Shop
Gezi Parkı Direniyo...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Gezi Parkı Direniyoruz.

133 Gönderiler
23 Üyeler
0 Reactions
2,562 Görüntüleme
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Arkadaşlar kim nasıl gönlünden geliyorsa burada rahat paylaşım yapabilir. Sakın sansür veya başka nedenden dolayı bizi düşünüp geri durmayın. Lütfen sizde tüm dostlarımızın katıldığı toplum hareketini destekleyin!


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:19
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
 

TAKSİM GEZİ PARKI KOORDİNASYON - HİZMET VE İHTİYAÇ LİSTESİ

Arkadaşlar ekte, Taksim Gezi Parkı haritası üzerinde, şu anda hizmet veren masaları görebilirsiniz. Bu masaların bazılarının ihtiyaçları var onlar da listede yazılı. Bu intiyaçları, Taksim Gezi Parkı'na getirerek, teslim edebilir ya da kendi imkanlarınızla ulaştırabilirsiniz.

Hizmet Masaları & İrtibat & İhtiyaç Listesi

1 – Yeme – İçme ( Sivil İnisiyatif ) 24 saat açık
Hizmet : Yeme - İçme
İhtiyaçları : Dayanıklı, saklamaya uygun yiyecekler – Su - Meyve Suyu - Plastik Tabak
İrtibat: 0532 785 66 00 – Gülay Şubatlı

2 – Yeme – İçme (Sivil İnisiyatif) 24 saat açık
Hizmet : Yeme - İçme
İhtiyaçları : Küçük Su – Küçük Meyve Suyu
İrtibat : 0533 582 46 56 – Ahmet

3 – İletişim Masası – ( Taksim Platformu ) 24 saat açık
Hizmet : Gönüllü Listeleri – Kayıplar - Doktor – Avukat
İrtibat : 0533 377 16 73 - Defne Koryürek

4 – Sağlık – İlaç ( İstanbul Tabib Odası ) 24 Saat
Hizmet : Her türlü sağlık hizmeti
İrtibat : 0533 325 67 33 – Neşe İmreyüz / 0541 782 43 80 – Ali Özyurt

5 – Yeme – İçme ( Bireysel ) 24 Saat
Hizmet : Yeme - İçme
İhtiyaçları – Servis Yapacağı Masa - Dayanıklı, saklamaya uygun yiyecekler – Su - Meyve Suyu
İrtibat : Tarık Bol 0535 015 61 55 / Emircan Tomak : 0531 373 42 47

6 – Yeme - İçme ( Bireysel ) Gündüz Saatleri
Hizmet : Yeme – İçme
İrtibat : 0532 576 75 57 – Hacer Tigün

7 – Yeme - İçme ( Bireysel ) Gündüz Saatleri
Hizmet : Yeme – İçme
İrtibat : 0535 816 47 49 - Alper Pastırmacı / 0532 712 70 52 – Murat Dülger

8 – Yeme – İçme – Giysi - Hijyen (Bireysel ) 24 Saat
Hizmet : Yeme – İçme – Giysi – Köpek Maması – Bebek Maması – Kadın Pedi
İhtiyaçlar : Servis yapabileceği masa
İrtibat : 0535 598 41 85 – Kasıt Gürel

9 – Yeme – İçme ( Lambda ) Gündüz Saatleri
Hizmet : Yeme – İçme
İhtiyaçlar : Su – Meyve Suyu
İrtibat : 0532 582 54 68 – Boysan Yakar

10 – Yeme – İçme ( Mücadele Birliği ) 24 Saat
Hizmet : Yeme – İçme
İhtiyaçları : Su – Sandviç
İrtibat : 0543 212 31 64 – Ali Ekber / 0538 858 76 06 – Serpil

11 – Koordinasyon ( Taksim Gezi Parkı Derneği Masası )
Hizmet : Koordinasyon – Basınla İlişkiler
İrtibat : 0532 231 70 43 – Safiye Yüksek Öcal /
0543 303 23 53 - Ceren Arslan

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:33
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

TEK BEST FM DESTEKLİYOR ... SAĞOL ..

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:35
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Kızılay'da can pazarı yaşanıyor.Yaralılara TGB bürosu açık. Konur 2 sok. 63/5 (sudem kafe üstü)


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:48
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Türkiye Gençlik Birliği (TGB)
İnönü Stadı önünde büyük bir kalabalık var. Polis Dolmabahçe yolunda.



Türkiye Gençlik Birliği (TGB)
61 ES 459 plakalı bu araç bugün Kızılay'da kalabalığın arasına dalarak insanları yaraladı. İşte aracın kalabalığın arasındaki görüntüsü.


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:50
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

Arkadaslar, sehir disindaki arkadaslarimiza gerekli bilgileri saglik, hukuk vs sms atalim, facebook'a bakabilecek durumda degiller, internet de pek calismiyor..

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 2 Haziran 2013 23:59
(@malibo-thunder)
Gönderiler: 412
BDSM Ruhlu
 

Meğer memleketin %50 si marjinal çapulcuymuş. Kalan %50 side çoktan cennetle müjdelenmiş...Adları gibi AK hepsi maşallah......

Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....

"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb

"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin

"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:16
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Vallahi marjinal çapulcu ülkesini sevmek ve ona sahip çıkmak anlamına geliyorsa gururla marjinal çapulcuyum.


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:28
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

Affınıza sığınarak tweeter'dan şu alıntıyı yapıyorum:
"Hükümet bu kadar çok gaz çıkardığına göre sıçması yakındır"

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:51
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Affınıza sığınarak tweeter'dan şu alıntıyı yapıyorum:
"Hükümet bu kadar çok gaz çıkardığına göre sıçması yakındır"
Bu başlıkta böyle şeylerde sansür yok 😀


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:54
(@sakinkedi)
Gönderiler: 132
BDSM Seven
 

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ SÖZÜ DİKTATÖRLERİ ALAŞAĞI EDER

Aşağıda yer alan makale "Halkın Habarcisi "intersen sitesinde alıntıdır.Çok anlamlı bulduğum için paylaşmak istedim.

İnsan toplulukları, grup liderleri, hukuk ve adalet karşısında mağdur olmuş, zulme uğramış bireyler, hapsedilen önemli bürokratlar, zindanlara tıkılan general ve subaylar, siyasal iktidarların ülke kaynaklarını hortumlama ve ülkenin bağımsızlığını yok etme adına düşman güçlerle yaptıkları işbirliğine karşı direnen ve hukuksal yönlerden karşı koyan yurtseverleri, o siyasal iktidarın başının hukuk tanımaz talimatlarıyla onları kodese tıktıranlara ve vurdumduymaz bir aldırmazlıkla demokrasiyi rafa kaldırıp ülkeyi bir kral gibi keyfince yönetenlere karşı, bilinçli, bilge çaresiz kalmış her yurttaş "Sözün bittiği yerdeyiz’’sözünü kullanır.

Kısaca, "Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözü, öncelikle bir ülkenin yönetimini, hile ve desiselerle, yabancı güçlerle işbirliği yaparak, seçim hileleriyle ele almış, vatandaşlarına hukuk ve demokrasi tanımaz azgınlığıyla baskı uygulayan diktatörlere karşı kullanılır.

"Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözü, hukuku hiç de etraftan dolanmadan açıkça çiğneyenlere karşı kullanılır.

Hem de o kadar açıktan çiğnenir ki hukuk adına, fabrikalarda seri mal üretilir gibi sahte deliller üretilip; ülke kahramanlarının ve yurtseverlerinin hapishane zindanlarına tıkıldığı, onların tepelendiği, vatan haini teröristlerin ise onların aleyhlerinde tanık olarak uyduruk mahkemelerde dinlenildiği bir ülke yönetimi.

"Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözü, ’’Ülke kaynaklarının o ülkeyi yöneten diktatör tarafından, iktidarını devam ettirme uğruna dış süper güçlere peşkeş çekilmesi ve kendisi ile etrafı tarafından doymak bilmez maymun iştahı ile hortumlanması karşısında mahkemelerin bu işin üstüne hiçbir şekilde gitmemesi ile vatandaşların bezgin ve yılgın bir duruma düşerek’’ söylenir.

Ülkede büyük yolsuzluklar yapılır, yurtsever ve hukuku titizce uygulayan, adaleti işleten savcılar, yargıçlar olaya el koyar ama işin ucu diktatör ve çevresine dayanınca, o savcı ve yargıçlar hakkında uyduruk davalar açılıp yolsuzluk soruşturması sümen altı edilince hukuk ve demokrasiye inanan erdemli insanlar bile "Sözün bittiği yerdeyiz’’ der.

Güya terörü bitirme adına aslında terör örgütüne ülkenin bağımsızlığından ve bütünlüğünden ödün vererek, diktatörün emriyle terör örgütüyle müzakereler yapan üst bürokratlar hakkında soruşturma başlatan savcı ve yargıçların bu görevini durdurmak amacıyla bu üst bürokratlara soruşturma açma işini önlemek için parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak, soruşturma işini diktatörün iznine bağlayan doğal hukuk dışı uyduruk yasanın bir gecede çıkarılması karşısında ülkenin tüm aydınları "Sözün bittiği yerdeyiz’’ derler.

Çünkü bu tür haince icraatların emir vericisi diktatörün ta kendisidir; işin ucunun kendisine kadar uzanacağını biliyor.

Tüm ülkelerin, özellikle kalkınmış ve bilimde ilerlemiş Batı ülkelerinin anayasalarında ülkenin adı, dili, başkenti vs ile birlikte o topraklarda yaşayan ulusun adı çok net bir şekilde yazılıdır.

Örneğin, İngiltere anayasasında İngiliz, Fransa anayasasında Fransız, Almanya anayasasında Alman adları kayıtlıdır.

Ama diktatör, dünya konjonkturel siyasetine göre iktidarını devam ettirmek için anayasadan ülkede yaşayan ulusun adını sanını silmeye çalışarak milli birliğin bozulması kesin olmasına rağmen terör örgütüne ödün vermesi karşılığında yargının sus pus olması.
İşte bu durumda da yurtseverler ‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ derler.

Çünkü başka çare yoktur.
Hukuk bitmiştir.
Demokrasi, diktatör tarafından mezara gömülmüştür.

‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözü yurttaşlar tarafından başka hangi durumlarda söylenir?

Basının diktatör tarafından acımasız bir faşizmle baskı altına alındığı zaman söylenir.
Bu öyle bir ölümcül baskıdır ki, yayın organlarının genel yayın yönetmenleri diktatör veya onun görevlendirdiği elemanları tarafından atanır, haberler diktatörün istekleri doğrultusunda yapılır, gazetelerin köşe yazarlarını diktatör tayin eder; öyle ki o ülkenin medyasında diktatörden habersiz bir kuş değil, bir tüy bile uçmaz.
Gazeteciler bu diktatörden öyle korkarlar ki, televizyon programında karşısına dizildiklerinde adeta hepsi birer balmumundan yontu(heykel) gibidirler, korkudan sesleri titrer, kıpırdayamazlar, çanak sorular sorarlar; bunlar sanki insan değiller, sıra sıra dizilmiş gaz tenekeleridirler.

Yani diktatör o kadar dehşetlidir.
Halbuki basın bir ulusun müşterek sesidir.
Diktatör o sesi boğan korkunç bir canavardır.
Diktatör gitmekte olan bir bisikletin üstünde hiç durmamacasına pedal çeviren ıslah ve iflah olmaz azgın bir zalimdir.
Çünkü diktatör azgın ve sapkın bir yola girmiştir.
Kitleleri ezmiş, bir ulusu aç ve sefil bırakmıştır.
Yurttaşları yıldıran bir takip ve dinleme altına almıştır.
Bu zulümden geri dönüşü eşyanın tabiatı gereği mümkün değildir.

Zulüm pedallarını çevirmeyi durdurduğu anda bisiklet devrilir ve hukuka, demokrasiye inananlar kendisini mahkemelerde yargılatır.

Diktatör bunu net bir şekilde bildiği için demokrasiyi ve hukuku tamamen rafa koymuştur.
Diktatörün yaptığı tüm icraatlar yasadışıdır.
Hiçbir icraatını kontrol ettirmez.
Yasalara boyun eğdiği takdirde mahvolacağını bilir diktatör.

Yasadışı faşizm ve zulümle hiç olmazsa bir kurtuluş ümidi olduğunu düşünür diktatör.

Bu nasıl bir ümittir?

Baskı ve şiddet kullanarak ülkenin aydınlarını, gazetecilerini, subaylarını, yurtseverlerini ve halkını korkutup sindirerek kurtulma ümidine kapılır.
Tüm diktatör zalimler bu noktada büyük yanılgı içindedirler.
Çünkü, kitle psikolojisi onların düşündüğü gibi değil.
Kitleler ateş üstünde ağzına kadar su dolu kaynamakta olan kazana benzer.

Bu kaynamakta olan kazanın ağzını sıkıca kapatırsanız, bir noktadan sonar patlayacaktır.
İşte zalim diktatörün baskısı altındaki kitleler de bir gün o kapağı devirme sıcaklığına geldiği an da patlayacaktır.

İşte bir ulus ve o ulusun aydınları bu kazanın patlama sıcaklığını ‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözünü söyleyerek ifade ederler.

Zalim diktatörlerin hükümran olduğu, hukukun ve demokrasinin rafa kaldırıldığı, parlamentolarında yasaların, diktatörlerin talimatıyla çıkarıldığı, yolsuzlukların hukukun koruması altında yapıldığı, mahkemelerin talimatla karar verdiği, demokratik gösteri ve yürüyüşlerinin engellendiği ve bunların üzerine polisin şiddet uyguladığı, yakalanıp hapislere tıkıldığı, ülkenin çıkarılan yasalarla bölünmeye ve ulusal bütünlüğün bozulmaya çalışıldığı, yasalarla hiçbir önlem alınamadığı durumlarda başta aydınlar olmak üzere millet canından bezer ve ‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ der.

‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözü gerçekten sözün bittiği yerdir ve toplumsal hareketlerin, toplumsal dalgalanmaların başladığı noktadır.
Bu noktada artık kitleler yasalardan, diktatörün insafından ümitlerini kesmişlerdir.
Eylem hazırlığı içindedirler.
Bu eylemlerin hangi çizgide biteceği belli değildir.

Çünkü kitleler tarafsız mahkemelere, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere, rahat etmeye ve takipten, telefonlarının dinlenmesinden uzak bir yaşama, diktatörün ülke kaynaklarını hortumlamaları ve dış süper güçlere peşkeş çekmeleri yüzünden yeterli beslenmeye ve refah bir yaşamaya hasret kalmışlardır.
İşte bu noktada kitleler, pimi çekilmiş bomba misali aniden patlar.
Artık geri dönüşü olmayan bir yol üzerindedirler.

Diktatörlerin de kaderleri bu sözün bittiği yer olan kitle hareketleri sonucunda belli olur ki, buna en iyi örnek, 1989’da gerçekleşen Romanya halk hareketi ve zalim diktatör Nikolay Çavuşesku’nun durumudur.
Kitlelerin bu doğal hareketlenmelerini 17.yüzyılın ünlü filozofu, devlet felsefecisi, akıl çağının gerçek başlatıcısı John Locke ‘’Eğer devlet koruma görevi dışına çıkar ve adaletsiz davranırsa toplumun direnme hakkı doğar’’ demiştir.

Yine 1789 ‘’Fransız Devrimi Haklar Bildirgesi’’nin iki maddesi bu konuya ışık tutar ki, şöyledir:

1-Yönetim halkın haklarını çiğnediği zaman başkaldırmak ve direnmek hakların en kutsalı ve ödevlerin en gereklisidir.
2-Devletin amacı, insanın doğal ve kaybolmaz haklarının korunmasıdır. Bu haklar, özgürlük, güvenlik ve zulme karşı direnmektir.

Örnek olması bakımından, derli toplu ve özet halinde anlatan çok yakın tarihimizin, ’’Sözün bittiği yerdeyiz’’ sözüne dayalı kitle hareketini bir internet sitesinden alıntılayarak, değerlendirilmesi bakımından bilginize sunuyorum.

Bu kitle hareketi, uzun yıllar ülkesini demir yumruk, hukuk dışı ve zulümle yönetmiş olan Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku’nun devrilmesi ile ilgilidir.

"Nikolay Çavuşesku, 1918 yılında doğar... On bir yaşında Bükreş’e gelip ayakkabıcı çırağı olur ama papuçtan ziyade siyaset yapar. Afiş asar, duvar boyar, her eyleme koşar ve altı sene hapis yatar. Çıktığında kendisi gibi hızlı bir komünist olan Elena Petresku ile evlenir. Elena’nın babası kendi halinde bir ırgattır, kızını ilkokul dördüncü sınıfa kadar okutabilir. Nikolay da mürekkep yalayamaz ama tahsilin gereğine inanır. İhtilal sonrası Komünist Partinin gücünü kullanarak Bilimsel Araştırma Enstitüsü başkanlığına atanır. Kimyagerler tarafından hazırlanan bir doktora tezine imza atar ve kimya doktoru unvanını alır.’’

"Nikolay Çavuşesku oyunu kuralına göre oynar, güçlünün rüzgârına yelken açar. Nitekim Komünist iktidarın Tarım Bakanı olur. Ama o, dahasını ister ve Silahlı Kuvvetlerini arkasına alır... O kadar hırslıdır ki, ne eder eder Komünist Parti’nin ikinci adamı olmayı başarır.’’

"Nikolay ekonomiden anlamaz, yatırıma inanmaz. Ancak kendisi için tehlikeli olabilecek insanlara büyük paralar dağıtır. Ülkeye çivi çakmadığı halde hazine tam takır kalır. Çavuşesku kendi lüksünden zerre kadar taviz vermez ama ülkenin tüm ürünlerine el koyar, dışpazara çıkarır. İç piyasada her şey karneye bağlanır, halk yiyecek, giyecek ve ilaç sıkıntısından kırılır.
Hele Elena doyumsuz bir kadındır. O yükseldikçe, halk dibe batar. Çavuşeskular sayısı kırkı bulan malikanelerde ihtişam içinde yaşarlar. Ancak Doğu Bloku’nun göçmesi ile onların da iktidarı sallanmaya başlar. 1989 yılında Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açtırınca ayaklanma çıkar, isyan dalga dalga yayılıp ülkeyi sarar. O da ustalarından öğrendiğini yapar pılısını pırtısını toplayıp kaçmaya çalışır. Ancak bunu başaramadan yakalanır. Onu, (Noel günü olmasına rağmen) alelacele yargılar ve karısıyla birlikte kurşuna dizerek ortadan kaldırırlar. (25 Aralık 1989).’’

"Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Amerikalı kapitalistleri bile imrendirecek bir hayat sürerler. İdamlarından bir süre sonra, eşyaları fakirlere dağıtılır ki bunların içinde 68 takım elbise, 21 çift ayakkabı, 55 gömlek, 23 şapka ve 12 pijama vardır. Elena Çavuşesku’nun gardırobu kocasına bile fark atar. Dolaplarından tam 177 çift ayakkabı, 30 çanta, 12 manto ve 170 elbise çıkar. İşe bakın bunlar düşkünler yurdunda yaşayan yaşlı kadınlara yarar..’’
Öleceğini anlamıştı

"Çavuşesku’nun mahkemesinde de bulunan Cirlan, “Tüm mahkeme birkaç saat içinde olup bitti. Duruşmanın başında Çavuşesku gözlerime baktı. Öleceğini anlamıştı. İdam kararı hemen uygulamaya geçildi. Stanculescu, 8 gönüllü arasından benim de aralarında olduğum 3 kişiyi seçti. Her ikisine de 30′ar el ateş emri verdi ve “Önce Çavuşesku’yu öldürün” dedi. Gözleri bağlı değildi. Daha önce tavuk bile öldürmemiştim, onların ölümünü izlemek korkunçtu. Ama ona kızgındım, halka ve sosyalizme ihanet etmişti” diye konuştu.’’

"1989 yılında Çavuşesku, Macar asıllıların yaşadığı Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açılmasını emredince, başlayan devrim hareketi dalga dalga yayıldı. 1989 yılının Aralık ayının yirmi ikisinde karısıyla birlikte kaçmaya çalışırken yakalandı. Kendisi ve karısı askeri bir mahkemenin, televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu Noel günü kurşuna dizilerek idam edildi. Karısı idam edilirken “Ben sizin annenizim” diyordu.

Çavuşesku çifti, ayrı ayrı olarak Bükreş’in Ghencea Mezarlığı’nda yolun zıt taraflarına gömüldüler. Çavusesku da ülkesini çok sevdiğini ve onun için çok şey yaptığını söylemişti.’’

Tıpkı diğer zalim diktatörler gibi Çavuşesku da ülkesini çok sevdiğini ve onun için çok şey yaptığını söylüyor.

Et kokarsa tuzlanır.
Tuz kokarsa ne olur?

İşte o zaman ‘’Sözün bittiği yerdeyiz’’ denir ki bu söz Türkçe değil, yabancı menşelidir.
Ama Türkçe’ye net bir şekilde yerleşmiştir.

Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı sevdiği denizden vazgeçmez.

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:57
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Bu ara yoğun ilgi üzerine şu an halk tv websitesi çöktü galiba. Yayını sadece internetten izleye biliyorsanız alternatif olarak http://www.ecanlitvizle.com/halk-tv-alternatif kullanın


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 00:57
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

Hoş bir pankart daha açıldı BİRİLERİ ANLASIN ARTIK BİZİM İSTİKLAL MARŞIMIZ '' K O R K M A '' DİYE BAŞLIYOR Evil

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 01:09
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Hoş bir pankart daha açıldı BİRİLERİ ANLASIN ARTIK BİZİM İSTİKLAL MARŞIMIZ '' K O R K M A '' DİYE BAŞLIYOR Evil


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 01:26
(@latina)
Gönderiler: 2155
BDSM Onursal
 

+++

el camino de mi alma~

 
Gönderildi : 3 Haziran 2013 01:32
Sayfa 3 / 9
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL