Fiili anlamda bir bdsm tecrübesi henüz yaşamadığım için içinde aşk var mıdır yok mudur bilemiyorum.
Bence önce yaşamak lazım..
Aşk bana göre var..İllaki olacak diye bir şartı elbette yok.Olursa nasıl olur sorusuna gelecek olursak ;"Tehlikeli olur." diyebilirim.Zaten karmaşık olan BDSM yapısı ve AŞK birleşince çok daha karmaşık bir yapı ile karşı karşıya kalmak kaçınılmaz oluyor.Ve en önemli noktalardan birisi psikolojik anlamda bu dengeyi taşıyabilmek ve yaşanabilir kılmak.Yoksa sadece eziyet olabilir.Belki de BDSM'deki aşkı "Dolaylı yoldan aşık olmak" diye tanımlayabiliriz.
yaşamak lazım kısmına katılıyorum ama tehlikeli olur kısmını kabul etmem.
bana göre bu tartışmanın bu kadar uzamasının sebebi tarifi zor olan aşk'ın tezatlarla yaşanan bdsm içerisine sokulmaya çalışılmasıdır.
neden tezatlar dersek:
"ben sosyal yaşamda normal bir insanım ve kadın-erkek eşitliğine inanırım." diyen birinin karşı cinsi domine etmeye çalışması tezattır bence. yada "ben demokratım.", "insanlar kardeştir." diyen birinin başka bir insana kölem demesi.
bu tezatlar içerisinde yaşanan bir bdsm ilişkisi oyundan öteye gidemez ve aşk gibi ciddi bir duygunun oyunda yeri yoktur.
ben erkek olarak yaratılmakla zaten kadından bir gömlek üstünüm. hüküm kabiliyetim ve yapabildiklerimle bunu gösterdiğimde kadınım bana aidiyetini sunar aşkını dile getirir tamamen benim olmak ister. onu sevmek, himayeme almak, aşık olup benden bir parça yapmak bana birşey katacaksa ben de aşık olurum ve bir bütün oluruz. buradaki aşk bir elmanın iki yarısı gibi eşit olup birbirini tamamlamak değildir. keops'taki taşlardan biri olup o yüceliğe katkıda bulunmaktır.
ve bence kadınım bana olan bu sonsuz itaatiyle keops un taban taşı değil, o en tepedeki altın piramidi olmayı hak ediyor.
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)

Ask olabilir ama bence sart degildir. En azindan ben kölelerime asik olmuyorum. Bazilariyla derin duygular paylasiyorum ama bunda ask kelimesi kullanmak yanlistir. Ayrica ask olan yerde genelde bir köleye odaklanmak vardir ki ben sadece bir köleyi emir altinda bulundurmam.
Ama hic mi kölene asik olmadin sorana diye bilirim ki; evet, bir kere oldum ve hic pisman olmadim.
Her zaman söylediğim birşey var bu forumda arkadaşlar... BDSM yi kurallar altına sokmaya çalışmayalım... Bugün BDSM içinde aşk varmıdır diye tartışınca yarın Efendiler kölenin yanında burnunu karıştırır mı diye tartışmaya başlıyoruz. Bir kalıba sokmaya çalışıyoruz sürekli...
Çok genel olacak belki yorumum ama insanın olduğu her yerde aşk vardır. Bir insan kuşuna, çiçeğine, arabasına aşık oluyorda kölesine neden olmasın.
Ama gel gelelim aşk olmalımıdır diye sorarsak eğer bence olmalıdır. çünkü ancak aşk ile yapılan işten insana mutluluk gelir. Aşk ile yapılmayan şey sadece zorlamadır ve göstermeliktir.
Zaten içinde aşk olmayan zorlama uygulamalar yüzünden BDSM çoğu insanın gözünde kötü bir şey olarak görülüyor...
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
aşk heryerdedir.doğal olmalıdır..bdsm ise bir felsefe bir yaşam tarzıdır....aşk zamanla olmaz bir anda olur..yani aşık olduğunuz kişiyle aynı frekansta olma olasılığınız 90.000 de 1 dir..o yüzden ben aşık olmak yerine seçici olmayı tercih ediyorum..çünkü bdsm den fedakarlık edemiyceğimi düşünüyorum.ama bir gün aşık olursam eğer ne yapçağımıda bilmiyorum açıkçası..büyük konuşmamak lazım.. 😀
BEŞİKTAŞ BİR GERİLLANIN HAYATA İTİRAZIDIR.SUSARSA ÇATIŞMA KONUŞURSA SAVAŞ YAZARSA DESTAN SEVERSE DEVRİM OLUR.....
SİNCE 1903
Bu konuda tecrübeliyim ve BDSM kültürü içerisinde aşkın yeri yok. Sevgi olabilir ki zaten Sahip Sahibeler Köleler İtaatkarlar vs birbirlerini sevdikleri için ilişkilerinde ki süreklilik sağlanır diye düşünüyorum. Ama aşk ve BDSM ııııhhhh Aşık olduğum adamın bir Master olduğunu öğrendiğimde yeterince bir şok yaşamıştım çünkü onu çok iyi tanıyordum ve bu ondan beklenmeyeek birşeydi o benim İtaatkar olduğumu biliyordu sonuç olarak BDSM yaşamaya başlamıştık. Sonuç hüsran.. Olmuyor aşk olduğunda duygularını da katıyor ve aramızda gerçek bir Efendi İtaatkar ilişkisi yaşanamıyordu.
arkadaşlar aşk derken tam olarak neden bahsediyoruz. şu insanın elini ayağını birbirine bulaştıran, dilini pelteleştiren, yediğinden,içtiğinden,uyuduğundan eden aşktan mı...? yoksa...
"bir işe aşk ile bağlanmak" anlamında ki aşktan mı...
ben ikinciden bahsediyorum...
fakat ister ilk dediğim ister ikinci olsun ikisi içinde de pertnere karşı bir sevgi olmalı. aksi uygulamalardan her zaman için endişe ederim. çünkü sonu vahşete dönüşebilir...
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
*Stanford Üniversitesi araştırma ekibi yaptığı bilimsel deneylerle aşkın "analjezik" ağrı kesici özelliği olduğunu göstermiştir..
*Biyolojiye göre aşk tüm hayvan ve insanlarda olması gereken ve yaşamın devam etmesi için önemli olan duygudur. Aslında hayvanların çoğu aşk yaşamazlar. Aşk genel olarak memelilerde görülür. Şehvet ve cazibe aşkı oluşturan önemli birisidir. Şehvet cinsel istek duygusudur. Romantik ve erotik ortamlarda bu duygu açığa çıkar ve vücutta birçok değişime neden olur. Şehvet cinsel arzuyu oluşturan ve çiftleşmeyi sağlayan aynı zamanda insanlarda bir takım kimyasalların salgılanmasına neden olur. Testesteron ve östrojen şehvet sonucu salgılanması artan hormonlardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda nörobilim aşık insanların beyinlerinde gerçekleşen olayları incelemeye başladı. Aşık olan birinin beyninde feromon ve tiroksin salgısının arttığı gözlenmiş norepinefrin ve serotonin salgısının da aşık olan kişide tuhaf davranışlara sebep olduğu açıklanmıştır. Bu salgıların beyni uyaran dopamin'i arttırdığı ve dopamin beyin uyarıcısı'nın ise genelde uyuşturucu kullananlarla aynı oranda arttığı gözlenmiştir.Aşk'ın yok olması var olmasından daha tehlikelidir. Bir aşkın bitişi intiharlara neden olabilir. Bunun nedeni aşkın bitmesi ile oluşan üzüntü sonucu norepinefrin salgısı artar. Norepinefrin vücuttaki sinirleri besler. Aynı zamanda kalp hızı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Eğer bu salgı fazla artarsa aşırı sinirlenme, öfke, sebepsiz yere ağlama krizleri, kalp çarpıntısı görülebilir. Enzo Emanuele aşk acılarının aşırı norepinefrin salgısı sonucu sinir büyüme faktörü'ünü (NGF) arttırdığını bunun ise beyindeki sinirlere zarar verebileceğini söyledi. Bu yüzden çoğu roman ve dizilerde aşk için ölen insanlar vurgulanıyor. Aşk için ölen veya intihar eden insanların sayısı az değildir..
*kelime anlamı ise Kişinin duygularını yönetememesi durumu ile olağan sevgiden ayırt edilebilir.
kaynak(Vikipedi, özgür ansiklopedi)
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
exnihilo için
*Psikolojide aşk
Psikoloji aşkı bilişsel ve sosyal fenomen olarak gösteriyor. Psikolog Robert Sternberg bir formülle aşkı açıkladığını savundu. Psikoloğun aşk üçgen teorisi şöyledir; aşk üç bağdan oluşur bunlar: yakınlık, bağlılık ve tutkudur. Eğer bu üçünden biri yok olursa aşk biter. Aşk ilk önce samimiyetle başlar. Aslında en başlangıç aşaması hoşlanma ve beğenmedir. Sonra samimiyet ön plana çıkar. Daha sonra aşık olunan kişi ile gülüşmeler ve selamlaşmalar başlar. Sonra yakınlık ve sohbet başlar. İşte aşkın üç bağından biri oluşmuş oldu. Yakınlık kuruldu. Daha sonra arkadaşlık duygusu kazanılır. Güven veren bir arkadaş olmak amaçlanmalıdır. Eğer ona yeterince güven verdiğinizi anlamanızı istiyorsanız size sırrınızı açıklamasını bekleyin. Eğer sır veya özel bir paylaşımınız olduysa ikinci bağda kurulmuş demektir. Son aşama artık arkadaşlıkla olacak bir şey değil itiraf etmeniz gerekir. Onu sevdiğinizi ve hoşlandığınızı direk söylemenize gerek yok. Bunu belirtebilirsiniz. Mesajla, çiçekle, sürprizler ile bunu açıklayabilirsiniz. Eğer gerçekten birbirinizi seviyorsanız son aşamaya geçebilirsiniz. Ve aşkın en son aşaması tutkuya geldik. Aşkın son ve yaygın şeklidir. Diğer adı ile cinselliktir. Günümüzde aşklar bu aşamalara uğramadan en son tutkuya ulaşmaktadır. Amerikalı psikolog Zick Rubin'e göre aşk kendi arasında üçe ayrılır: Romantik aşk, sahiplenici aşk, kullanılan aşk. Romantik aşk her iki tarafında tutku ile birbirine bağlı olduğu ve mutlu edici aşktır. Sahiplenici aşk bir tarafın diğer kişiye aşırı derece sahip çıkması ve onun her konuştuğu kişiyi kıskanması sonucu ortaya çıkar. Bazıları ölümle bitebilir. Kullanılan aşk ise genelde zengin kadın ve erkeklerin aşkını paraya çevirmektir. Kendisini seven adam veya kadının parası ile yaşamak olarak da tanımlanabilir. Psikolog Erich Fromm aşkın sadece duygudan ibaret olmadığını aynı zamanda aşkın davranış ve eylemlerle de belli olabileceğini vurgulamıştır. Aynı zamanda Fromm, aşkın bilinçli bir bağlılık olduğunu söylemiş ve sadece şehvetten oluşmayacağını dile getirmiştir.
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
deneyim ve gözlemlerim doğrultusunda:
köle zaten efendisine karşı çok yoğun hisler içindedir. aşka da dönüşebilir o. ama efendi kölesine aşık olmaya kalkarsa, s/m konusunda ne olacağı belli olmasa da d/s ilişki yürümez. adı d/s kalmaz en azından. bunu yaşamadım ama çok gördüm.
Özgürlük, içinde serbest kalmayı bekliyor
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler