Burada kimler bunun içinde?
Selamlar,
Bu hayat tarzını burada yaşamış ve yaşamakta olanlar kimler acaba? Ve rolleri neler?
Ben bu güne kadar hiç böyle bir oyun yaşamadım.Ayrıca utangaç olduğum içinde yaşayabileceğimi sanmıyorum.Dolayısı ile rolümü söylememin bir anlamı da olmaz.Ancak merak ediyorum, lutfen yazarsaniz bende ogrenirim memnun olurum.
Saygilar.
I knew the strom was getting closer, and all my friends said i was high...

Ben bir Masterim ve tabi iyi bir Master olma cabasinda oldugum icin pasif kisinin ne cektigini de yasadim ve bilirim.
Utangac, cekingen ve konuya karsi korkulu olmak seni sadece engeller. Buraya kadar geldin, bizimle ilgini paylastin, artik arkasi gelsin yoksa hayatinda hep bir eksiklik his edersin ve sonunda pisman olursun.
Durma! Yolunda git.
terimli konuşmayı sevmem ama sormak isterseniz ilgi alanım ve kendi rolüm, d/s slave. submissive değil.
mesela her gün vapurla işe giderken, dikkat ediyorum o kadar etkileyici bayanlar biniyor ki araca.Ben direk ayaklara bakmam, benim için kişinin elektriği, etkileyiciliği ve hisleri önemli.İddia ediyorum şu bostanlı alsancak vapuruna her gün öğle civarı o aynı saatte binen bayanların %35'i bizden.Sahibe ruhlu kişiler.
Hayır, gidip şunu mu diyeceksin? Kölen olayım mı?
Vapurdan atarlar adamı.
:=)
Devamını getiririm bir ara, düşünceleri yazıya dökemem ben kolayca.
I knew the strom was getting closer, and all my friends said i was high...
shifter, utanmayı boşver. Hırsızlık mı yapıyorsun? katil misin? yoksa birinin ırzına mı geçtin? Eğer hiçbirisi ise utanılacak birşey yok. Karşılıklı rıza ile kabul edilerek yaşanan bir ilişkiyi, eğer etrfaını da rahatsız etmeden yaşıyorsan doya doya yaşamanı öneririm.
Benim gençliğimde Bostanlı iskelesi yoktu. Hatta bostanlı bile yoktu. Köprüde biterdi Karşıyaka. [ayyy baya baya yaşım ortaya çıktı] O nedenle şanslısın. Artık vapur yolculuğu daha uzun sürüyordur. Kölen olayım mı? sorusunu sormak için daha çok alternatifin vardır.
Şaka bazı şeyler tabiki, gidipte insanların hiç tanımadığı insanlarla ilişki yaşayacağını sanmıyorum.(En azından ben böyleyim.) ki İzmir'de organ mafyası aldı başını gidiyor.İzmir'de yaşayan varsa organ mafyasına dikkat etsinler.Bu hayvan oğlu hayvanlar, insanlıktan uzak insanlar yüzünden çok kişinin canı yandı.Hala kayıp olan insanlar var ve onlar için gözyaşları körfezimizin pis sularından daha değersiz.
Bu insanlar hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz yerden çıkıp başınızı yakıyorlar.
Örnek 2 tane anlatmak istiyorum ;
Kadın kozmetik ürünleri satılan bir mağazada alışveriş yaparken gelen adam eşine parfüm alacağını ancak alacağı parfümü bir türlü seçemediğini, kendisine yardım edip edemeyeceğini kadına aktarıyor ve elindeki parfümü kadına koklatıyor, tercihim doğrumu acaba diye.
Tabi kadın eteri koklayınca bayılıyor ve adam kadını apar topar kucağına alıp, karım baygınlık geçirdi diye hızla çıkıp gidiyor.....Bu bir gerçek, rivayet değil.
Bir diğeride yine carrefourda yaşanan...Annesi ile alışverişe giden ufak çocuğu bayıltıp kaçırıyorlar, güvenlik kapısından hastalık bahanesi ile kolayca çıkıp gidiyorlar ve cesedi 2 hafta sonra bulunuyor...
Arkadaşlar siz siz olun dikkatli olun.Sakın yanlış işlere kalkışmayın.
Nereden nereye geldik ?
Kısacası burda hayatlarımıza kalkan olabileceğine inandığım iki gerçek olayı sizlere aktarırken aynı zamanda bu işin duygu, sevgi, saygı işi olabileceğini, dolayısı ile sokakta görülen her insanı hayallerimize katmamamız gerektiğini vurgulamaya çalıştım.
Neyse, çok depresif bir yazı oldu, bunu şöyle güzel sözlerle tamamlamak istiyorum izninizle ;
the sweet smell of a great sorrow lies over the land
plumes of smoke rise and merge into the leaden sky:
a man lies and dreams of green fields and rivers,
but awakes to a morning with no reason for waking
he's haunted by the memory of a lost paradise
in his youth or a dream, he can't be precise
he's chained forever to a world that's departed
it's not enough, it's not enough
his blood has frozen & curdled with fright
his knees have trembled & given way in the night
his hand has weakened at the moment of truth
his step has faltered
one world, one soul
time pass, the river rolls
it's not enough it's not enough
his hand has faltered
.... .... ......
and he talks to the river of lost love and dedication
and silent replies that swirl invitation
flow dark and troubled to an oily sea
a grim intimation of what is to be
there's an unceasing wind that blows through this night
and there's dust in my eyes, that blinds my sight
and silence that speaks so much louder that words,
of promises broken
-----------Türkçe çeviri ;
buyuk bir kederin tatli kokusu yayilmi$ yere
dumandan alevler yukseliyor ve kari$iyor kur$unî goge:
bir adam uzanmi$ du$luyor ye$il kirlari ve nehirleri,
fakat bir sabah uyaniyor hic bir neden yokken uyanmasi icin
aklimdan cikmiyor anisi yitik bir cennetin
gencligindeki ya da du$undeki, tam kesin degil
zincirlenmi$ sonsuza dek olu bir dunya
bu yeterli degil, bu yeterli degil
kani dondu ve deh$ete du$tu
dizleri titredi ve yol verdi geceye
eli gucsuzle$ti bu gerceklik aninda
yururken sendeledi
tek bir dunya, tek bir ruh
zaman geciyor, nehir akiyor
ve o konu$uyor yitik a$k ve adanmi$lik nehriyle
ve sessizlik yanitliyor bu tatli cagriyi
karanlik ve sikintili akiyor yalniz bir denize dogru
olacaklara dair tehlikeli bir ima
durmayan bir ruzgar var gecede esen
ve gozlerimde toz var goru$umu korelten
ve sozcuklerden daha yuksek sesle konu$uyor suskunlugu
yerine getirilmemi$ vaatlerin
(Türkçe çeviriye kaynak ekşi sözlüktür.Kendim çevirmedim, bilginize.)
Görüşürüz.
I knew the strom was getting closer, and all my friends said i was high...
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler