar vardı şatonun duvarları ve şekli eski babil dönemlerini andırıyordu ( ilgi alanıma girdiği ve bir zamanlar dillerini ve yaşantılarını araştırdığım için biliyorum) biz dostum yol arkadaşım …. ile birlikte yere kapanmış huzurlarında bekliyorduk garip bir şekilde ikisinin de ayağında bugün içinden anahtar çıkan çizmeler ve üzerlerinde de kraliçemin üzerinde deri bir tulum kızıl saçlı bayanın üzerinde ise deri mini bir etek vardı hizmetkarlardan mum getirmelerin istediler bize de soyunmamızı emrettiler üzerimizde bir şey kalmayacak bir şekilde soyunduk taş zeminin üzerinde çıplak bir şekilde bekliyorduk hizmetkarlar mumu ve yakmak için ateşi bize uzattılar mecburen taşıya bilmek için mumu ağzımızla taşıyorduk aynı bir köpeğin kemiğini taşıdığı gibi boyunlarımıza tasma takıp bizi peşlerinden sürüklemeye başladılar merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladık nereye gidiyorduk ve neredeydik ben korkmaya başlamıştım gerçi arkadaşımın da benden pek farkı yoktu karanlık bir yere geldiğimizde mumu ve ateşi istediler mumu yakıp mumları arkamızda düşmemesi için sokulup sabitlenebilecek en istemediğim noktaya sokup önden yürümemizi istediler ayaklı iki adet şamdan gibi olmuştuk karanlık mahzenlerde önde biz arkada onlar biz emekliyor onlarsa arkadan geliyorlardı taş zeminin üzerinde çıplak olarak emekleme çabamız nedeniyle bir taraftan dizlerimin acısı diğer taraftan kalçamdaki acı ve mumun damlamasıyla oluşan yanıklar bu sadece başlangıçsa sonunda olacakları düşündükçe ürkmeye başlamıştım karanlık mahzenlerde ilerlemeye devam ettik kafesle çevrili bir odanın önüne gelince tasmalarımızdan çekilmek suretiyle durduk içerde çeşitli işkence aletleri ve duvarlarda asılı kancaların bulunduğu bir odaydı bu sanki Kraliçemin bizi cezalandırmak için kullandığı odayı andırıyordu falaka sehpası çivili tahta ve çeşitli boyutlardaki kırbaçlar vardı odaya girdiğimizde ellerimiz bağlanıp çengellerin bulunduğu bir mekanizma aracılığı ile aşağıya indirilip ellerimizdeki bağlardan mekanizmaya takıldık ve mekanizmayı kaldırdıklarında ve ayaklarımız yerden kesildiğinde bu sefer kendimi florasan gibi hissetmeye
Başlamıştım odayı kalçalarımızdan çıkan ışık aydınlatıyordu ve bizde tavanda asılıydık.
Ama işin güzel tarafı su an kalçalarımıza mum damlamıyordu (bulunduğum durumda bu sadece züğürt tesellisi sayılırdı ama olsun.) ayaklarımızda yerdeki çengellerden geçen ve bir çıkrığı andıran bir mekanizmaya bağlı olan ipler aracılığı ile ayaklarımız gerildi. Mumlar bulundukları yerden alınınca sevinmiştim ama boşuna sevindiğimi sırtıma gelen ilk kırbaç darbesi ile farkına vardım ikimizde karşılıklı asılıydık ve sırayla ikimize de değişerek bir kızıl saçlı bayan bir kraliçem defalarca vurdular artık yoruldukalrı için midir yoksa hemen bayılıp bir daha bizi ayıltmakla uğraşmamak için midir bilemiyorum durdular ve bizi indirdiler taş zeminin üzerinde yatıyorduk ucunda sanki sehpayı andıran bir tabure olan ve içinde tuzu andıran eski kovboy filmlerindeki küvete benzeyen bir şeyler vardı yalnız tek farkı bunlar demirdendi bize yan yana iki tane olan bu küvetlerin içine başımızı bu sehpaların üzerine koyarak yatmamızı istediler ellerimizi ve ayaklarımızı bağladıktan sonra suratımız yukarıda yaralı sırtımız ise tuzların içinde kalmıştı ellerimiz ve ayaklarımız bağlı olduğu için çırpınamıyorduk bile yaralarımızın içine giren tuzlar nedeniyle inlemelerimiz artmıştı sesinizi şimdi keseriz diyerek sehpanın üzerindeki yüzümüze oturarak nefesimizle beraber sesimizi de tamamen kesmişlerdi sivri metal topuklarıyla vücudumuza bastırmaları sonucunda yaralarımıza biraz daha tuz giriyor etimize batan topuklar yüzündende ön tarafımızda çeşitli delikler oluşuyordu
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...
KRALIM
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
Kraliçemin arada hafif hareket etmesi ile alınan bir anlık nefes sonucunda tekrar nefessiz kalıyor hareket ederken vücudumun üstündeki topukların baskısı biraz daha artıyordu bir süre böyle kaldıktan sonra şimdilik bu kadar yeter diyerek kalktılar ellerimiz çözülerek geldiğimiz gibi tekrar geriye döndük.
Bu arada mumların bitmek üzere olması ateşi biraz daha vücuduma yakın hissetmem daha çok canımı acıtıyordu ama şimdilik bu kadar yeter demişlerdi ve geriye dönüyorduk ya biraz daha gayret etmeliydim tahtın bulunduğu alana geldikten sonra Kraliçemin talimatı ile peşinden giderek odasına çıktık dostumda kızıl saçlı bayanla beraber gitti odasına gittikten sonra çıkarttığı ilaçlarla kendi elleri ile yaralarıma pansuman yaptı o anki mutluluk Kraliçemin beni önemseyip kendi elleri ile benim yaralarıma pansuman yapması aslında her şeye değerdi pansumandan sonra ayakkabı dolabının alt gözünden terliklerini istedi onları çekmeceyi açıp aldım.
şimdi çizmelerimi çıkartabilirsin talimatından sonra çizmelerini çıkarttım. Kraliçemin ayakları hemen burnumun dibindeydi onların kokusunu bu kadar yakından hissetmek vücudumdaki yaraları tamamen iyileştirmişti. Kraliçemin talimatı ile ayaklarına masaj yapmaya başladım Kraliçemin ayaklarındaki her kıvrımı avuçlarımın içinde hissetmek ve bu kadar yakın olmak benim için tarifi zor bir sevinç ve mutluluk kaynağı olmuştu ayaklarını öpmemi istemesi heyecanımı bir kat daha arttırmıştı ayaklarını doyasıya öpmek bana çok büyük keyif veriyordu ayağını ağzıma hatta boğazıma kadar sokması ve benim onu emmeye çalışmam Kraliçeme de büyük bir keyif vermiş olacak ki oda tahrik olmaya başlamış devam et sefil köle sesiyle beraber gelen inlemelerle birlikte zevkin doruklarına çıktığımı hissetmiştim.
Tam bu sırada gözlerimi açtım hava aydınlanmıştı kahretsin şimdi uyanmanın zamanımı diye geçirdim içimden tekrar uyusam kaldığım yerden devam edebilir miydim? Hayır yapacak işimiz vardı ve 2 günümüz kalmıştı ama biz hala diğer görevimizin ne olduğunu bulamamıştık. Hemen arkadaşımın yanına gittim o da yeni uyanmıştı kahvaltımızı yaparken ona gördüğüm rüyadan bahsettim çok şaşırmıştı çünkü aynı rüyayı oda görmüştü acaba bir işaret miydi bu? ama ama nasıl olabilirdi ki bu?
Şaka yapıyorsun dedim. Hiçte böyle bir hali yoktu aslında biz tekrar odayı aradık taradık her yere baktık ama anahtarın uyabileceği bir yer bulamadık sonra çizmeyi karşımıza koymuş yine düşünürken rüya aklıma geldi nereye gitmiştik? ve ne yapmıştık? sadece bu odada aradık ama bizi alıp nereye götürmüşlerdi rüyada Kraliçemin bizi cezalandırmak için kullandığı odaya benzeyen bir odaya gitmiştik hemen oraya gittik aramaya devam etmemiz gerekiyordu. Her yere baktık aşağıya inen çengelli mekanizmayı, kamçıların konulduğu dolabın içini dışını nerede ne varsa her yere baktık ama yoktu gizli veya gizli olmayan bir bölme burada da yoktu sonra bu sefer aklımıza başka bir fikir geldi.
ilk gördüğümüzde nerede oturuyorlardı? Bir tahtta bu seferde kraliçemizin oturduğu koltukları arayıp orasına burasına bakmaya ellemeye başlamıştık aynen iki şapşal gibi bütün sandalye koltuk nerede ne varsa orasını burasını elleyip gizli bölme arıyorduk ama yine bulamamıştık en sonunda akşam uyurken bir tarafımızın açık kalmış olabileceği fikrinde birleştik biz koca evde köşe bucak ararken ikinci günün bittiğini ilan eder gibi güneş bir defa daha batıyordu ve elimizde üzerinde çizme resmi olan bir anahtardan başka hiç bir şey yoktu zaman daralmaya başlamıştı ve sadece 24 saatimiz kalmıştı ikinci görevimizin ne olduğunu bilemediğimiz için zamanımızın kalıp kalmadığı hakkında da en ufak bir fikrimiz yoktu. Akşam olmuştu sabah yemek için uğraştığımız iki lokma şeyden başka bir şey yememiş içmemiştik zaten ikimizin canı da hiç bir şey istemiyordu bilinmeyen bir şeyi bilinmeyen bir yerde aramanın da stresi ile oldukça gergin durumdaydık beklide bu anahtar ile aradığımız şeyin hiçbir alakası yoktu.
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...
Sabahın ilk ışıkları ve güneşin kavurucu sıcağı barakanın tepesine vurduğunda içerdeki sıcaklık sanırım cehennemden beter bir duruma bürünmüştü. Yerimden doğruldum kapıyı açarak dışarı çıktım mis kokan bir hava vardı etraf cıvıl cıvıl kuş seslerinin doğal melodisine teslim olmuştu. Kenarda duran tulumbaya yöneldim bir kaç kez kolu hareket ettirdikten sonra akan suyun soğukluğuna hayran kalarak elimi yüzümü yıkadım ve suyumu içtim sabah sporu olsa gerek temiz hava beni dürtmüştü. Çeşitli jimlastik hareketleri yapıyordum. son hamle yere eğilerek şınav çekmeye başlamıştım ki sırtıma binen iki çift ayak ve ağırlıkla vucudum yere yapıştı taşlar göğüzlerime batıyor canım acıyordu. KRALIM
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler