sado-mazo mekanlar
San Francisco'nun tenha mahallelerinden birindeyiz. Çevresi ağaçlık tepelerce çevrili bu yerde eski ama sevimli bir pansiyon yer alıyor. B&B olarak sınıflanan (Bed and Breakfast) bu pansiyona ülkenin dört tarafından insanlar geliyor.
Konuklar, pansiyon sahibi Elizabeth'in döşediği birbirinden farklı stillerdeki odalar arasında seçim yapma şansına sahipler. "Differences" adını taşıyan bu pansiyonda kalanlar binanın tüm güzelliklerinden serbestçe faydalanabiliyorlar.
Bu güzelliklerden biri de bodrumdaki koca mahzen... Odaların dantela ile örtülü köşelerine tutturulmuş metal kancalar ve gerçek antika sado-mazo araç-gereç...
Öte yandan konuklar kendi yemeklerini kendileri yapmak durumunda. Zira burada B&B 'bed and bondage' anlamına geliyor. Elizabeth onlara sadece oda ve Sado-mazo tarzı eğlenme olanağı veriyor.
Diğer tüm dönek altkültürler gibi S/M (sado-mazoşizm) de giderek yükselen bir eğilim gösteriyor. Bu kısmen ekonomik bir fenomen. Cuma geceleri kırbaçlanmak eskiden olduğu kadar ucuz değil artık. Sayısız sex shop peydahlandı geçtiğimiz bir kaç yıl içinde...,
Sıradan bir "play party" fiyatı kişi başına 30 dolardan başlıyor. Bu ücret seks için değil 'mekan ücreti' olarak alınıyor. Bazı klüplerde kıyafet zorunluluğu bile var. istedikleri gibi deri ya da latex elbiseler giymemişseniz kapıdan içeri dahi giremiyorsunuz.
Bu yükseliş kenar mahallelerde yaşanan ve yuppie tayfasının tüm depo, ambar ve fakirlere ait evleri ellerine geçirerek zenginleşmesi tarzında bir yükseliş değil. S/M'nin eski nesil ve daha az varlıklı sevdalılarının yerini-yurdunu, hangi dünyanın insanı olduklarını tespit etmek de pek kolay iş değil. Ama kurucularının kim olduğuna bakıldığında karşımıza Marquis de Sade ve Leopold von Sacher-Masoch gibi iki safkan aristokrat ismin çıkıverdiğini görüyoruz.
Geçtiğimiz yirmi-otuz yıl içerisinde S/M kendini bağlarından koparmayı başardı. San Francisco'daki 'Mr. S' gibi tüy ve deri üzerine çalışan özel dükkanların açıkça ortaya koyduğu üzere S/M, 21. yüzyılın ana trendlerinden biri olma yolunda hızla ilerlemekte.
Mr. S, sadece, acıyı erotize eden sado-mazoşist insanlar için mal satan bir dükkan. Dükkanı oğlu ile işleten Richard Hunter bakın neler söylüyor: "Daha kaliteli mal satarak işimde en iyisi olmak istiyorum. Artık insanlar sadece deri manyağı bir sürü gibi dolaşmıyorlar ortada. Bir çoğu banliyölerde yaşayan alt-orta sınıfa ait insanlar. Reklamlarımızı dergilerde veya TV'de görüp bize geliyorlar."
S/M'deki bu trend, orta sınıf gelirine sahip olmayanlar için engelleyici bir ortam yaratabilir. Bu kesimin en ateşli savunucu ve uygulayıcılarının, erotik kitaplar yazan terapist Pat Califa gibi, işçi sınıfından geldiğini göz önüne alırsak durumun ironik rengi sanırız daha iyi anlaşılacaktır.
Her ne kadar bir S/M tarzı korsenin fiyatı 200 Dolara vurmuşken sado-mazo eğilimlere sahip insanlar arasında yıllık geliri beş haneli rakamlarla ifade edilebilecek fazla kimse olmadığını bilmek insanı şaşırtıyor. Neredeyse tüm kazandıklarını S/M oyunlarına harcayan bir kalabalık yaşıyor Amerika'da.
Pekiyi S/M cemiyetinin en göz önündeki üyeleri neden acılı seks oyunlarını 'yüksek kaliteli', 'birinci sınıf' veya püriten ağzı ile ifade etme gayretine girerek 'temiz' gibi ifadelerle tanımlamaya çalışıyor?..
2000'de S/M fenomenini anlamak için 60'lı yıllara, Cinsel Devrim'in bebek patlamasına yol açtığı o hareketli günlere geri dönmek gerekiyor. Cinsel Devrim'in takipçileri o tarihlerde burjuvanın uyguladığı cinsel baskılara, ikiyüzlülüğe ve kendini inkar etmeye başkaldırmışlardı.
60'ların isyanı aslında 1760'larda, kendileri de burjuva kesimine özgü namus budalalığından ikiyüzlüğünden ve rasyonalizminden nefret eden de Sade gibi aristokrat şahsiyetlerin isyanı ile derin benzerlikler taşıyor. Aydınlanma Çağı zamparaları ile bebek patlaması döneminin kültür karşıtları aynı yöntemi kullanarak yani 'seksüel hedonizm' ve 'sosyal denemeler' ile burjuva sınıfına kafa tuttular.
S/M bir tür 'sosyal kuram' olarak ortaya çıktı. 18. ve 19. YY'lardaki anti-rasyonalist ve anti-burjuva eğilimlerin yanısıra 60'lı yıllarda yaşanan anarşist politikaların bir ürünü biçiminde niteleyebileceğimiz S/M'nin odak noktası gücün ve seksin yeniden tanımlanmasıdır.
S/M'cilerden Bayan J. olarak adını gizleyen bir kadın bakın neler söylüyor: "Sado-mazoşitler" güç ile oynamayı ve bu oyunda kendilerini serbestçe ifade edebilmeyi öğrenirler. Bu rahatlık, devlet için oldukça tehlikeli bir düşman olabilir, çünkü sado-mazolar diğerleri gibi nereye sürülürse oraya giden itaatkar bir koyun sürüsü değildir."
Annalee Newitz'in Salon Dergisi'nde yayınlanan yazısından çeviren: Levent Göktem

size katılıyorum arkadaşlar.maalesef yaşadığımız bu çoğrafyanın toplum bilinci göz önüne alınınca böyle bir mekanın alenice yaşaması hem yasal olarak hemde sosoyolojik açıdan mümkün değil.fakat bu tür mekanlar eminim ki bir çok ülkede de çok gizli bir şekilde faaliyet göstermekteler.böyle bir mekanın burada olmaması bizim için şanssızlık tabi.umarımki bdsm yi benimsemiş cesur ve atak girişimcilerimizin böyle mekanları belli bir prensip içinde açmasıdır.yada mevcut bir mekanda böyle özel gün ve gecelerin düzenlenmesidir. bu çokta zor olmayan bir çalışmadır ayrıca.sadece kaliteli bir organizasyon gerektirir. forumdaki arkadaşların bu konudaki fikir , görüş ve önerilerini dile getirmesi forumu takip eden olası girişimcilere de bir yol haritası niteliğinde olacaktır diye düşünüyorum.
altona bu konu bu kadar net olmasa da daha önce tartışıldı. Sanırım ben böyle bir mekanı göremiyeceğim. İki nedenden dolayı.
1) Açılana kadar ömrüm yetmez
2) Hadi açıldı diyelim bir de gizlilik durumu var.
Maalesef bir çoğumuzun en yakınları bile konuya ilgimizi dahi bilmiyor. Anlatmaya kalksak mevcut yaşam düzenimizde önemli değişikliklere yol açılır. Bu nedenle kolay kolay gidemem
değerli Masternick ;
ailesel ve çevresel şartlarla ilgili fikrine katılıyorum.benimsenmiş ve kanıksanmış mevcut bir yaşam biçimi varken ,ve bu düzende bizler sözde aykırı ve uç iken böyle bir olgunun alenice yaşanırlığı çok zordur tabi.fakat ben sadece bdsm ye hizmet verecek bir mekanın dışında var olan herhangi bir mekanda da belirli,planlı ve gizli gecelerin düzenlenebilme olasılığından da bahsetmiştim.başlangıç olarak ayda bir yada bir kaç ayda bir veya senede bir herhangi bir mekanla anlaşılarak belli bir güvenlik sürecinden sonra bdsm felsefesini yaşam biçimi olarak algılamış dostların çeşitli paylaşım ve tanışımlarına olanak sağlıyacak örgütlü bir organizasyonun başarı şansının daha da yüksek olacağını düşünüyorum.tabi bu fikirsel olarak ortaya attığım bir durumdur.kanımca bu konuyla ilgili olarak buradaki dostlarında fikirlerini beyan etmeleri ve önerilerini ortaya koymaları konunun hayata geçirilebilirliğiyle ilgili daha net veriler ortaya koyulmasını sağlayacaktır.bence tartışılmaya ve özerinde düşünülmeye değer bir konudur.neticede bütün dünyada da bu tür çalışmalar bazı cesur girişimcilerin önderliğiyle daha da bir güçlü ve kitlesel hale gelmiştir. bütün bu çalışmaların gizli olması da gayet doğaldır.bakış açıma göre aynı toplumda çeşitli halk katmanları vardır .büyük bir çoğunluk sıradan ve alışılagelmiş bir yaşam sürerken,bir kısmı da daha farklı bir katmanda yaşar ve hayata bakış açılarına göre gizlice yaşarlar. bu farklı katmanların sayısıda bir hayli fazladır.anlatmak istediğime örnek teşkil edermi bilmem ama mesela kimi ortaçağda yaşar ,kimi bu gün yaşar kimde bir kaç asır sonrasının dünyasını yaşar içinde ve aynı paylaşımlar içinde olduğu insanlarla. hal böyle iken bence bizim gibilerde mevcut yaşama biçimlerimizi daha da bir elle tutulur hale getirmeye çalışmalı , istem ve arzularımızı hayata geçirip yaşamalı ve sexsuel kimlik arayışındaki yeni nesle bir pencere açmaya çalışmalıyız. değerli forum dostlarının konu ile ilgili fikir ve önerilerinin olaya bakış açımızı daha da netleştireceğine olan inancımla herkese sevgilerimi iletiyorum.
Belli zamanlarda bir araya gelinilmesi fikrine temelde katılıyorum. Bunun üzerine aslında fazla kafa yormuş biri olduğumu bile söyleyebilirim. Bu toplanma üç beş kişi ile bile olsa başlamalı diye düşünüyorum. Hatta bunun kurallarını baştan sıkı bir şekilde koymuş bir kulüp olarak düşünülmesi taraftarıyım.
Böyle toplantıların az kişi ile yapılmasını şu an için hatta sağlıklı bile görüyorum. Çünkü diğer arkadaşların bahsettiği gibi gizlilik son derece önemli bir konu. Bu kulübün kurucularıda yavaş yavaş üye sayısını arttırarak bu gizlilik durumunu sürekli kontrol altında tutabilir.
Bu tür toplantıları sadece kendi sınırlarımız içinde düşünmek zorunda da değiliz.
Ayrıca forumun içeriğinin gitgide resim paylaşımına dönüşmesinden rahatsızım. Netten kolayca bulunabilecek resimlerin buraya gönderilmesi sadece bu konudaki acizliğimizi gösteriyor.
Bence tribünden sahalara inmemiz gerekiyor. İster gizli, ister yabancı bir ülkede, ister kiralık partnerlerle...
Hatta daha önceki bir mesajlarımdan birinde bondage fotoğraf çekimleri yapılması gerektiğinden, hatta bunun için mankenlerle görüşüp biri ile anlaşılması gerektiğinden bahsetmiştim. Ve cevap olarak "bizde bunu düşündük yapabiliyorsan sen yap " benzeri bir cevap almıştım.
Bana sorarsanız atılması gereken ilk adım bu düşüncelerimizi parasal bir bütçe ile destekleyerek fotoğraf çekimi tarzında uygulamalar başlatmaktır.
Maalesef dünya paranın etrafında döndüğü için öncelikle böyle bir fonun kurulabilmesi amacıyla bir araya gelinmesinden yanayım. Ama üç kişi ama beş kişi farketmez.
Bu konudaki düşüncelerinizi gerçekten bekliyorum.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
bu konunun ve yaşanan diğer sıkıntıların en temel çözümü hepinizin de katılacağı gibi toplumda biraz daha meşru olabilmekten geçiyor...
genel evler örneğine bakabiliriz. sonuçta bunlar resmen tanınan işletmeler. insanlar buralara gidiyorlar. bazısı bunu gizlerken bazısı açıkca belirtiyor. eski zamanlarda çok daha büyük tepkiler gören bu konu zamanımızda bir insan hakları konusu olarak görülüyor. insanın böyle bir ihtiyacı olduğuna göre bu hizmet veilmelidir şeklinde bir düşünce hakim. böyle bir oluşumun meşrulaşması için toplum üzerinde kurulan baskının bu ihtiyacı duyan kişi sayısı ile orantılı olduğunu düşünüyorum...
burdan hareketle tabiki zamana yayılmış bir süreçte insanların gizledikleri duygularını açığa vurma ve böyle platformlarda birleşe bilmelerini sağlaya bilirsek sayımıza bağlı olarak yaptırım (ki buna parasal güç de dahil) gücümüz artacak ve gizlilik gereği de giderek azalacaktır.
ayda bir vb. şekilde yapılacak gizli buluşmaların bu gup içinde sınırlı kalabileceğini düşünüyorum. yanlış anlaşılmasın ben de böyle bir şeyden keyif alırım. ama bu tip bir organizasyon kendi içinde sınırlı kalacaktır bu da bi gerçek.
insanlar duygularını açıklayamazken böyle bir şeye katılmaları daha zor olacaktır. öncelik insanların bu kanallarını açmak olmalıdır.
görüyorumki bu konu ile ilgili bir çok arkadaşın çok değerli fikirleri var. huytt arkadaş aslında özetlemiş olması gerekeni(Bence tribünden sahalara inmemiz gerekiyor)
apprentice ise olumlu bakmakla beraber konunun reeliği halinde sadece bir kaç kişiyle sınırlı kalabileceği endişesindedir. aslında arkadaşların bu tür fikirsel katkılarıyla zaten bizde bu sahaya inme mantalitesinin sınırlarını,ne şekilde ,nasıl ve ne zaman olacağıyla ilgili bir fikir edinmeye çalışacağız hep beraber. gerçi huytt bitür yol haritası da çizmiş durumda.temel olarak dediklerine katılıyorum. belli bir sayıdaki kişinin görev paylaşımıyla kurulacak bir organizasyon ve ya örgütlenme şekli çok mantıklı.bu birkaç kişi konunun geliştirilmesi ve hayata geçirilebilirliği konusunda çeşitli stabilize çalışmaları yapabilirler öncelikli olarak.tabi bu arkadaşların gerek bdsm konusunda ,gerekse sosyokültürel bazda lazımgelen yeterlilikte olmalarıda bu fikrin
hayata geçirilme şansını yükselten faktörlerdir.bu örgütlenmenin fikren kabul gördüğünü varsayarsak yine huytt arkadaşın belirttiği gibi belli bir mali kaynağın yaratılması gereklidir. bu mali problemler, konusu ekonomi olmayan bütün örgütlenmelerde yandaşların, katılımcıların,üyelerin, veya maddi yeterliliği olan kimi şahsiyetlerin finansmanı ile çözülmektedir.bizde bu yöntemlerden birini deneyebiliriz.
sevgili Masternick ; profesyonel bir örgütlülükte tabiki bir lidere ihtiyaç olacaktır.
ayrıca bu liderinde sizin gibi tecrubeli biri olması en uygun olandır. neden görev alamktan kaçınıyorsunuz ki. ama bana kalırsa siz liderden bahsederken aynı zamanda talipte oldunuz gibi.eğer bu konuda nabız yoklaması yapmak adına ''İlk önce bir lider lazım. - kesinlikle ben değilim''
diyorsanız bilemem tabi.
bana göre bu forumdaki herkes benden daha tecrubeli ve deneyimli bu konularda.dolayısıyla kim altından kalkabilecekse o olmalı lider.
bu çalışmada bende bir çırak olarak verilecek herhangi bir göreve amade olduğumu belirtirim.
Sevgili altona, kesinlikle nabız yoklama durumu yok. Gülücük işareti yanlış anlaşılmalara yol açtı ise herkesten özür dilerim. Bir konunun liderliğine soyunacaksam direkt söylerim. Nabız yoklayarak işe başlayan liderlik taliplerinin sonunun hüsran olduğunu çok gördüm hayatta. Gerçek lider masaya yumruğunu vurur ve ben liderim der, biter.
Ohhh bu kadar laf beni potansiyel liderlik tehlikesinden kurtarır sanırım. Ehh belki lider danışmanlığı yaparım [yaa gene dilimi tutamıyorum ki 🙁 ]
Profesyonel bir örgütlülükte lider olacaktır günlük işleri sevk ve idare etmek için. Ama bu kişiye yönetici demek daha uygun kanısındayım. Buradaki liderden kastım prfesyonel örgütlülülğü kuracak bir girişimci.
En son olarak "kim altından kalkabilecekse o olmalı lider" fikrine tamamen katılıyorum. Akıl (liderlik) yaşta değil baştadır.
Mustakbel liderimize şimdiden başarılar dilerim.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler