Shop
Bildirimler
Tümünü temizle

6-7 Sene Önce

9 Gönderiler
9 Üyeler
0 Reactions
946 Görüntüleme
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Huzura kabul edilmiştim. Bunun verdiği heyecanla dakikaları saniyeleri süzgeçten geçirip huzura çıkacağım o zaman dilimini bekliyordum. Tecrübelerim böle durumlarda bana soğukkanlı olmayı öğretmiş olsa da bunun dayanılmaz heyecanını yenmek bunu yok saymak mümkün değildi. Efendimi beni kabul etmeden öncede tanıyordum; aradaki samimiyet bir Efendi köle ilişkisinden öte başlamıştı ama zaman ve süreç beni kendisine hizmet edebilecek konuma getirmişti. Evet, ben seçilendim bir yaşam savaşında daha bu şerefe ulaşmıştım. Şuan kafamda sadece önceden gelişmiş bir samimiyet duvarını aşmak ve layık olduğu olguda kendisine hizmet edebilme hayali vardı. İşim bu sefer benim için bile oldukça zordu ama üstesinden gelebileceğimi de biliyordum.

Günlerden “Cuma” idi beklediğim mesaj telefonumda belirdiğinde kanımın hareketlendiğini nabzımın hızlandığını dudaklarımın kuruduğu anda kelimden ter boşaldığını fark ettim kendi kendime gülerek hazırsın Osman diye bildim. Evet, huzura çıkmaya bu savaşı vermeye ve bana gösterilen güvene layık olmalıydım.

Tıraşımı olduktan sonra duşumu da alarak giyindim. Çantamdan hiçbir zaman ayıramadığım tasmamı kontrol ederek yola koyuldum. Efendimim emrettiği saatte yakın bir dilimde adreste kapısında olmuştum. Bu az gözüken zaman dilimi her zaman bana çok uzun yıllar gibi gelmişti. Gene psikolojik bir savaş içinde galip gelecek tarafın ben olmam gerektiğinin bilinciyle geçirdim. Söylenen zaman diliminde Efendimi telefonla arayarak kapınızdayım diyebildim. Birkaç saniye sonra otomatiğin kuvvetli titremesiyle kendime gelmiştim. Basamaklardan seri bir çıkıştan sonra daire kapısına ulaşmıştım. Kapı aralıktı içeri girdim dizlerimin üstüne çöküp hemen ayakkabılarımı çıkararak kenara iliştirdim. Aynı hızda montumdan da kurtulup katlayarak yere bıraktım. Dizlerimin üzerinde yerde bekleme sürecim birkaç dakikayla geçişti.

Efendimin koridorda beliren topuk sesiyle irkildim. Bana doğru yaklaşıyordu. O an yeni doğan bir çocuk gibi saf ve temizdim heyecan adrenalim artmış damarlarım genişlemiş kalbim ilk defa davul çalan ritimsiz bir davulcunun çıkardığı sesler gibi dengesizleşmişti. Yerde önümde siyah deri ayakkabıları ve uzantısında siyah çoraplarını görebildiğimde aynı güneşin karşısında kuruyan büzülen suyunu kaybeden bir yaprak gibi büzüşmüştüm. Başım okşandı ve aynı anda yumuşak bir ses tonuyla “Hoş geldin Osmancım” dendi. Heyecanla benden titrek bir sesle “hoş bulduk Efendim Nasılsınız” kelimeleri birleşerek döküldü. Gene yumuşak bir ses tonuyla “Ben iyiyim de sen iyi misin ses tonun pekiyi gelmedi” ve ardından kendinden emin ama aynı zamanda alaycı bir gülümseme geldi. Bir derin nefesten sonra “iyiyim Efendim karşınızda olmanın heyecanı” derken Efendim “Her zaman karşımda ukala dili kendinden uzun biri vardı bu durumun beni şaşırttı” dedi. Evet ben her zaman çok konuşan boyumdan büyük laflar eden ilgim olmayan konularda bile ahkam kesen biriydim ama bu durum ve efendimin bu tespiti beni ürkütmüştü. Kısaca acaba Efendime daha öncesinde böyle bir çıkış yapmış mıydım? Efendime bir yanıt vermeksizin aklımdan bir geçiş yaptım. Ama bunu hatırlamam çok zordu her an bu tür aptallıklar yapmakla ünlüydüm. Efendim heyecan ve korkunun içimde gezin dinden emin bir ses tonuyla “Sakin ol Osmancım senin öncenden dolayı seni cezalandırmayacağım benden ve benimle olan dönemin daha çok cezan ve ödülüne etken teşkil edecek” demesiyle rahatlamıştım. Ama bildiğim bir gerçek daha vardı oda asla bu tr güzel cümlelerde Efendinin samimiyetine güvenme bu psikolojik rahatlığı tattırıp bunun ötesinde cezanı belirlemesi de mümkündü.

Halen kapı girişindeydik ve halen mevcut heyecanımı yenememiştim. Efendim tekrar koridorda yürüyerek içeri geçmişti. Bana gelmem ya da kalmam konusunda bir emri olmamıştı. Acaba gitmeli miydim ya da oldum yerde bekleyerek emirlere kulak mı? Kabartmalıydım. Bunları düşünürken biryandan da saatime bakıyordum yaklaşık kırk beş dakikadır burada kapının girişinde bekliyordum. Gene eşsiz topukların melodisiyle kendime geldim Efendim bana doğru yaklaştı. Eğilerek boynuma bir tasma taktı tasmanın ucunda ağırlığından ve sesinden anladığım bir zincir uzantı vardı. Bu kısa tasma takma töreninden sonra hızla gerilen zincir ve arkasından çakılı kalan vücudumun hareket edişi Efendimin arkasından hızına yetişmek için koşturan bir köpek.

Bu seferki müzik daha bir hoştu topuk seslerini tamamlayan bir zincir sesi patilerimin yere vururken ve kot pantolonumun sürtünmesinden çıkan iç gıcıklayıcı ses. Koridoru geçtikten sonra salona girmiştik.Başım yer seviyesinde sağa sola bakmaksızın efendimin oturduğu koltuğun başına gelmiştik. Kendisi bacak bacak üstüne atmış sanırım beni izliyordu. Arada tasmamı gererek ve gevşeterek varlığını hissettiriyordu. Bir ayanın zeminle temasında oluşan eşsiz kesite bakarken diğer ayanın ritmik sallanışına göz ucuyla bakıyordum. Her şey şuan huzur vericiydi heyecanımı yenmiş köpek olduğumun bilicine ulaşmış huzur doluydum. Ben bu hayallerin içinde surf yaparken Efendimin ayak sallayışını durdurmasıyla kendime geldim. Efendim bir önceki yumuşak ses tonuna çok uzak bir ses tonuyla derhal soyunmamı emretmişti.

Emri ikiletmeden soyunmaya başladım; her zaman bu tür bir emirde kendimi sorgulamışımdır. Soyun ama nereye kadar sınır nedir. Evet, soyunmam kısa sürmüştü boxer kalacak şekilde huzurunda bekliyordum elbiselerimi katlamış kenara bile bırakmıştım. İkinci bir emir daha geldi “Soyun” hım evet demin aradığı cevap buydu boxerımıda çıkarırken kızarmıştım. Her şeye alıştığım bu hayatta bir tek buna alışamamıştım. Ama emir elbette yerine getirilmesi için bana iletilmişti. Başım yerde sadece boynumda tasma çırılçıplak huzurda beklemeye başladım. Efendim beni ve vücudumu gözlemliyordu
, bir süre sonra alaycı bir ses tonuyla “Bu vücutla mı dayanıklı bir köle olduğunu söylüyorsun sen Osmancım” dedi işte o an ukala olmakla ün yapmış by_kole devreye girerek bir yanıt verdi “Bu vücut sizi yanıltmasın Efendim nelere göğüs gerdi” dilimi ısırdığımda iş işten geçmiş olduğunu biliyordum. Efendim ayağa kalkarak çevremde dolaştı hışırtısının ve nerden geldiğini bile hissedemediğim bir sopa sırtıma tüm ahengiyle yerleşmişti bile; hiç beklemediğim bu darbe irkilmeme ve titrememe neden olmuştu. Tekrar duruşumu düzenledim nasılsa bir başka sopa darbesinin geleceğinin bilinciyle beklerken vücudumun yanmasıyla zıpladım. Ne kadar olduğunu bilemediğim bir sıcak mum akışı vücuduma temasıyla katılaşmıştı. Gene terlemiş titremiştim. Bunun telaşını atlatamadan vücuduma inişinden anladığım uçlarının düğümlenmiş oldu bir kırbaç sırtımın muhtelif yerlerinde patlıyordu. Sayamıyor açıkçası saymak içinde caba harcamıyordum. Bir müddet bu kamçının ritmiyle vücut temasımın ritmine alıştığımı sandım anda bu seferde vücudumu yararcasına bir kamçı vücudumda kendine ait yerlerde yer arıyordu. Sırtım yanıyor aynı oranda zonkluyordu. Eh Osmancım dedim içimden kim sana ukala ol dedi kim sana bu akla uy dedi dercesine kendime kızıyordum.

Bu vücutlar ve aletler arası savaş bir süre sonra yerini sakinliğe bırakmıştı Efendim koltuğa oturarak sigarasını yakmış sırtımı izliyordu. Ben sesimi çıkarmadan olan biteni anlamaya çalışıyordum bunca alet nerden çıkmıştı hazırda benimi bekliyordu yerden yükselmeyen başım daha ne tür aletlerin olduğundan habersizdi. Efendim koltuğundan kalkarak ayakta köşede bir barı andıran bir destken bir şeyler dolduruyordu. Tekrar koltuğuna gelerek oturdu bana gene sert bir ses tonuyla sehpaların en ufağını getirmemi emretti. Emir ağzından döküldüğü an sehpayı ayaklarının kenarına bırakmıştım. Sehpanın üzerine de bardakaltlığını koymayı ihmal etmemiştim. Bana göre bu başarılı bir hareketti ama efendim gülerek “Onun için bardakaltlığına gerek yok” demişti. O anda bir anlam verememiştim Efendim ayağa kalkarak tasmamdan yukarı çekti iki ayağım havada dizlerimin üstünde duruyordum biraz daha ayağa kalkmamı ama tam dikilmememi söyleyen efendimin emrine uymuştum bile. Efendim ince uzun bir sopa alarak penisimi sehpanın üstüne boylu boyunca sermişti. İşte o an vücudumun direncinin kırıldığını ve iliklerime kadar korkunun hâkim olduğunu fark etmiş ve sanırım fark da ettirmiştim. Efendim eğlendiğini gösteren ama bir o kadar da alaycı bir gülüşün ardından sopayı sehpada gezdirmeye başlamıştı. Evet, neden bu kadar çok şey biliyordum neden şu dilimi tutmayı beceremiyordum. Sopa sehpada gezinirken heyecandan ölecektim nerdeyse ağlamaklı olmuştum o darbenin en hafifine tahammülün ne denli zor olduğunu biliyordum; ilk kalkan sopa sehpada patlamış ve çıkan ses kanımı dondurmuştu. Adeta taş kesilmiştim ne geri adım atabiliyor neden sonum ya da affım için yalvarabiliyordum dilim tutulmuştu. İkinci ve üçüncü hatta dördüncü darbelerde sehpada patlamıştı. Artık tek düşündüğüm bir an önce Efendimin vuracaksa vurmasıydı bu psikolojiye dayanamıyordum. Son darbe ucunda hafif bir patlamaya yol açmıştı yanıyordu hatta kopmuşuydu acaba bakamıyordum fark ettiğim tek şey gözümden sicim gibi dökülen gözyaşının diz kapağıma kadar süzülmesiydi içime oturmuştu bu derin acı. Derin zonklama yerini acıya bırakmıştı efendim gülerek “Osmancım bu senin zaten pek bir işine yaramaz kendini fazla üzme halen yerinde; sandığım gibi bu sefer kopmadı” demesiyle içimde bir gülümseme belirmişti. Cevabım çok çabuk dökülmüştü ağzımdan “Huzurunuzda olmaktan onur duyuyorum efendim kopması gerekiyorsa size feda olabilir” Tekrar yutkunmuş içimden yuh Osman bu nasıl cümle bu kadar ittalı da olunmaz ki demekten de kendimi alamadım. Gene Efendimin bu ukala cevabıma tepki vereceğini beklerken son yudumunu aldığı whisky kadehindeki buzları penisime dökmesi içime su serpmişti. Biraz dinlen bakalım tatlı şey demesi ikinci bir ödül gelmişti bana dizlerimin üstüne diz çökmüştüm tasmamdan çekerek başımı kucağına alarak sevmeye başlaması üçte üç bir mutluluktu heyecanlanmıştım. Yüreğim küt küt atıyor mutluluğumu saklıya yamaktan korkuyordum. Zaten saklamam doğrumu o an için bunu da bilemiyordum.

Bir süre bu huzur dolu dakikaların tadını çıkardıktan sonra efendim yerinden aniden doğruldu dizlerine dayanmış olan bedenim bir anda yere boylu boyunca yapıştı. Bu durum Efendimde doğal bir gülüşe neden olmuştu. Efendim salondaki tekli koltuğu ortalayıp eliyle bana işaret etmişti. Koltuğa emekleyerek çıkıp üzerinde beklemeye başladım üst kısmına bir yastık koyarak karnımı dayamam emri geldi ellerim koltuğun arkasından arka ayaklara bacaklarımda ön ayaklara kelepçelendi. Azıma bir top kıskaç gerdirilmek suretiyle takıldı penisim küçük bir tasma vasıtasıyla boynumdaki tasmaya gerilerek bağlandı. Adeta itinayla paketlenmiştim. Acaba sırada beni ne gibi bir sürprizin beklediğini merak ediyordum. Göz bandı başıma takıldı şuan için bir sonraki sınava hazırdım efendim koltuk üzerinden bir krem alırken gözümde dehşet kıvılcımlarının çakmasına neden oldu koltukta kocaman bir strapon vardı. Aman yarabbi kurtulamayacak kadar da sağlam bağlanmış çaresiz bir durumdaydım. Ama efendim bunu benim yapmak istemedi mi ender tabularımdan biri olduğunu biliyor ve anlayış ta göstermişti ama neden bu bağlanma ve neden krem her hareketim başta penisim ve kol bacaklarımda müthiş acı veriyordu azımdan bir tek kelime çıkamıyor sadece iniltilerle karışık bir çırpınış vardı. Efendim son kez gözlerimin içine hain bir gülümsemeyle baktıktan sonra göz bandımı kapamıştı. Artık sadece duyabiliyordum. Kendimi dünyaya yaşama uzak bir konumda hissettim her şey şu andan sonra efendimin bana göstereceği merhamete bağlıydı. Kulaklarımla duydum kadarıyla ve yanılmıyorsam Efendim bir eldiven giyiyordu. Heyecan kalbimin ritmini yavaşlatmıştı tansiyonum düşmüştü dilim damağım zaten kuruydu.

Bir anda arkamda bir el ve kremin belirdiğini fark ettim. Efendim itinayla kıremliyordu o zamandan sonra canımın yanması umurumda olmaksızın çırpınmaya zıplamaya başlamıştım. Adeta sessizlikte çırpınışlarımla yalvarıyordum. Kremleme faslı oldukça uzun sürmüştü tam bir psikolojik eziyet çekiyordum. Ne kadar geçti bilmiyorum ama direnmemin nafile olduğuna kol bacak ve penisimdeki acıyla karar kıldım. Vücudum direncini yitirmiş külçe gibi koltuğa yığılmıştı. Efendim “aferin Osman bana güvenmekten başka çaren yok” demesi haklı olduğunun ve gerçeğimin kısa anlatımıydı. O andan sonra ne olacaksa bir an önce olması için dua ediyordum. Bir süre durgunluk ve sessizlikte sonra vücudumda kalın bir şeyin dolaşmasıyla irkilmiştim. Evet, sonum kaçınılmazdı bugün o gündü ve ben sonun başlangıcında idim. Arkamda gezinen alet o kadar kalındı ki yiyeceğimden öte kalınlığını düşünür olmuştum. Bir süre sonra bu tacizler son bulmuştu ben ruhen finalin zorluna ve acısına hazırlanmışken dünyamı karartacak kadar sert bir darbeyle irkildim. Az evvel arkamda gezinen şey her ne ise popoma ardı ardına iniyor indiği zeminde kayıyor ve anında kabarıklını hissettiriyordu. Bu strapon sandığım şey kalın bir sopaydı ve bana müthiş bir acı veriyordu dayanamıyordum. Sürülen krem her neyse her darbeden sonra mevcut yeri yakıyordu acı katsayım çifte katlanıyordu. Kaç tane darbeye maruz kaldığımı bilmiyorum ama artık tükenmiştim. Bir anda kollarımın bağlı oldu kelepçelerin açılmasıyla geriye doğru kayıp tüm vücut ağırlığımla zemine sırt üstü yapışmıştım. Ayak bileklerimde çözüldükten sonra hızla tasmamdan sürüklenerek içeri götürüldüm durduğum zemin soğuktu banyoda olabileceğimi düşündüğüm anda vücuduma soğuk bir su akmaya başladı Efendim göz ağız ve tasmamı çıkarmamı duş alıp yanına gelmemi emrederek banyodan çıktı.

Duşumu alıp yerdeki havluya kurulandıktan sonra korkunç bir vücut ızdırabıyla huzuruna emekleyerek ulaştım. Bana gene alaycı bir bakışla bakıyordu sehpada iki kadeh whisky vardı. Otur Osmancım bunu hak ettin diyerek gülümsedi birlikte bir şeyler içelim ben emri yerine getirirken ıkınıyordum popom öle dehşetti ki bırakın oturmayı kurulanırken bile canım yanmıştı. Ama oturmaktan başka da çarem yoktu. Kadehlerimizden yudumladıktan sonra Efendim “Ah be deli oğlan straponu gördün kendi kendini zora soktun sana bunu yapmayacağımı söylemiştim sense kendi kendine eziyet ettin bende işte bundan korkunç zevk aldım. Bu zevkin ötesinde bana güvenmediğin inde sinyallerini verdin bunun cezasını da çekeceksin” demesiyle ikinci bir sınavın yakın olduğunun sinyallerini vermişti.

Bunun Dışında ilk sınavında başarılı olduğumu ve artık ön hazırlıktan ciddi eğlencelere ve sınavlara hazır olmam gerektiğini söyledi. Bende huzurunda diz çökerek ilk kez güzel ayakkabılarına temas edip kendisine hizmet etmekten ve mutlu etmekten onur duyacağımı bana bunu ve bundan sonra yaşatacaklarını yaşama şansı verdiği için heyecanlı ve umutlu olduğumu dile getirip huzur içinde ayaklarına kapandım.İlk günüm heyecanlı ama güzeldi tekrar ait olabilmenin mutluluğu tarifsiz bir duyguydu.Vardım ve hizmetimle varolmaya devam edecektim.

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 20 Haziran 2007 07:15
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Aahhhhh aaahhhh işte o dil yok mu? o dil insanın başına neler açıyor. Smile

 
Gönderildi : 20 Haziran 2007 13:35
LADY SADE
(@lady-sade)
Gönderiler: 2901
BDSM Ustası
 

hay allahım strapon a yazık olmus:)

tesekkurler by_kole

Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!

 
Gönderildi : 20 Haziran 2007 16:05
(@anonymous)
Gönderiler: 617
BDSM Felsefik
 

hadi yine ii sin bu seferde yırttın strapondan ama bir dahakine garanti yok haaa.

emeğe saygı güzeldi by_köle

 
Gönderildi : 21 Haziran 2007 03:34
(@falakacy)
Gönderiler: 1234
BDSM Onursal
 

Güzel paylaşım arkadaşım Wink
Devamını bekliyoruz...

Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz?
Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.

 
Gönderildi : 21 Haziran 2007 11:31
 JACK
(@jack)
Gönderiler: 14
Aktif Üye
 

güzel Smile

 
Gönderildi : 15 Ocak 2013 20:55
(@bluedelfin)
Gönderiler: 218
BDSM Seven
 

:happy: Çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum. tebrikler

Since my dear soul was mistress of her choice
And could of men distinguish, her election
Hath sealed thee for herself, for thou hast been....

 
Gönderildi : 27 Ocak 2013 00:19
(@katniss)
Gönderiler: 20
Canıyla Üye
 

Çok güzeldi. Emeğinize sağlık Smile

"Bir itaatkar daima halet-i ruhiyyesi ile değerlendirilmelidir, zira itaat eden ruhudur, bedeni sadece ruhunu takip eder..."

 
Gönderildi : 27 Ocak 2013 01:02
DieHunteR
(@diehunter)
Gönderiler: 14
Canıyla Üye
 

Paylaşım için teşekkürler.

 
Gönderildi : 25 Temmuz 2013 01:56
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL