Burada ilk olarak seksuel fetisizm kavramindan bahsetmek gereklidir.. Bu masum gibi gorunen olgu ardindan kolayca fetis- porno ( ki her anlamda oksimoron olarak nitelendirilebilir) kavramini dogurmustur.. Bu fetisizmin anlasilmasinda mutlak dezenformasyonu dogurmus, fetisizmin kolayca toplumdisi ilan edilmesine zemin hazirlamistir.. Fetisizmi normal-disi (anormal ya da sapkinlik) olarak tanimlamak isteyen norm sevdalilarina dayanak teskil etmistir..

Porno endustrisi fetisizmi sinirlarina dahil etmis, fetisizme ilgi duyanlari da hedef kitle yapmak adina fetisizmi kullanmis ve dogal fetisizm adina yapilan calismalara da kara bir leke vurmustur.. Bunun da otesinde fetisizm salt pornografik bir olgu olarak tanimlanmis ve dogasi inkar edilmistir..

Basinda ve TV’lerde yayinlanan haber-program ve yorumlar ile fetisizm cinsel yonu ile tanitilmis, arastirma yapilmadan yapilan bu haberlerde toplumun icten ice, gizli ve kapali kapilar ardinda yasadigi bir sapkinlik olarak lanse edilmistir.. Bu haberlerde yer alan ve kimligini aciklamaktan korkan aciz insanlar ozelinde seksuel fetisizm dogal fetisizmin ta kendisiymis gibi sunulmus ve alt metinde fetisizmin, dussel rol modelleri araciligi ile mutlak sekilde gizlenerek, utanarak ve cekinerek yasanmasi gerektigi fikri pompalanmistir..

Burada garip olan nokta ise, kendini fetisist olarak tanimlayanlarin bu tarz haberlerin cikmasindan mutlu olmalari, sanki fetisizm yandas bulmasi gereken bir siyasi ya da toplumsal akimmiscasina bilinirligi arttiracagi savlari ile adeta festival havasina girmeleridir.. Bu garipligi gidermenin en akilci yollarindan biri hic kuskusuz bu insanlarin fetisit olmaktan ziyade fetisizme ilgi duyan bireyler olarak tanimlanmalaridir..

Bunlari savunan bir insanin status-quo yanlisi ya da korumaci ( konservatif) oldugu dusunulebilir ancak burada savunulan sey fetisizm olgusunun kendi ic dinamikleri ile evrilmesi gerekliligidir.. Elbette ki, bin yillar oncesinin fetisizm kavrami degil bugun yasadigimiz ancak fetisizm her ne kadar degisse de tarih boyunca fetisistler hep ayni ortak gudulere ve cikis noktalarina sahip olmuslardir, bizim de korumamiz gereken ortak guduler ve cikis noktamizdir.. Gelecege uzanan zaman cizgisinde, fetisizm olgusunun devamliligini saglamak bu yolla gerceklesecektir..

Aksi takdirde tarihimizi olusturan icrek metinler, okult ogretiler ve fetisist temellere dayanilarak kurulmus medeniyetler bizim icin bir anlam ifade etmekten uzak olacaktir.. Bununla birlikte - her ne kadar Kilisenin zorlamasi ile gecilen ataerkil bir yapiya sahip olsa da- Ortacag medeniyetleri, derebeylikler, asalet unvanlari, armalar ve kisisel ve toplumsal davranis bicimleri ile ortak bagimiz kopacaktir..

Ilk animist – samanist- fetisist inanislarin ciktigi zamanlardan baslayarak suregelen eski Misir ve onun mirasini devralan ve paylasan Roma Imparatorlugu ve Antik Yunan, arada bambaska iklimlerde ortaya cikmis Amazonlar ( ki eski medeniyetlerin bir cogunda Amazonlarin veya Amazonik yasam biciminin birbirinden bagimsiz ya da baglantili sekilde farkli cografyalarda yasandigini goruyoruz) , fetis objeleri kutsayan icrek ogretiler, Ortacag ve ardindan bireysel tanimli fetisizmi doguran Aydinlanma ve en nihayetinde gunumuzde bunu dunyanin her kitasinda bunu surdurmeye calisan hareketler, olusumlar ve ozerk yapilar birbirinin devami niteliginde felsefi bir zincirdir ve zaman bu zincirin halkalarini her gecen gun percinlemektedir..

alıntı:deter's choices blogspot...
fotograf:www.deviantart.com