sanki tüm acıları unutturuyom o bakışlar oysa bedenimden gelen et kokusu
keyf verir hale geldi o bakışların sahibinin degdirdigi sıcak metal acı dil sanki
bu duyguyu anlatmam zor işte yaşamak lazım kelimeler tarif edemez.
ve kırk kırbacın actıgı kırk yarıgı kapatmak için yapılan bu daglama nın sonunu göremicem anlaşılan direncim ve göcüm bitiyo ve baygınlık olsa gerek
cözün ve odama cıkarın sıcak su ve bez de getirin
bu kadar eziyete neden dayanırsın dişlerini göstersen bu yaptıklarımı yapmıcaktım oysa bu kadar zor bişeymi istedim ama sana verdigim elli altının
degerini hak etmen lazım o kadar altına kac köle alırdım oysa

bırakın şu kenara ve hepiniz cekilin şu zincirleride cözün
ve inceleme vakti bi deri deki yanık izleri veya atladıgım kırbac kesikleri
bi canlı ne hisseder bu izleri alırken sanki bi resim cizmişim gibi şaeserimi
inceliyom koku su geliyo etinin baya yakmışım ama o yanık izleri nasılda keyf veriyo bakınca bana etin acılıp icersinden süzülen kan hele o yarıklar anlatılmaz
bunları oluşturmak bi sanat cellatı kutlamam lazım
gözümü acmasam iyi olur sanki biri yaralarımı temizliyo ürkütmiyim zaten gücümde yok iyisimi bu şefkatin tadını cıkarayım acaba kim temizliyo yaralarımı
o kadın ne yapıyodur şimdi nasıl bi yürek var canlı birinin bedenine nasıl kızgın kılıcı basar bu kadar güzel bi varlık
ne hissediyo acaba beni satın almasa belki bu güzelligi elde etmek ugruna dil
elli altın tüm dünyanın zenginliklerinden vaz gecerdim oysa onun la aynı havayı tenefüs etmek bile başka diyarlara götürürdü
ama köle pazarından alınmış biri olarak ona karşı boyun egmem gerektigini düşünüyosa yanılıyo urungu demişler bikere teslimiyet ve ben
ne yapcak acaba bu kadar acının bana sade bi baygınlık verdigini kacmamamın sebebini bilse belkide