Kontrol ve Güç

“Kontrolsüz güç, güç değildir.”
Bir lastik firmasının reklamında kullandığı slogan ne kadar hayatımıza girdi değil mi?
Size biraz hayattan bahsetmek istiyorum.
Bu tarz bir yazının BDSM içerisinde ne işi var diyebilirsiniz? Ama BDSM ‘yi kimimiz hayatımızdan ayırabiliyoruz ki.
Size ahkâm kesip yıllardır BDSM ile ilgiliyim demeyeceğim. Toplamda 10 yıldır kesik kesik dönemlerde girip çıkıyorum. Yine çıkacağım, belki sonra gene gireceğim, zaman bilinmez.
Ama ahkâm keseceğim bir konu var ki, eğitimini aldığım ve 15 senedir çalıştığım psikoloji ve insan davranışları konusudur.
(Konu dağıldı zannetmeyin sadece azıcık sabır)
İnsanların / insanlığın hep peşinde koştuğu “Kontrol ve Güç” değil de nedir? Dünyayı savaşlara, insanları ölümlere sürükleyen bu iki olgu değil de nedir?
Bence; güç ve kontrol, birbirini kapsar mı kapsamaz mı o ayrı bir yazı olabilecek büyük bir konu ve şimdiki konumuz değil. Ama söylemeden geçemeyeceğim şey şudur ki, bir şekilde bu ikisi birbirine bağlıdır ve gücü elinde tutan kontrol eder, kontrol eden gücü elinde tutar.
Ve kim olursa olsun, din, dil, ırk gözetmeden insanlığın DNA’larında olan bir gerçek var ki biz güç ve kontrol delisi olmaya istekli yaratıklarızdır. Severiz, kullanmasak da elimizde olmasını isteriz.
Evimizde, işimizde, hayatımızın her alanında gücü elimizde tutmayı, kontrol etmeyi seviyoruz, bu yadsınamaz bir gerçek. Biraz düşündüğünüzde bana hak vereceğinize eminim. Ancak hep unuttuğumuz veya göz ardı ettiğimiz başka bir gerçek var ki oda gücün bize getirdiği sorumluluktur.
Hareketlerimizin bize doğurduğu sorumluluktan kat ve kat daha büyük bir sorumluluktur.
İnsan olan, insan gibi yaşana herkesin kendisi kadar çevresine karşı duyduğu / duyması gerektiği bu sorumluluk, güç merdivenlerinin basamaklarının üstünde olanlarda daha fazla olmalıdır / olması gerekir. Güç veya kontrol insanlığın elinde ne bir kırbaç ne de Demoklas’ın kılıcıdır. Bu iki olgu, daha zayıf insanların hayatlarının bize yüklediği sorumluluktur. Onların hayatını, davranışlarını, seçimlerini gözetmek, yönetmek ve bunları yaparken de kendi bencil dünyamıza gömülmeden gerçekleştirmenin sorumluluğudur.
Yaşamla ile ilgili en büyük güçleri içinde bulunduran BDSM de hayattan / hayatımızdan çok ayrı değildir. İster kadın efendi ister erkek efendi olsun gücün ve kontrolün merkezi olan herkesin bunu yaşarken ve uygularken insanlığının bir parçası olarak bu sorumluluğu hatırlaması gerekmektedir. Unutmak, istememek veya baka bir şey bahanemiz olamaz. Her halükarda, kişisel istek ve bencilliklerle yapılan davranışların sorumluluğu yapana aittir. Kaçışı yoktur.
Birde aynanın öteki yüzü vardır. Buna da unutmadan değinmek isterim. Güç ve kontrol iki tarafı keskin bir kılıçtır.
Elinde tutan, uygulayan kadar üzerinde güç ve kontrol uygulananında sorumluluğu vardır. Sorumluluğu ise, kendi üzerinde kontrolsüz güç uygulanmasına karşı çıkma sorumluluğudur.
Herkese güzel zamanlar dilerim.
seninle işim bittiğinde daha fazlası için yalvaracaksın


Kontrol ve güç kullanan kişinini beyin frekansına göre şekillenen bir yetenek aslında.Bazen ciddi tehdıt halini alabilirken bazen çok büyük bir meziyet olabiliyor. Ve evet bu sloganı hep sevmısımdır "kontrolsuz guc guc degıldır" onun ıcın kontrolden cıkmıs guce ben hep gucsuzluk olarak bakarım hayatımda..
Ama soyle bır bakısta var buna ne dersınız..duygusallık güçsüzlükmüdür? Güç ve duygu aynı yastıga baş koyamazlar mı?
Kyifli bir yazı ve örnek alanacak bir başlık. Hehehehe reklam metnindeki yaratıcı senaristede teşekkürler :D:D:D
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

Heheheh sizin yazınıza konu olan mankenleri bilmiyorum ama bu reklam metnininde sloganı yazanı tanırım Sizin konu mankeniniz o olmayacağını düşünüyorum
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Yaşamla ile ilgili en büyük güçleri içinde bulunduran BDSM de hayattan / hayatımızdan çok ayrı değildir. İster kadın efendi ister erkek efendi olsun gücün ve kontrolün merkezi olan herkesin bunu yaşarken ve uygularken insanlığının bir parçası olarak bu sorumluluğu hatırlaması gerekmektedir. Unutmak, istememek veya baka bir şey bahanemiz olamaz. Her halükarda, kişisel istek ve bencilliklerle yapılan davranışların sorumluluğu yapana aittir. Kaçışı yoktur.
Birde aynanın öteki yüzü vardır. Buna da unutmadan değinmek isterim. Güç ve kontrol iki tarafı keskin bir kılıçtır.
Elinde tutan, uygulayan kadar üzerinde güç ve kontrol uygulananında sorumluluğu vardır. Sorumluluğu ise, kendi üzerinde kontrolsüz güç uygulanmasına karşı çıkma sorumluluğudur.
yorum yapcak bişey bırakmamışınız Erica hn
yoff

İnsanı hayvandan ayıran önemli özelliklerden biri olarak görmüşümdür "ego" kavramını.
Erica Hanım, eğitiminiz ve kariyeriniz süresince bu kavram hakkında bir hayli birikiminiz olmuştur muhakkak. Dolayısıyla işi erbabına bırakıp, kendi kendime yapmış olduğum ego tanımlarına girmeden konu hakkında yazmayı kesiyorum
onun ıcın kontrolden cıkmıs guce ben hep gucsuzluk olarak bakarım hayatımda..
Aslında buna güçsüzlük değil de bence acizlik demek daha doğru olur Lady eğer yanlış anlamazsan. Buna şöyle bir örnek vermek isterim. Hepimiz araba kullanırız büyük ihtimalle. Arabaya güvenipte (benim gibi) aşırı hıza çıktığınızda veya hatalı solladığınızda karşınıza çıkan ani engellere müdahale etmek için hiçbir şansınız kalmıyor. Sadece ne olacağını izliyorsunuz. Bu acizliktir.
LADY SADE demiş ki: ‹ Seç ›
Ama soyle bır bakısta var buna ne dersınız..duygusallık güçsüzlükmüdür? Güç ve duygu aynı yastıga baş koyamazlar mı?
buda cok iyi bir soru olmus... duygusallik gücsüzlükmü, yada duygusalliga izin vermiyen güclümüdür???
Bence güçsüzlük değildir. Fakat acizliğe sebep olabilir. Fakat ben duygusallıktan yanayım. Bir işin içinde duygu olmazsa hayvandan farkımız olmazdı...
Hatta olayı tam tersinden yorumlayacağım. Bence duygusallık zor zanaattir. Gaddarlık çok daha kolaydır.
İsmi şimdi aklıma gelmiyor tanınmış bir komedyenle yapılan bir sohbet vardı. Hırsız poliste başkomiseri canlandıran kötü adamı canlandırıyordu o sıralar.
Diyordi ki insanları güldürmek daha zor iştir. Çünkü karşındaki insanın psikolojisini hatta frekansını yakalaman gerekir. Yoğun emek gerektirir. Fakat kötü adamı canlandırdığın böyle bir şeye gerek yoktur.
Konuyu bayağı dağıttım sanırım. Kusura bakmayın.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler