resmen ayaklarımıza işkence yapıyoruz ve bu da hoşumuza gidiyo.

bide ne zaman başladı bu falaka severlik.walla ben kendimi bildim bileli falaka severim...

zamanın bilemem de küçük yaştan beri heves var nasıl oluyor bilmiyorumfalakaya yatırılmak hoşuma gitmiştir:))

Küçükken Salako ve Kibar Feyzo filmlerini izlemem yetti,ilk başta gizli gizli terliklerimle denedim sonra 30 cm tahta okul cetveli,şimdi ise hangi alet iz bırakmaz diye keşif yapıyoruz resmen ya:)

siribom a katılıyorum falakadan hoşlanan kimle konuştuysam ben de dahil; salako, kibar feyzo, vb kemal sunal filmlerinin bir tetikleyici etkisi olduğunu duydum. Ayrıca en son konuştuğum arkadaşım bu filmlerin yönetmenlerinin de falaka fetişisti olduğunu duyduğunu söyledi, düşününce neden olmasın diyor insan

siribom a katılıyorum falakadan hoşlanan kimle konuştuysam ben de dahil; salako, kibar feyzo, vb kemal sunal filmlerinin bir tetikleyici etkisi olduğunu duydum. Ayrıca en son konuştuğum arkadaşım bu filmlerin yönetmenlerinin de falaka fetişisti olduğunu duyduğunu söyledi, düşününce neden olmasın diyor insan Görüntüler mutlaka etkiler. Ve falakanın dışına çıkarsak bence bir çok yönetmen bilinçli bazı film projeleri seçiyorlar. Film'in içine BDSM ile fetişi öyle alıyorlar ki konuya hakim olmasalar bizlere o kadar lezzetli gelmez.
Fakat şahsi düşünceme göre sadece bizler bu sahnelerden pozitif etkileniyoruz. BDSM tutkunu olmayan bence bizim gibi etkilenmez.

Ya inanılmaz akılda kalıyor ve ben küçükken Salako'da kızların falakasını izlerken ağlardım yani o derece...Gerçek gibi düşünürdüm gerçi yaşım büyüdükçe sanki Kibar Feyzo'da ve Salako'da gerçekten falaka yemiş gibi düşünüyorum insanları çok ilginç bir durum.

siribom a katılıyorum falakadan hoşlanan kimle konuştuysam ben de dahil; salako, kibar feyzo, vb kemal sunal filmlerinin bir tetikleyici etkisi olduğunu duydum. Ayrıca en son konuştuğum arkadaşım bu filmlerin yönetmenlerinin de falaka fetişisti olduğunu duyduğunu söyledi, düşününce neden olmasın diyor insan Görüntüler mutlaka etkiler. Ve falakanın dışına çıkarsak bence bir çok yönetmen bilinçli bazı film projeleri seçiyorlar. Film'in içine BDSM ile fetişi öyle alıyorlar ki konuya hakim olmasalar bizlere o kadar lezzetli gelmez.
Fakat şahsi düşünceme göre sadece bizler bu sahnelerden pozitif etkileniyoruz. BDSM tutkunu olmayan bence bizim gibi etkilenmez.

Çok doğru söyledin Parox BDSM içerikli bir sahne denk gelindiğinde çevremdekilerin tepkisinden anlaşılıyor kimi umursamıyor kimi negatif etkisini söylemiyle ortaya koyuyor. Biz kırk haramiyiz birbirimizi iyi biliriz anlayacağın

Çok doğru söyledin Parox BDSM içerikli bir sahne denk gelindiğinde çevremdekilerin tepkisinden anlaşılıyor kimi umursamıyor kimi negatif etkisini söylemiyle ortaya koyuyor. Biz kırk haramiyiz birbirimizi iyi biliriz anlayacağın _o_

küçüklükten beri filmlerde falan denk gelince hep içimde bir kıpırdanma olurdu.yaş ilerledikçe önüne geçemediğim bir istek oldu artık

ben kendimi bildim bileli bu olaydan haz duymuşumdur galiba en büyük sebebi eski türk filmlerindeki sahneler

ben kendimi bildim bileli bu olaydan haz duymuşumdur galiba en büyük sebebi eski türk filmlerindeki sahneler

Kesinlikle bende öyle düşünüyorum.

Eski Türk filmlerini küçükken izlemek bir nesli buraya çekti demek ki

nasıl başladığını bilmiyorum. ama nasıl devam edecek onu düşünüyorum. güzel bir konu açmışsın. teşekkür ederim.
ilkokul 3'te bütün çocuk hastalıklarını geçirdim. kızamık, kızamıkçık,kabakulak...vs. 6.hastalık 7. hastalığa varana kadar.neredeyse hiç devam etmediğim halde sınıfı geçtim ve 4. sınıftan devam ettim.
bu hastalıklar esnasında ne oldu, bilmiyorum. ama 4. sınıfa başladığımda, kızların ayaklarına düşkünlüğümün yanısıra foot torture isteği başlamıştı. kendi tabanlarıma vuruyordum sopayla, hoppalaaa,internetin olmadığı yıllarda, bir ilkokul çocuğu olarak, ayak düşkünlüğüm kendimi tuhaf (sapık -sapkın) hissetmeme yeterken, birde kendimi falakaya çekiyordum. topuklaraydı ilgim. hem kızların topuklarını öpmek koklamak, yalamak istiyordum,hemde topuklarıma zarar vermek istiyordum. sopa ses yapıyordu. ama acı çekmek istiyordum. sonra sırasını bilemiyorum. yine topuklarıma, iğneler batırmaya, kesmeye, elektrik vermeye, yakmaya başladım. özellikle yağmur, kar yağdığı zamanlarda, yalınayak dolaşmaya başladım. yalınayak kayıyordu yerler, ayakkabılara kadın çorabı geçirirler ya,bende kadın çorabı geçirip ayağıma saatlerce yürüyordum.
hatta bir kere kangren olacağım diye ödüm patladı. karlı bir havada gece arkadaşımdan çıktım. çıkardım ayakkabıları eve kadar çıplak ayak yürüdüm.bütün parmaklarım iki katı olmuştu. ve kahverengi bir renk almıştı. bir iki gün içerisinde o koca parmaklar, ölü deri heralde olduğu gibi çıktı ayaklarımdan, ve altından taptaze parmaklar çıktı. hala internet yok bu arada. komşu kızının ayaklarına aşığım, onlara dokunamıyorum, kendi tabanlarıma zarar veriyorum. ve aklımdan ayaklar ve falaka asla çıkmıyordu. ve hala aynı şekilde, sadece komşu kızı değişti. arkası gelecek ilginizi çektiyse...