Ayşen & Haldun & İğneler

Dudakları, dudaklarına inceden temas ederken “ Uçurdun beni ağam”diyordu.
Kızın ağırlığını vücudunda, tenini teninde ve nefesinin sıcaklığını his etmek Haldunu yine tahrik etmeye başlamıştı.
“Sende harikaydın” dedi Ayşen’e.
Ayşen, Haldun’un üstünden inip yanına uzandı ve parmak uçlarını adamın kasıklarında dolaştırdı.
“Bir sigara içelim mi?” diye sordu Haldun.
“Valla iyi gider”
Haldun doğruldu ve yatağın ayak ucunda duran gömleğine doğru uzandı. Yatağa ters yönde, kızın ayaklarına doğru yüzükoyun uzanarak iki sigara yaktı ve birini Ayşen’e doğru uzattı. İkisi de derin birer nefes çekerek dumanı havaya doğru üfledi.
Haldun sigarasını Ayşen’in yanında duran ayak parmakları arasına sıkıştırıp bir nefes daha çekti. Filtre taban tarafına gelecek şekilde baş parmağı ve ikinci parmağı arasında duruyordu. Bir taraftan da parmağını Ayşen’in tabanında ki kırışıklıklarda dolaştırıyordu.
Ayakları hafif taraklı ve kemikliydi. Parmaklarını oynattılça tabanında ince kırışıklıklar oluşuyordu, buda Haldun’u tahrik ediyordu. Sigarasından nefes aldıkça Ayşen ayağını ona doğru kıvırarak ona yardımcı oluyordu. Cildi ipek kadar yumuşaktı.
İkinci parmağının birkaç santim altında ki yara izi dikkatini çekti.
Parmağının ucuyla dokurken sordu.
“Ne zaman oldu bu?”
“İki sene önce, Side’de. Kumsalda dolaşırken cam kırığına bastım. Hayvanın biri kafayı çekmiş, bira şişesini kırıp kumsala atmış.”
“ Acımıştır ama”
“Eh biraz, ama tahmin ettiğin kadar değil”
Yara 2-3 cm boyundaydı ve oldukça derin bir kesikti.
“ Dikiş mi attılar”
“Hı, hastaneye gittik apar topar. Çok kanadı”
“Öf, ortalığı yıkmışsındır dikiş atılırken.”
Ayşen sigaradan bir nefes çekti. Tebessüm ederek Haldun’un yüzüne doğru üfledi dumanı.
“ Bana manyak diyeceksin belki ama doktor iğneyle uyuşturmak istedi. Alerjim var deyip yaptırmadım iğneyi”
“ Deli misin sen be. Canlı canlı mı diktirdin?”
“Evet. Kendimi denemek istedim. Dikişin acısını his etmek istedim.”
“Zevk aldın mı bari”
“ Hiç ummadığım kadar hem de.”
“ Anlatsana nasıl oldu, yani neler his ettin”
“Doktor sırt üstü uzanmamı istedi. Fakat ben karı üstü uzanmak istedim. Olur dedi.
Sonra yarayı dezenfekte etti. Elinin tabanlarıma teması beni iyice azdırdı. Zaten onun için sırt üstü yatmak istemedim. İğne batarken öbür ayağımın parmaklarını kasıyordum. Yani anlayacağın gıkım çıkmadı.”
“Ee sonra?”
“Beş dikiş attı. Tuhaf bir şeydi. O anda o acıyı his etmek hoşuma gitti.”
Bunu söylerken Ayşen hafif başını yana çevirdi. Haldun’un yüzünün nasıl kızardığını görmesini istemiyordu. Kim bilir hakkında neler düşünüyordu şimdi. Aslında bunları anlatmaya ne gerek vardı diye düşündü.
“ Şimdi yine aynı şeyi yaparmıydın ?” diye sordu Haldun.
“Evet, yine yapardım.” dedi Ayşen.
“ Ciddi misin ?”
“ Evet “
“ İnanmıyorum”
“Ne yapayım yani, ister inan ister inanma”
“ Madem öyle, göster. İspat et bana”
“Neden, sana bir şey kanıtlamak zorunda değilim ki.”
“E tabi değilsin, ama bu çok sıra dışı bir şey.”
Ayşen yatakta doğrulup Halduna döndü.
“ Tamam, var mı iğnen?”
“ Bulurum, sorun değil. Ama bunu yapmak zorunda da değilsin. Seni zorlamak istemem.”
“Zaten zorlayamazsın. Ben kendim isteyerek yapıyorum, merak etme.”
Haldun yataktan kalkarak komodinlerin çekmecelerini açıp bakmaya başladı. Otellerde çekmeceye bırakılan poşet içindeki küçük dikiş takımını buldu. İçinde iki renk iplik, bir dikiş iğnesi birkaç toplu iğne, bir de çengelli iğne vardı.
O arada da Ayşen yatağın kenarına oturup, sağ ayağını dizinin üzerine koyup eliyle ayağını tabanı yukarıya doğru bakacak şekilde kıvırıyordu.
Haldun Ayşe’nin ayağının dibine yere oturup poşeti açmaya başladı.
“Çantamı uzatırmısın, kolonyalı mendil olacaktı içinde” dedi Ayşen.
Çantasından aldığı kolonyalı mendile tabanını silerken Haldun’a
“ Dezenfekte etmek gerekir, tatilimde birde mikrop kapmış bir ayakla uğraşmayalım” dedi.
Tekrar ayağını kavradı ve tabanını Haldun’a doğru kıvırdı.
“Hadi bakalım”
“Ee nereye batıracağım”
“Ağam sen istedin, bana sorma”
“Ne bileyim ya, hiç yapmadım ki bu işi”
yara izinin yanında bir noktayı gösterdi Ayşen.
“Buraya batır işte.”
Haldun iğnenin ucunu Ayşen’in gösterdiği noktaya dokundurup hafif itti. İğnenin dokunduğu yer çukurlaştı fakat ucu derisine henüz batmıyordu.
“ Bastır, bastır” dedi Ayşen.
Haldun biraz daha bastırdı. Fakat cildin direncini kıramıyordu.
“Korkma ya, öyle girmez” dedi ayşen güllerek.
“Acıyacak diye korkuyorum” dedi Haldun.
Ayşen gülmeye başladı.
“ Ya senin de görmek istediğin bu değilmiydi”
Haldun iğneyi çekip gülmeye başladı.
Kızın söylediği doğruydu. Kendi haline gülüyordu. İğnenin ucunu tekrar aynı noktaya koydu ve bu sefer kuvvetle itti. İğnenin temas ettiği yer yine çukurlaştı ve sanki “hırt” etti. İğnenin ucu hızla Ayşen’in etine daldı. Yaklaşık 1-1.5 cm içeri daldı.
Ayşen hafif kasıldı fakat sesini çıkarmadı.
Haldun şaşkınlıkla kızın tabanına bakıyordu.
“Rahatladın mı şimdi ?” diye sordu Ayşen.
“Vay be “ diyebildi Haldun. Bir taraftan da parmağını iğnenin battığı bölgede dolaştırıyordu.
“Çok acıdı mı” diye sordu.
“Fazla değil, birazcık. Tamam mı devam mı”
“Sen bilirsin.”
Ayşe’nin saçları yüzüne dökülüp bir gözünü kapatmıştı.
“Tamam mı, devam mı ağam” diye tekrar sordu.
“Devam” dedi Haldun heyecanla.
“Poşetten bir iğne daha alıp kolonyalı mendille temizledi.
“Dur bir dakika” Ayşen.
“Şu sandalyeyi getirsene, bir de havlu al banyodan”
Haldun kalkıp sandayeyi ve havluyu getirdi.
“Sandalyeyi koy şöyle.
Havluyu katlayıp sandalyenin arkalığına seri ve yatağa uzanıp ayaklarını çaprazlayıp havlunun üstüne koydu.
“Buyur ağam. Ayaklar senindir.” Deyip yastığını başının altına yerleştirdi.
Haldun diğer sandalyeyi çekip oturdu.
Şimdi önünde çaprazlama duran iki ayak duruyordu. İlk iğne hala Ayşen’in tabanında saplı duruyordu.
Haldun kızın parmaklarını yukarıdan öne doğru hafif aşağıya bastırıp tabanının iyice kırışmasını sağladı. Hemen üçüncü ve dördüncü parmağın arasından, tabanın başladığı bölgeden iğneyi tabana paralel gelecek şekilde oturttu. İleri doğru itti.
İğne oluşan çukurun içinde yolunu bulup yavaş yavaş ilerledi. Ayşen’in cildini delip derinlere dalarken haldun acıya tepki olarak hafif bir “ıh” sesi duydu.
“Burası daha çok acıdı”
İğne bir cm kadar ilerledi. Haldun iğnenin elliyle tuttuğu ucunu parmaklara doğru hafif itinca, ucu tabana doğru kaktı. Hafif bir hamleyle ucu cildin altında his edilmeye başlandı. Bir hamle daha yaparak ucu cilidin altında belirginleşmeye başladı.
Son bir hamleyle ucu çıktı.
“İyi numaraydı” dedi Ayşen.
Acı çektiği yüzünden belliydi. İğne bir yerden girip biraz ileriden çıkmıştı.
Ayşen ayağını kaldırıp yüzüne doğru çevirip hayranlıkla tabanına baktı.
“vay be , iyi iş çıkartmışsın ağam. Bu kadarını da beklemiyordum.”
“Ciddi misin ?”
“Gerçekten. Çok iyisin.”
Bu sefer Haldun sordu. “tamam mı, devam mı”
“Devam ağam.”
“Senin istediğin bir yer var mı?”
“Var, topuğun tabanla birleştiği yere batır bir tane”
Haldun, Ayşen’in istediği yere baktı. Cildi dalga dalga olmuştu o bölgede.
Parmağıyla dalgaların üstünden geçti ve tam topuğunun başladığı yere iğneyi dayadı. İğne topuğa gömüldüğü anda Ayşen’in vücüdü hafif kasıldı.
“Ihh harikaydı” diye bir inilti duydu.
Son iğneyide tam topuğunun ortasına daldırdı.
“Ağam iğnelerden birini çıkarsana” dedi Ayşen.
Haldun ilk batırdığı iğneyi çekti çıkardı.
“ Şimdi özel bir şey isteyeceğim senden.”
Doğrulup bacaklarını ayırıp yataktan aşağıya salladı.
“o iğneyi vajinama batırmanı isteyeceğim. Dudağın tam ortasına. Delip geçeceksin. Tamam mı”
“Eminmisin”
Ayşen’in yüzünden sabırszlığı belli olyordu. Nefes alışı sıklaşmış, alnında boncuk boncuk ter birikmişti.
“Hadi ağım. Sabrım kalmadı. Çabuk ol.”
Haldun, Aşen’in açık bacakları önünde yere diz çöktü ve parmaklarıyla sağ vajina dudağını tutup gerdi. İğneyi ortaya dayadı ve itti. Burası daha esnek olduğu için iğne hemen girmedi, biraz daha yüklenince girip diğer taraftan çıkması bir oldu.
Ayşenin vücüdü yay gibi gerildi. Hafif ve uzun bir “Ahh” döküldü dudaklarından.
“harikaydı, muhteşemdi”
Haldun’u elinden tutup yatağa çekti. Sırt üstü yatırdı ve bacaklarını açıp kasıkları üzerine oturdu.
Dudaklarını dudaklarına temas ettirirken.
“Çok iyidin. Şimdi de ben seni uçuracağım. Gel seninle şehvetin derinliklerine dalalım, ağam.” Deyip dudalkarına yapıştı.