Shop
Fazla vaktim kalmad...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Fazla vaktim kalmadı, okuman lazım

9 Gönderiler
2 Üyeler
0 Reactions
315 Görüntüleme
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Şimdiden söyleyeyim de devamını okuma,
Bulamadım, bulamam da herhalde

CHAPTER 1 ÇEKİÇ

İstiyorsan devam et o zaman,
Bırak yanlışları özetliyim, yanlışta ne demekse artık

Birisi başıma çekiçle vurmuştu , hafif kanamış, daha çok acımıştı
Aniden olduğu için pek bir şey anlamamıştım
Uyandığımda otel odasındaydım bir şey duruyordu ve vaad ediyordu, konuşuyordu ama anlayamıyordum
Sesler bulanıktı, görüntü güzeldi
Belki de o, güzellik vaat ediyordu
Biraz geçtikten sonra, ses ve görüntü birleşti, başımın ağrısını ve çekici anlamlı kıldı
Herhalde bunu bekliyordum ki, müziği değiştirip alkol almaya başladım,
Duşa girdim, sırıtmaya başladım. Senaryoyu değerlendirirken mimiklerim hareket ediyor, kendi kendime konuşuyordum,
Duj baya güzeldi, uçuş öncesi kalkışta yaptığım gibi telefonumu kapadım,
Biraz yutkundum, odaya geçtim
Görüntünün ait olduğu beden fena değildi,

“One shot one kill “ olacağından hayatımın en samimi ve umursamaz halindeydim.
Süper ego level 0’a geçiş yaptıktan sonra, her şeyi anlattım,
Nasıl olsa motor içten yanıyordu, egzozdan bir şeyler çıkacaktı zamanla,
İlk defa yargılanmadım, garip bir duyguydu, şaşırdım, elimdeki alkole baktım,
Başımın ağrısı geçmişti, ağrı başka bir form eşliğinde libidoma yerleşmişti,
Düşüncelerimi kirletip bulandırıyordu,
O suyu da içemezdim tabi ki, arıtmam içilebilir hale getirmem gerekiyordu
Bilirsin, olması gerekeni her zaman yaparım,
Bu olması gereken, bu sefer oldukça zevkliydi, ayıptı da,
Belki insanlığın dünyaya gelme sebebiydi, belki de Cain’in yaptığıydı
Hayat tekrar ibaretti, etmezsek ayıp olurdu,
Zaman geçti, su içilebilir halini aldı
Bu demek oluyordu ki, suyun zeminini görebilirdim,
Görmek istedim mi ?

Eh, istemeden de olsa gördüm, kısa bir süreydi çünkü su tekrar bulanmaya başlıyordu,
Odadaki görüntü kaynağı suyu bulandırıyordu,
Tanrım ! Bu koku, Ahh !
İçime çekmekten keyif aldığım, beş duyu organıma lanet ettiğim anlar,
Neyse, aynı işlem tekrarlandı,
Process level 2 vakit aldı, arge hep yatıyor zaten *****
Neyse, biraz önce suya tam olarak bakamadığım içimde merak vardı,
Olmazsa olmaz zaten,
Su sakindi, bu sefer daha uzun süre sakin olacağını biliyordum,
Acele etmeden baktım,
Zeminde bir şey vardı,
Siyah bir şey,
Elimi suya daldırdım, bu kadar soğuk olduğunu zannetmiyordum,
Elimi hemen çektim,
Refleks olarak elimi ağzına götürdüm, suyun tadı harikaydı,
Şaşırdım, hiçte güzel gözükmüyordu,
Bütün güzelliğin kaynağı odadaki diğer şeydi,
Hem onun güzelliği hem suyun güzelliği
Epik bir fantezi yalanından başka bir şey değildi,
Beynim inkar etti, doğal olan buydu,
Altında bir şey aramaya başladım,

Neyi arıyordum ? Kendimi mi ? Arasam bulabilir miydim ? Burası yeri miydi ?
Bilmiyordum, şüphemi alacak bir şeyde yoktu,
Su bir daha bulanmadan bunları çözmeliydim,
Zira odadaki diğer güzellik kaynağı,
Işımaya başlıyordu,
Fazla yakın ve fazla sıcak olduğunda kötüydü,
Bazı şeyler soğuk olmalıydı,
Bunu bildiğimden hemen düşünmeye başladım,
Güzellik hem de iki temelli,
Bunu kayıt etmemiz gerekirdi,
Yarınlar bu bilgiyi kullanabilirdi, bu kadarını borçluydum onlara,
Belki de bu kayıttan sonra tekrar, başka bir halde olacaktı,
Bu zamana kadar iki güzellik olmamıştı,
İnsanlığa ve yarına olan borçlarımı taksitlendirip,
Konuya odaklandım,
Suya bir daha elimi soktum,
Tanrım ! Soğuk !

Ama bu sefer soğuk olduğunu bilerek elimi soktum,
Direk o siyah şeyi merak ediyordum,
Ona yaklaştıkça, odadaki diğer güzellik kaynağı ışımaya başladı,
Garip bir tesadüf hissettim ve hemen o siyah şeye ulaşmalıyım dedim
Çünkü eğer ulaşamazsam, ışık bir daha yayılacak ve su karışacak,
Tekrar durulması vakit alacak ve ben yorulmuş olacağım,
Arama isteğim yerini uykuya bırakacak,
Kami bizi böyle yaratmış, karşı koymak pek mümkün değil,
Fazla zamanım kalmamıştı,
Siyah şeye dokundum ve ona bakabilmek için tutup çektim,

Meğerse o siyah şey bütün suyun gitmemesi için yapılan bir tıpaymış,
Ah Tanrım !
Odadaki güzelliğin ışığı gitti,
Su çekildi,
Güzellik boyut değiştirdi,
Yorgunluğum gitti,
Başımla çekiş vurulan zamana gittim,
Kafamı kaldırmaya çalıştığımda, inanılmaz bir acı beynime girdi,
Acı ile sarsıldım, elimi başıma götürdüm
Elimde kan vardı,
Hafif sağa dönüp elimin yardımı ile kalktım
Yürümeye başladım,
Bir sokağın köşesindeydim
İnsan içine çıktım,
Korkuyordum, paniklemiştim,
Hemen bir taksi çevirip eve gitmek istiyordum,
Olayları daha iyi düşünmek istiyordum,
Beyinsel olarak tecrübe yaşamış,
Düşüncelerim değişmişti,
Ağzımda o suyun tadı vardı,
Böyle bir şey olabilir miydi ?
Bütün tatlar, hisler beyinde bunu biliyordum
Fakat fiziksel bir veri olmaksızın bunların farkına varılabilir miydi ?
Bana kim çekiçle vurmuştu ?

CHAPTER 2 EV

Evimin adresini hatırlıyorum,
Başım felaket ağrıyordu, belki de bu bana felaket getirecekti
Çok garip hissediyordum,
Vücudum uyuşuktu, başım ağrıyor üzerimden kamyon geçmiş gibiydi
Body’e gidenlerin ilk günde abarttığı kadar ağrıyordu kaslarım
Taksiciye parasını vermiştim, yanımda para vardı,
Bunun için şükretmeliydim, bunu bir yere not ettim
Altıncı katta oturuyordum, binanın zemini sağlamdı,
Asansörü beklerken elimi duvara dayadım, kimseyi görmek istemiyordum apartmanda
Kimseyi de tanımıyordum zaten,
Ufak sabah ve akşam konuşmaları dışında bir şey yoktu
Asansör geldi, kapıyı açtım içeri geçtim,
Aynada kendime baktım, suratım bembeyazdı
Halsizdim, herhalde çok kan kaybetmiştim
Birkaç tuşa basıp, mühendisliğe olan inancımı korudum
İnancım bu sefer beni yanıltmadı, altıncı kata geldim
Ceplerimi kurcaladım, kapıyı açacak bir şey arıyordum
Bir şekilde ayakkabılarımı çıkartıp eve girdim
Çekmeceden bir havlu alıp yastığın üstüne attım
Son enerjimi de bunun için kullanmıştım
Direk yatağın üstüne düşüp, üzerime yorgan çektim

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 17 Ekim 2013 17:17
 luna
(@luna)
Gönderiler: 321
BDSM Ruhlu
 

extrem boyutta bir keyif aldım okurken..

ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..

 
Gönderildi : 17 Ekim 2013 23:57
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Teşekkür ediyorum, daha birçok yazım var ama anti Humanist yapim toplumsal bilinci arttırmak istemeyen benliğimin bencilliginden kurtuldugumda yayımlıyorum.

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 18 Ekim 2013 00:16
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

CHAPTER 3 RÜYA

Biraz geç kalmıştı, onu bekliyordum, kahve içiyordum, sıkılmıştım
Telefonumda yeni bir şey yoktu, ne e-mail, ne whats app ne de diğerleri
Yeni bir şey oluşması için adımda atmak istemiyordum, her an gelebilirdi
Kahve, telefon ve sigara arasında geçen zamana pek aldanmadan bekledim
Geliyordu, garip bir heyecanı da beraberinde getiriyordu,
Her zaman söylerdim, “ gelirken kendinizi de getirin “ diye
Bu sefer nasıl olacağını merak ettim, ne ölçüde salmam gerekiyordu kendimi?
Bilgiler, yaşanmışlıklar ve hafif yalanlar mı olacaktı menüde?
Ya da ona göstermeli miydim menüyü? Sonuçta olması gereken benim ellerimdeydi,
Ortada atılan bir adım vardı, nereye gideceğimizi ben belirleyecektim
Onun gelişinden nereye gideceğimiz zaten bir parça belliydi, bunu aklıma not etmiştim
Sohbet bu yönde olacaktı herhalde,

Libido soğukta daha iyi çalışırdı, onun ateşi olimpostaki kadar kutsaldı
Birçok şeyi ısıtırdık, günah olmazdı o ateşte
Fazla tutarsan pişerdi, tasavvuf gibiydi, kısır döngünün ateşiydi
Dönmediği zamanlarda problem vardı
Selam verdi, oturdu, gülümsedi, ilk karşılaşmaydı,
İkincisini düşünmeden edemedim,
Yaptığımız yolculuktan bahsettik,
En son anlattığını konudan yola çıktık,
Kaybolmuştuk, yol bir durma biçimiydi, aslında yol bir yere de gitmiyordu
Gideceğimiz yer belliydi, yola ihtiyacımız yoktu,
Para her şeyi çözecekti,

Uçkurumuzu da çözecekti elbette,
Fermuarlar ve düğmelerde buna dahildi,
Paket halinde gelen bu çözülmüşlük, duygularımı da ele geçirdi
Dayanamadım, erkeğin evrimsel rolü ve basitliği beni ele geçirmişti
Elim başka yerdeydi, yakında onu oradan çekmek zorunda kalacaktım,
Kahveyi yemen içip, maddi boyutları anlamsızlaştırdıktan sonra
Çözülmenin gerçekleşeceği yere doğru yürümeye başladık,
Günahlar peşi sıra geldiği için, sırayı bozmadık ve “ her şeyin anasını “ yanımıza aldık,
Oda memnundu yalnız değildi artık, metalaşmış değerlere ışık tutuyordu, ana rolü için konumlandırılmış bir şeydi, normaldi yani,
Belki de anormal olan bizdik,
Anamızın önünde yapacaktık bu çözülmüşlüğü,
Gözlerini bağlasak bile duyacaktı bizi,

Olsun, anamızda yanımızdaydı, güvendeydik,
Bu sefer sekizinci kata çıktık, içeriye sağ ayağımla girdim, uğursuzluk etmek istemezdim,
manzarası da vardı,
Canımız sıkılırsa manzarayı da izleyebilirdik,
Neler olacağını kimse bilemezdi,
Günahlar sıkıcı ve kabul edilemez boyuta da gelebilirdi,
Sınırları ve boyutları yoktu, ondan sonraki her şey günahtı,
Soğuk içilmesi gerekenleri, ayırdık
Sıcak olan bedenlerimizdi,
Kokumuz istenilen hale gelinceye kadar suyun altında kaldık,
Masum değildik, su güzel bir hızlandırıcıydı
Yeterince hız enerji demekti, kinetik olması tercihimdi,
Potansiyelimi kullanmayı her zaman sevmişimdir,
Enerji yok olmamalıydı, kanun buydu
Kurala uymak güzeldi, kuralcı değildim tabi ki
Duştan çıktık,

Anamızı yalnız bırakmadık,
Hafif acıkıyorduk, enerji organikti, yarınlarda öyle,
Erkeğin mücevherleri değerliydi, yapılması zaman alıyordu,
Karşımdakinde öyle bir şey yoktu,
Mücevherlerimi alıp zengin olmak istiyordu,
Belki de beni terk edecekti, bilemiyordum ama istediğini verecektim
Elimde değildi, o almasını öğrenmişti
Erkek bazen teslim olurdu, ya kaderine ya da o anlara
Yine öyle bir durumdu, yapacak bir şeyim yoktu
Aydınlığı ve uyarılar buna izin veriyordu
Annemiz odadan çıkmıştı, yalnızdık
Giderken bize tembihlemişti fazla yaramazlık yapmayın diye,
Herkes vicdanını rahatlatıyordu, annemiz bile
Annemiz kutsal değildi, cennetteki annemiz değildi bu
Yer yüzünde yaşayanların, annesiydi
Mayalanmış ve bakterilenmişti, gelişmiş belliğimizin düşmanı
İdimizin dostuydu, fena değildi, kişiden kişiye göre değişiklik gösteriyordu

Yalnızlığımız fazla uzun sürmedi,
Mücevherlerimi çalmış, beni farkı bir boşluğa bırakmıştı
Artık uyuyordum, çok derin bir uykudaydım,
Kaybedecek bir şeyim kalmamıştı, kazanmışta sayılmazdım
Erkekler buna tatmin olmak derdi, uyku ile gelirdi
Yine aynı şey oldu

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 18 Ekim 2013 16:03
 luna
(@luna)
Gönderiler: 321
BDSM Ruhlu
 

Teşekkür ediyorum, daha birçok yazım var ama anti Humanist yapim toplumsal bilinci arttırmak istemeyen benliğimin bencilliginden kurtuldugumda yayımlıyorum.
güzel bir tutum. insan kendisi için ürettiği kadar zengindir diye düşünüyorum, çünkü hiç bir alfabe dokunamaz başka bir insanın duyarsızlığına.

ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..

 
Gönderildi : 20 Ekim 2013 20:13
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Teşekkür ediyorum, daha birçok yazım var ama anti Humanist yapim toplumsal bilinci arttırmak istemeyen benliğimin bencilliginden kurtuldugumda yayımlıyorum.
güzel bir tutum. insan kendisi için ürettiği kadar zengindir diye düşünüyorum, çünkü hiç bir alfabe dokunamaz başka bir insanın duyarsızlığına.

İç içe anlamlar ve güçlü yargılar. Ahh, bukowski görse güler geçerdi herhalde. Oda umursamazdı bilirsin, biz umursamaz olurken lafta söylemekten geri kalmıyoruz. Aynı şey benim içinde geçerli, duyarsızlığı sadece edebiyata değil elbet, kendine ve kelimelere de yapıyorlar bunu. Alfabede bir şey yok, metalaştırabilirsek dokunduğu gözlemlenmiştir 😉 Tabi bu benim işim mi? Hiç sanmıyorum, hem liberal olup, ara ara sosyal olmak bazen kızıp kara bayrağı çekmek yorucu oluyor. Ne yapmalı acaba ?

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 21 Ekim 2013 10:50
 luna
(@luna)
Gönderiler: 321
BDSM Ruhlu
 

politik davranmak en kolayı böyle durumlar da. sen defterinin kapağını kapatınca yazılanlar değişmiyor. sadece bilirsin onlar orda kalıyor işte.sadece okunmamış olması senin hissetmemiş ya da düşünmemiş olmadığın anlamına gelmiyor. ve siyah bayrak?

ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..

 
Gönderildi : 21 Ekim 2013 17:55
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

politik davranmak en kolayı böyle durumlar da. sen defterinin kapağını kapatınca yazılanlar değişmiyor. sadece bilirsin onlar orda kalıyor işte.sadece okunmamış olması senin hissetmemiş ya da düşünmemiş olmadığın anlamına gelmiyor. ve siyah bayrak?

Kara bayrak anarşinin bayrağıdır. Burada unuttun bir şey var : " insan insanın ölçütüdür ", tabiki kitabın kapağı kapanabilir, tabiki kendine kalabilir ama kendi ekseninin ayarı açısından meydana çıkman gerekir. Zaten olay, çıkış şekli ve zamanı, senin nasıl bir karakterde olduğunu belirliyor

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 21 Ekim 2013 18:54
(@vassago)
Gönderiler: 61
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

CHAPTER 4 HATIRALAR

Beyaz değiller, çok değiller, kısa bile denilebilirdi hatıralarım için
Kırmızıydı çoğu, kırmızı seni özlememek mümkün mü? Aklıma gelenleri anlatıyorum şimdi,

Uçaktaydım, ilk kez ayrılıyorduk. Birçok ayrılığın sebebi olacak olana gidiyordum
Gittiğimi şimdi anlıyorum, alt yapısını yapıyordum, kafamı çevirdiğimde orda olanı görmek için hazırlamıştım kendimi,
Adiliğin kaynağı aitlikte yatıyordu, her zaman yatmaz ama yatarsa da genelde ayrılıkla biterdi
Hikayeler her zaman aynı mıdır acaba ? İnsan aynı insan olduğuna göre herhalde hikayelerde aynıydı
Yer yüzünde yürümeye başladığımızdan beri hemen hemen aynı hikayelerdi bunlar,
Sonunda gördüm, ah evet o kokuyu hatırladım şimdi, kokuyordu ve gözleri ; görmekten fazlası vardı orda
Biz demiri gökten indirdik diyen kutsal metinlerin, bilimsel açıklaması olan süper novalar gibiydi

Onlar patlamasaydı bugün savaşta olmazdı, hala ağaçla idare ediyor olurduk,
Ve gözler bu kadar koyu olup, toplara kadar akmazdı, akmasaydı iyi olurdu aslında
Aslı ile ilgili bir şeylerde yazılabilir, ama bu hatıra ona ait değil.
Uçan kuş yere indiğinde, saçma bir hava reaksiyon başladı,
İletişimin en kişisel haline saygı gösterildi, bilimden uzaktık, hormonlara daha yakındık
Aradan vakit geçti, genelde öyle olurdu bir şeyler geçerdi,
Saçma bir bütünün parçasıydık nede olsa
O bagajlarını aldı ben iletişim bilgilerini,
Bir şeyler iliştirdim o bilgilere, belki de not düştüm yanına

Arabalar geldi, bizi götürdü benim daha yolum vardı
Belki de yolun başındaydım, uğraşacak çok vaktim vardı. Arkamdaki korku gibiydi
Eve varmıştım, uzak doğuya ve tatar yayına daha yakındım
Atalarımızın gücü üzerimizde olsun, Çin seddi ve uzay gibiydi
Ordan görmek isteyeceğim son şeydi,
Ama her gün gördüm, nedense hepsi aynıydı
Onlarda bizim için öyle söylüyordu. Saygı da pek yoktu
Ofiste olan oldu, iletişim için aldıklarımda iletişim kurmayı denedim. 21.yy yardımcı oldu,
Ereksiyon’a teşekkürü borç bilirim, beni bu çöküntünün içine o attı nede olsa
Ereksiyon, insanlığı karanlıktan kurtaran bazen de intihar sebebi olan elektriği hayatımıza soktu
Çocuklar kitap okuyabilsin, insanlık aydınlansın diye yaptı herhalde, aydınlatacak yazıları da bizler yazmaya çalışıyoruz, önce kendimizi karartıp ve kirletip
Bir şarkı bu kadar derin olabilir “Giulio Caccini “ neyse,

Bir şeyler iliştirdim ve yolladım. Bekledim, kırmızı derki “ beklemek ahlaksızlaştırır “
Öyle de oldu, ereksiyon devreye girdi ahlağımı yeniledim ta ki bir daha kızana kadar,
Mevsimsel değildi, anlıktı. Elektrik vardı, ulaşım gelişmişti
Aradan ne geçebilirdi ? Düşünceler mi ? Yemek borusundan aşağıya inen sıvı ve katılar mı ? Yoksa söylediğimde güldüğün “ pülp “ mü.
Bunların yanında zaman geçti, iletişim iki taraflıydı, kaygılar ortaktı
Üzüntü ve heyecan ile kabul ettim teklifi, ellerimden sesler çıktı
Temiz kan ve pis kan karışmıştı, şehir aldatılmıştı
Sözler unutulmuştu, hayvanlık dağda aç kalınca şehire gelmişti
Şehirde bir çok lokanta vardı, parası olmayan hayvanlar geceye kadar bekleyip artık yemekleri yerdi,
Allah aç bırakmazdı, inansan da inanmasan da öyle oluyordu.
A noktası ile B noktası arasında yol almam gerekiyordu, yer değiştirmek için araç lazımdı
Bu işi bizim için yapanlar vardı, hatta bazıları meslek edinmişti. Komikti, yer değiştirmek için var olan bir meslek aynı “Charles Camille Saint-Saëns “ gibiydi
Bazıları her şeyi de bilirdi, ifade kaygısı vardı
Bazıları ise sağlıklı bir tek ilişkileri bile olmayan bir adamlardı, kırmızı insanları betimlerken bunları kullanırdı, kırmızı haklıdır çoğu zaman.
Mesleğin devamı için, onları kullandım. A ve B noktası arası vakit aldı

Akşama kadar beklemek istemediğim için lokantaya gittim, açtım
Yemek yedim, vaktimi geri almak istiyordum
Geri alma işi başlamıştı. İletişim elektronik değildi artık,
Yüz yüze olan bir hal almıştı, yeni hali daha somuttu. İnce bir keman gibiydi
Dışarıda fazla bir işimiz yoktu, kısa bir plan yaptık. Belki planın kendisi kısaydı
Markete girmemiz gerekiyordu, perakende de bir sektördü

Vergisini ödüyordu, fişte alıyorduk. İşimiz bitti, çanta ürün doluydu,
Öncesinde tuvalete girdim, kontrol edilmesi gerekiyordu
Çıktığımda her şey çok değişmişti.
“Birisi başıma çekiçle vurmuştu, hafif kanamış, daha çok acımıştı”

I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One

 
Gönderildi : 15 Kasım 2013 00:38
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL