1 Aralık dünya AIDS günü
1 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor. Dünya için giderek önemli bir tehlikeye dönüşen ve 22. Yüzyılla birlikte Afrika başta olmak üzere geri kalmış ülkelerde ortalama yaşam süresinin 30'un altına düşebilme beklentisinden olsa gerek ülkemizde de konu ilk kez ciddiyetle ele alındı. Dünya Sağlık Örgütü 2002 Raporunda her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor. Tespit edildiği 1981 yılından bu yana 40 milyon kişinin yakalandı. 29.6 milyon kişinin ölümüne neden oldu. AIDS, özellikle kadınları ve gençleri tehdit ediyor.
Dünya AIDS Günü ilk kez 1988 yılında yapılan uluslararası konferansta ilan edildi. Bugün, hükümetler, kişi ve kuruluşlara AIDS’le mücadelenin önemini bir kez daha vurgulamak için fırsat oluşturuyor. AIDS’in en hızlı arttığı bölgeler Doğu Avrupa ve Orta Asya.Bu yıl bu iki bölgede AIDS virüsü alanların sayısı 250 bindi. Asya ve Pasifik bölgesinde de H-I-V virüsü taşıyanların sayısı 7 milyon. Sadece Çin’de Aids virüsü taşıyanların sayısı bir milyon. Hindistan’da dört milyon kişi, H-I-V virüsü taşıyor. Birleşmiş Milletler 2005 yılına kadar uluslar arası alanda AIDS’le mücadele için en az 2 milyar dolar gerektiğini bildiriyor. Şu anda AIDS’le mücadele programları için harcanan paraysa yılda üç yüz milyon dolar. Türkiye’de şu anda 431 AIDS’li, 998 taşıyıcı var, bunların 448’i kadın.
AIDS HAKKINDA BİLGİ
AIDS sözcük anlamı olarak edinsel (sonradan kazanılmış-doğumsal olmayan) bağışıklık yetmezliği sendromu demek oluyor. Bu hastalıkta vücudun bağışıklık sistemi tamamen çöküyor. Bağışıklık sistemi vücudu başta enfeksiyonlar olmak üzere çeşitli hastalıklara karşı koruyan bir yapı olduğu için, kişide yaşamı tehdit eden hastalıklar ortaya çıkmaya başlıyor. Hastalık etkeni HIV virüsü. Enfeksiyon oluştuktan sonra kan tetkiklerinde bu virüse karşı gelişmiş antikorlar aranıyor. Maalesef hastalığa yakalanmış bir kişi hiç bir belirti olmasa da diğer kişilere bulaştırabiliyor.
Belirtiler olarak aşırı kilo kaybı, ciddi akciğer enfeksiyonları, değişik tip kanserler, sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Bu belirtiler bazı kişilerde iki yıl içinde ortaya çıkabilir, bu süre 10 yıla kadar uzayabilir.
HIV (+) kişi demek bu virüsün bir şekilde bulaşmış olduğu kişi anlamına geliyor. Ancak bu kişinin gerçek AIDS tanısını alması kandaki CD4+ T hücre sayısının (virüsün tutunduğu ve yok ettiği bağışıklık hücreleri) mm3 de 200'ün altına düşmesiyle onaylanıyor. Yine kandaki HIV virüsü miktarı da arttıkça kişinin AIDS'e doğru ilerlemesi çabuklaşıyor.
Tedavide amaç kişinin kanındaki virüs miktarını azaltmaktır. Birçok hastada 12–16 haftada kandaki seviye önemsiz oranlara kadar indirilebiliyor. Ancak tedavinin gidişi kişilere göre çok farklılık gösteriyor. Tedavi konusunda çalışmalar devam ediyor. Son uygulama olan üçlü tedaviden başarılı sonuçlar alınmış. ARV adı verilen bu yöntemde uygulama yine de çok zor ve pahalı. Hastalar günde 15–20 tablet yutmak zorunda kalıyor. Aşı çalışmaları şimdilik başarılı sonuçlar vermese de devam ediyor.
Güvenli cinsellik, partner sayısının sınırlı tutulması, kan nakillerinde dikkat ve ortak yaşanılan ortamlarda vücut sıvıları veya kanla temasa etmemeye azami özen gösterilmesi başlıca korunma faktörleri.
ÜLKEMİZDEKİ DURUM
224 Sayılı Hıfzısıhha Kanununa göre AIDS bildirimi zorunlu bir hastalık ama gizlilik içinde sır saklama ilkesi ihmal edilmeden, isimsiz bildirim yapılması gerekiyor. Türk Ceza Kanunu açısından AIDS bulaşıcı hastalıklar arasında değerlendirilmediği için hastalara resmi işlem yapılması yükümlülüğü yok.
Sağlık Bakanlığının istatistiklerinde ülkemizde toplam 1429 kayıtlı hasta belirlenmiş. 981 erkek, 448 kadın hasta. Türkiye'de hastalık 1985 yılından beri gözleniyor. Metropol iller ile turistik illerde daha fazla hasta görülmekle birlikte, hasta saptanan il sayısı da 67 lere ulaşmış. Hastaların %20si yabancı uyruklu. Ancak inanılan o ki gizlenen olgular dâhil edilebilse rakamlar çok fazla büyüyecek.
Bu konuda tek olumlu gelişme ameliyat için hastaneye yatan her hastaya HIV testi de yapılması. Eğer sonuç (+) çıkarsa, kan hakem hastane olan Refik Saydam Enstitüsüne gönderiliyor. Orada da sonuç onaylanırsa sonrası karışık.
Yine de ülkemiz gerçekten Batı ülkelerine oranla bu konuda emniyetli sayılabilir. Yine de korku yüzünden gizlenen olguların olduğunu ve şimdilik göreceli olarak az da olsa hasta sayısının giderek arttığı unutulmamalı. Ezcümle aman tedbiri elden bırakmayınız.
AIDS'İN BELİRTİLERİ
HIV bulaştıktan sonra, AIDS hastalığı belirtileri kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre, 3-15 yıl, hatta bazen daha uzun bir süre sonra ortaya çıkar. HIV bulaştığı vücutta çeşitli hücrelere, özellikle CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlanan uçuk, pamukcuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük, tüberküloz, akciğer hastalıkları gibi belirtiler ortaya çıkar. Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalarda, HIV infeksiyonunu düşündüren önemli belirtilerdendir. Kesin tanı için anti-HIV testi yapılır.
AIDS NASIL BULAŞIR?
Korkmayın AIDS,
• Günlük yaşamda ve sosyal ilişkilerle,
• Öpüşme, dokunma, sarılma, el sıkışmayla,
• Herkese açık tuvalet, havuz, duştan,
• Başkalarının eşyalarını kullanmakla
• Sinek, böcek sokması, hayvan ısırmasıyla BULAŞMIYOR
AIDS üç yolla bulaşıyor. Cinsel ilişki, kan yoluyla ve anneden bebeğe. Bunların dışında AIDS'in bulaşması hemen hemen imkansız. AIDS'li kişi ile kucaklaşmak, el sıkışmak, kullandığı tabak, çatal, bardak gibi eşyaları kullanmak veya aynı sosyal ortamlarda bulunmak hatta aynı havuzu kullanmak bile hastalığın bulaşması için risk taşımıyor.
AIDS en çok cinsel ilişki yoluyla bulaşıyor. Cinsel ilişki sırasında cinsel organlarında ve makattaki zedelenmeler mikrobun vücuda girmesine neden oluyor. AIDS'in bulaşması için cinsel organların zedelenmiş olması da şart değil. En fazla risk altında olanlar ise kadınlar. Çünkü meni yüksek yoğunlukta mikrop içeriyor. Cinsel ilişkilerle önlenemez bir şekilde sessizce yayılan AIDS için tek çare ise güvenli seks, yani prezervatif.
AIDS diğer pek çok bulaşıcı hastalık gibi solunum yoluyla değil ancak kanla kişiden kişiye geçiyor. Kan ve kan ürünleri, organ ve doku nakli, tıraş bıçağı, diş fırçası ve enjektör paylaşımıyla bulaşıyor. Mikroptan arındırılmamış yani sterilize edilmemiş iğne, enjektör, makas, jilet hatta manikür-pedikür için kullanılan kesici aletler her zaman risk taşıyor.
Anneden bebeğe AIDS kan ve cinsel temas dışında anneden bebeğe de bulaşabiliyor. Hamilelikte, doğum sırasında veya anne sütü ile bebeğe geçebiliyor. Her yerde olduğu gibi Türkiye'de de annesinden AIDS mikrobu alan bebeklerin sayısı artıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugüne kadar annesinden AIDS mikrobu alan bebeklerin sayısı 6.
AIDS’TEN KORUNMA YOLLARI
Her türlü cinsel ilişkide prezervatif kullanın.
Cinsel partnerinizin geçmişinde böyle bir hastalık olmasa da korunun. Unutmayın partneriniz doğru söylemiyor olabilir.
Ne olursa olsun başka biriyle ortak enjektör kullanmayın.
Kan verirken ya da alırken, dişçi koltuğunda ve kuaförde kullanacağınız aletlerin sterilizasyonundan emin olun.
Hamilelikten korunmak için prezervatiften başka yöntemler kullanıyor olsanız da AIDS'i düşünerek partnerinize prezervatif kullanması için baskı yapın.
Başkasının özel aletlerini kullanmayın, kendi aletlerinizi kullandırtmayın . Eğer bu aletleri kullanmak veya kullandırmak zorunda kalırsanız bir daha kendiniz kullanmadan önce kolonya veya alkolle dezenfekte edin.
Evlenmeden önce AIDS testi yaptırın.
Cinsel geçmişini bildiğiniz bir partnerle 'tek eşli' yaşamanız AIDS'den korunmak için iyi bir yöntem.
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
Çok teşekkürler bu başlık için.... Umarım tüm herkes üşenmeden tüm yazıyı okur....
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Hatırlattığınız için teşekkürler. tabi yılda 1 kere hatırlamak yeterli değil. Ayrıca korunmadaki en etkili yöntem güvenilir biriyle tek eşli cinsel yaşam sanırım.
Ya da düzensiz ve çok eşli bir cinsel yaşamınız varsa kesinlikle prezervatif ile korunma.
Since my dear soul was mistress of her choice
And could of men distinguish, her election
Hath sealed thee for herself, for thou hast been....
Unutulmaması gereken tehlikeyi bu güzel başlık altında toparladığın için teşekkürler.
HIV/AIDS eskisi gibi anılmıyor, çünkü kurumların damgalama politikası yıkıma neden oluyor.
Devletler bunu artık basından saklıyor çünkü Kirli ve ilkel cinselliği çağrıştıran bu hastalık bazılarının süksesini bozan nitelikte.
Neyse ki ülkemiz de orta ve lise öğrencilerine konferanslar verilmekte. Ve üniversitelerde belli festivallerde broşürle beraber prezervatif dağılımı yapılıyor. Yeterli olup olmadığı ise tartışılır.
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
AIDS eskisi kadar gündeme taşınmasa ve medyada yer almasa da hala önemli bir sorun. Sanırım medyanın gündeme getirmemesinde en önemli nedenlerden biri eskiden tek tek olayların haber niteliği taşımasına karşın, şu an çok sayıda hıv+li oluşunun haber değeri taşımaması.
Bildiğim kadarı ile, AIDS'le Savaşanlar Derneği adı altında faaliyet gösteren ciddi bir dernek var. Başvuran hastalara tıbbi destekten psikolojik desteğe ve sosyalleşme olanağına kadar yardımı olan bir dernek.
Öte yandan testlerin 20 - 30 lira gibi rakamlarla (aslında ücretsizdir yasa gereği bildiğim kadarıyla) yapılmasına karşın, bildiğimde bulunulması gereken hastalıklar arasında olması ve anında kişinin özel hayatına, yakınlarına, iş ortamına kadar yansıtılması nedeniyle çok kişi test yaptırmaktan da kaçınıyor.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 8,992 Üyeler