Shop
Bir Sadistin Günces...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Bir Sadistin Güncesi

21 Gönderiler
12 Üyeler
0 Reactions
742 Görüntüleme
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

HAhaaaa... ben o anlamayanlardandım.. "sorunlu piçin tekisin deyip terk ettim" buraya üye olunca anladım sevgilimin Efendi olduğunu benimle oyun aynadığını LoL

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 24 Şubat 2014 18:27
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Keyifli bir anlatım olmuş. Keyifle bir kaç kez okudum kaleminize sağlık +++ +++ +++

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 28 Şubat 2014 23:23
(@blodmeister)
Gönderiler: 86
Kanıyla Üye
Konu başlatıcı
 

Teşekkür ederim by_kole, ne mutlu bana öyleyse.

Yoğun geçirdiğim zamanlardan dolayı biraz ara vererek:

Yağmur Başlıyor

O günden sonra şehir dışına çıkmam gerektiği için bir kaç gün boyunca görüşemedik. Zamanım ne kadar yoğun geçse de onca işin arasında yapacağımız şeyler için plan kurabiliyordum. Ayrılmadan önce ona bir ev ödevi vermiştim, geçirdiğimiz günle ilgili hissettiği her şeyi başından sonuna kadar en ince ayrıntısına kadar yazıp bana göndermesini. Bir gün sonra da geri dönüşünü yapmıştı. Yazdığı şeyler ona özel olduğu için izinsiz olarak burada yayımlamayı uygun görmüyorum ama genel itibari ile özetlemek gerekirse, onu eve yönlendirdiğim zamandan yanımdan ayrılana her saniye heyecandan kalbi duracak gibiymiş. Yerim kalbini. Daha önce hiç hissetmediği şeyleri hissettirmişim, verdiğim direktifler olsun canını yakmam olsun ona çok zevk vermiş. Keşke daha önce beni tanısaymış, içindeki büyük bir boşluğu doldurmuşum. Daha önce tanısaydı belki de böyle iyi gitmezdi her şey, neticede bugün dünden iyi yarından kötü seviyedeyim.

Görüşeceğimiz güne kadar ara ara konuştuk. Konuşmalarımız genelde onun hayatı üzerinden ilerliyordu. Sınıf öğretmenliği okuyordu ve son sınıftaydı, dönemin sonunda okulu bitecekti ve... Ve'sini zamanı geldiğinde konuşmaya karar verdik. Bir taraftan da KPSS kursuna gidiyordu, onun yoğunluğunun da benimkinden aşağı kalır yanı yoktu. Sürekli benimle konuşmak istiyordu. Olmazdı, hem çalışması gerekiyordu, hem de sürekli konuşmak olmazdı. Azar azar tüketilmeliydi her şey. Ne açlıktan ölecek kadar az, ne de patlayacak kadar çok yenmeliydi. Döneceğim tarihten haberi yoktu ve döndüğüm günün sabahı akşam 18:00'de kapının önünde olmasını söyledim. Biraz "alışveriş" yapmam için yeterli vaktim vardı. Bir kişi üzerinde kullandığım alet edavatı başka birinde kullanmadığım için (temizlenebilenler hariç) yeni şeyler almam gerekiyordu. Bir paket mandal, farklı kalınlıkta iki adet tahta sopa (biri çubuk sayılır), bir paket kokulu küçük mum, 10 mm halat, bulaşık eldiveni, lastik ve sargı bezi. Bunların hepsini ilk seferde kullanmayacaktım elbette, bir köşede durması iyi olurdu sadece. İnternet üzerinden de siyah renkte farklı model 2 adet jartiyer takımı sipariş ettim. Bir kısım temizlenebilen materyaller zaten evde vardı. Gelmeden önce salonun çeşitli yerlerine kokulu küçük mumlardan koydum, bir kaç tanesi açıktaydı bir kaç tanesi belli açıdan bakmadıkça görülemeyecek yerdelerdi. Sopaları ve mandal paketini elimin altında bir yere koymuştum, diğer aldıklarım odamdaydı ve zamanı gelince kullanılacaktı.

5 dakika kadar geç gelmişti. Tolere edilebilir bir sayıydı 5 dakika, uzak yerden geliyordu. İçeri girdi, salona geçtik. Geç kalmayayım diye koştururken çok susamış, gidip içebileceğini söyledim. Parfümü güzeldi ama fazla sıkmıştı, bir daha bu kadar sıkmaması için uyardım. Karşımda ayakta dikilince koltuğa oturmasını söyledim. Biraz sohbet ettik, dolaptan içecek bir şeyler getirmesini söyledim, getirdi içtik. Oyuna başlama zamanı gelmişti. Salonun farklı yerlerinde mumlar olduğunu, bu mumları yakmasını, bazı mumları aramadan bulamayacağını ve bulamadığı her mumum vücuduna takılacak bir mandala karşılık geleceğini söyledim. Nasıl olsa hepsini bulamayacaktı. Çakmak sehpanın üzerindeydi ve alıp sehpanın üzerindeki mumu yaktı. Çekyatın sağ kolu üzerindeki mumu da yaktı. TV ünitesinin önündeki mumu yaktı. Yemek masasının üzerindeki iki mumu yaktı. Kitaplığın önündeki mumu yaktı, en üst raftaki kitapların üzerine, köşeye iliştirdiğim mumu bulduğunda kitapların önüne koyup öyle yakmasını söyledim. Salonun köşesinde, çekyatın yan tarafında yere koyduğum mumu buldu, onu yakıp sehpanın üzerine koymasını söyledim. Çekyatın altına baktı, orda bulduğu mumu da yakıp çekyatın sol kolu üzerine koymasını söyledim. Perdeyi çekip pencere pervazlarına baktı, diğer koltukların altına baktı, salonu iyice kolaçan etti ama başka bulamadı. "Bu kadar mıydı efendim?" dedi. Tebessüm ettim. "TV ünitesini aç, radyonun arkasına bak" dedim. Radyonun arkasındakini buldu, karşımda dudağını ısırarak duruyordu. Yak ve TV'nin önüne koy dedim. Yaptı. İsmini söylediğim kitabın arkasına baktı, yanındaki kitabı çekerek onu da aldı. Parmağımla duvarın dibini işaret ettim ve yakarak oraya koydu. Bir şey söylemedim. "Bu kadar mıydı efendim" dedi. Sağ ve sol cebimden birer mum çıkardım. Bu adil değildi. Olsun, hayat adil değildi zaten. 4 mumu bulamadı; 4 mandal demekti bu. Onları da yakıp diğer duvar diplerine koymasını istedim. Yaptı. Bakışlarımla ampulü işaret ettim, kapattı. Mumların verdiği loş bir ışık vardı sadece içeride.

Üstündekileri çıkarmasını istedim, yaptı. Cinsel isteği artarsa alacağı haz da artacaktı, ayağa kalktım, karşısına geçtim ve üzerimdekileri tenime dokunmadan çıkarmasını söyledim. Derin bir nefes aldı ve gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Kol düğmelerini çözmek için kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı; bak hele sen şu terbiyesizin yaptığına. Oyunu devam ettirmek gerekirdi, havada olan elimle bileğini sıkıca kavrayıp hafifçe bükünce canı acıdı, durumu farketti ve "çok özür dilerim efendim" deyip diz çökerek kol düğmelerimi çözmesi gerektiğini idrak etti. Kolumu kaldırması kızacağım bir şey değildi ama oyunun kuralı böyleydi. Gerçekten kızıp kızmadığımı da test edecek tecrübede değildi. Gömleğimi kenarlarından tutarak çıkardı. Avuçlarını göğsüme birleştirip iki yana açarak gömleğimi çıkarması o an daha güzel olacaktı belki ama birincisi daha o kadar sevgili olmamıştık, ikincisi tene dokunmama kuralını koymuştum bir kere. Kemerimi çözdü. Pantolonumun düğmeslerini zor da olsa açtı. İki yanından tutup aşağı indirdi yavaşça. Sırayla ayaklarımı kaldırdım ve çıkardı pantolonu. Sonra parmak uçlarından çekerek çoraplarımı çıkardı. Sıra boxerıma geldiğinde çıkarıp çıkarmaması gerektiği konusunda tereddüt etmiş olacak, bir kaç saniye ebleh ebleh baktı bana. "Eee daha daha?" deyince onu da çıkardı, -kendince- çaktırmadan göz ucuyla baktı malum yere. Yere oturup, dizlerini kırarak bacaklarını açmasını söyledim. Sonra bende bacaklarım açık vaziyette koltuğa oturdum. Önce ben koltuğa otursaydım "acaba bana ne yapacak?" diye düşünmezdi otururken. Bir sigara yaktım ve sigaram bitene kadar bana bakarak mastürbasyon yapmasını söyledim. Orta parmağını bacak arasına götürerek başladı işe, ben de mum ışığı altındaki bu görüntü ve çıkardığı seslerden aldığım zevki sigaramın zevkine katarak onu izledim. Sigaram dibini bulunca söndürdüm, bu kadar cinsel istek yeterliydi, oyun buraya kadardı.

Ayağa kalktım ve memelerinin ucundan tutarak yavaşça ayağa kaldırdım. İç çekişini duymak güzeldi. Ters şekilde çekyata yatırdım, sırtı oturma yerinde, bacakları sırt yaslama yerine bitişik ve ayakları havada. Mandal paketini açıp 4 tane mandal çıkardım ve 3 tanesini karnının üzerine bıraktım. Elimdeki mandalı cinsel isteğiyle iyice dikleşmiş olan meme ucunun üzerine getirdim, mandala bastırdım ve mandal ikiye ayrıldı, meme ucu mandalın iki ucunun arasına denk gelince yavaşça mandalı bıraktım, mandal kapandıkça "ah" sesi ile birlikte meme ucu, mandalın uçları arasında hafifçe ezildi. Karnının üzerinden bir mandal daha alıp karnından memesine doğru yavaşça sürükleyerek diğer meme ucuna taktım. İki tane kalmıştı. Henüz acı eşiği konusunda fazla bir fikrim yoktu, aksi halde meme uçlarındaki mandallara çapraz olarak ekleyebilir, yaşayacağı acıyı artırabilirdim. Dudaklarını birleştirip öne çıkarmasını söyledim, dudaklarına iki yerden mandalları taktım ve eğer bu mandallar düşerse ağzından çıkmış tek sözcük "kelebek(safe word)" olacak diye de ekledim. Sopayı alıp çekyatın arkasına geçtim ve ayaklarına bir süre sürterek ilk vuruşu gerçekleştirdim. Bu sefer sert tondan girmiştim. Bir tane daha vurdum. Kenetlenmiş dudakları arasından çıkan "mmmmm" sesleri eşliğinde vurmaya devam ettim. Daha önce kimsenin dudaklarını mandallamadığım için ne kadar acıyacağını bilmiyordum ama meme uçlarında zamanla artacak acıyı biliyordum. Ayaklarının altı henüz belirgin kızarmamıştı ve vurmaya devam ediyordum. Bazen sanki bacağını çekecek gibi oluyordu ama hemen düzeltiyordu sonra. Tabanlarındaki kızarıklık belirginleşmeye başlamıştı artık. Arka planı tamamladıktan sonra detay için ince fırçayı alan ressam gibi kalıp sopayı bırakıp çubuktan hallice olanı aldım. Kızarmış olan ayak tabanlarına ince şekiller verecektim. İşte bu zevkli bir iş olacaktı. Falakanın sanatsal bir yönü her zaman vardı. Farklı pozisyonlarda farklı numaralı sopalarla farklı tatlar alınabilirdi. Fonda güzel bir müzik iyi giderdi ama bunu en başından yapmış olmak gerekirdi, şimdi elimdeki işi bırakıp ona zaman harcamak olmazdı. İnce çubukla orta şiddetle vurarak başladım. Bunun acısı daha farklıydı, daha etkili ama daha tatlıydı. Ben vurdukça aldığı zevki, boşlukta kalan kafasını geriye doğru vererek mandallı dudağından çıkardığı seslerden anlıyordum. Ara sıra eli ile memelerini avuçluyordu, bunu zevkten mi yapıyordu yahut memelerindeki mandalların acısından mı bilemedim. Memelerindeki mandalların acısı zamanla artıp bir seviyeye geldikten sonra alışacaktı artık o acıya. Bir insanın canını yaktığınız için sizi sevmesi, tarifi mümkün olmayan bir duyguydu. Artık kendini iyice teslim etmişti acıya, başta hafifçe çıkan "mmmm" sesleri yerini gırtlağından çıkan garip seslere bırakmıştı, kendini buluyordu...

Ayaklarının altında küçük küçük çubuk şeklinde izler oluşmuştu. Belki bu görüntü hoşuna gitmeyecekti ama fazla ileri gitmemiştim, çünkü aldığı zevki görüyordum. Memelerindeki mandallar yeterince durmuştu ve emindim ki çok acıyordu, artık çıkartmak gerekirdi. Sopayı bıraktığımda nefes alışverişleri hala hızlıydı. Yanına oturdum, gözlerini bana çevirdi. O bakışların şu an bile gözümün önünden gitmesi mümkün değil, çok farklıydı. Tek cümle ile "canımı yaktığın için sana minnettarım" anlamı taşıyordu bakışları, hafif nemlice. Mandallı dudaklarının verdiği bütün şapşal görüntüyü yok ediyordu o bakışlar. Önce bana yakın olan memesindeki mandalı çıkartacaktım, mandalın takılı olması canını yakıyordu ama çıkartırken daha çok yanacaktı. Elimle gözlerini kapattım ve mandalları çıkarttım sırayla, kapalı dudakları arasından çıkamayan sesleri dinleyerek. Sonra dudaklarındakileri çıkardım, fazla tepki vermedi. Demek dudaklar o kadar acımıyordu. "Nasılsın?" diye sordum. "İyiyim" demekle yetindi. Derin düşüncelere dalmıştı, spankingdeki kadar kolay gelmemişti. Düşünmesine izin vermek gerekirdi. Gidip içerden bepanthen merhem, sargı bezi ve flaster aldım. Döndüğümde hala gözleri tek noktaya dikilmiş, düşünceliydi. Pozisyonunu bozmamıştı. Bir daha "nasılsın?" iye sordum. "Garip" dedi. Tebessüm ettim. "Sakın kendini yargılama hatasına düşme" dedim. "Bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum şu an yaşadığın şeylerin kolay olmadığını. Kendini rahat hissetmeye çalış. Bir şeyi yapmak istedin ve yaptın, yaptığın şeylerden pişmanlık duymamalısın. İçine sinmediyse devam etmeme hakkına sahipsin, sindiyse olduğu gibi devam eder. Hep devam etmek zorundayım diye düşünüp korkma, hoşuna gitmediği an biter" dedim. "Hoşuma gittiği için korkuyorum" dedi. Bu da benim kitlendiğim andı. Diyecek bir şey bulamadım. Şimdi düşününce de söylenecek pek bir şey yoktu zaten. Kendi içinde halletmesi gerekirdi, müdahil olacağım bir durum değildi.

Başının altına yastık koyarak uzandırdım, ayaklarını dizlerimin üzerine aldım. Gözüme daha güzel geliyordu ayakları, izlerimi taşıyordu üzerinde. Ne yapacağımı tahmin etmenin şaşkınlığı ile bana bakıyordu, muhtemelen bu işi ona kendisinin yapmasını söyleyeceğimi zannediyordu. İçinde zulüm olan bedende merhamet de olmalıydı. Ayaklarını daha rahat tutabilmek için ona doğru döndüm, önce bir ayağına merhem sürerek avuçlarımın arasına aldım, başparmaklarım ile hafifçe okşayarak merhemi iyice yedirdim ve sargı bezi ile yavaş yavaş sarıp flasterle yapıştırdım. Diğer ayağına da aynısını yaptım. Dakikalar önce gözlerine hapsolan derin düşünceleri gitmiş, yerine mutluluk dolmuştu. Kalkıp boxerımı giydim ve tekrar oturdum, başını dizime koymasını söyledim. TV açtım, uzun bir süre hiç konuşmadan ekrana baktık, elim saçlarındaydı. Bir süre sonra "Gitmeyecek miyim efendim?" diye soruna "Hayır, bu gece burada kalacaksın" dedim. Yolu uzundu, o ayaklarla yürümesini istemiyordum.

http://birsadistinguncesi.blogspot.com.tr/2014/03/yagmur-baslyor.html

Özgürlük, içinde serbest kalmayı bekliyor

 
Gönderildi : 5 Mart 2014 19:18
(@mouseblood1)
Gönderiler: 65
Kanıyla Üye
 

Bugüne kadar okuduğum yaşanılanı hissettirebilen ve yaşanılan duyguların en iyi betimlenmiş olduğu yazılardan biri. Gercekten ellerine saglık devamı lütfen gelsin +++

Deliliğini topluma kabul ettirebilene dahi derler..

 
Gönderildi : 22 Mart 2014 03:54
(@denizspank)
Gönderiler: 6
Aktif Üye
 

Ben de kendimi böyle dövecek birini arıyorum

 
Gönderildi : 7 Eylül 2017 01:13
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

3) VİZYON

3.1 - Vizyonumuz, Türkiye ' de gelişmekte olan sitelr arasında elit bir çerçevede yapılanark, bilginin en değerli hazine olduğunu akıldan çıkartmadan insanın önce kendine sonra karşısındakine duyduğu saygı çerçevesinde BDSM ve Fetiş ile ilgili paylaşımlarda bulunulacak bir ortam hazırlamaktır.

3.2 - Sitemiz partner arama ya da çöpçatan sitesi değildir. Bu nedenle yazılan mesajlarda partner aramaya yönelik ifadelere ve msn ya da benzeri adreslere yer verilemez. Verildiği takdirde bu mesajlar silinir ve ilgili üyeye sarı kart verilir. Tekrarında uzaklaştırlır.

Sitemizi gizlice partner sitesi olarak kullanan kişiler arasında oluşacak herhangı bir anlaşmazlık yada sorunlardan hiçbir şekilde sitemiz sorumlu degildir.

 
Gönderildi : 7 Eylül 2017 10:01
Sayfa 2 / 2
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL