Shop
Acının zevki: Her 1...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Acının zevki: Her 10 kişiden birinin neden sadomazohist oldu

2 Gönderiler
2 Üyeler
0 Reactions
297 Görüntüleme
LADY SADE
(@lady-sade)
Gönderiler: 2901
BDSM Ustası
Konu başlatıcı
 

Psychology Today dergisinin, Eylül/Ekim 1999 sayısında, Marianne Apostolides tarafından yayınlanan “Pleasure of Pain” adlı makale...

Acının zevki - ‘Her on kişiden birinin neden Sadomazoşist olduğunu öğrenin’

“Ayak bileklerimi bağla ki yürüyemeyeyim. Kollarımı bağla ki seni geri itemeyeyim. Beni yatağına,vücudumu sararak öyle sıkı bağla ki tüm vücudumu kavrasın. Şunu biliyorum artık çabalamak faydasız, burada böylece kalıp senin dudaklarına, diline ve dişine, ellerine, sözlerine ve kaprislerine tamamen teslim olmalıyım. Ben senin eşyanım artık.”

Psikolog ve etnograflara göre, yukarıdaki sözleri okuyan iyi eğitimli, orta ve orta üst gruba mensup her on kadın veya erkekten biri, bir ve daha fazla sayıda sadomazoşizm (S & M) deneyimi yaşamıştır. San Fransisko’da yerleşik, insan cinselliği üzerine üst düzey araştırmalar yapan enstitü mensubu Charles Moser; S & M konusunun altında yatan motivasyonun nedenlerini araştırmaktadır. Nedenler çeşitlendikçe şaşırtıcılığı da artmaktadır.

James’in eğilimi daha çocuk yaşlarda ortaya çıkmıştı ( savaş oyunlarında sürekli olarak esir edilmeyi arzuluyordu.) ve kendisinin dengesiz olduğundan endişe duyuyordu. Fakat şu anda sahnede deneyimli bir oyuncu olarak “Bu camiada yer aldığım için deri giysili tanrıçalara teşekkür ederim” demektedir.

Üniversite yıllarında kolejde verilen bir partide, profesörlerden biri James’i seçerek ona ilk sahne deneyimini yaşatıyor. Profesör onu evine götürerek ellerinden bağlıyor ve bir yandan James’e böyle arzularının olmasının ne kadar kötü olduğunu söylerken bir yandan da onları yerine getiriyordu. Bulabildiği tüm S&M kitaplarındaki okudukları ve şimdikiye kadar hayal ettiklerini, ilk defa gerçek olarak hissediyordu.

Bir baba, yönetici, kontrollü, çok çalışan, entelektüel ve beklentileri olan bir kişilik olarak James bu yönlerini yüzüne, duruşuna ve sesine yansıtırken, oyun sırasında gözlerinden huzur dolu enerji yayılmakta, eklenen her acı veya zorlama ile bir miktar kasılmanın ardından derinleşen bir dinginlik, artan iç huzur ve sahibeye boyun eğen bekleyişi başlamaktadır.
James: “Bazı insanlar özgürleşmek için bağlan malıdır” diyor.

James’in deneyimlerine göre sadomazoşizm eşit olmayan güç ilişkisi üzerine kurulu; rol oynama, bağlanma ve/veya acıyla cezalandırmayı içermekle beraber asıl unsur bir kişinin diğeri üzerinde kurduğu mutlak hakimiyettir. Küçük kız rolü oynamak isteyen erkekleri, deri korse içinde bağlanan kadınları, kırbaçın her vuruşu veya sıcak mumun her damlayışı ile atılan çığlıkları biliyoruz. Biliyoruz çünkü ülke boyunca yatak odalarında veya zindanlarda gerçekten yaşanmaktadır.

Bir yüzyıldan fazlaca bir süre, bağlanma, dayak ve cinsel zevkler için küçük düşürme olgularını yaşayan insanlar akıl hastası olarak görüldü. Fakat 1980’lerde Amerikan Psikiyatri Birliği bu konuyu tedavi edilmesi gereken akıl hastalığı kategorisinden çıkardı. 1973 yılında homoseksüelliğin benzer şekilde kategori dışı bırakılması cinsel arzuları klasik olmayan insanların toplumsal kabulü için atılmış büyük bir adımıdır.

Yenilik olarak, Uzmanlar potansiyel psikolojik değerini tanımaya başladıkça, bu tip arzuları giderek normal hatta sağlıklı olarak tanımlamaya başlamıştır. Bazı insanların klasik seksten alamadıkları seksüel ve duygusal enerjinin açığa çıkma durumu anlaşılmaya başlamıştır. Case Western Reserve üniversitesinden Sosyal Psikolog Roy Baumeister: “ S&M ile alınan doyum seksten çok farklı bir noktadadır. Tamamen duygusal bir boşalım söz konusu olabilir” diye açıklıyor.

İnsanlar, bir sahne sonrasında sıradan seksden aldıklarından fazlasını hissetiklerini belirtmelerine rağmen, S&M’de amaç cinsel birleşme değildir. İyi sahne orgazmla sonlanmaz, aksine katarsis (gizli kalmış hislerin açığa vurulmasını sağlayan psikoterapi,iyileşme sağlayan duygusal boşalım) ile neticelenir.

S&M: Artık bir hastalık değil.

“ Eğer küçük bir çocuk büyüklerin cinsel birleşmesine tanık olmuşsa, bu durumu kaçınılmaz olarak bir çeşit hastalık tedavisi kabul eder veya bu durumu sadistik bir olay olarak algılarlar.”

-Sigmund Freud, 1905

Freud S&M’i psikolojide ilk olarak ele alanlardandır. Freud bu konu üzerinde 20 yıl boyunca araştırmalar yapmış, teorileri birbiriyle çakışarak çelişkiler labirenti oluşturmuştu. Fakat onun için tek değişmez durum: “S&M bir hastalıktır.”

Günümüzde psikoloji camiası, sadomazoşizmi hastalık olarak görmemektedir. Fakat S&M’den faklı olarak cinsel sadizm gerçek bir problemdir. Montreal Üniversitesi psikoloji Bölümü Başakanı Dr. Luc Granger; Quebec’de bulunan Lamacaza Hapishanesinde cinsel saldırganların yoğun tedavisi programı geliştirmiş aynı zamanda S&M camiası ile ilgili araştırmalar yapmıştır. Ona göre: “ İki grup birbirinden çok farklıdır. Sadomazoşizm; olayın içinde yer alan tarafların rızası ile yapılan güç değiş tokuşu iken, cinsel sadizm; karşısındaki istemediği halde baskın tarafın acı uygulayarak veya empoze ederek aldığı zevk türetmesidir.

Kuzey Amerika’da workshoplarda S&M öğreten profesyonel dominatriks Lily Fine şöyle demektedir: “ Canını yakabilirim fakat sana zarar vermem: Senin gitmek istediğinin ötesine gitmem.”

Yapılan araştırmalarda S&M’in zararsız olduğu ve hastalık olmadığının kabul edilmesine rağmen, Freud’un varisleri S&M’i tartışırken, akıl hastalığını ima etmektedirler. New York Üniversitesinden klinik psikoloji profesörü M. Sheldon Bach, New York Freudian Birliğinde S&M bağımlısı kişiler üzerinde psikanaliz çalışmalarını yönetmektedir. Ona göre “ bu tip insanlar anal suiistimale veya dizlerinin üzerinde sürünmeye ve bir çizmeyi veya penisi yalamaya veya kim bilir daha neleri yapmaya zorlandıklarını hissetmektedirler. Aslında problem, bu tip insanların sevememeleridir. Ebeveynleri ile yaşadıkları sadomazoşistik ilişki nedeniyle S&M onlar için sevgiyi bulmanın tek yoludur.”

Ergin cinselliği ve çocukluk anılarının ilişkilendirilmesi

“Rol oynamama rağmen, kendimle olan iletişimimi daha iyi sağladığımı düşünüyorum. Bu sayede kendi iç görünümümü araştırabilmekteyim.” — Leanne Custer M.S.W AIDS danışmanı

Sosyal Bilimler araştırma konseyinden cinsellik araştırma gönüllüsü Meredith Reynolds, Ph.D: “Çocukluk deneyimleri bir kişinin cinsel bakış açısını şekillendirebilir” diye teyid etmektedir ve “Cinsellik, ergenlikle ortaya çıkmaz, bir kişinin kişiliğini oluşturan diğer parçalar gibi; cinsellik de doğumla başlar ve hayat boyu gelişim gösterir.”

Reynold’un teorisi, kırbaçlı bir sahibe veya çizme yalayan bir köle olma dürtüsünü daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Örnek olarak, Eğer bir çocuk vücudundan utanç duyduğunu düşünüyorsa, vücudunu düşünsel olarak kendinden ayırmayı öğrenebilir. Yaşın ilerlemesine ve artan cinsel deneyimlere rağmen, kişiliği vücuttan kopma isteğini saklı tutmaktadır. Sadomazoşist oyun köprü rolü oynayabilir: Çıplak vücuduyla karyola başlarına deri dizginlerle bağlanarak cinselliğine kavuşmaya teşvik edilebilir. Dizginler, çaresiz çırpınışlar, acı, sahibinin ona “ne kadar iyi bir kölesin” demesi; kişinin cinsel kişiliği ile vücudunun iletişiminin başlayabilmesine yol açan işaretlerdir.

Çok iyi bir örnek olarak Marina; altı yaşında iken kendisinden okulda ve sporda başarılı olmasının beklendiğini hatırlamaktadır. Duygularını ve arzularını bir yana bırakma yolunu seçerek başarıya odaklanmayı öğrenmişti. Marina “ Daha çok gençken arzuların çok tehlikeli olduğunu öğrenmiştim” diyor. Aslında mesajları ebeveynlerinden almıştı. Annesi duygularına yenik düşecek seviyede depresifti. Babası da sağlık konusunda saplantılı ve diyetinden asla ödün vermiyordu. Marina cinsel arzular hissetmeye başlayınca, yetişme tarzıyla şekillenen içgüdüleri bunun ne kadar korkunç ve ne kadar tehlikeli olduğunu söylüyordu. “Bu sayede anorexic (yememe hastalığı) oldum” diyor ve ekliyor. “ Anorexic olunca arzularını hissetmiyor, sadece panik içerisindeki vücudunu duyuyorsun.”

İleriki yıllarda Marina erginleşmiş ve yememe hastalığından kurtulmuştu ve S&M arzuları yoktu, ta ki bir akşam partnerinden kendisini elleriyle boğarak nefessiz bırakmasını isteyene kadar. “Dudaklarımdan bu sözlerin çıktığına inanamıyordum.” Bazen seks sırasında hissettiği tereddütler ve kopmalar bir yana, partnerine vücudunun tüm kontrolünü vermesiyle kendinin cinsel bir varlık olabildiğini hissedebiliyordu. “Başlangıçta partnerim bu duruma sıcak değildi ama şu an öyle. S&M, klasik seksimizi de olumlu etkiledi. Çünkü cinsel yönden birbirimize daha çok güveniyor ve isteklerimiz konusunda daha iyi iletişim kuruyoruz.”

Modern Batı Egosundan Kaçış

“alkolün etkisi nasılsa, sadomazoşizm de bir yolla insanlara kendilerini unutturur.”

- Roy Baumeister, Ph.D, Psikoloji Profesörü, Case Western Reserve Üniversitesi.

İtibarı ve kontrolü maksimize etmek insanın doğasında vardır: Kişiyle ilgili çalışmaların ana konusu bu iki prensiptir. Kariyerinin kişi ve kimlik üzerine odaklayan Baumeister için, mazoşizmin bu iki temel prensibe tamamen ters düşmesi nedeniyle çözülmesi gereken çok ilginç bir bulmacadır.

Çeşitli dergilere yazılan S&M ilintili mektupların analizlerinden, Baumeister: “ Mazoşizm, kişilerin normal kimliklerini geçici olarak kaybetmelerine yardımcı olan bir dizi tekniklerdir” demektedir. Modern Batı egosu, son derece karmaşık yapısı ile bireyler üzerindeki talepleri ve baskıyı tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar arttırmıştır.

---------
blog alıntısıdır..

Sınırların sınır olmaktan çıkıp gerçek oldugu an,
Ruhunun Ruhuma DİZ ÇÖKTÜGÜ ANDIR..!!

 
Gönderildi : 21 Kasım 2008 01:05
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Kendi kültürümü yani D/s cinsellikle iç içe görmesemde teknik olarak değil psikolejik olarak ele almadan edemeyeceğim.

Evet göz ardı etsekde bir çok unsur içinde çeşitli cinsel duygular barındırır. Bence fiziksel cinsellikten öte yaşamın ruhani yapısı önemli faktördür. Bunun neticesinde her on kişiden birinin Sadomazo olmasıona bakmam.

Bakmak istediğim nokta bu yaşam formunu kendi kültürü kendi örfü ve kendi doğrularında sağlıklı yaşamaya çalışan kişileri değerlendirmektir.

Bu bağlamda yüzde bir olsun aklı selim olsun demekten kendimi alamayacağım.

Bilgiler için teşekkürler LADY SADE Smile

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 21 Kasım 2008 04:23
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL