Yadigar Ejder'i Anıyoruz
Sevgili BDSM Türkiye Sakinleri,
bundan tam bir sene önce kendi dertlerimden dolayı Yadigar Ejder'in ölüm yıl dönümünü kaçırmıştım ama bu sene kaçırmak istemedim.
5 Ekim 1947 Sivas doğumlu ve hepimizin belki Ayı Gaffur olarak daha iyi hatırladığı Yadigar Ejder 14 Ocak 1992 İstanbul'da vefat etti. Evet, o donarak vefat eden adam, yüzlerce filmde hep yardımcı rol oynayan adam, aklımıza kazınan ama diğer yardımcı oyuncuların gibi haberi edilmeyen adam.
Bu adamın kaderini düşündüğüm zaman hep tuhaf hislere kapılırım. Duygu sömürüsü yapmak istemiyorum. Donarak ölmesine rağmen belki de bizden daha mutlu yaşadı. Lakin adamın üzerine dostların yazılarını okuyunca üzülmüyor değilim. Çocukluğumu hatırlıyorum da bu adamı gördükçe nefret ediyordum. Hep kötü ya Meyersem tam tersiymiş. Arkasından bir tane kötü konuşanda yok. Çekim setinde kavga olunca kavgayı yatıştıran kişiymiş. Herkesin yardımına koşarmış. Oynadığı filmlerden para almadığı olurmuş ama buna rağmen kimsenin hakkını yemezmiş.
Sevgili Yadigar, Allah rahmet eylesin. Umarım şu an çok daha güzel bir yerdesin. Sen ise onlarca gönlümüzde tat kuran ve yüzümüzü güldüren isimsiz kahramanlardan birisin. Bizler senin gibi değerleri asla unutmayacağız. Sen daima kalbimizde yaşayacaksın. Keşke seninle tanışa bilseydim. Filmlerin dışında olan gerçek insanı çok bilmek isterdim. Senin gibi fazla güzel insan yok maalesef. Ama mirasın oynadığın filmlerde saklı.
Seni çok seviyorum Yadigar abi.
MasterDaPain
Kaynaklar
http://tr.wikipedia.org/wiki/Yadigar_Ejder
http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/Savas_Ay/2010/01/13/yadigr_kuzuydu_ejder_olmustu
http://ucuncuadam.wordpress.com/2012/11/12/yadigar-ejderin-mezari/
http://www.turknostalji.com/haber/1000-filmde-oynadi-ama-bir-bankta-donarak-can-verdi-410.html
Nasıl Vefat Etti
FeDwIMH89NM
Gerçekten çok üzücü. İnsanların kıymet bilmez haline malesef bir örnek daha. Donarak öldü diye bildiğimiz koca adam meğer kafasını mermere çarparak vefat etmiş. Sevdiğim bir çok filmde baş kahraman olan Yadigar Ejeder'e rahmet diliyorum. Medyanın duygu sömürüsüne mağruz kalmasına ayrıca üzülüyorum. Bize bu koca adamı hatırlattığın için teşekkürler MDP. Herkes bu kadar duyarlı olsa keşke..
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
ahh ben bu başlığı kaçırmışım 🙁
küçükken frankeştayn a benziyor diye çok korkardım ondan. Lakin büyük sanatçı olduğu aşikar. Bende herkes gibi tüm filmlerini izlemişimdir. Ve bu şekilde öldüğünü bilmiyordum. Gerçekten tam bir trajedi... MDP teşekkürler
Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.
Hayatın gerçeği maalesef bir çok zaman böyle oluyor. Ama hatırası ne güzel. Her ne kadar hep kötü rolleri oynasa da arkasından kötü konuşan yok. İnsanlar keşke hep böyle olsa.
Bu sene Yadigar Ejder'i tüm Türkiye sinema ve sanat dünyasının isimsiz kahramanların ve son yıllarda yaprak dökümü gibi aramızdan ayrılan yıldızların adına anıyoruz. Biz burada herkesi sayamıyoruz belki, ama kimseyi unutmuyoruz. Özellikle kalbimizde yer almış sayısız kahramanlar hep orada kalacaklar. Sizleri ayakta alkışlıyor rahmetle anıyoruz +++
Yadigar Ejder
24 Aralık 2008
Herhangi biri.
Ya da çok özel biri.
Yüzleri çok tanıdık ama adları bilinmeyen insanlar vardır hayatın bir yerinde. Varlıkları sadece başkalarının varlığını güçlendirmekle tanımlanan insanlar vardır. Herhangi birileri, falanca ya da filanca. Adı, soyadı hiç önemli değil. Başkalarının statüleri uğruna aşağılanan, itilen, hırpalanan gerektiğinde ölümlere gidip gelen insanlar.
Ya da figüranlar diyelim biz bunlara.
Perdenin hazin yüzleri.
Adları sinema afişlerine yazılmayanlar. Yüzleri tanıdık, isimleri bilinmeyen insanlar. Belki de kahvedekilere en çok benzeyenler. Yeşilçam'da da kahvede oturmazlar mı iş beklemek için. İnşaat işçilerine ne çok benzerler. Bir yapımcının kahveye girip de iş dağıtmasını beklemek.
Makyajsızlar...
Senaryoyu okuma ihtiyacı olmayanlar. Filmin bir yerinden girip, öylece yok olanlar. Dayak yiyip, ölüp, çay dağıtıp, durakta bekleyip filmden kopup gidenler. Hayatın ıssız sokaklarında gezip, filmin ayrıntı karelerinde yer bulanlar. Makyaja ihtiyaç duymayan figüranlar.
Onlardan biriydi Yadigar...
İri gövdeli, uzun boylu, seyrek dişli, çirkin bir adam. Kötüler hep çirkin olmalıdır değil mi?
Filmlerde eşşek sudan gelinceye kadar dayak yerken tanıdık bu iri adamı. Bazen Cüneyt Arkın dövüyordu bazen de Kemal Sunal. Şaban'dan dayak yemesi ne kadar da trajiktir. Eğer günlük hayatta olsa hepsini dövebilecek niteliktedir Yadigar. Gel gör ki dayak yemek için para almaktadır. O da dayağın en iyisini yer.
O dayak yerdi biz gülerdik. Kahramanımız gözümüzde büyürdü ona dayak atarken. O kadar iri bir adamı dövebilmesine hayran olurduk kahramanımızın. O ise sesini çıkarmadan içtenlikle yerdi dayağı. Hep kötü bir babanın adamıydı Yadigar. İyi insanlara saldırır, kötülüğe hizmet eder, haince kahkahalarla gülümserdi.
Sahiden o kadar kötü olabilir miydi?
Diğer figüranlar onun kadar iri olmadığı için onun dayak yemesinin ayrı bir anlamı olurdu. İşi daha önemli hale getirirdi. En son o dayak yerdi. Final döğüşü olurdu. Onu dövmenin önemi hepsinden çoktu. Çünkü en dövülemez olanı oydu.
Bu sahneler hiç değişmedi. Yani onun bir kez olsun dövebildiğini ve böylece filmin bittiğini görmedik. Senaristler hiç sürpriz yapmadılar bu iri adama. Günlük hayatın akışı, kaderin tecellisi hiç değişmedi. İsmi anılmayanlar, makyajsızlar hiç finalde tutunamadılar. Filmin acı karelerine malzeme olup, yitip gittiler öylece.
Yeşilçam'ın figüranlar kahvesinin kasvetli havası sinmişti Yadigar'ın üzerine. Gülümsemiyordu koca adam. Günler boyu iş beklemek sonra filme girip bir ton dayak yiyip çekip gitmek. Yediremiyordu kendine ama ekmek parası işte. Emekçisi olmuştu sinemanın. Öyle bar köşelerinde değil filmin içinde emeğini konuşturuyordu Yadigar. Türk sinemasının binlerce karesine görüntü vermişti. Varsın ismi de bilinmesindi.
Gerçi hayat zordu. İki film yapıp imaj yapanlar, soyunanlar, dünkü çocuklar parayla oynarken yılların sinema emekçisinin karnı günlük doyuyordu.
Bugün doyuyor yarını bekliyordu koca adam.
Son zamanlarda işleri iyi değildi Yadigar'ın. Parasızlık çekiyordu. Birileri ün, para, imaj peşinde koşarken Yadigar'ın durumu gitgide kötülüyordu.
Hey gidi koca adam.
Her yanını utanç kaplamıştı. Dayak yemekten büyük bir utanç. İyice parasız kalmış karnını doyurmakta güçlük çekiyordu. Kirasını ödemeyeli çok zaman olmuştu. Tek göz bir odaydı kaldığı. Buna rağmen kira parası bulmakta güçlük çekiyordu.
Bir gün evinden çıkardılar Yadigar'ı. Kimi kimsesi yoktu İstanbul'da. Buz gibi soğuk bir gece vakti Taksim'e çıktı birkaç parça eşyasıyla.
Havada hain bir soğuk kol geziyordu. Kimsecikler yoktu koca meydanda.
Buralarda ne kadar çok dolaşmıştı.
Bir banka uzandı. Ellerini bacaklarının arasında ısıtmaya çalıştı.
Öksürüyordu epeydir koca adam. Uyku girmedi önce gözlerine. Yarını düşünüyordu.
Sonra yorgunluk çöktü. Ağır ağır kapandı gözleri.
Bir uyudu, bir daha uyanmadı.
Bir uyudu, bir daha dayak yemedi kimseden.
Bir uyudu kimseler bilmedi ismini.
Bir öldü yalnız Taksim Meydanı ağladı koca adama. Sokak köpekleri tuttu yasını.
Yaşamın son karesini asillere yakışır bir onurla oynadı adam.
Bir figüran gibi öldü; kimsesiz, yalnız, gözyaşı dökmeden....
Tarık Tufan
Kaynak http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/1377/yadigar-ejder
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 8,995 Üyeler