Shop
BDSM ve PSİKOLOJİ(R...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

BDSM ve PSİKOLOJİ(RUH BİLİMİ)

10 Gönderiler
6 Üyeler
0 Reactions
660 Görüntüleme
(@yabgu)
Gönderiler: 87
BDSM Seven
Konu başlatıcı
 

BDSM dünyasının insanları, çoğu kişi tarafından sapık,hasta ruhlu kişiler olarak tanımlanır.
Bu konumlandırma da; ehil olmayan, okuduğu bir kaç (ticari amaçlı) psikolojik kitabın ya da (günümüzün modası) internet araştırmasının kendini uzman(!) laştırdığını düşünen insanların etkisi çok fazladır.

Bu yazıda; fazla terminoloji kullanmadan ama bilimsel gerçekcilikten de ayrılmadan BDSM nin psikoloji biliminde ki yerini araştıracağız.

Öncelikle; sapık ne demektir? Sözlük anlamı nedir?
Bu ürkünç kelimenin karşılığı BDSM ile ilgili olanları karşılıyor mu? Buna bakalım.

Sapık: Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden, törelerden ayrılan, anormal (kimse), gayritabii, anormal.(TDK)

Psikoloji terminolojisin de olmayan bu terim(sözcük), günlük dilimiz de ingilizce Psycho (:kafadan çatlak kimse)kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır.
Bu da, sözcüğü yeterince ve haklı olarak ürkütücü hale getiriyor.

Ancak, psikoloji(ruh bilimi) bu kelimeyi kullanmaz.
Terminolojisin de sapık terimi yoktur.

Psikoloji(ruh bilimi) BDSM davranışlarının içine giren davranışları tanımlamak için bir kaç terim kullanır.

Yazımızın daha anlaşılır olması açısından kullanacağımız bu terminolojiyi kısaca tanımlarsak(psikoloji terminolojisi):

*Anormal(abnormal):*

Cinsel itki(sexual drive):Cinsel doyuma ve nihai anlamda üremeye yönelik temel bir itki veya dürtü. Diğer temel itkilerden farklı olarak cinsel itki,kişinin hayatta kalması için gerekli değildir.Diğer hayvanlardan farklı olarak bu itki insanda mevsime(kızışma dönemine) daha az bağımlıdır,deneyimle,öğrenmeyle daha çok şekillenir ve daha büyük bir çeşitlilik gösterir.

Cinsel mazoşizm(sexual masochism):Kişinin cinsel heyecan ve doyum için küçük düşürülme, bağlanma, dövülme, ya da başka türlü acı çekme gibi aşağılayıcı, acı verici yaşantılara ihtiyaç duymasıyla psikoseksüel bir rahatsızlık.

Cinsel sadizm(sexual sadism):Kişinin cinsel heyecan ve doyum için karşısındakini kasıtlı olarak küçük düşürme, bağlama,dövme ya da başka türlü acı çektirme gibi aşağılayıcı,acı verici eylemlere ihtiyaç duymasıyla tanımlanan psikoseksüel bir rahatsızlık.Zarar verme eylemi buna razı olmayan bir partner durumunda iş tecavüze,işkenceye,hatta öldürmeye kadar varabilir.

Cinsel sapma(sexual perversion):Belli bir toplumda ,kültürde veya alt kültürde cinsel heyecan ve doyuma ulaşma konusunda normal dışı kabul edilen her türlü cinsel etkinlik.

Sapkın(aberretaion):Genel anlamıyla, fiziksel ve ruhsal açıdan normal veya tipik olandan sapma.

Sapkın davranış(aberrant behavior):Nitelik, biçim veya bağlam açısından çoğunluğun ortalama davranışlarından farklılık gösteren davranış.

Sapkın ilişkiler(aberrant relationship):Toplum normlarından sapan davranış yapılarıyla tanımlanan ilişkiler.

Parafiili(paraphilia):Cinsel heyecan ve doyum için alışılmadık, tuhaf, toplumca normal kabul edilmeyen imajların, nesnelerin veya etkinliklerin kullanıldığı psikoseksüel rahatsızlıkların ortak adı.
Fetişizm, transvertizm, hayvan sevicilik, çocuksevicilik , ölüsevicilik, teşhircilik,röntgencilik,cinsel mazoşizm,cinsel sadizm vb. buna bir kaç örnektir.

*Bu terim, normalin "istatiksel ortalama" olarak tanımlaması ile beraber modern psikolojide kullanılmamaya başladı.

BDSM yi ilgilendiren Sadizm ve Mazoşizm'in tarihini ve kapsama alanını hepimiz biliyoruz.
Başlığımızın diğer tarafı; Psikoloji bu konuda hangi safhaları geçti ve ne düşündü?
Kısaca buna bakalım şimdi de:

Richard Freiherr von Krafft-Ebing, sadizm ve mazoşizm kavramlarını psikolojiye kazandırmıştır.

Ancak bu kavramlar üzerine ilk anlamlı açıklamayı Freud yapmıştır.
Kişilerin seksüel davranışlarını bebeklik-çocukluk dönemlerine bağlayan Freud, sadistik-mazoşistik davranışların "Oedipal dönem"de askıda kalmanın
sonucu olduğunu söyler.

Bu dönemde(3-5 yaşları) karşı cinsten ebeveynine sahiplenmeyi isteyen çocuk, rakip olarak gördüğü kendi cinsinden ebeveyninden nefret eder.(Oedipus/Electra kompleksi)
Kız çocuğu, bir penisi olmadığını görünce iğdiş edildiğine inanır. Ve ona bir penis vermesi için babasına yönelir.
Erkek çocuk iğdiş korkusuyla annesinden vazgeçmek zorunda kalır; bu vazgeçiş de cinsel dürtülerini yoğun bir şekilde bastırır.
Kız çocuk ise annesinin yerine geçmek ister.
Bu iğdiş edilme korkusuna bağlar Freud, sadistik ve mazoşistik davranışların kökenini.
Ve yine Freud, insanda apayrı bir mazoşistik içgüdü olmadığını; sadizm ve mazoşizmin birbirlerinin tamamlayıcıları olduğunu, mazoşizm bireyin kendi benliğine yönelmiş saldırgan sadistik arzulardan başka bir şey olmadığını söyler.

Freud'un öğrencisi olan Jung, electra kompleksini dolaysız geçişlerle açıklamıştır.
Freud'un aksine insanın psikoseksüel itkilerden çok manevi ve ahlaki değerle güdülendiğini savunmuştur.

Fromm'a göre ise, sadizm/mazoşizm modern insanın varoluşunun temel çelişkilerinden kaçmak için başvurduğu nevrotik mekanizmalardan biridir.
Fromm da Freud gibi, mazoşizmi sadizmle birlikte alır; bu özellikleri gösteren kişilik tipine sado-mazoşist-tik veya otorite yanlısı kişilik olarak tanımlar.
Mazoşizmin daha egemen olduğu sado-mazoşistik kişi, özgürlüğü aramaktan ve özgürce davranmaktan korkar.
Bazen zayıflık, çaresizlik duygularını, sevgi, sadakat ve bağlılık adı altında gizlemeye çalışır.
Fromm sadistik davranışı 3'e ayırır:
1) Sınırlandırılmamış gücünü başkaları üzerinde uygulayarak onları bağımlı hale getirme,
2) Başkalarını maddi, entellektüel ve duygusal olarak sömürme hatta talan etme,
3) Başkalarına acı çektirme.

Görünüşte güçlü ve bağımsızmış gibi davranan sadistin aslında naçar olduğunu belirten Fromm onun başkaları üzerinde hakimiyet kuramadığı zamanlarda toplumdan yalıtılmış ve yalnız durumda olduğunu ifade eder.

Horney ise, sadistik eğilimleri bireyin benliğinin çarpıtılmış onarılma girişimleri olarak görür.
Ona göre bu eğilimler ağır karakter bozukluklarının son evresinde ortaya çıkarlar.
Kişi başkalarına baskın olma, onların aleyhinde bulunma, patlayıcı, zarar verici, tahripkar davranışlar gösterme aracılığıyla güç ve üstünlük elde ederek bir önem duygusu elde etmeye çalışmaktadır.
Sadist, kendine atfettiği güç imajına göre dayanılmaz bulduğu siliklik ve bağımlılık duygularını böylece gizlemeye çalışır.

Psikoloji(ruh bilimi)nin kilometre taşı olarak sayılabilecek bilim-insanlarının bu sadizm ve mazoşizm konusunda ki görüşleri bu minvalde.

Fetişizm konusunda ise daha yumuşak ama benzer görüşlere sahipler.
Antropolog Manowski, ilkel topluluklar da erkeğin cinsel saldırganlığının çok sık görüldüğünü söylüyor.
Aynı şekilde hayvan davranışı araştırmacıları bu saldırganlığın bir çok memeli türünde görüldüğünü söylüyor.

Freud niçin psikanilizin kurucusu olmuştur?
Freud; “bozuk davranışlar gerçekte kişinin, içsel çatışmalarından kurtulmak için gösterdiği yetersiz çabaların belirtisidir” der.
Bu görüş normal ve normal dışı davranışlarda aynı psikolojik etkenlerin geçerli olduğunu ve arada ayırt etmenin kolay olmadığı küçük bir fark bulunduğunu ortaya koyarak, ruhsal bozuklukların, ürkütücü ve anlaşılmaz olarak değerlendirilmesine son vermiş ve modern psikolojinin temelini oluşturmuştur.

Yukarıda ki açıklamaların ışığı altın da önce modern psikolojinin pataloji(hastalık) tanımını irdelememiz gerekir.
Psikolojinin(psikiyatrinin),sınıflama ve ayırıcı tanı konusun da, diğer tıbbi dallar kadar başarılı olduğunu söyleyemiyoruz.
Bir insanın kırığı,çıkığı,böbrek yetmezliği,kanseri vs. çok kesin tanımlanabilinirken, narsizmin, asosyalizmin,sınır kişiliğin,kaygının,vs. pataloji(hastalık) sınırı net tanımlanabilir değildir.

Freud'un modern psikolojinin kurucusu olmasını gerektiren prensiplerine baktığımız zaman, ifade etmek istediğimiz daha anlaşılabilir olacaktır.

Yani; psikolojinin rahatsızlık yada hastalık olarak tanımladığı sınıflamalar bütün insanlar da vardır. Herkes narsist, asosyal, nevrotik, hayalci vs.dir.
Soru; bunun rahatsızlık ya da hastalık şiddetinde olup olmadığıdır!
Ayrıcı tanı da sınır neresidir? Ayrım nerede başlamaktadır?

Bu durumu şöyle örnekleyebiliriz; tel örgü vb. ayırıcılarla belirlenmemiş Irak sınırımıza yakın olan Hakkari (merkez ilçe) nin Türkiye sınırları içerisin de olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Ancak Yüksekova meralarının ne kadarı sınırlarımız içerisindedir?

İşte psikoloji de Hakkari' nin konumunu net olarak verebilmekte fakat Yüksekova'nın sınırının başladığı yer konusun da aynı netlikle cevap verememektedir.

Herkes kaygı yaşıyor. Fakat hangi sınırda depresyon başlıyor?
Herkes az-çok narsist taraf olamasına rağmen patalojik narsizmin sınırı neresidir?

Hepimiz bir güç(lüy)le zaman zaman kendimizi özdeştiririz.
Sürekli Napolion ya da güneş olduğumuzu iddia ettiğimiz zaman şizofren oluyoruz.
Hayal kurmanın psikolojik gereklilik olduğunu söyleyen ruh bilimi bu hayalin hangi sıklık(süreklilikten önce ki hal) sayısının ayırıcı tanı olduğunu söylemiyor.
Psikolojinin bu durumunu "görünen köye kılavuzluk" olarak nitelendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

SONUÇ:

Kinsey, yaptığı araştırmalar da sadistik-mazoşistik-fetişistik tutumlara cinsellikte azımsanmayacak oranda rastlanıldığını ifade ediyor.

Yukarida ki tanımlamalar ve psikolojinin sadizm ve mazoşizmi tanımlama sürecinden de anlaşilacağı gibi psikoloji bu iki kavramı seksüel itkilerin dışında bütün hayatı kapsayan haller açısından inceler.
Ve seksüel sadizm ve seksüel mazoşizm diye alt başlıklar açar.

Sanırım başlığımızın altında incelememiz gereken de bu alt başlıklardır.

Psikolojik terminoloji açısından bu seksüel sadizim-mazoşizmin parafili(psikoseksüel rahatsızlık ) patolojisinde iki temel unsur vardır.
1-Cinsel heyecan,
2-Cinsel doyum.

Bu durumları; Freud'un modern psikolojinin temellerini attığı ilkeler ve psikolojinin sınıflandırma ve ayırıcı tanı konunda ki sıkıntılarını göz önüne alarak irdelememiz gerekiyor.

BDSM dünyasının insanları tabii ki cinsel heyecan ve itki için sadistik ve mazoşistik vb. davranışlar, oyunlar içindedir.
Ve bu oyunlar sayesin de daha çoşkulu doyumlar yaşıyorlar.
Yeni yeni oyunlar, Mazo'nun veya Sade'nın aklına gelmeyen, teknolojinin getirdikleri ile daha da çeşitlenen fanteziler oluşturuyor ve eyleme geçiriyorlar.

Oyunların da, kendilerine, eğilimlerine ya da arzu ve fantezilerine göre roller seçiyorlar.

Bu hal BDSM yi benimseyen insanları parafili tanısına dahil eder mi?

Bize göre burada en can alıcı soru(ayırıcı tanı):

"BDSM dünyasının insanları, cinsel SADİSTİK-MAZOŞİSTİK-FETİŞTİK UYARICILAR OLMADAN DOYUMA ULAŞAMAZLAR/ULAŞAMIYORLAR MI?

Çünkü psikoloji(ruh bilimi) hastalık olması için doyuma ulaşmanın ve cinsel heyecanın ancak ve ancak bu etkenlerle olması durumunu psikoseksüel rahatsızlık olarak tanımlıyor.
Tıpkı bir vampirin kan emmeden yaşayamayacağı gibi.
Ve partnerlere yapılan zoraki (istem dışı, tek tarafın isteklerini karşılayan) tutumlardan dem vuruyor.

Örneğin; cinsel hayatının 20.yılında BDSM ile tanışmış biri geride bıraktığı ömrü; doyum, tatmin duygularını yaşamadan mı geçirmiştir? Bu zaman dilimin de doyumsuzluğun getirdiği gerginlikten ötürü toplumsal/kişisel zararlara mı neden olmuştur?

Sosyal rolünün gereklerini başarı ile yerine getiren birisi RIZANIN ŞART OLDUĞU bir oyunu oynamaz ise doyum duygusunu tatmamış mı olur?

Bu dünyayı bilenler için komik olan bu sorular, BDSM den uzak insanlar için ürkütücü cevaplara neden olmaktadır.

Nasıl ki; etrafımızda bencil olarak sıfatlandırdığımız her insana "narsistik kişilik bozukluğu" tanısı konulamaz ise BDSM için de aynı algı geçerlidir.

Düşündüğümüz ve inandığımız; BDSM de, parafili ve diğer psişik patalojilerin rastlanma oranı dünya ortalamasının üzerinde değildir.

Kulaktan dolma ya da özümsenemeyecek bilgilerden yapılan alıntılar la tanı koyma derdi sadece psikoloji konusun da değil hayatın bütün yönlerin de de yok mudur?

Not : YABGU'nun daha önce 2-3 mesajda yazdığı metnin redakte edilmiş ve bir araya getirilmiş halidir. - Masternick

ÖZRÜNÜ BİLMEYEN ÖZÜNÜ BİLEMEZ!
(H.Bektaş Veli)

 
Gönderildi : 15 Nisan 2008 18:35
(@mr-dore)
Gönderiler: 164
BDSM Seven
 

Çok kaliteli bir yazı,güzel bir paylaşım.Bence sitede olan herkesin okuması gerekir.Emeğine sağlık gerçekten.

..

 
Gönderildi : 18 Nisan 2008 22:35
(@montaigne)
Gönderiler: 125
BDSM Seven
 

Gönül isterdi ki,bu güzel konunun içinden kısım kısım alıntılar yaparak cevaplar vermeyi.Lakin bir miktar hiperaktif yanım olduğu için genel olarak "sapıklık" ve "sapkınlık" üzerine bir iki laf edeyim Wink

İrfana susamışların susuzluğunu gidermek,açık denizler de batık arayanların hüsrana uğraması açısından çok isabetli olan bu yazının tecelli etmesiyle birkaç kelam da ben etmek istedim.Böyle bir konuya deyinen YABGU’nun da çok yerin de ve isabetli bir yazı ile bu konuyu gündeme getirmesinden dolayı da kendisini tebrik ederim.

Geçmişten günümüze,hayatın her evresin de yaşanılan ikili ilişkiler de ki özel anlar “sapıklık” yada “sapkınlık” olarak adlandırılması daha çok ilişkinin içerisin de yaşanlardan ziyade sığ bir mantık ile sıfatlandırmadan başka bir şey değildir.Önemli olan vuku,yapılan isimlendirmenin anlamını idrak etmek olmalıdır.Konu BDSM ile ilgili olduğundan sadece, BDSM’nin sapıklık veya sapkınlıkla ilgisinin olup olmadığını tartışmak soru işaretlerini yok etmeye yardımcı olacaktır.

Yukarı da detaylı bir şekil de açıklaması yapılan “sapıklık” ve “sapkınlık” kelimelerini de açık açık incelemeye gerek olmasa da kısa örneklerle geçmek uygun olacaktır.

BDSM farklı bir çok zevklerin aynı şemsiye altın da yaşandığı,”iki kişinin rızası” ile beraberliğin gerçekleştiği bir yaşam tarzıdır.Kim diyebilir ki,hem “rıza ile”,hem de “yaşam tarzı” olarak görülen zevkler bütünlüğünün,sapıklık veya sapkınlık olduğunu.Bunu telaffuz etmenin,şahsen eden kişilerin psikolojilerinin de yerin de olmadığı,acaba hangi rant uğruna böyle bir tezi savundukları da ayrı bir merak konusudur.Günümüz de medya yoluyla gözlerimizin önüne serilen,kişinin sadece “kendi istekleri doğrultusun da”,karşı tarafın “rızası” olmadan,tecavüz,taciz ve buna benzer bir çok cinsel isteklerin uygulanması da sapıklık olarak anılmakta olup,yerin de bir tespit olduğu da tartışılmamalıdır.

Eğer kişi,sadece kendi cinsel isteklerini tatmin etmek isteyip,karşı cinsin bu yön de ki isteğini bilmeden,hatta böyle bir ilişkiyi istemeden zorla yaşatması ile gerçekleştirmiş olduğu sapıkça davranışları,BDSM de her iki tarafın rızası ile yaşanan zevkler ile aynı adlandırılması kadar tezat ve abes bir durum mümkün değildir sanırım.Kişi bağlamaktan hoşlanıyorsa,fiziki müdahalelerden zevk alıyorsa,kendisini disiplin altın da hissetmekten ve itaat etmekten mutluluk duyuyorsa bütün bunları yaşamak için,kendisine yaşatmayı istediği bir kişi ile yaşamasın da nasıl bir sapık ve sapkınlık doğuyor anlamak oldukça güç.

Bur da ne yaşı çok küçük bir kişiye cinsel sarkıntılık var,ne de istemediği hal de sadece kişinin kendi cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla zorlama.Bu ilişkiyi yaşayan herkesin sosyal hayatta bir duruşu olduğu gibi,BDSM dünyasın da ki yerinin de özel ve ayrı olduğu bilinmelidir.Kimse dışarı da beşeri ilişkilerin de tanımadığı bir insana her hangi bir şekilde rızası olmadan BDSM’nin (bağlamaya kalkmak,kemerle vurmak,emir vermek vb.) zevklerinden birini yaşatmaya kalkmaz.Eğer bunun aksi yönün de bir davranış söz konusu ise,o zaman kişiye “sapık” yaptığına da “sapkınlık” dersiniz.Kimse de buna muhalefet olmaz tartışmaz.

Neden iki kişi arasın da yaşanan cinsellikte,okşamalar,öpüşmeler ve sonuç olarak birleşme ile yaşanan rahatlık normal sayılıyor da,kişilerin fiziki müdahalelerden ve sertlikten hoşlanarak,hatta daha da ileri gidilip bir takım fantezileri yaşayarak zevk alınması sapıklık olarak nitelendiriliyor.? Bana göre de birinci durum da ifade ettiğim sapıklık,benim yaşamaktan hoşlandığım normal.Kim benim bu isteğimi ve zevkleri net olarak,hangi kanı ve yargıya dayanarak sapık olarak adlandırabilir.? Farklı dinlerin mezheplerine mensup insanlar,bazı özel günler nedeniyle kendi kendilerine bazı cisimlerle kanamalara yol açacak şekil de acı verirken,buna normal yaklaşılıyor da,BDSM yi yaşayan insanların buna benzer şekil de zevk almaları neden sapıklık oluyor.?

İnsanın “bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu” diyesi geliyor.Oldum olası BDSM ile ilgili bu tip yakıştırmaları kabul etmemiş,hatta her önüme geldiğin de ve konusu edildiğin de dikkate bile almamışımdır.”Çamur at izi kalsın” misali dünyanın en kolay işi olan sıfatlandırma yapılması ile birilerinin PSİKOLOJİ dünyasına rant sağlamak amacı ile ortaya attığı laf-ı güzaf dan başka bir şey değildir.Bunu ortaya atanlar,BDSM ve BDSM nin için de yer alan insanların sapıklık ve sapkınlık içersin de olduklarını tartışacaklarına,eski çağlar da insanları sadece karın tokluğuna hizmet ettiren,kendi rızaları olmadan,sırf renkleri siyah olduğu için insanlık dışı muamelelere maruz bırakıp,kendi sosyal yaşantıları içersin de bir çok ihtiyaçlarının giderilmesi için,ekonomik gücü yerin de olanların uyguladığı “kölelik” sistemini tartışsınlar (belki gelecekte psikolojiye katkı olur).Çocuk pornosundan zevk alan,insanları zehirleyen uyuşturucu tacirliği yaparak gencecik bedenleri zehirleyenleri tartışsınlar.İnsanların birbirlerinden zevk alarak,kendi istekleri ile yaşadıkları,üçüncü ve daha fazla kişilere zararı olmayan BDSM gibi bir yaşam tarzını sapık ve sapkınlık olarak nitelendirmek ucuz rant sağlamaktan başka bir şey değildir.

Aslın da anlatılacak ve örneklendirilecek o kadar fazla bilgi ve söylenecek söz var ki,yazmakla bitmez.Sanırım bir çok kimse halen açık denizler de batık aramakta.Bu gidişle o derinliklerden eli boş çıkacakları kesin,hatta elleri boş çıkmaları bir kenara,su üstüne çıkmaları bile meçhul.

Sonuç itibariyle şahsi olarak bu camianın için de olanlara tavsiye ederim ki,eğer kendileriyle ilgili “ben sapık mıyım” yada “aldığım bu zevk sapkınlık mı” diye şüphe var ise,alakası olmadığıdır.Siz,sadece kendiniz gibi düşünen birisi ile bu ilişkiyi yaşamaktan zevk alıyorsanız,sizden başkalarına istem dışı yada haberleri olmadan her hangi bir zarara maruz bırakmıyorsanız,bunun adı ne sapıklık olur ne de sapkınlık.Bunun adı BDSM ve yaşam tarzı olur,sizin zevkleriniz ve fantezileriniz olur.

Akılıma ünlü fizikçiler Einstein(aynştayn) ve Newton geldi.Ne alakamı.? Şöyle izah edeyim,bu iki fizikçinin kendi fizik kanunları birbirlerini tutmaz.Yani bir konu hakkın da Einstein'ın tanımı ile Newton'un tanımı tamamen farklılık gösterir.İkisi de fiizik bilim adamı olup,aynı kulvarlar da olmalarına rağmen ters yön de koşarlar.

Demem o ki,BDSM ve BDS yi yaşayanlara sapık ce sapkınlıkla itham edilmelere tema etmeyin.Aksi yönün de savunmalar olduğunu gibi,bu şekil de anlamsız sıfatlandırmalar da olacaktır.

Herkesin eşi,sevgilisi ve hayat arkadaşı ile,kendi rızaları dahilin de,dört duvar arasın da yaşadığı,ne olursa olsun mubahtır.

 
Gönderildi : 18 Nisan 2008 23:58
(@mr-dore)
Gönderiler: 164
BDSM Seven
 

Montaigne paylaşımınız için size de ayrıca teşekkürler.

"Sizden başkalarına istem dışı yada haberleri olmadan her hangi bir zarara maruz bırakmıyorsanız,bunun adı ne sapıklık olur ne de sapkınlık."

Burada sormak istediğim birkaç soru var.Mesela falakacılar diyoruz.Benim şahit olduğum şeylerden bahsedeyim.Karşı tarafa sudan sebeplerle yada şaka yollu terlik vs ile falaka benzer uygulamalar yapmak.Bu sapkınlık mıdır?
Yada keza ayak gıdıklamak.Tokat atma oyunları mesela.Gibi gibi.Oyun şaka adı altında yapılan faaliyetler yani kısacası.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

..

 
Gönderildi : 19 Nisan 2008 00:11
(@montaigne)
Gönderiler: 125
BDSM Seven
 

Burada sormak istediğim birkaç soru var.Mesela falakacılar diyoruz.Benim şahit olduğum şeylerden bahsedeyim.Karşı tarafa sudan sebeplerle yada şaka yollu terlik vs ile falaka benzer uygulamalar yapmak.Bu sapkınlık mıdır?
Yada keza ayak gıdıklamak.Tokat atma oyunları mesela.Gibi gibi.Oyun şaka adı altında yapılan faaliyetler yani kısacası.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Falakacılar dediğimiz arkadaşlar,bunu uygulamak için cansız bir cisim tercih etmez.Haliyle aynı yönde hisleri olup hoşlanan bir kişi üzerin de bunu yaparlar.

Dikkat edilmesi gereken detaylar var.Bunun uygulamasında,uygulanan kişi zevkmi alıyo,ızdırap mı çekiyo,istiyomu istemiyomu,bunu yaşarken mutlumu mutsuzmu.Önemli olan bunlardır.

Detaylara çok dikkat edin,dediğim gibi "iki kişi arasında,iki kişinin rızası ile" bu koşul olduktan sonra yaşanan hiç bir şey sapıklık ve sapkınlık değildir.Aksi söz konusu olduğun da,tek taraflı karşı tarafın istememesi durum da yapılan her türlü girşim,sapıklık,sapkınlık hatta insanlık dışıdır.

Cevapları anlamadıysanız,sorularınızı tek tek,daha net bir şekilde sorarsanız,anlamanızı kolaylaştıracak daha sağlıklı cevaplar alabilrisiniz.

 
Gönderildi : 19 Nisan 2008 00:30
(@mr-dore)
Gönderiler: 164
BDSM Seven
 

yok yok çok iyi anladım.Koşulun sağlanması gerekiyor.Danışıklı Dövüş diye bir tabir vardır.Onun gibi birşey.Ana çıkış noktası bu aslında.Teşekkürler

..

 
Gönderildi : 19 Nisan 2008 00:32
(@seeeerttt)
Gönderiler: 279
BDSM Ruhlu
 

Freud' un bir cümlesiyle katkıda bulunarak bir kaç soru sormak istiyorum...
'' iki tutku vardır ki insanlar bu ihtiyaçlarını karşılayabilselerdi psikolojik sorunlar yaşanmazdı ;cinsellik ve saldırganlık...''
YABGU öncelikle teşekkürler araştırman için fakat yazında sürekli kalıtım ve biyolojik süreçlere vurgu yapmışsın gibi geldi bana... dürtüler benzer olsada kültürler ve yaşananlar o kadar farklı ki...

Aslında tesadüf odur ki Freud'da benzer eleştirilere maruz kalmıştı, yani davranışı sadece biyolojik süreçlerle açıklama, asla yanlış anlaşılmak istemem burada bir eleştiri söz konusu değil fakat kültür ve yaşanan deneyimler konusunda da düşüncenizi merak etmekteyim...

bu arada arkadaşlar sapıklık sapkınlık konusunda aşırı mı titiz davranıyoruz?öyle gibi geldide bana... bunları okurken televizyon açıktı bi banka reklamı malum, arkadaş nakit avans çekiyor, deli gömleğini giydikten sonra ben deli değilim diyor. kimsede inanmıyor tabi bence çokda bu olayın üzerine gitmemek gerek...

Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma... 😉

 
Gönderildi : 19 Nisan 2008 03:57
(@yabgu)
Gönderiler: 87
BDSM Seven
Konu başlatıcı
 

Değerli Arkadaşlar,

Öncelikle şunu belirtmeliyim.Bu yazının yazılması fikri şahsıma ait olmakla beraber,olgunlaşması ve başlığı LADY SADE,Masternick ve MONTAIGNE(başlığı koyan) dostlar sayesindedir.(Bir chat odası etkinliğinde(!) konuşuldu.Bu şekilde chat odasında sadece geyik yapılmamış olduğunu da söylemiş oldum Smile )

Katkıya muhtaç bir yazıdır.Sadece, bir paylaşımın giriş paragrafı derecesindedir.

MONTAIGNE dostun açıklayıcı ifadeleri çok yerinde olmuş ve tebriği hakediyor.

Seeeerttt dostum,
Ben de kültürler konusun da aynen senin gibi düşünüyorum.Daha doğrusu ikimiz de Jung gibi düşünüyoruz.Yukarıda bir cümleyle de olsa yazmıştım Jung'un Freud'la olan düşünce farklılığını.

Kalıtım ve biyolojik süreçlere vurgu yapmak değildi amacım.
Psikolojinin (bu konuda) geçirdiği düşünce evrelerini ifade etmeye çalışırken öyle bir anlama sebebiyet vermiş olabilirim.

Düşüncem; psikolojik gelişim süreci,kalıtım ve biyolojik süreçler ve (bütün unsurlarıyla)kültür den oluşur.

Köleliğin yasal olduğu bir kültürün çocuklarıyız.
Nasıl ki bir erkek çeşitli ihtiyaçları için cariye(kadın köle) alabiliyor idiyse, bir kadın da aynı nedenlerle (erkek) köle alabiliyordu.
Hakimiyetin bütün unsurlarının görüldüğü bu sosyal(ticari) ilşkinin özellinde ne kadar fetiştik-mazoşistik-sadistik tutum olduğunu/olmadığını kim bilebilir?

Deneyimden kastınız genetik biriktirme ise cevabım bu olacaktır.
Kişisel deneyim, psilolojik gelişim sürecinin sizin usunuzda ki biriktirdiklerine bağlı olarak hayal gücünüzün enginliği kadar çeşitlilik gösterir.(Benim deneyimlerimi sorma süülemem:))

Bu vesileyle bir kaç konuya daha değinmek istiyorum.
Keyfiyet ya da ticari amaçlarla hayvan katliamı yapan insanları nereye koyacağız?
Bir kürk taciri,sadizmin konusu mudur?
Veya savunmasız bir hayvana eziyet ederek cinsel itki yaratan bir BDSM ehli, bütün BDSM dünyasını temsil eder mi?

BDSM bu iki örneği hoşgörecek kadar engin vicdana mı sahiptir?

Aslında bu soruların (bana göre) cevabı ilk yazıda var.MONTAIGNE' nin yazısının ayrıntılarında da var.

Bu soruları sormamın ve cevaplarını duymayı arzu etmemin nedeni; cinsel sapkınlık ile Psycho kelimesinin aynı anlamda kullanılıp BDSM nin çok ama çok haksız bir ithamla karşı karşıya kalmasıdır.

ÖZRÜNÜ BİLMEYEN ÖZÜNÜ BİLEMEZ!
(H.Bektaş Veli)

 
Gönderildi : 19 Nisan 2008 12:39
LADY SADE
(@lady-sade)
Gönderiler: 2901
BDSM Ustası
 

Bizler yanı sıradan zevk ve dusuncelerı olmayan kısılerde sureklı olarak sapıkmıyız sapkınmıyız dıye bır sorgu goruyorum..Kımlerın ne dedıgı kıtaplarda kurulan bellı kalıplara bakarak bunun cevabını almamız bence cok saglıklı degıl. Bunun cevabı yıne bızım ıcımızde..

Hep toplum der dururuz, toplumun ıcınde edındıgımız bellı yerlerımız var yada o bellı yerlere gelmek ıcın caba gosterırız.Bu toplumda tuhaf bır olusumda dün kötü tüü kaka dediğine bakıyorsunuz bugun kucak acmıs sarmalamıs kabul etmıs benımsemıs.Yada tam tersı baskaları yapınca kötü kendı yapınca dogru..Ben hep bır celıskı goruyorum bu toplum denen olayda. Celiskı ıse dogrulugun net olmadıgı durumlarda cıkar.Bugun genc bir kız tecavuz edıldı dıye sacma salak adet ve örfler hala devreye girip namus temızlemesıne tecavuze ugrayan kızı yok etmekte gören bir toplum mu benı sapık yada sapkın gorecek o zaman kendısı ne oluyor.???

Bır tutam sacı gorununce namussuz ılan edılen kızı yada karısına şiddet içeren toplum mu benı sapık ve sapkın ılan edıyor..

Yoksa Ogluna ,kızına nefsını akıtan kişiler mi beni sapık ve sapkın ılan edıyor..

Üç kurusa ınsanları bır ay boyunca calısıtırıp ay basında aldıgı maaş ıle daha zarurrı ıhtıyaclarını dahı karsılayamayacak hale ınsanları sokan kısıler mı benı sapık sapkın olarak ılan edıyor..

Gece yatagında kı kadını sadece kendısının rahatlamasına yarayan bı robje gıbı degerlendırıp 2dk da tatmın olup arkasını dönen adam mı benı sapık sapkın ılan edıyor..

MONTAIGNE ın dedıgı gıbı bu lıste sayfalar dolusu uzarda uzar..

Peki sapkın olan sapık olan ben napıyorum....

Benimle aynı ortak davranışlardan zevk alan kişi ile gerek cinsel isteklerimi,gerekse ddüşüncelerimizde ki hayat tarzını yasıyoruz yasamaya calısıyoruz hemde ıkımızın karsılıklı istemi en üst mertebedeyken.Ben acı vermekten,aşşagılamaktan,onu aciz kılmaktan ne kadar zevk ve tatmın yasıyorsam o da acı ve şiddet görmekten,aşşagılanmaktan aciz kılınmaktan benım kadar zevk alıyor. Diger sıradan kısılerın cınsel istekleri ve yaptıkları bızı doyurmuyorsa yetersız kalıyorsa bu acıgı bız bırbırımızde kapatıyorsak 3. bir kişiye istem dısı zarar vermıyorsak kime ne kime burda laf soyleme hakkı doguyor ki...Kime neyi ispat edecegim ..

Ben sokaklarda sürü ile dolasan sapık olmayan sapkın olmayan kısılerden eger bu davranısımla sapık olacaksam sapkın olacaksam ne mutlu bana ki onlardan degılmısım dıyecegım sadece. Ne mutlu bana ki kendimi de benimle beraber bana eslik eden kişiyide tatmın edebılıyorum...tek taraflı tatmın olmuyorum ve ben sapıgım sapkınım:)

YABGU nun dıger bahsettıgı konularla ılgılı daha onceden acılmıs baslık lınklerını verıyorum.Iste sapıklık ,sapkınlık adiliklere sadece kucuk orneklemeler...

https://www.bdsmturk.com/forum/viewtopic.php?t=3056
https://www.bdsmturk.com/forum/viewtopic.php?t=3061

Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!

 
Gönderildi : 21 Nisan 2008 15:57
(@envio)
Gönderiler: 10
Aktif Üye
 

Bence herkes okumalı güzel yazı olmuşşTşk ler 😀

 
Gönderildi : 14 Haziran 2008 15:42
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL