İnsan ve Cinsyetlere Bölünüşü
Bir dokuma tezgahından yükselen alevlerle isim yapmış bir gün bu.. 8 mart a olağan dışı bir mana yükleten bir ateş sadece..Hikayesi ise hak isteyen kadınların grevi. 1910 dan günümüze süre gelen bir ikaz gibi oturdu zihniyetlere.
Ama kadının yeri hala daha tartışılır. Kız kardeşine korumacı, annesine laf söyletmeyen bıçkın abilerin eli bıçaklı yüzleri hiç ama eksilmedi 3. sayfa haberlerinden. Ölen kadınların kadınlığını yaşamayışları.. Çocuk kadınlar sonra iyi bir paraya satılan. Seks işçisi kadınlar.. Sevişme hakkı olmasına rağmen sevişince kötü olan kadınlar..
Şimdi ise bir günlük kadınların gözünden dünya..
İkiyüzlü bir organize içerisine girilmesine karşı irite bir his besliyorum bu aralar. Kadın sadece 8 martta mı kadındır? Sadece 8 mart mı bizi emekçi kılıyor?
Ölen kadın işçiler olmasaydı böylesi bir çaba gösterilir miydi kadın için?
Erkeklerin her birini tek tek suçlayamam evet.!!
Ama kim bu erkekler? Neden bukadar fazlalar? Nasıl üreyebiliyorlar??
Bir kadının ne gibi eksiği olabilir ki kendilerini fazla hissediyorlar? Neden kadınları bedenen ve manen tüketiyorlar?? Kendilerinden daha mı değersiz hayatlara sahipler yoksa? Hayat hepimiz için değil mi?. Kadın da bir insan. Bir anne, bir sevgili, bir dost, bir kardeş, bir yoldaş.. Biz dırdır yapan, sırt üstü sevişen, basit işler yapabilen varlıklar mıyız ki sadece?. Biliyorum ki forum da ki hiç bir Bey Efendi böyle düşünmüyor.. O halde 8 mart sadece bir uyanış, bir yankı değil, sembol olarak kalmalı tarihte. Asıl tartışmamız gereken savunmamız gereken İnsan Hakları olmalı. Bir vajina ve bir penisin uçurum ayrımına düşmeden sadece İnsan Hakları!
Her birinize insancıl günler dilerim.. Umarım aydınlanmış zihniyetler ile bu günlerin vicdansızlığını tarihin fiyaskoları olarak anımsarız.
Luna
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
8 mart erken uyanış yazısı olmuş.. eline saglık
Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.
Bir toplum kültürel ve zihinsel devrimler yaşamadıkça evrim olamaz. Evrimin olmadığı bir toplum da zamanla hastalıklar, kompleksler ve paranoyalar oluşur.
Ama biz şöyle bir gözlerimizi açıp bakarsak aslında ne durumda olduğumuzu o kadar iyi anlarız ki. Şu an ki Türkiyem sanki bir matrix içinde yaşıyor. Hepimiz korkuyoruz. Hepimiz gözlerimizi kapatıyoruz. Hepimiz özümüzü satıyoruz veya satırıyoruz. 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' zihniyetiyle yaşayan bir toplum da bence bu başlıkla imkansız beklentiler oluyor, boşuna sorular soruluyor.
Bugün, yarın veya öbür gün haberlere bakın; nasıl dünde olduğu gibi yine şiddet gören, ulu ortada mobese kamera önünde dövülen, öldürülen kadının haberiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar ki haber olan olaylar. Haber malzemesi olamayanlar? Kadınlar hakkında şiddet haberlerini izlerken dram filmleri izlemeye doyuyorum. Adeta kusuyorum artık.
Kızlar...o güzelim kız çocukları. Daha hala kaç tanesi okuyamıyor, erkek egemenliğin altında eziliyor veya isteğine karşı evlendiriliyor...adeta mal gibi satılıyorlar, ve...ve aile kutsal ya; eğer tarih bir gün şiddete ve cinsel baskıya maruz kalan kızların sayısını açıklarsa acaba hangi yüzle bunlara karşı gelemedik diye biliriz.
Kadınlar ayaklanmadıkça, haklarını her şiddete karşı savunmadıkça, bir yumruk olmadıkça daima erkek egemenliğin ayakları altında yaşayacaklar. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Bir toplum kültürel ve zihinsel devrimler yaşamadıkça evrim olamaz. Evrimin olmadığı bir toplum da zamanla hastalıklar, kompleksler ve paranoyalar oluşur.
Ama biz şöyle bir gözlerimizi açıp bakarsak aslında ne durumda olduğumuzu o kadar iyi anlarız ki. Şu an ki Türkiyem sanki bir matrix içinde yaşıyor. Hepimiz korkuyoruz. Hepimiz gözlerimizi kapatıyoruz. Hepimiz özümüzü satıyoruz veya satırıyoruz. 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' zihniyetiyle yaşayan bir toplum da bence bu başlıkla imkansız beklentiler oluyor, boşuna sorular soruluyor.
Bugün, yarın veya öbür gün haberlere bakın; nasıl dünde olduğu gibi yine şiddet gören, ulu ortada mobese kamera önünde dövülen, öldürülen kadının haberiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar ki haber olan olaylar. Haber malzemesi olamayanlar? Kadınlar hakkında şiddet haberlerini izlerken dram filmleri izlemeye doyuyorum. Adeta kusuyorum artık.
Kızlar...o güzelim kız çocukları. Daha hala kaç tanesi okuyamıyor, erkek egemenliğin altında eziliyor veya isteğine karşı evlendiriliyor...adeta mal gibi satılıyorlar, ve...ve aile kutsal ya; eğer tarih bir gün şiddete ve cinsel baskıya maruz kalan kızların sayısını açıklarsa acaba hangi yüzle bunlara karşı gelemedik diye biliriz.
Kadınlar ayaklanmadıkça, haklarını her şiddete karşı savunmadıkça, bir yumruk olmadıkça daima erkek egemenliğin ayakları altında yaşayacaklar. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Farkındalığımızı kaybetmemek adına çok çok güzel bir yazı olmuş MDP
Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 1 Çevrimiçi
- 8,995 Üyeler