az sonra okuyacaklarınız büyük ölçüde hayal ürünüdür.
nereden anlatmaya başlasam bilemiyorum. sondan geriye doğru mu gitsem, en başından mı anlatsam... yoksa ileri geri gidip gelip mi anlatsam?
bu öyküyü yazmak için aylardır karımdan izin istiyorum. istediğim izni sonunda alabildim. ama zamanım dar çünkü akşam misafirlerimiz var ve hazırlık yapmam gerekiyor.
özetlemek gerekirse, köle olmak isteyen birçok erkeğin hayalini süsleyen bir hayatı yaşıyorum. karımla evleneli iki yıl olmak üzere. bir de evlilikten önce üç yıl kadar sürmüş olan bir birlikteliğimiz var.
karım bir bankada üst düzey yönetici olarak çalışıyor. ben ise evlenmeden birkaç ay önce işimden ayrıldım. şimdi evden çalışıyorum. çeviri işleri yapıyorum. bazen de internet üzerinden web işleri yapıyorum. karım üst düzey bir yönetici olduğundan oldukça yüksek bir maaş alıyor. benim kazandığım para onunkinin yarısı civarında ama bu da oldukça önemli bir miktar zaten. bunun dışında aklınıza gelecek bütün ev işlerini de ben yapıyorum. buna alışverişler, çamaşır, bulaşık, temizlik dahil. karım evimizin daima 5 yıldızlı lüks bir otel temizliğinde olmasını istiyor. yemeklerimizin ve diğer benzeri ev içi yaşamımızın da bundan farkı olmamalı. karım için bütün bunları özenle çalışarak hazırlıyorum.
femdom üzerine kurulu bir evliliğin hep daha zor olacağını düşünürdüm, daha doğrusu genelde sembolik olacağını ama öyle olmadı. her şey son derece gerçek. üstelik her şey sevgi dolu. yani geçmişteki hayallerim gibi karıma siz diye hitap ettiğim bir evlilik değil. hitap biçimlerimiz elbette saygıyı içeriyor ama sembolizmden ziyade gerçek bir kölelik yaşıyorum. bütün hayatım karımın istekleri ve bana uyguladığı sıkı disiplini içeriyor.
beni en çok zorlayan şeylerden biri çok seyrek sevişiyor olmamız. daha doğrusu cinsel birleşmeyi çok seyrek yaşıyor olmamız. toplam 5 yıllık ilişkimiz içinde ilk yıl hariç, yılda en çok 3 kez karımla sevişebildim. aramızdaki seks hayatı daha ziyade benim ona oral seks yapmam, günlük masajlar, ve onun cinsel özgürlüğü üzerine kurulu.
hal böyle olunca insan kendini tam bir erkek gibi hissedemiyor. toplum bizleri düzen erkek olarak tanımlamaya çok alışmış. benim hayatımda cinsel birleşmenin yeri çok çok az olduğu için bazen sanki artık bir erkek değilmişim gibi hissediyorum. galiba köle olmak cinsiyetini arka planda tutmayı gerektiriyor.
-sürecek-
tüm bunların nasıl bugünlere geldiğini anlatmadan önce günlük yaşamımızdan bazı örnekler vermek istiyorum. karımın farklı bir emri olmadıkça güne erken başlarım. genelde saat 06:00'da uyanıyorum ve karıma kahvaltı hazırlıyorum. banyo için bornozunu, havlularını hazırlayıp istediği yerlere koyuyorum. çiçekleri suluyorum. evin önemli yerlerini, mutfağı, banyoyu ses çıkarmayacak biçimde temizliyorum. elektrik süpürgesi kullanmam gereken yerleri karım işe gittikten sonra temizliyorum. karım saat yediye doğru uyanıyor. uyandıktan sonra ona 10 dakika kadar masaj yapıyorum. eğer güne bir orgazmla başlamak istiyorsa ona oral seks yapıyorum. sonra karım banyosunu yaparken ben kahvaltıyı hazırlamış oluyorum. genelde o farklı bir şey emretmedikçe birlikte kahvaltı ediyoruz ve eğer cezalı değilsem kahvaltıda sohbet ediyoruz. hem ev işlerine dair hem de iş hayatıma dair ona sabah saatlerinde hesap veriyorum. bazen vücudumu, temizliğimi kontrol ediyor.
o işe gittikten sonra evde temizlik yapmaya başlıyorum. sonra bulaşıklar, çamaşır ve ardından da gerekiyorsa alışveriş. saat 10'a kadar bunları bitirmiş olurum. sonra da kendi işlerimle ilgileniyorum.
karımla en çok hafta ortası sabah ve akşam yemeklerinde görüşüyoruz. o iş yemeklerinde olmadığı sürece akşamları onunla zaman geçirmek en çok sevdiğim şey. haftasonları sevgilisiyle beraber olmayı tercih ettiği için karımı haftasonları nadiren görüyorum.
bütün bunlar bir anda bu hale gelmedi. 5 yıl kadar önce ortak bir arkadaşımızın ev partisinde tanıştık. o gece geç saatlere kadar sohbet etmiştik. çok çekiciydi. ondan çok hoşlanmıştım. hani her zaman erkekleri etrafında toplayan, onları büyüleyen, hiçbir şey yapmasa da yine de ışığıyla ilgi odağı olan kadınlar vardır ya, o da öyle biriydi.
tanıştıktan sonraki gün o hafta içi bir akşam yemeğe davet ettim onu. yemekte başbaşa daha derin sohbetlere daldık. o geceden sonra sürekli onu düşünmeye başladım ama bir yandan da çok atak biri olmama rağmen üzerime bir çekingenlik geldi. onu aramaktan çekiniyordum. bir anda aklıma "onun vaktini alıyorum, onun sevgilisi olacak kadar değerli değilim" gibi düşünceler gelmeye başladı. bunların hepsi iki üç gün içinde oldu.
bu akşam yemeğinden iki gün sonra beni aradı ve ertesi gün öğle saatlerinde buluşmayı teklif etti. tabii ki kabul ettim ve ertesi gün öğle yemeğine çıktık.
-sürecek-
Merak ve heyecanla devamını bekliyorum.
harika hikaye. ben de bekliyorum.
cok guzel baslamıs merakla devamını beklıyoruz.
Hanımefendi, eğer bu satırları okuyorsanız lütfen eşinize izin verin de devamını meraktan ölmeyelim 
kaldığım yerden devam etmeye çalışacağım ama önce biraz hissettiklerimden bahsetmek istiyorum.
bu kadar seksi bir kadınla evli olup sürekli cinsel açlık içinde olmanın ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir.
bunu anlatmak köle ruhlu yanıma zevk veriyor ama bir yandan da utanıyorum. karımla en son sevişmemiz yılbaşından bir hafta önceydi. yani yaklaşık beşbuçuk aydır karımla kurduğum bütün cinsel temas ona masaj ve oral seks yapmaktan ibaret. mastürbasyon yapıyorum tabii ki ama ayda en fazla bir kere buna iznim var ve karım bunu gözetim altında tutuyor. izin verin bu mastürbasyon sahnesini anlatmak istiyorum.
karım gözlerimi bağlıyor ve salonda bir sandalyeye oturtuyor beni. mastürbasyon yapmak ve orgazm olmak için 5 dakikam oluyor. ben çırılçıplak oluyorum o ise giyinik. ama zaten o da çıplak olsa bir şey farketmeyecek çünkü gözlerim bağlı.
dolayısıyla hemen mastürbasyon yapmaya başlıyorum ve genelde cinsel açlığım çok yüksek boyutlarda olduğu için boşalmam en fazla iki üç dakika alıyor. sonra da gözlerimi açıyor ve yerleri temizliyorum.
bunun bana yaşattığı baskıya dayanmak zor. aşağılanmaktan çok zevk alıyorum orası kesin. ancak tüm bunlar karşısında mutlak bir itaat içinde olmak ruhumu çok zorladı. zaman zaman depresyona giriyorum. yine de karımdan vazgeçmeyi asla düşünmedim. asla onun hakimiyetinden uzaklaşmak istemiyorum. beni ne kadar sıksa da ne kadar yorsa da bunların hepsi onsuz yaşamaktan çok daha iyi benim için.
içimi acıtan şeylerden biri, her zaman değil ama zaman zaman, karımın benimle bu kadar az sevişmesi ve benim yerime başka erkeklerin kollarında zevk almayı tercih etmesi. burada beni sıkan şey kıskançlık duygusu değil. kıskançlığımı yeneli çok uzun zaman oldu. sadece bunun bana hissettirdiği yetersizlik duygusuyla boğuşmak bile hala zamanımı alıyor.
sevişmediğimiz için onun saçının bir teli ya da serçe parmağı bile benim için son derece tahrik ediciyken, o başka bir bir erkeğin yatağında zevkten zevke koşarken ben evde onun iç çamaşırlarını ellerimle yıkıyor oluyorum. mayıs ayına girdiğimize göre bu yıl en fazla iki kere sevişebileceğimi tahmin ediyorum karımla, en iyi ihtimalle.
hikayeme belli bir sıra ile devam etmek isterdim ama zaman zaman yaşadığım duygu patlamaları beni belli bir sıra ile yazmaktan alıkoyuyor. sanırım bu gidişle ancak anıdan anıya atlayarak ya da az evvel yaptığım gibi hissettiklerimi yazarak devam edebileceğim.
Anladıgım kadarıyla yasanmıslık anlattıgınızüyasadıklarınızı yazıyor ısenız uygun olan baslık hisler olmalı.Eger oyle ıse o bolume tasıyalım bu baslıgı...
.Bırcok kısı FEMDOME evlılıge ılgı duyar ve bır cok kısının hayalıdır aslında butur evlılık.Acaba yasamakda bu kadar cekıcı mı merak ettıgım asıl sey bu.Sonucta bır evlılık ve evlılık farklı bır durum Ne dersiniz?
Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!
başlarken de söylediğim gibi, yazdıklarımın büyük bölümü hayal ürünü. bu açıdan bence doğru yerdeyiz. ne bir evlilik yaptım şimdiye kadar ne de uzun süreli bir femdom ilişkim oldu. sadece kafam çok gerçek çalışıyor olabilir bu konuda :))) yaşanmışcasına anlatabiliyorum demek ki.
elbette alışılmış hikaye formatından biraz uzak olması nedeniyle başka bir başlığa taşımak isterseniz siz daha iyisini bilirsiniz derim. ama bana soracak olursanız bu bir hikayedir
peki
Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!
yo yo yoo ishakbehar bu bir hikaye olamaz,
siz bunu yaşıyosunuz bence...
lütfen devam ediniz...
Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma... 😉
az sonra okuyacaklarınız büyük ölçüde hayal ürünüdür.
...galiba köle olmak cinsiyetini arka planda tutmayı gerektiriyor.
-sürecek-
TECRÜBELERIM
nemo est liber qui corpori servit
bedenine hizmet eden kişi özgür olamaz...
MasteR_06 forum kurallarımız geregınce buyuk harf yazmakyasaktır.Lütfen forum kurallarımızı okumanızı onererek kurallarımız dahılınde keyıflı paylasımlar dılerız
LADY SADE
Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!
kusura bakmayın. gayri ihtiyari yaptım.. ki yasak olduğunu da bilmiyordum.. teşekkürler..
nemo est liber qui corpori servit
bedenine hizmet eden kişi özgür olamaz...
ellerine sağlık keşke devam etsen
