Hımmm PASPAS, PASPAS fena değilllll...AAAA buldummm....adın YALARCAN olsun, nasıl olsa bana hizmet etmene karar verirsem her tarafımı yalayacaksın..Tamam adın YALARCAN

Siz nasıl uygun görürseniz Efendim. Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Yalarcan artık hep emrinizde Efendim...

Dur bakalım durrrr, öyle hemen kabul edileceğini SANMA....Ama yine de son söylediklerin hoşuma gitti.....Hep emrimdesin demek kiiiiiii....Peki görücez bakalımmm....Şimdi kulaklarını iyice AÇ ve beni DİNLE, söyleyeceklerimin tekrarı OLMAYACAK..

Evet efendim, hiç bir lafınızı tekrarlamanız gerekmeyecek... Ruhum,aklım,özgürlüğüm her şeyim size ait efendim. Lütfen beni kabul edin...

Hımm güzel, çabuk öğreniyosun..ŞİMDİ dinle bakalım;
Şu anda nerdesin bilmiyorum ama hemen gidip Marks&Spencer'dan 12 beden beyaz dantelli bir süyten, kilot ve de jartiyer takım alacaksın..Özenle seçmelisin...Sonra en yakındaki erkekler tuvaletine girecek bunları üzerine giyecek ve içerde en az 2 kişi varken telefonundan kendi resmini çekip bana yollayacaksın. Bunu yapman için tam 1 saatin var. Eğer 1 saat içerisinde resimlerin mesaj olarak bana gelmezse bu numarayı tekrar aramanı hiç tavsiye ETMEM ona göre. ANLAŞILDI MI? - aaa bu arada tuvalette ki diğer adamlarıda kadraja almayı unutma sakın -
Sonra iççamaşırları çıkarıp güzelce paket edip bana getireceksin.
Umarım anlamışsındır. Sadece 1 SAATİN VARRRR

Peki Efendim, telefonu kapatıp hemen çıkıyorum. Çok teşekkür ederim Efendin.1 saat içinde resimler ve çamaşırlar elinizde olacak bundan emin olabilirsiniz...

Can, telefonu kapatınca arabasının içinde derin bir iç geçirerek şoför koltuğunda yığıldı kaldı. İçini tatlı bir heyecanla karışık korku sarmıştı. Mistress Blue'dan çok etkilenmişti.

Ne kadar sert ve kendinden emin konuşuyordu Mistress Blue. Belli ki bugüne kadar ilişkide olduğu kadınlardan çok farklı bir kişiliği vardı. Kendi içindeki kölelik duyguları en yüksek noktasına varmıştı bu konuşma sırasında.

"Bir araya geldiğimizde kimbilir ne kadar zevk alacağım" diye içinden geçirdi.

Bir iki dakika sonra : "Eyvah sadece bir saatim var Mistress Blue'nun emirlerini yerine getirmek için" diyerek kendi kendine hemen toparlandı.

Arabasını çalıştırıp otoparktan çıkarken kafasında plan yapmaya başlamıştı. Önce eve gidip eşyalarını bırakması ve satınalıp giyeceği iç çamaşırlarını kapatacak bir kıyafet bulmalıydı kendine. Arkasından evine en yakın M&S mağzası olan alışveriş merkezi olan Akmerkez'e gitmeliydi.

Sonra ..... "Tüh yaaa Mistress Blue ile nerede buluşacağımı sormadım ki!!!" diye düşündü. Neyse önce emri en kısa zamanda yerine getirip tekrar sahibesini arayıp sorabilirdi. Şimdi vakit kaybetmenin manası yoktu.

Eve geldiğinde eşyelarını bırakıp üzerine ne giymesi gerektiğini düşündü. Evet ince uzun etekli yağmurluğu giymesi iyi olurdu. Sonbahar da dikkat çekmezdi. Tuvalete girip resim çekerken de soyunmak zorunda kalmazdı. Bunu aklettiği için kendine aferin diyerek ince yağmurluğunu giydi. Alışveriş için kredi kartının yanında olduğunu kontrol ederek evden çıktı.

Kafasında yaptığı plana göre bu işleri 30-40 dakika içinde bitirebilirdi. Kalan 20-30 dakika ise Mistress Blue'ya gitmek için makul bir süre olsa gerekti.

Akmerkez'de arabasını park ettikten sonra yıldırım gibi M&S 'ın kapısına kadar koştu. Kapıya gelince birden bire olduğu yerde çakılıp kaldı. Tezgahtardan kadın iç çamaşırlarını nasıl isteyecekti. Utanmaya başlamıştı. Sonra birden aklına geldi, tezgahtar kendi için aldığını bilmiyordu ki. Kız arkadaşına aldığını söylerdi. Zaten tezgahtarın da soracağı yoktu ya.

Kadın çamaşırları baölümüne doğru yöneldi. 12 beden beyaz dantelli süyten, kilot ve de jartiyer takımı aramaya başladı. Yok ama böyle olmayacaktı ararken çok vakit kaybediyordu. Bir tezgahara doğru yöneldi.

"12 beden beyaz dantelli süyten, kilot ve de jartiyer takımı almak istiyorum, yardımcı olur musunuz?" dedi.

Tezgahtar kız "aaa tabi seve seve yardımcı olurum efendim görevimiz" dedi. Kızın yüzündeki sinsi gülümsemeye mana veremedi Can.

Kız istediklerini toparladıktan sonra Can'ın yanına getirdi. Gene muzip bir ifadeyle sordu: "Efendim kim için alıyordunuz bunları?"

Can kafasında bu sorunun cevabını hazırlamıştı ya, gülümseyerek "kız arkadaşım için" dedi.

"aaa çok güzel bir seçim yaptınız ! eminim kız arkadaşınız bu hediyeleri beğenecektir. Ama bir şey sormak istiyorum."

"Buyrun sorun" dedi Can.

"Kız arkadaşınızın saçları maviye mi boyalı acaba?"

Can olduğu yerde kala kalmıştı. Aman bu kız durumu nereden biliyordu acaba? Kekeleyerek , "evet nerden tahmin ettiniz" diye sordu.

"Hafta içi bu saatlerde gelip mağzamızdan bu set çamaşır alanları biliriz ki Mistress Blue'nun köleleridir."

Can bu cevap üzerine sahibesinin kendisini neden M&S a gönderdiğini anladı. Kölesinin utanmasını aşağılanmasını istiyordu. Önce kızdı Can ama sonra sahibesine hak verdi. Köle olmak isteyen kendisi değilmiydi? O zaman katlanacaktı sahibesinin her yaptığına.

Ama bu durumun bir de iyi yanı vardı. Çamaşırları tuvalette giyeceğine mağzanın deneme kabilerinde giyebilirdi. Daha kolay ve rahat olurdu. Tezgahtar kız aklından geçenleri okuyordu sanki ; "isterseniz deneme kabinlerimizi kullanabilrisiniz" dedi gene o hınzır ifade ile.

Can kabine girince olabilecek en hızlı şekilde soyundu. Üzerine külodu giydi, bacakalrına jartiyeri taktı. Bu işin kolay kısmıydı. Ama hayatında hiç sutyen takmamıştı ki. Kollarından askıları geçirdi ama sırtından kopçaları takarken baya zorlandı. Aynada kendine baktı. Epey komik bir görünüşü vardı. Ama içinden bir duygu bu çamaşıları giydiği için mutlu olduğunu söylüyordu. Üzerine ince yağmurluğu giyip kabinden çıktı.

Tezgahtar kıza teşekkür ederek ödemeyi yaptı ve dükkandan çıktı.

Acele ile Akmerkez'in koridorlarında koşuşan Can ilk gördüğü tuvalet işaretinin bulunduğu yere girdi. Doğal olarak erkek tuvaletine gitti. İçeri girdiğinde kimseler yoktu. Zaten hafta içi olduğu için alişveriş merkezi tenha idi, o nedenle tuvaletlerin tenha olması normaldi.

"İyi ki kimseler yok, ben de bu arada resmi nasıl çekeceğimi planlarım" dedi kendi kendine. Önce yağmurluğunu açtı, aynada kendine baktı. İç çamaşırları üzerinde komik ama seksi durmuştu. Kendi görüntüsünden garip ama hoş bir zevk almıştı.

Cep telefonunu çıkartıp kamerası ile bir iki deneme çekimi yaptı. Gayet güzel oldu çekimler, ama kadrajın içine iki kişi nasıl sığdıracaktı. Biraz düşündükten sonra çare buldu. Objektifi üzerine doğru çevirmeyecekti. İki kişiyi yanına alıp aynadan resim çekecekti. Bir de öyle denedi. Evet olmuştu böyle çekince üç kişi resim karesinin içine gayet rahat sığıyordu.

Artık iş içeri iki kişinin girmesine kalmıştı. Bir müddet bekeldi ama gelen giden yoktu. Zaman su gibi akıp gidiyordu. "Eyvah geç kalacağım ve sahibem beni fena halde cezalandıracak" diye düşündü. Bekelmenin sonu yok dedi ve neyapacağını düşünmeye başladı. Önce aklına dışarı çıkıp iki kişiyi tuvalete çağırmak geldi. Yok yok olmazdı. Kim gelirdiki "benimle tuvalate gelir misiniz?" diyen birinin arkasından. Ne amaçla çağırdığını söylese daha hiç olmazdı.

Birden beyninde bir şimşek çaktı. Kadınlar tuvaletine gitmeliydi. Ne de olsa kadınlar genel olarak alış verişe düşkün oldukalrından tuvalette birilerinin bulunması daha büyük bir ihtimaldi. Ama sahibesi ne derdi? kızarmıydı kadınlar tuvaletinde çekeceği resme? Yok ama sahibesi telefonda iki kişi ile resim çektir diye emir vermişti. Kadın veya erkek dememişti. Zaman kaybetmektense sahibesinin kızma riskini almak daha iyi idi. Belkide sahibesinin hoşuna gider, ödüllendirilebilirdide.

Bu düşünceler içinde erkekler tuvaletinden çıkıp hemen yandaki kadınlar tuvaletine girdi. Evet haklı idi. Kadınlar tuvaletinde iki kadın makyajlarını tazeliyorladı.

Can'ı gören kadınlar ufak bir çığlık attılar. Can titreyen bir sesle kekeleyerek;

"Ne olur ses çıkarmayın ! ! ! yalvarırım buraya kötü bir niyetle gelmedim" dedi.

Can'ın yakışıklı, güven veren bebek yüzünü gören ve ses tonundan yardıma ihtiyacı olduğunu farkeden kadınlar sutu.

Kadınlar susunca rahatlayan Can, "yardıma ihtiyacımvar diyerek" durumu anlattı. Bu arzusu kadınlara garip gelmişti ama bu zavallı durumdaki bir erkeğe de yardım etmek istiyorlardı.

"Ama nasıl olur? seninle istediğin gibi bir resim çektirsek bile bizim yüzümüz görünür" dedi sarıiın uzun boylu olan kadın. Arkadaşı da "evet ben de yardımcı olmak isteirm sana ama ya bu fotoğraf kocalarımızın eline geçerse ne yaparız? Ya da bu remin internette dolaşmayacağının garantisi ne olabilir?" dedi.

Evet bu çok önemli bir sorundu. Ama baskı altında kalan Can'nın kafası zehir gibi çalışıyordu.

"Buldum !!!" dedi. "Sizler benim iki yanıma geçeceksiniz ama sırtınızı aynaya döneceksiniz, böylece yüzleriniz çıkmaz ! ! !" diye sevinçle bağırdı.

Kadınların aklına yatmıştı bu çözüm. Can üzerindeki yağmurluğu çıkardı. Sadece beyaz kadın iç çamaşırları ile kaldı. Kadınlar yanına geçti ve sırtlarını aynaya döndüler. Can hemen bir kaç poz çekti.

Emri yerine getirmenin mutluluğu sarmıştı benliğini. Hemen yağmurluğunu giyip iki kadını yanaklarından öptü. "Size müteşekkirim. Ban çok büyük bir yardımda bulundunuz. Sahibemin ilk emrini sizin sayenizde yerine getirdim. Sağolun." dedi ve seri bir şekilde tuvaletten çıktı. Saatine baktı. Mistress Blue'nun emirlerini aldıktan sonra toplam 37 dakika geçmişti. Geriye 23 dakikası kalmıştı.

Hemen sahibesini aradı ve "Mistress Blue emrinizi yerine getirdim. Ama benim nereye gelmemi istediğinizi sormayı unuttum. Lütfen adresi verir misiniz?" diye söze başladı.

Heyyy hey..dur dur bakalım yavaş ol...SAKİNLEŞ..Sana fotografları bana yolla demiştim ama hala gelmediğini görüyorum...Sence senin o vızıltı ses tonunla "Mistress Blue emrinizi yerine getirdim" demen bana YETER Mİ? Ama bu arada her ne kadar görevini 4 4'lük tamamlayamasan da zamanlamana hayran kaldım hala 23 dakikan var. Bravo, senin kadar hızlı olanı çıkmamıştı şimdiye kadar..Hıh hatta Ferit bile, neredeyse geç kalıyodu sümüklü böcek..Hahahhaahaaaaa
Afferin Yalarcan - bunun için ödüllendirileceksin afferin...
ŞİMDİ DİNLE BENİ;
Konuşmam bittikten sonra bana hemen fotografları yollayacaksın sonra yarım saat içerisinde Kemerburgaz'da Golf&Country Club'ın ana giriş kapısında olman gerek, kapıyı 20 mt geçip bekle, araban varsa sakın içinden inme ve motoru stop etme eğer arabasızsan da yolun kenarında otur....Tam yarım saatin var....

Güzel sözlerinizi duymak benim için bir onur Efendim, şimdi hemen emirlerinizi yerine getirmeye başlıyorum...

Mistress Blue telefonu kapadıktan sonra Can hemen telefonunun resimler menüsüne girdi. Çektiği resimleri MMS ile sahibesine gönderdi. Kazandığı ödüllendirilmeyi kaybetmek istemezdi.

Arkasından hemen arabasını çalıştırıp Akmerkez'in otopark çıkışına geldi. Park biletini makineye soktu. O da neee? Bilet kapıyı açmıyordu. Telaş sırasında park biletini ödemeyi unutmuştu. Kendine kızdı. Hay aksi, boşu boşuna vakit kaybedecekti. Hemen arabasını geri vitese alıp ödeme gişesine gitti. Kuyrukta iki kişi vardı. Onları beklerken geçen üç dakika ona üç saat gibi gelmişti.

Ödemeyi yaptıktan sonra tekrar arabasına binip otoparktan çıktı. Saatına bakıp, "daha yirmi dakikam var, herhalde Kemerburgaz'a kadar gitmeme yeter" diye düşünüp rahatladı.

Kemer Golf&Country Club'ın kapısından geçerken saatine baktığında bir saatin dolmasına üç dakikası vardı. "Yaşasın!!! vaktinde buluşma noktasına geldim" diyerek arabasını tam emredildiği gibi kapının yirmi metre ilerisinde park etti. Motoru çalışır vaziyette bırakıp arabanın içinde heyecanla Mistress Blue'yu beklemeye başladı. Acaba Mistress Blue nasıl bir kadın dı? Buluşma noktasına nasıl gelecekti? Neler yaşayacaktı acaba bu dominant kadınla?

Yalarcan, afferin sana tam zamanında gelmişsinnn...Şimdi arabamı takip et ve 800 mt ilerde ormanın girişinde durduğum zaman kendi arabanı bir yere park et ve soyunmaya başla. Kıyafetlerini arabanın bagajına koy. Bu gün içinde bir daha onlara ihtiyacın olmayacak..Hadi bakalım UMARIM BANA İYİ HİZMET EDEBİLİRSİN....

Emredersiniz Efendim, hemen isteklerinizi yerine getirmeye gidiyorum...

HEPSİNİ ÇIKARRRR DEDİM SANA, ÇORAPLARIN VE AYAKKABILARINI DAAA...ÇIKAR ÇIKARR ÇABUK OLLL BÜTÜN GÜN BENİ BEKLETEMEZSİN DEĞİL Mİİİ ? Arabanı da şu ağaçların arasına park et de 1 gören olmasın

Efendim tamamen soyunduktan sonra mı arabayı park edeyim önce mi?