Dominya Krallığı
Yeni Bir hikaye bitiremedim ama yine de paylaşmak istedim Umarım beğenirsiniz...
DOMİNYA KRALLIĞI
Dominya krallığı bahamalarda adından sıkça söz ettiren bir krallıktı.2000’li yıllarda Dominya Veliahtı Prens George tahta geçmişti…
Prens George tüm bahamalarda iyilik’in Prensi olarak bilinir ve sevilirdi.Bütün ülke onu çok iyi tanıdığını düşünüyordu.Fakat ailesinin bile bilmediği bir yaşam tarzını benimsemişti.”O” bir Master’dı….Bu yaşam tarzını benimsemişti ve halinden son derece memnundu. Pauline adındaki kölesi de Efendi’sini memnun edebilmek adına var gücüyle çabalıyor ve bundan büyük mutluluk duyuyordu…
O gün yine her zamanki gibi Efendisi’ne ait odada emredilen yerde öğretilen pozisyonda dururak Efendisi Prens George’yi bekliyordu.Hayatından o kadar çok mutluydu ki.Kendisini karanlık hayattan çıkarıp yanında köle olarak getirildiğinde bunların olacağını hiç tahmin etmemişti Pauline .O ilk günü dün gibi hatırlıyordu oysa üzerinden 3 yıldan fazla geçmişti…Efendisi’ne ait olmak onu beklemek onun için Efendisinin mutluluğu için cezalar almak kendisini de mutlu ediyordu.Ama o gün içinde amansız bir sıkıntı vardı.Gerçi Efendisini beklerken her zaman bu tür sıkıntılar duyardı bunu da bilinmemezliğe yorardı genelde.Ama bugünkü farklıydı.Bir el yüreğini sıkıyordu sanki…Çaresiz beklemeye devam etti Pauline.Efendisini ayak seslerinden tanırdı.Ve evet işte yaşasın geliyor diye düşündü ama birden duraksadı.Ayak sesleri çok sertti.Bu Efendisinin birine ya da bir şeye sinirlendiğini gösteriyordu.”Sanırım bana değildir “diye düşündü.”Ben dün akşamden beri görmedim.Bir hata da yapmadım sanırım” diye düşündü pauline.Fakat içine de bir kurt düşmüştü acaba mı diye.Tedirginlik içinde Efendisinin odaya gelişini beklemeye koyulduğu anda sesler durdu.Kapının önünde birilerine bağırdı ve onlara gitmelerini ve kendisini rahatsız etmemelerini emretti.Sonra kapıyı açıp içeri girdi.Pauline sadece Efendisinin ayaklarını görebiliyordu.Kendisine doğru gelen ayakları… Sessizce beklemeye devam etti…Efendisinin önünde durduğunu hissettiğinde gayri ihtiyari biraz kıpırdadı yerinde.Çünkü Efendisin de tuhaf bir şeyler sezinliyordu.Anlaşılan bu gün zor bir gün olacak dedi kendi kendine…Master George ise pauline’nin gerginliğinden çok zevk almış gibiydi.Boynundaki tasmadan tuttu ve onu sürükleyerek ruhunun derinlikleri için hazırlanmış mahzen katına indirdi…Pauline ilk defa mahzene iniyordu daha önceleri bulundukları odada Efendisine hizmet ederdi.Ama bu sefer her şeyin daha zorlu olacağını tahmin ediyordu…Mahzene indiklerinde daha önce görmediği malzemeler makine ve aletler düzenekler vardı.Duvarda kocaman bir pano duruyordu.Panonun üstünde renk renk boy boy tasmalar yine boy boy deri paddler ,zincirler, ipler,inceli kalınlı sopalar,kırbaçlar nipple ring ve dungleler,bunlar sadece bildikleriydi Pauline nin…Bunlar dışında o kadar çok eşya vardı ki…Bir anda korktuğunu hissetti…Gerçekten de zor bir gün olacaktı.Aslında bir hata da yapmamıştı.Yoksa yapmış mıydı.Bu şekilde sessizce etrafına bakınarak beklemeye başladı Efendisini.Prens George kölesini odada o kadar aletin içinde yalnız bırakarak yukarı çıktı…”Önemli bir eksik var” dedi giderken “onu da getirteyim de zevki çıksın”Pauline iyice şaşırmıştı.Neydi acaba o önemli eksik.Efendisini ilk defa böyle görüyordu.Ve işin tuhaf yanı hoşuna da gitmeye başlamıştı belirsizlik…Derken Efendisi uşaklardan biriyle döndü.Uşak’ın elinde acayip bir tepsi ve içinde de sayamayacağı kadar çok mum vardı.Her renkten en az 5 taneydi sanırım.Pauline daha önce mum damlalarıyla karşılaşmamıştı.Sanırım 3 buçuk yıldır hiç yaşamadıklarını bu gün yaşayacaktı ve onun için yeni bir deneyim olacaktı bu… Sessizce beklemeye başladı.Master George sessizce yanına geldi ve ayakta dur komutunu verdi.Pauline öğretilen pozisyonda ayakta durdu. Arkada, sağ el bileği sol el bileğini tutuyor, sağ ayağı sol ayağının önünde.. Bu duruş fiziksel eğitimin ilk aşamasında ezberletilmişti. Kadın vucudunun en estetik ayakta duruşu buydu efendisine göre.. Beklemeye başladı emredildiği üzere, bekledi… bekledi… Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamayacak kadar uzun bir süre bekledi . Ayakları uyuşmaya bilekleri terlemeye başlamıştı . Eğitim fiziksel direncini yükseltmişti ama en çok Efendisini görememek onu sabırsızlandırıyordu. Ne kadar bir süre geçti bilmiyordu ama en sonunda Efendisi bir önceki günden kalan izleri kontrol etmeye başladı…Bunlar rutin kontrollerdi.”Güzel”dedi izlerden tatmin olmuş bir şekilde.Daha sonra Pauline nin etrafında bir tur attı bedenini izleyerek.Ve panonun başına geçti.Elini bir aletten diğerine götürürken pauline korkuyla bekliyordu.Aslında nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışıyordu çünkü fazlasıyla ürkmüştü bu günden.Master George malzemelerden zincirli clamplerde karar kıldı ilk önce onları aldı eline.Pauline ye doğru yaklaştı ve clampleri önce sağ sonra sol göğüs ucuna taktı.Hiç beklenmedik bu acı pauline’nin irkilmesine neden oldu.İki clampı birleştiren zincir v şeklindeydi ve ucu baya uzundu.Ve ucu göbeğine doğru sarkıyordu.Efendi George arka tarafa dolandı.Ve alt taraftan clampi birleştiren zincirin ucunu aldı.Ve sertçe aniden çekiverdi.Pauline bir anda göğüs uçlarında oluşan acıyla bayılacak gibi hissetti ve ağzından istemeden hafif bir çığlık döküldü.Efendisinin hoşuna gitmişti bu çığlık.”Ne o çok mu acıdı oysa daha yeni başladık”dedi gülümseyerek.Clamplerin verdiği acıyla öne doğru eğilmek zorunda kaldı.Zincir göğüs uçlarından başlayarak kasıklarından geçiyor ve Prensin elinde son buluyordu.Prens George zincirin ucunu pauline nin belindeki kuşağa tutturdu.Zincirin sıkılığını da ayarlayarak biraz uzaklaştı.Pauline istese de hareket edemezdi.Hareket ettiği anda ya zincir bir yerlerini kesecekti ya da göğüsleri kopacak gibi olacaktı.Bu acıyı göze alamazdı hem zaten buna hakkı da yoktu.Prens uşaklarına seslendi.Uşaklar geldiğinde ellerinde su dolu bir tas vardı…Masaya benzer eşyanın üzerine bıraktılar tası ve uzaklaştılar mahzenden.Etraf yine korkutucu olmaya başladı.Efendi George panodan önce bir şey bir beze benzer bir şeyle döndü kölesinin yanına ona doğru eğildi ve gözlerini bağladı.Her şey tanıdıktı aslında ya da hiç tanıdık değildi Pauline için…Sadece 3,5 yıldır kendisini eğiten kardeş gibi oldukları acıyı bekliyordu. Efendi George ise uzaklaşarak tekrar panoya gitti.Bu sefer uzun süre bekledi panonun başında bütün malzemelere tek tek göz gezdiriyordu.Sanki kullanılış sırasını ayarlamaya çalışıyor gibiydi.”Biraz önce gördüklerinin hepsini üzerinde kullanacağım” diye seslendi gülümseyerek. Pauline’nin boğazı kurumuştu ses çıkaramıyordu.Sanki bütün duyu organları yok olmuştu.Duyamıyor konuşamıyor nefes dahi alamıyordu.Ya da öyle hissediyordu.Efendi George en sonunda çok uçlu kamçıyı kullanmaya karar verdi.Ve masaya doğru yaklaştı.Deri kamçıyı eline aldı.Ve suya sokup çıkardı aynı hareketi yaklaşık beş kere yapmıştı.Bu acıyı fazlalaştırıyordu ama izin de azalmasına neden oluyordu…Daha sonra kamçıdaki fazla suyu atmak için birkaç kere havada salladı kamçıyı.Pauline kamçının havada çıkardığı vınlama sesinin birazdan bedeninde de çıkaracağını biliyor ve korkuyla bekliyordu.Efendi George en sonunda kamçıyı birden bedenine indirdi. Pauline bel oyuntusuna inen kamçının acısıyla yerinden hareket etmek istedi.Hareket ettiği an kasıklarındaki zincir canını daha fazla yakmıştı.Kurtuluşu olmadığını anladığında o acıyla barış sağlamaya çalıştı.Ama bel oyuntusundan yayılan o aşırı acı.Anlaşmaya engel oluyordu.Efendi George birkaç sn saniye sonra kamçıyı kaldırdı belinden tekrar ve birinciden daha sert bir şekilde indirdi yine aynı yere.Pauline bu vuruşu hemen tanımıştı.Kademeliydi bir hızlı bir yavaş olarak geliyordu.Efendisi bazı zamanlarda bu şekilde vurur gelecek dakikalardaki acıya hazırlardı bedenini Pauline’yi.Ama bu sefer ki farklıydı kademeli değildi çünkü.Her darbede acı artıyordu.Pauline’nin hatırlamayadığı kadar uzun sürdü bu vuruşlar…Bir süre dinlenmesine izin verdi Efendi George kendisi de Pauline’yi izlemeye koyuldu.Pauline gözleri bağlı olduğundan Efendi’si George’un şimdi ne yapacağını panodaki hangi alete baktığını göremiyordu.Efendi George ise elektrikli düzeneklerden birinde karar kılmıştı.En sevdiği şeyi en fazla ve en sert şekilde yapacaktı ama en son’a saklamıştı o’nu.Paulineyi olduğu yerde bağladı.clamplerle birlikte bağlanmak ona daha fazla acı veriyordu.Eskiden böyle olmamıştı hiçbir zaman.Pauline merhamet dilemek için konuştuğunda“şeyyyy Efendim”George”Kapa çeneni”diye tersledi paulineyi.Pauline iyice korkmuş bir şekilde sessizce durmaya başlamıştı.Efendi George ise elektrik kablolalarını paulinenin uygun bölgelerine yapıştırdı ve düzeneği çalıştırdı.Düzenek çalıştığında yapışkanlardan hafif bir elektrik geliyordu.Pauline önce gıdıklanır gibi hissetti kendini ama elektrik akımı arttıkça acısı da artıyor ve nefesi kesiliyordu.Her 5 dakika da bir akım artıyor ve akımla birlikte gelen acıda son derece fazlalaşıyordu.Yarım saat kadar sonra akımlar iyice artmış nefes alışları da fecileşmişti.Nefes alamıyordu pauline.Hatırlayamadığı kadar daha sürdü elektrik akımları.Sonra durdu.Prens George düzeneğin kablolarını çıkarttı kölesinin bedeninden.Panonun başına gitti daha sonra bütün aletlere tekrar tekrar baktı.
Devam edecek
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
teşekkür ederim sadistboy beğendiğine sevindim bu hikaye benim en önem verdiğim hikaye
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
teşekkür ederim altona
elimden geldiğinde yapıyorum bende
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben


Usatlık mazbatasına dogru saglam adımlarla gitmek bu olsa gerek alew
kalemine saglık tesekkurler
teşekkür ederim LADY SADE bu hikaye en önem verdiğim hikayeydi.Eskisi gibi zorlanmadığımda bir gerçek.
bir insan ancak bu kadar bütünleşebilir tercihleri ile köleyi bekleyen zevkli dakikaları bir an önce gönder alev merakla izlicem hayalgücün gerçekten güçlü gibi
teşekkür ederim azor.
harika bir hikaye devamını okumak icin sabırsızlanıyorum. tebrikler alev
teşekkür ederim devamı yakında olur sanırım.
alev hn ustalıgınızı konuşturmaya başlamısınız
teşekkür ederim hayyam beğendiğine sevindim.
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
Öncelikle merhaba ve bu güzel yazılar için teşekkürler
Hep cezalardan bahsediyorsun aslında bu sana özgü değil herkez cezalardan bahsediyor ama kimse emirlerden emirlerin aksatıldığı andaki köle ve efendi perspektiflerinden değerledirmiyor olayı. Ve bu yeni başlayanlar için(biride benim) büyük bir eksiklik yaratıyor bir köle efendisine nasıl davranır ne gibi görevler verir neler söyler hep boşlukta kalıyor.
Umarım yazılarında bu noktalarada değinirsin.
teşekkür ederim beğendiğinize sevindim.
<img class="go2wpf-bbcode" src="http://img220.imageshack.us/img220/4295/glittermaker10022007182fk3.gif">
Anka kuşuyum ben
Acı küllerimdir
Küllerimden yeniden doğmasını bilirim
Anka kuşuyum ben
Öncelikle merhaba ve bu güzel yazılar için teşekkürler
Hep cezalardan bahsediyorsun aslında bu sana özgü değil herkez cezalardan bahsediyor ama kimse emirlerden emirlerin aksatıldığı andaki köle ve Efendi perspektiflerinden değerledirmiyor olayı. Ve bu yeni başlayanlar için(biride benim) büyük bir eksiklik yaratıyor bir köle efendisine nasıl davranır ne gibi görevler verir neler söyler hep boşlukta kalıyor.
Umarım yazılarında bu noktalarada değinirsin.
Biraz arka sayfalarda kalmis bir hikaye, unutulmasin istedim. Tek kelimeyle harika.
Itaat Ettiren Adam'in da sorusunu yerinde buluyorum. Bu konuda paylasimlar olmaz mi acaba? Bir köle hangi durumlarda cezayi hak eder, buna gik demeden katlanir. Efendi'nin keyfiyeti nerede baslayip bitiyor?
Bir de sunu cok merak ediyorum... ceza psikolojik bir tahribati beraberinde getirmiyor mu sizce? Dozu ne olmali?
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler