Psikolojik ceza bence köle ile sahip arasındaki manevi farkın köleye hissettirilmesi olarak yorumlanabilir. Değer veya değersizlik ile karıştırılmamalı. Çünkü kimse değersiz bir köle istemez. Sahibin köleden üstünlüğünün veya kölenin sahibe iteatinin sergilenmesi diyebiliriz...(bence)
Ve emirle yaptırılan herşey bence psikolojik ceza kapsamındadır. Çünkü köle kendi nefsi ile mücadele ederek bu iteati gerçekleştirir...

Psikoloji zaten BDSm temel taşlarından biridir. Yoksa iki tokat bir kırbaç ne benden bir şey çalar nede bir yara verir.

Burada salt olan o kırbacın bedenden öteye değdiği noktadır. O nedenledir ki bana göre BDSm içinde yaşanan her tarz her üslüp bir tek yere dokunur oda ruhuna.

Ruh hali eşittir psikolejidir. Demekki ödül olsun ceza olsun direk psikolejik bir nefestir.

Yeterki Edende edilgen olanda kendi ruhunun diğer yarısını bulsun gerisi egonun mekanizmasında anlık bir eğlence olarak kalır. Ve bir kereden bir şey olmaz mantığında bir örümcek bakışın gölgesinde kalır.

O nedenledir ki bana göre BDSm içinde yaşanan her tarz her üslüp bir tek yere dokunur oda ruhuna.
by_kole çok iyi ifade etmişsin. Kesinlikle katılıyorum.

BDSM aksiyonlarını (bana göre) bir sınıflandırmaya tabi tutarsak, en hafifinden en ağırına bondage, baskınlık, zorlama, cezalandırma, acı verme gibi düşündüğümüzde psikolojik cezayı koyacak bir orta yer bulamıyorum. Kendi başınada yaşanılabildiği gibi, bu saydığım her aksiyonun içinde küçük düşürme ve psikolojik ceza var...

Siz bir köleyi (örnek olarak dizleri üzerinde bekleterek) cezalandırırken, birde bu uygulamayı elleri ayakları bağlanmış halde, bu duruma razı fakat istesede pozisyonunu bozamaz durumdayken ona uygulasanız, onun bu çaresizlikten daha fazla haz alacağını düşünüyorum.

Bence "psikolojik ceza" BDSM in ta kendisidir..

Fiziksel ceza ancak ve ancak psikolojik cezanın bir yansıması olabilir.

BDSM in temelinde gönüllülük esasının olduğunu düşünürsek, zaten bir psikolojik anlaşmanın henüz hiçbir şey yaşanmadan yapıldığını görürüz..

Yani temelde köle her türlü cezayı psikolojik olarak kabul ettikten sonra başlar yaşananlar...

Bireyin iradesi, efendisine koşulsuz bağlılığı, itaati, sorgulamadan kabullenmeyi benimsememişse, uygulanan fiziksel ceza ve şiddet magandalıktan farksızdır.. anlamsız, ruhsuzdur..

Çünkü üzerinde fikren hükmü olmayan, aslında kendisine ait olmayan bir üzerinde zorlama yapmaktadır ve ben bunu BDSM olgusu ile örtüştüremiyorum…

Açıkçası fiziksel anlamda da psikolojik anlamda da deneyimlerim olmasına karşın, kölemin yüzünde gördüğüm ruhsal aidiyet, bu adiyeti sınırladığımda ya da bu aidiyetin sınırlarını zorladığımda gözlerinde gördüğüm o tedirginlik, korku, heyecanın verdiği hazzı, hiçbir fiziksel zorlamanın ardından hissetmemişimdir...

IM

IM

İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...

 

huytt; psikolojik acıyı yaşıyan, bunu benliği ile bütünleştirmiş değil de,
"seans" olarak.. yaşıyorsa / yaşatıyorsa ..
yani kontrollü bir ruh acısı ise,
zaten işin özü bu değil midir ..

Sevgili z...;
Belki kavramlara takılıyor gibi görünebilirim fakat burada yanlış kelimeler kullandığımızı düşünüyorum.

Örneğin bir insanı bir şeyi yapmaya zorlamak onu rencide eder, utandırır, rahatsız eder fakat yinede psikolojisini bozmaz. Psikolojik acı kavramı mantıken düşündüğümüz zaman çok ağır zararları olabilecek ruhsal travmalar yaratabilecek bir durumdur.

Benim burada anlatmak istediğim şey "psikolojik ceza" teriminin yanlış kullanıldığını düşünmem. Eğer anlatmak istediğimiz "düşünsel bağımlılık" durumu ise, bu durumda da zaten arkadaşın anlattığı gibi ruh ne acı çeker nede korkar.

Düşünsel olarak bağımlılıktan yana insanlar kısa bir tabir ile itaatkar insanlar ise bu durumdan zaten hoşnutturlar. Kendisini idare edecek, kendilerini kendinden çok düşünecek, "sevecek", bu sevgiye bağlı olarak gerekirse cezalandıracak insanlara ihtiyaç duyarlar. Yapılan aşağılamaları veya zorlamaları da bunun bir gerekliliği olarak düşünürler ve bundan ruhsal olarak etkilenmezler.

Bazen komedi filmlerinde bile konu alınır bu tür insanlar. Hatırlarsanız bir kadın kocasından dayak yemektedir. Sesler yeri göğü inletir. Apartman sakinleri müdahale için kapıya dayanır. Fakat bu müdahaleye en çok dayak yiyen kadın karşı çıkar. "Size ne oluyor. Kocam o döverde severde" der. Şaka bir yana bu durumdaki insanlar psikolojik acı içinde değildir.

Fakat her gün kadın sığınma evlerine koşan insanlar, psikolojik travma boyutuna gelmiş insanlardan oluşuyor. Bunların kocaları da kendilerini efendi master gibi nitelendiren gerçek "sapıklar" oluyorlar. Çünkü sapık kelimesini sürekli başkasının ırzına tecavüz eden insanlar için kullanıyoruz fakat maalesef dile getirilmeyen bu türde sayısız sapıkla dolu bu dünya...

BDSM dıyınce bırcok kısı ozellıkle ben gıbı sadıst ler ve mazosıtlerın aklına fızıksel cezalar gelır.(Ben psikolojık cezalardan daha cok zevk alıyorum nasıl bır sadıstlıkse 🙂 ) Oysa BDSM bır hukumdur.Hukumde once beyınle baslayıp bedenle şekıl bulur.

Gecen aksam chatroom da bu konuda bıraz lafladık bırkac uyemızle.Konuyu forum sayfalarına tasımakta fayda var bence..

Psikolojık ceza nedır?
Neleri psikolıjık ceza olarak uygularsınız?
EFENDI ve köleye psıkolojık cezanın etkısı nedır?
Laydim ben bildigin gibi ne sadistim neden mazosit...Ama insanım....
Olay cezaysa bir kaç söyleyecek sözüm vardır....Bu bdsm de olsa yaşamda da olsa....
Ceza verdigin insanla beyinsel ve ruhsal iletişimin varsa cezanın psikolojik olması dahada büyük cezadır...Her zaman ruhsal olaylar teknik olayları aşmıştır..
Ruhsal demekle ruhsal huzursuzluga götürecek olayları demiyorum.Zaten insan kendini ruhsal bozuntulara götürecek cezalara boyun egiyorsa o kişide ruhsal bozukluk vardır....O kişilerle bdsm yaşamamak gerek.....
Ama saglıklı ve sahibine bagımlı güvenen ve ona saygı duyan bir köleye tabiki bin kırbaç degil bir bakış yeterlidir.....Köleyi yerin dibine geçirecek bir bakış en büyük cezadır...Çünki sevdigi saydıgı bir kişiyi üzmüştür kızdırmıştır ve kendini kolay affettiremiyecegini bilir....Ve kendi içinde ızdırap çekecektir kendini affettirmeye çalışacaktır.Ve bunun çok zor oldugunun bilincindedir....
Ama bilseki sahibi (kadın erkek farketmez) 5 10 kırbaç atıp rahatlayacak....Dişini sıkıp o kırbaçlara dayanacak ve dönüp yaşamına devan edecektir......
Bu aralar komikligim üstümde...Bir örnek veriyim...Bdsm meyle ilgili degil zaten bende bdsmyle ilgili degilim....
Mesela köpeginize sinirlendiginizde gazeteyi yere vurdugunuzda köpeginiz suçlanıp kendini biryerlere atıp suçlu suçlu bakmazmı.....Canı acımış gibi panıktedir ama canı acımamıştır sadece sahibini üzdügü kızdırdıgı için üzüntüdedir....
Bence olay budur...Gerçek köle sahibini üzdügünde bakışlarından ceza alır....Kamçılardan degil.....
Kamçılardan bence ödül alır....Çünki kamçı acısı ona haz verir....keyif verir...Ve cezamı kolay yoldan ödedim diyede içten içe sevinir....
Psikolojik cezayı hiçbirzaman insan psikolojisini bozan bir olay olarak almamak lazım....
neyse bu geceki ahkam kesmem bu kadar....
Yaaaa siz neden beni bu sitede tutuyorsunuz anlamadım ....
Ben ne anlarım bu konulardan....Ben anlarsam ayak bacaktan anlarım......
sevgiler.....

Psikolojik cezaların etkisi çok daha uzun sürüyor ve daha kalıcı .Tabi daha da önemlisi Efendi'nin vereceği cezada yaratıclığı özellikle de psikolojik cezalarda.

Psikolojik cezaların etkisi çok daha uzun sürüyor ve daha kalıcı .Tabi daha da önemlisi Efendi'nin vereceği cezada yaratıclığı özellikle de psikolojik cezalarda.

kesinlikle çok doğru... cezaya farklılık katan şey onun hangi şartlar altında uygulandığı... yoksa fiziksel ceza teknikleri eninde sonunda belli bazı teknikler ile yapılıyor. bağlama, vurma, haşlama vb. . fakat ne zaman ki işin içine olayın psikolojik tarafı giriyor, cezanın etkisi katlanarak artmaya başlıyor...

örneğin insanın kölesine önünde diz çöktürtmesi ile çırılçıplak diz çöktürtmesi arasında etki olarak dağlar kadar fark vardır...

Psikolojik cezaların etkisi çok daha uzun sürüyor ve daha kalıcı .Tabi daha da önemlisi Efendi'nin vereceği cezada yaratıclığı özellikle de psikolojik cezalarda.

örneğin insanın kölesine önünde diz çöktürtmesi ile çırılçıplak diz çöktürtmesi arasında etki olarak dağlar kadar fark vardır...

Acaba hangisi daha etkili? çırılçıplak ilk akla gelen ama yeri gelir kölenin üzerinde kürk varken diz çöktürülmesi daha ağır gelebilir. Bence ortamın şartlarına göre değerlendirmek lazım ya da diz çökene sormalı.

Dıkat edılmesı gereken konu verılen psıkolojık ceanınkolnın ruhunda acması muhtemel
yaralardır her seyden once. Zıra vurdugunuz sopanın morlugunu bır kremle gexırmek
mumkude ruha verlmıs yarlar o kadar kolay duzelmıyor cunkı.Bu sebee efendı kolesını
cok ıyı tanımı ve tahlıletms olmalıbence. Malum mallarımız kıymetlı kolelerımızde.

Daha önceleri internetten tamamen tesadüf eseri tanıştığım bir erkek köle arkadaşım SAHİBE'sinin ona verdiği emri anlatmıştı. Bu başlığı ve yazılanları okuyunca o geldi aklıma.

Bir kış günü haftasonu sabah saatlerinde kölesini Maltepe'den Avcılar'a kendi evinin yakınlarına (İstanbul'u bilmeyenler için, mesafe oldukça uzak ve çilelidir) çağıran Sahibesi için giyinip gitmiş bu arkadaşım. SAHİBE'si onu dışarıda saatlerce ve her an görebileceği bir yerde bekletmiş. Akşama doğru ise evine dönmesini emretmiş. bana hem psikolojik hem de fiziksel olarak yaratıcı bir uygulama olarak görünmüştü.

Daha önceleri internetten tamamen tesadüf eseri tanıştığım bir erkek köle arkadaşım SAHİBE'sinin ona verdiği emri anlatmıştı. Bu başlığı ve yazılanları okuyunca o geldi aklıma.

Bir kış günü haftasonu sabah saatlerinde kölesini Maltepe'den Avcılar'a kendi evinin yakınlarına (İstanbul'u bilmeyenler için, mesafe oldukça uzak ve çilelidir) çağıran Sahibesi için giyinip gitmiş bu arkadaşım. SAHİBE'si onu dışarıda saatlerce ve her an görebileceği bir yerde bekletmiş. Akşama doğru ise evine dönmesini emretmiş. bana hem psikolojik hem de fiziksel olarak yaratıcı bir uygulama olarak görünmüştü.

Uygulama harika bir uygulama. Pek çok unsuru içerisinde barındırıyor. Peki merakımı çeken şu; bu uygulama ceza olsa gerek. Acaba köle bu cezayı hak etmek için ne kusur işlemiş?